Yılın "Giresun mevsimi''ndeyim.Her sene, Ağustos'un ilk haftası ile Eylül'ün ilk haftası arasındaki zaman benim için "Giresun mevsimi''dir.Av yasağının bitmesinden önce Ada yakınlarında oltacıların tuttuğu çingene palamutları gösterir kendini balıkçı tezgâhlarında.Sonra yavaş yavaş Erzincan'ın kara üzümüVe de "kırmızı'' kışlık soğan.Palamut, kara üzüm ve de kırmızı soğan?Fındık zamanı ey millet, fındık zamanı..Bu sene "finduk'' da iyi, fiyatı da..Yalnız okulların açılmasından ve Alamancıların dönüşünden önce bunlar tez elden paralarımızı alıp da işimize bakalım diye fındığı pazara çok indirince fiyat biraz düştü. Bizim gibi yerliler de ya ağırdan almaya yahut "emanet''e vermeye başladı..Fındık iyi, çoluk çocuk harmanda.. Ya patozda, yahut seçip savurmada..Ama Giresun yanıyor ey millet.. Alev alev, cayır cayır yanıyor.Ateş bacayı sardı.Televizyonda görüp "Çayda çıra'' oynamaya kalkan üç ilkokul çocuğunun ellerinden mumlar yere düşünce, alevler birden çevreyi sarmış, üç aydır yağmur görmeyen otlar, bahçeler, ağaçlar tutuşuvermiş.."Yeni Hükümet Konağı''nda başlayan yangın tez zamanda Fiskobirliğe, Belediye'ye ulaşmış, Kale'yi, Hacı Hüseyin'i tehdit eder hâle gelmiş.Bağrımız yanıyor ey millet ve bizler de ellerimiz böğrümüzde ancak seyrediyoruz.Giresun'un Valisi hemen işe vaziyet etmiş, başka yangınlar da olmasın diye öncelikle "çayda çıra''yı yasaklamış..Sonra da sırasıyla, insanlar birbirini bıçaklar diye Erzurum'un Hançer Barı'nı; Turistler korkar da gelmez yahut kitlesel katliam olur diye Bursa'nın Kılıç Kalkan Oyununu da yasaklamış Vali?Elimde bir belge var kıymetli okuyucu.., 26 Haziran 2005 tarihli..Belediye Başkanlığı ile İlçe Kaymakamlıklarına ve İl Jandarma Alay Komutanlığı ile Emniyet, Milli Eğitim ve Kültür-Turizm Müdürlüklerine "gereği için'', Jandarma Bölge Komutanlığı ile Cumhuriyet Başsavcılığına da "Bilgi için'' gönderilmiş.İmza hanesinde, Şükrü Kocatepe-Giresun Valisi yazıyor.Okuyoruz:"Milli Bayramlar, kutlama ve anma günleri ile özel programlar ve karşılamalarda folklör ekiplerinin av tüfeği ile kuru sıkı attıkları görülmektedir.Kuru sıkı da olsa resmi kurum ekiplerinin bu tür davranışları özendirici etki yapmakta, insanları tedirgin eden, güvensizliğe iten, zaman zaman üzücü konulara da neden olan bu olumsuz geleneğin sürdürülmesi eğilimini arttırmaktadır.Bu nedenle Valiliğimizce 5442 Sayılı İl İdaresi Kanununun 11/C maddesi uyarınca hiçbir tören ve gösteride kurusıkı tabanca, av tüfeği patlatılmamasına, İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğünce önleyici tembih ve tedbirlerin uygulanmasına karar verilmiştir.Gereğini önemle rica ederim.''Pes?Bu Giresun hakikaten şanssız bir "Vilayet''..Bir Vali geliyor Osman Ağa'nın Mezar taşını söküp, kazıtıyor; başkası geliyor, şehre gelen Denktaş'ın Osman Ağa'ya çıkmasını engellemeye çalışıyor.Başkası da en az yüzyıllık (tüfek ne zaman icat oldu?) bir geleneği, Çandır Tüfek