logo
25 NİSAN 2024

Gürüz'ün TSK ziyareti onay görmüyor

17.09.2003 00:00:00
YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün geçtiğimiz hafta Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ı ziyaret etmesi ve Yalman'ın görüşmede "YÖK Yasa Taslağına karşı tepkinizi üniversitelerin açılışlarında koyun" şeklinde öneride bulunması köşe yazarlarınca tartışılmaya devam ediyor.

Yazarların tamamına yakını, Gürüz'ün YÖK Yasa Tasalğı'na karşı Genelkurmay'dan destek aramasını "hayra alamet bir gelişme" olarak değerlendirmiyor. Öte yandan, TSK'nin demokratik teamülleri aşarak üniversitelere müdahele etmesi de tasvip edilmiyor. Bu çerçevede şu görüşü öne çıkartmak mümkün: "Nasıl ki siyasetin üniversitelere karışması arzu edilmiyorsa, TSK'nin da bu kuruluşlara müdahele etmesi kabul edilemez."

Gelişmeye ilişkin 4 köşe yazarından görüşleri aktarıyoruz şimdi. Yazarların altında yer alan başlıklar bize ait...

İSMET BERKAN-RADİKAL

TSK'nın taslakla bu şekilde ilgilenmesi doğal değil

"Yüksek Öğrenim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ile beraberindeki bazı rektörlerin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman tarafından davet edilmeleri pek hoş bir görüntü değildi. Tam da YÖK Yasası değişikliği tartışmalarının ortasına denk gelen bu görüşme beklendiği gibi bazı eleştirilere yol açtı ama unutulmaya da yüz tuttu.

Daha doğrusu tam unutulmaya yüz tutmuştu ki, Genelkurmay Genel Sekreterliği'nden yapılan bir yazılı açıklama tartışmayı yeniden

alevlendirdi ve genişletti.

Genelkurmay'a göre Kara Kuvvetleri Komutanı'nın yaptığı bu görüşme

Genelkurmay'ın bilgisi dahilinde ve onayıyla yapılmıştı, ayrıca 'bünyesinde 21 yükseköğrenim kurumunu barındıran' TSK'nın eğitim meseleleriyle ilgilenmesi doğaldı.

Kimse kusura bakmasın ama hayır, TSK'nın YÖK yasa değişikliği tartışmalarıyla bu biçimde ilgilenmesi doğal değildir.

Bakın, gerek Kara Kuvvetleri Komutanı'nın yaptığı görüşme ve gerekse Genelkurmay'ın yazılı açıklaması sonrası demokratik ortamda yürütülen tartışmanın doğası tepeden tırnağa değişti.

Ortada gayet medeni ölçülerde devam eden ve bir sonuç alınabilecekmiş gibi duran bir tartışma var. Bu amaçla Üniversitelerarası Kurul hükümetin tasarısına karşı bir tasarı hazırlama kararı aldı, hükümet de onu beklemekten yana.

Bu amaçla Türkiye üniversitelerindeki 80 bin öğretim elemanından görüş alınacağını bizzat YÖK Başkanı açıkladı.

Hükümetin tasarısına muhalefet partisi karşı, basın karşı, üniversiteler karşı, diğer siyasi partiler karşı...

Bu, son derece sağlıklı bir demokratik ortamı gösteriyor. Bir demokraside bu denli hayati bir yasa nasıl yapılırsa, nasıl tartışılırsa Türkiye de öyle yapıyordu. Taa ki işin içine asker girene kadar.

Şimdi birdenbire tartışmanın doğası değişti. Şimdi konu ansızın hükümetle asker arasında bir bilek güreşinin aday konularından biri haline geldi. Hükümet yasayı değiştirse bir türlü, geri çekilse bir türlü...

Oysa o yazılı açıklama olmasaydı."

MURAT YETKİN-RADİKAL

Irak'a asker göndermeyi hükümete bırakan TSK,

eğitime nasıl el atar?

"Tartışma üniversite bünyesindeki görüş ayrılığını da su yüzüne çıkardı. Gürüz'le birlikte Yalman'a gidenler arasında olan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, komutana gitmelerinin ne yadırganacak, ne de büyütülecek bir yanı olduğu görüşünde. YÖK Genel Kurulu üyesi Prof. Dr. Ülkü Arzak ise, tam tersine, temasın normal olmadığını, bu görüşme öncesinde diğer YÖK üyelerinin dahi görüşünün alınmadığını söylüyor. Öğretim Üyeleri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Kadri Erdin de Gürüz'ü bu nedenle eleştirenler arasında.

