Hüseyin MURADO?LU / MİHENK
İçte ve dışta hızlı gelişmeler yaşanmaya devamediliyor. Nerdeyse aynı anda beş-on gündemle çalkalanan bir kamuoyumuz olduğu için birkaç konuyu aynı anda ele almakta fayda görüyoruz.
KUZEY IRAK:
Son günlerde ki gelişmeler bölgede uzun zamandır tezgahlanan oyunun adım adım uygulanmaya devam ettiğini gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde, Türkiye uzmanı stratejist Alan Makovsky Kuzey Iraklı Kürt liderler şu soruyu soruyodu: "Saddam'a karşı Kerkük'ü ister misiniz?"
Bu sorunun muhataplarının verdiği cevabı sanırım söylememize gerek yok... İştahları kabartan bu teklif Irak'a olası bir ABD operasyonun sonuçlarını da anlatıyor bize. Saddam'a karşı, tıpkı Afganistan'daki Kuzey İttifakı gibi kullanılacak bu gruplara ödül olarak bir devlet vaat ediliyordu şimdide Kerkük...
Uzun zamandır bölgede de facto bir devletçikğin varlığından bahsetmek zaten mümkün. Ama Türkmenlerin yoğun bir şekilde yaşadığı bölgenin azınlığa verilmesi, ABD planlarında Türkiye'nin hassasiyetlerinin pek dahil edilmediğini gösteriyor.
KIBRIS
Haziran'a kadar bir anlaşmanın sağlanmasının istendiği ada da sıcak günler devam ediyor. Sıraya giren binlerce Rum AİHM'ye başvurarak kuzey tarafında kalan topraklarını istemektedir ve bu isteklerin ilki kabul edildi.
Bunun manası artık Avrupa'nın etkin olduğu her alanda, Türkiye'nin haksızlığının tescilidir. Yani; Avrupa bizi Kıbrıs'ta işgalci olarak gördüğünü teyit etmektedir. Ekonomik krizle abluka altına alındığımız şu günlerde; bu baskılara daha ne kadar karşı duracağız acaba?
EKONOMİ ve IMF
IMF girdiği her ülkede büyük bir kaosun, çıkacak bir sürü krizin habercisidir. Eğer bir ülkede IMF reçetelerinin uygulanmaya başlandığını duyarsanız orada kargaşa-kriz-anarşi haberlerini de beklemeye başlayın. Sömürü düzeninin ileri ucu IMF girdiği ülkelerdeki insanların insanca yaşam hakkı gibi romantik konularla ilgilenmediği için ,o ülkeyi alt üst etmekle kalmaz ayrıca insanları üzerinde de ağır psiko-sosyal hasarlara neden olur. Yaşadığımız bugünler de hala IMF'nin bir tarafımızı düzelten fakat; bin tarafımızı da bozan reçetelerinden kurtulmak için akılıca çözümler ve projeler üretmek zorundayız. Yoksa; tekrar eski hızını yakalayan dövizin yükselişi, bono faizlerinin durumu yakın bir krizin daha sinyalini veriyor.
FUTBOL
Milli takım tam manasıyla bir hayal kırıklığı yaşattı. Bu satırları yazarken öyle görünüyor ki; birinci turdan sonra eve döneceğiz. Yine de; futbolcuların ülkemizin tanıtımını epey bir yaptığını söylemekte fayda var. Şenol Güneş Hocanın takımı; Kostarika maçını alsaydı belki omuzlarda taşınacaktı ama şimdi en acımasız yorumların hedefi. Futbolun cilvesi de bu. Başarısız olursan gidersin. Bunu birde siyasette uygulayabilsek ne güzel olurdu...
İçte ve dışta hızlı gelişmeler yaşanmaya devamediliyor. Nerdeyse aynı anda beş-on gündemle çalkalanan bir kamuoyumuz olduğu için birkaç konuyu aynı anda ele almakta fayda görüyoruz.
KUZEY IRAK:
Son günlerde ki gelişmeler bölgede uzun zamandır tezgahlanan oyunun adım adım uygulanmaya devam ettiğini gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde, Türkiye uzmanı stratejist Alan Makovsky Kuzey Iraklı Kürt liderler şu soruyu soruyodu: "Saddam'a karşı Kerkük'ü ister misiniz?"
Bu sorunun muhataplarının verdiği cevabı sanırım söylememize gerek yok... İştahları kabartan bu teklif Irak'a olası bir ABD operasyonun sonuçlarını da anlatıyor bize. Saddam'a karşı, tıpkı Afganistan'daki Kuzey İttifakı gibi kullanılacak bu gruplara ödül olarak bir devlet vaat ediliyordu şimdide Kerkük...
Uzun zamandır bölgede de facto bir devletçikğin varlığından bahsetmek zaten mümkün. Ama Türkmenlerin yoğun bir şekilde yaşadığı bölgenin azınlığa verilmesi, ABD planlarında Türkiye'nin hassasiyetlerinin pek dahil edilmediğini gösteriyor.
KIBRIS
Haziran'a kadar bir anlaşmanın sağlanmasının istendiği ada da sıcak günler devam ediyor. Sıraya giren binlerce Rum AİHM'ye başvurarak kuzey tarafında kalan topraklarını istemektedir ve bu isteklerin ilki kabul edildi.
Bunun manası artık Avrupa'nın etkin olduğu her alanda, Türkiye'nin haksızlığının tescilidir. Yani; Avrupa bizi Kıbrıs'ta işgalci olarak gördüğünü teyit etmektedir. Ekonomik krizle abluka altına alındığımız şu günlerde; bu baskılara daha ne kadar karşı duracağız acaba?
EKONOMİ ve IMF
IMF girdiği her ülkede büyük bir kaosun, çıkacak bir sürü krizin habercisidir. Eğer bir ülkede IMF reçetelerinin uygulanmaya başlandığını duyarsanız orada kargaşa-kriz-anarşi haberlerini de beklemeye başlayın. Sömürü düzeninin ileri ucu IMF girdiği ülkelerdeki insanların insanca yaşam hakkı gibi romantik konularla ilgilenmediği için ,o ülkeyi alt üst etmekle kalmaz ayrıca insanları üzerinde de ağır psiko-sosyal hasarlara neden olur. Yaşadığımız bugünler de hala IMF'nin bir tarafımızı düzelten fakat; bin tarafımızı da bozan reçetelerinden kurtulmak için akılıca çözümler ve projeler üretmek zorundayız. Yoksa; tekrar eski hızını yakalayan dövizin yükselişi, bono faizlerinin durumu yakın bir krizin daha sinyalini veriyor.
FUTBOL
Milli takım tam manasıyla bir hayal kırıklığı yaşattı. Bu satırları yazarken öyle görünüyor ki; birinci turdan sonra eve döneceğiz. Yine de; futbolcuların ülkemizin tanıtımını epey bir yaptığını söylemekte fayda var. Şenol Güneş Hocanın takımı; Kostarika maçını alsaydı belki omuzlarda taşınacaktı ama şimdi en acımasız yorumların hedefi. Futbolun cilvesi de bu. Başarısız olursan gidersin. Bunu birde siyasette uygulayabilsek ne güzel olurdu...