-Mehmet Emin Koç- Dilerseniz bundan önce bir şey söylemek istiyorum. Egemenliğin devri konusunda gündem edilen yeni düzenlemede, "Uluslarüstü yetkisi bulunan kurumlar" diye bir tabir var. Bugün uluslarüstü yetkisi olmak kavramını da irdelemek lazım. AB'nin uluslarüstü yetkisi olduğunu kim tespit ediyor? AB'ye, "Ey AB! Senin bütün ulusların üstünde bir yetkin var" diyerek ona bu yetkiyi veren kimdir? Yarın, öbür gün ABD, "Hayır! AB'nin değil benim daha çok uluslar üstü yetkim var. Çünkü benim param her tarafta yaygındır. Nereye inersem orası benim oluyor. Dolayısıyla AB'ye değil de bana bağlanacaksınız" demez mi? Zaten bizim yeni yetme siyasilerimizden bir kısmı şu anda Washington'daki lobilerle bağlantılar kurarak siyasete atılıyorlar. ABD, "Sizin içinizden insanlar bile bize geliyor" der ve o zaman "AB'ye değil de ABD'ye bağlanmak durumundayız" gibi bir şey ile karşı karşıya kalırsak ne olacak?
İbrahim Berk- Bir aktüel dergide, "Geçmişte, cumhuriyeti kuran komutanlardan bir tanesi de mandacı idi. Mandacılıkta ne var?" diyor. "İnönü de mandacı idi" diyerek bir zemin hazırlanıyor.
Mehmet Emin Koç- Bir başka husus şudur. 15-20 sene önce gençlerimizin bazıları Türkiye'deki yetkilerin bazılarının Rusya'ya devredilmesini istiyorlardı. Ama onlar terörist olarak içeri alınmışlardı. Rusya o zaman SSCB olup, dünya üzerinde bir gücü vardı. Bu delikanlılar terörist oluyorlar ve içeride yatıyorlar da böyle bir anlayışı devam ettirmek ne kadar hukuki oluyor? Bunu da irdelemek lazımdır.
DEVAMI KÜLTÜR-SANAT SAYFASINDA...