Bu tartışmada tehlikeli bir yan var.

O da Genelkurmay açıklamasının son bölümünde dikkat çekilen konuyla ilgili. Cümle şöyle: "TSK, Anayasamızın 42'inci maddesinde de açıkça ifade edildiği gibi 'Türkiye'de eğitim ve öğretim Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetim ve denetimi altında yapılır' ilkesini yürekten benimsemektedir."

Tehlike, bu cümlenin Gürüz ve sekiz rektörün Yalman'a gitmesini eleştiren ya da tartışan herkesin, sanki Anayasa'nın 42'nci maddesine, eğitimin Atatürk ilkeleri, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre yapılmasına karşı olduğu şeklinde yorumlanmasıdır. Mevcut YÖK Yasası, YÖK yönetimi ve onun uygulamalarına ilişkin her eleştirinin sanki laik Cumhuriyet ve demokratik rejime karşı işlenmiş bir Anayasa suçu imiş gibi değerlendirilmesidir. Asli görevi arasında olan Irak'a asker gönderme gibi hayati bir konuda kararı hükümete bırakma olgunluğunda olan TSK'nın eğitim politikasını hükümetin elinden alma gibi bir niyeti olduğunu kimse öne sürecek durumda değil."

TAHA AKYOL-MİLLİYET

Üniversitelere asker de karışmasın!

ASKER YÖK'e niye karışır? Şu kadar askeri okul olduğu için değil, irtica endişesinden dolayı...

Onun için Komutan (Aytaç Yalman) diyor ki:

"Üniversite açılışlarında mesaj verin!"

Ama komutanın istediği klasik "mesaj", toplumun sadece bir kesiminin görüşüdür. Akademik camiada bile çok farklı görüşler var.

Üstelik akademik camia ve onu temsilen Üniversitelerarası Kurul uzlaşma yanlısı, tamamen 'serbest' bir üniversite yanlısı! Sadece iktidarın değil, 'devlet'in de karışmayacağı bir YÖK yanlısı...

Marjinal irticai gruplar yok mu? Var elbette... Ama, şehirleşmenin, ticarileşmenin, eğitimin, dışa açılmanın, bir kelimeyle orta sınıfın bu kadar geliştiği, türbanın bir orta sınıflaşma simgesine dönüştüğü bir ülkede hiç irtica "tehlike" haline gelebilir mi?!

Bunun cevabını tarihî metinlerde bulamayız. Cumhuriyet'in 'cumhur'u tanıması, yani devletin milleti doğru teşhis etmesi gerekir: Bu da eğitim, şehirleşme, ticarileşme gibi süreçlere ilişkin sosyal bilimsel araştırmalarla mümkün olur.

Bunu kim yapacak? Üniversite! Siyasi iktidarın da, MGK'nın da etki altına alamayacağı, akademik dünyanın çoğulculuğuna sahip bir üniversite...

Bırakınız, öyle bir üniversite olsun...

YALÇIN DO?AN-HÜRRİYET

YÖK sıkışınca askerden yardım istedi!..

"Yaklaşık kırk sayfa. Genelkurmay Başkanlığı, YÖK tasarısıyla ilgili eleştirilerini kırk sayfada topluyor ve Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderiyor.

Asker ve YÖK tasarısı?.. Bir çiçekçi ile astronot olmak arasında ne kadar ilgi varsa, askerle üniversite tasarısı arasında da o kadar ilişki var!.. Ancak, askeri konuya dahil eden, ne yazık ki, siviller. Üstelik, başta YÖK Başkanı, bazı rektörler.

Geçen hafta YÖK Başkanı ile bazı rektörler Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından davet ediliyor. Görüşmede YÖK Başkanı Kemal Gürüz, komutandan YÖK tasarısını engellemek konusunda destek istiyor. Komutan da, destek sözü veriyor.

Sıkıştığını hissettiği anda, askere sığınmak, askere şikayet etmek!. Akademik anlayış açısından yüz karası. Üniversite özerkliği açısından vahim!.. Sivil mantığın iflası!..

Siz hiç duyuyor musunuz?.. Fransa, İtalya, Almanya, İrlanda, Portekiz, İsveç, herhangi bir AB ülkesinde, bir kuvvet komutanının, o ülke hükümetinin hazırladığı üniversite tasarısı hakkında bilgi almak üzere, bazı rektörleri davet ettiğini ve makamında görüştüğünü?..

