'Gerekçeli karar' depremi
Cuma günü açıklanan şike davasının gerekçeli kararı, gözleri bir kez daha 2010-2011 Süper Lig Sezonunun gerçek şampiyonunun kim olduğu sorusuna çevirdi
11.08.2012 00:00:00
HABER MERKEZİ
Şike davasının gerekçeli kararı sonunda açıklandı. 682 sayfalık gerekçeli karar dikkatlice analiz edildiğinde Fenerbahçe'nin 2011 - 2012 Süper Lig sezonunda şike yaptığı ortaya çıkıyor. Gerekçeli karar açıkça Trabzonspor'un şampiyonluğunun gasp edildiğine ise şu çarpıcı ifadelerle işaret ediyor: "Fenerbahçe, şike ve teşvik eylemlerinden haberdar dahi olmayan teknik adamının ve çoğu futbolcusunun emek ve çabaları yanında, sanıkların üstün (!) gayretleri sonucu Trabzonspor ile aynı puanda olmasına rağmen ikili averaj üstünlüğü ile ligi şampiyon olarak tamamlamıştır!"
'Örgüt, şike ve teşvik' suçlarından 6 yıl 3 ay hapis cezası alan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın aralarında bulunduğu 48 sanık ile beraat eden 44 sanık hakkındaki gerekçeler İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlandı. 682 sayfalık gerekçeli kararda Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci ile üye hakimler Hikmet Şen ve Bülent Kınay'ın imzası bulunuyor.
Futbol sadece futbol değildir
Futbolla ilgili çarpıcı rakamlara da yer verilen gerekçeli kararda, futbol kulüplerinin tüm dünyada ürettiği gelirin yıllık 24 milyar dolara ulaştığı, ülkemizdeki futbol pastasının büyüklüğünün 820 milyon dolara yükseldiğine işaret edildi. Gerekçeli kararda, şu görüşlere yer verildi: “Alan hakimiyeti bakımından dünyada olduğu gibi Türkiye'de de büyük bir yaygınlık kazanan futbolda söz sahibi olma yarışı özellikle çıkar amaçlı suç örgütleri açısından dikkate değer bir boyut kazanmıştır. İşte bu takdirde şiddetten, küfürden, kara paradan uzak, çıkar amaçlı suç örgütü üyelerinin boy gösteremediği temiz futboldan söz edilebilir. Özetle Simon Kuper'in dediği gibi, 'Futbol Asla Sadece Futbol Değildir."
Her türlü delil var
Azizi Yıldırım'ın suçlarını perdelemek istediği görüşüne yer verilen gerekçeli kararda, yapılan yargılama ve verilen hükmün spor kulüpleri ve yönetimlerine yönelik olmadığını dikkat çekildi. Mahkeme telefon kayıtlarının delil olamayacağı yönündeki itirazlara ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Evet Yüksek Yargıtay'ın istikrar kazanmış içtihatlarından da anlaşılacağı üzere telefon görüşmeleri tek başına delil olamaz, telefon görüşmelerinin delil olarak değerlendirilmesi için görüşmelerin yanında bu görüşmelere ilişkin bir suç olgusunun bulunması gerekir.
Bu bağlamda davaya konu olay ve olaylara değinmek gerektiğinde dosyada sadece telefon görüşmeleri bulunmamaktadır. Şike ve teşvik girişimlerine ilişkin telefon görüşmeleri, buluşmalar ve para nakli söz konusu olup, söz konusu görüşmelerin (şike ve teşvik anlaşmalarının ya da teşebbüslerinin) maç öncesinde vuku bulduğu, bu görüşmelere konu maçların yapıldığı, dolayısıyla telefon görüşmelerine konu olguların dosyada bulunduğu açık ve nettir. Dolayısıyla burada yalnızca telefon görüşmesi yapılmamıştır."
TFF, Yıldırım'dan çekiniyor
Kararda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı ve yöneticilerinin suç örgütü lideri Aziz Yıldırım'dan çekindikleri hususunda dosyada çokça telefon görüşmesinin bulunduğu, bu görüşmelerde, TFF yöneticilerinin Fenerbahçe'nin yenildiği maçlarda Aziz Yıldırım'ın kendilerine ulaşıp küfür ve tehdit etmesinden korktukları ve maç sonrasında telefonlarını kapattıkları belirtildi. Kararda, Yıldırım'ın TFF üyeleri ile yaptığı küfürlü telefon konuşmalarına da yer verildi.
Aziz Yıldırım şikeye neden başvurdu?
Soruşturmanın yürütüldüğü sezondaki ligin ilk yarısında oynanan müsabakalar sonunda lider Trabzonspor'la oluşan puan farkının şampiyonluk ihtimalini azalttığının ifade edildiği kararda, şu ifadelere yer verildi: “Bu da Fenerbahçe camiası içerisinde sezon sonu yönetimin değişebileceği söylentilerine yol açmaktadır.Ülkemizdeki futbol pastasının büyüklüğünün 820 milyon dolara yükseldiği ve büyükçe bir diliminin Fenerbahçe'ye ait olduğu bir ortamda, Fenerbahçe Spor Kulübünün yönetimini bırakmak istemeyen ve bu gücü elinde tutmak isteyen Aziz Yıldırım, 2010-2011 sezonunun ikinci yarasında şike ve teşvik faaliyetlerine başlamıştır. Sanık Aziz Yıldırım bu amacı gerçekleştirmek için Fenerbahçe Spor Kulübünün resmi yönetiminde görev yapan diğer üyelerin (İlhan Yüksel Ekşioğlu, Alaeddin Yıldırım ve Şekip Mosturoğlu hariç) bilgi ve rızaları dışında illegal bir yapı/örgüt kurmuştur.
Nitekim Spor Toto Süper Ligin ilk yarısının sonunda Trabzonspor'un 9 puan, Bursaspor'un ise 4 puan gerisinde olan Fenerbahçe, şike ve teşvik eylemlerinden haberdar dahi olmayan teknik adamının ve çoğu futbolcusunun emek ve çabaları yanında, sanıkların üstün (!) gayretleri sonucu Trabzonspor ile aynı puanda olmasına rağmen ikili averaj üstünlüğü ile ligi şampiyon olarak tamamlamıştır. Şüphesiz böyle bir süreç ve sonuç öngörülemeyeceğinden, sanıkların belli bir suç işlemek amacından söz etmek mümkün olmayıp, belirsiz sayıda suçun işlenmesi amacıyla iştirak boyutunu aşan bir yapıda bir araya geldiklerinin kabulü gerekmektedir."