oyununu yasaklıyor. "olumsuz gelenek'' diyor.Altı aylık Vali, Giresun'un geleneklerinin hangisinin uygun, hangisinin uygunsuz olduğuna karar verecek yetki, görgü, bilgi ve yeteneği, yetkiyi kendisinde buluyor.Her makam ve memuriyetten düğün magandalarının ellerinden tabancayı alamayan Valinin gücü, halkoyunu ekibindeki öğrencilerin belindeki kuru sıkı silahlara yetiyor.Artık "Çandır Tüfek'' ile "Giresun karşılamasındaki Bıçak Oyunu'' oynanmayacak..Cürete bakın.Gerekçe ne?"İnsanları tedirgin ediyormuş, güvensizliğe itiyormuş, üzücü konulara neden oluyormuş..''Lâf..İller yasası'na göre tanınan yeni yetkiyle dağlarda terörist avlaması gereken Vali, kurusıkı atışlardan tedirgin oluyormuş. Ben Giresun'da o atışlardan tedirgin olan ilkokul çocuğuna rastlamadım.. O atışların hiç birisinin üzücü konulara neden olduğunu duymadım. Halkın kendisini güvensiz değil, bilakis silahla "kanuni sınırlar içinde'' güvende hissettiğine tanık oldum. Vali acaba bu oyunlar dolayısı ile güvenlik güçlerinin kayıtlarına geçmiş kaç tedirgin olma, üzücü konulara neden olma ve güvensizlik olayı olduğunu açıklayabilir mi? Açıklayamazsa ve eğer böyle bir bilgi-belge-kanıt yoksa alınan karar tamamen "keyfidir''. Peki Vali'nin karargahında hiç mi vahameti fark eden, aklı eren bir müdürü, yardımcısı yoktu da "Valim, bu iş yanlıştır'' demedi? Yazının başındaki espriye dönelim.. Şimdi Kocatepe eğer Bursa'ya giderse Kılıç Kalkan'ı, Erzurum'a giderse de Hançer barını mı yasaklayacak? AB yolunda 3 Ekim için daha ne kılıklara gireceğiz? Halk kültürümüzün, folklorumuzun nasıl, ne ölçüde olacağına Valiler mi karar verecek? Stalin veya Hitler folkloru, halk bilimini düzenleyecek kararlar almış mıydı hemen araştırmaya başlayacağım. Şimdi vilayetten ikinci bir genelge beklemek hakkımızdır. Kutlamalarda hangi oyunlar serbest, hangi şarkı ve türküler söylenebilir? Hangi sanatçılar yasaklı, hangileri serbest.. Ölüm, doğum, kız isteme, yemek pişirmede hangi âdetlere ağırlık verilmeli, hangisi sakıncalıdır? Şehit Mezarları başında, manganın havaya kuru sıkı atışları da yasak bundan böyle değil mi? Allah korusun ya birisi "tedirgin olup, güvensizlik duyarsa''? Giresun'a; Osman Ağa'nın mezar taşlarıyla ve halkoyunlarıyla, gelenek-görenekleriyle uğraşan valileri; Kocatepe'de 42 ve 47'inci Alay Şehitliklerini gezerken etrafındakilere alçak sesle "Ali Şükrü Paşa da buralarda savaşmıştı, değil mi'' diye soran Belediye Başkanları olduğu sürece, vah Giresun'a! Yazık oluyor Giresun'a.. Yazık oluyor "vücut dilinden anlayan'', "AB'ye itiraz etmeyen'' oligarşik bürokratlarıyla bu şehre.. AB için kılıktan kılığa sokulmak istenilen bu bin yıllık Türk şehrine.. Gelenekleriyle oynayıp, kişliliksizleştirdiğiniz, kimliksizleştirdiğiniz hemşehrilerin elde kalacak hangi kültürleriyle Şebinkarahisar-Dereli-Kulakkaya'da terörist avlayacaksınız? Giresun'un bağrı yanıyor? Hüseyin Mümtaz http://www.giresungazete.net/