Ama, Türkiye'de bu olağan!.. YÖK Başkanı ve üniversite yönetimleri, askerle hiç ilgisi bulunmayan bir tasarı için, askerin kapısını çalıyor. Batı'da, böyle bir konuda ne askerin kapısını çalan var, ne de bir komutan, bu konuda üniversite yönetimlerini kabul ediyor.

Sonra da, gelsin AB'ye uyum paketleri, demokrasi manzumeleri!..

Askerlerin Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderdiği kırk sayfalık görüşte:

* Üniversiteler siyasallaşmasın.

* Üniversiteler siyasal baskı altında tutulmasın.

* Üniversiteler dogmadan arınsın.

* Yeni üniversiteler ülke ihtiyaçlarına göre kurulsun.

* Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçları göz önünde bulundurulsun.

Kimsenin itiraz edemeyeceği bu ve benzeri görüşler. Ama, askere devreye sokarak, asker üzerinden hükümete sopa göstermek!..

Ah, biz siviller!..

Ah, siz hocalarımız!..."m
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın

Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.

Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
25.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti.

Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici'nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Ekici'nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.

Grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon'da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.
25.04.2024 09:12:00
İhlas Haber Ajansı
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, 'Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte' dedi.

Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, 'Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza'nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs'ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye'den Çin'e giden de var, Çin'den Türkiye'ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor' diye konuştu.

Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda

Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından düzenlenen 57. Alay Şehitlerini Anma Milli Bilinç Kampı kapsamında saçlarına kına yakılan ve asker çorbası içen 2 bin 500 izci, 57. Alay'ın 109 yıl önce yürüdüğü yolda atalarını andı.
25.04.2024 08:06:00 / Güncelleme: 25.04.2024 08:12:21
Anadolu Ajansı
Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda
Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda

Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Eceabat ilçesi sınırlarındaki Kocadere Kamp Alanı'na 22 Nisan'da gelen izciler burada, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kızılay ve Kuveyt Türk destekleriyle kurdukları çadırlarda kaldı.

Gençlere kampta Çanakkale Savaşları ve 57. Alay'ın kahramanlıklarıyla ilgili tarihi bilgiler verildi.

Türkiye'nin 60 ilinden gelen 2 bin 500 izci ve izci lideri, 57. Alay'ın karargah olarak kullandığı alanda sabah ezanıyla birlikte uyanıp yürüyüş hazırlıklarına başladı.

Asker çorbası ve hamur kızartmalarını alıp kahvaltı yapan gençlerin saçlarına burada kına yakıldı.

Mehter eşliğinde Türk bayraklarıyla yola çıkan izciler ardından Conkbayırı'na ulaşıp yürüyüşü tamamlayacak.

Rota kapsamında 57. Alayın 109 yıl önce ilerlediği yollarda savaşın yaşandığı cephelerde ziyaret edilecek.

 "Dedeciğim ben geldim" diyerek yola çıkıyoruz"

Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Dinçer Subaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampın bu yıl 21. kez düzenlendiğin söyledi.

Yürüyüşe 2 bin 500 izcinin katıldığını anlatan Subaşı, "57. Alay'ın ihtiyat birliği olarak karargah kurduğu noktada ve aynı bu şekilde 109 yıl önce yürüyüşe başladığı noktadayız. Sabah namazı saati silah sesleri ve ezan sesleri içinde izcilerimiz çadırlarından kalkıyorlar. Asker çorbası içip hamur kızartması yiyerek dedelerinin yürüdüğü yolda aynı şekilde Conkbayırı'na yürüyorlar. Büyük bir gururla 57. Alay topraklarında 57. Alay'ın izinde 'dedeciğim ben geldim' diyerek yola çıkıyoruz." ifadesini kullandı.

Subaşı, 57. Alay Milli Bilinç Kampı'na 60 ilden katılım sağlandığını aktararak "Yola çıkmadan önce sadece asker çorbası ve hamur kızartması yeme faaliyeti yapmıyoruz. Tüm izcilerimizin saçları aynı Kınalı Hasan gibi yola çıkmadan önce kınalanıyor, ellerinde Türk bayraklarıyla mehter eşliğinde yürüyüşümüzü gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.

Yürüyüşe İstanbul'dan katılan Ahsen Bera Ünal da kampta yer aldığı için çok mutlu olduğunu söyledi.

Manisa'dan gelen Sinem Tüm ise önemli bir atmosferi teneffüs ettiklerini dile getirdi.

Yağmur Kayatepe de kahraman 57. Alay'da görevli askerlerin yürüdüğü yoldan yürüyebilme fırsatı bulduğu için gururlu olduğunu kaydetti. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.