logo
25 NİSAN 2024

HALEPLİ BAHÇE BOP TUZAGI

15.05.2005 00:00:00


Şanlıurfa'da gündeme gelen Halepli Bahçe'nin sadece bir bahçe projesi olmayıp Dinlerarası Diyalog aracı kullanılarak BOP çerçevesinde Türkiye'ye de uzanabilecek işgale bir altyapı hazırlığı olduğunu söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu tuzağa düşülmemesi gerektiğini belirtti

*Halepli Bahçe tuzağı

Urfa'da altına imza atılan Halepli Bahçe Parkı ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, böyle bir bahçeyi Urfa'nın kalbine hançer gibi saplayanları eleştiri yağmuruna tuttu. Halepli Bahçe Parkı'nın eski Belediye Başkanı Ahmet Bahçıvan döneminde Dinler Bahçesi projesi olarak gündeme getirildiğini, toplumdan eleştiri alınca da adının Halepli Bahçe olarak değiştirildiğini, ve bu işin öncülüğünü yapanların amaçlarına böylece ulaşmak istediklerini belirten Prof. Dr. Haydar Baş,  bu tür projelerin arkasında İslam dünyasını kendi tasarrufları altına almak var amacının yattığını ifade ederek şöyle konuştu: "Peygamberler şehri Şanlıurfa'mızda 'Halepli Bahçe' adı altında Dinlerarası Diyalog çizgisinde bir projenin Başbakan tarafından temelinin atılmış olması vahimdir. Bu proje misyonerlere açık davetiye çıkarmaktadır. "

*Devlet ehil olmayanların elinde

Harran Oteli konferans salonunda gerçekleştirilen ve Urfalıların yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) teröristbaşı Apo hakkında verdiği, "yargılama adil değil, yeniden yargılayın" kararıyla ilgili değerlendirmede bulunan BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Uzun zamandan beri ülkemizi yanlış ve kötü idareler yüzünden ülkemiz içte ve dışta, başta siyasi, ekonomik ve kültürel alanlar olmak üzere ciddi tehlikelerle karşı karşıyadır. Türk adaleti dünyada emsali görülmemiş bir uygulama ile Abdullah Öcalan'ı Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Türk Milletine ve Türk Vatanına yapmış olduğu bölücü faaliyetlerinden dolayı suçlu bulmuştur. Ancak bugün Bağımsız Türk Yargısı ciddi bir müdahale ile karşı karşıyadır. Bu, devlet idaresinin ehil olmayan ellerde olduğunu gösterir. " Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) Urfa'da düzenlediği Kuşatılan Türkiye toplantısında konuşan Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin gündemine düşen konularla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı açıklamalar salonu tıklım tıklım dolduran Urfalılar tarafından ayakta alkışlandı. Salon "İşte lider işte başbakan" sloganları ile yankılandı.Devlet idaresi ehil ellerde olmayıncaHarran Oteli konferans salonunda gerçekleştirilen ve Urfalıların yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) teröristbaşı Apo hakkında verdiği, "yargılama adil değil, yeniden yargılayın" kararı üzerine bir değerlendirmede bulunan BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Uzun zamandan beri ülkemizi yanlış ve kötü idareler yüzünden ülkemiz içte ve dışta, başta siyasi, ekonomik ve kültürel alanlar olmak üzere ciddi tehlikelerle karşı karşıyadır. Türk adaleti dünyada emsali görülmemiş bir uygulama ile Abdullah Öcalan'ı Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Türk Milletine ve Türk Vatanına yapmış olduğu bölücü faaliyetlerinden dolayı suçlu bulmuştur. Ancak bugün Bağımsız Türk Yargısı ciddi bir müdahale ile karşı karşıyadır. Bu, devlet idaresinin ehil olmayan ellerde olduğunu gösterir. Ne devletimiz, ne de aziz Türk Milleti böyle bir muameleyi hak etmemektedir. Bugün Türk adaletine müdahaleyi kabul edenler, yarın hangi müdahalelere  muhatap olacaklarını düşünüyorlar mı? Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak her şeyden önce siyasi bağımsızlığımızı ve buna bağlı olarak ekonomik ve kültürel bağımsızlığımızı aziz Türk Milletinin varlık sebebi kabul ediyoruz."Halepli Bahçe bir tuzakUrfa'da altına imza atılan Halepli Bahçe Parkı ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, böyle bir bahçeyi Urfa'nın kalbine hançer gibi saplayanları eleştiri yağmuruna tuttu. Halepli Bahçe Parkı'nın eski Belediye Başkanı Ahmet Bahçıvan döneminde Dinler Bahçesi projesi olarak gündeme getirildiğini, toplumdan eleştiri alınca da adının Halepli Bahçe olarak değiştirildiğini, ve bu işin öncülüğünü yapanların amaçlarına böylece ulaşmak istediklerini belirten Prof. Dr. Haydar Baş,  bu tür projelerin arkasında İslam dünyasını kendi tasarrufları altına almak var amacının yattığını ifade ederek şöyle devam etti: "Bugünlerde yaşanan bir başka vahim olayda misyonerlik adı altında milli ve dini bütünlüğümüze yönelik yıkıcı faaliyetlerin hız kazanmasıdır. Daha endişe verici olanı ise iktidarın bu oyunlara kimi zaman zemin hazırlaması, kimi zaman çanak tutması,  kimi zaman da ön ayak olmasıdır. Peygamberler şehri Şanlıurfa'mızda 'Halepli Bahçe' adı altında Dinlerarası Diyalog çizgisinde bir projenin Başbakan tarafından temelinin atılmış olmasıdır. Mahiyeti Şanlıurfalı hemşehrimizden gizlenen bu proje turist çekme adı altında misyonerlere açık davetiye çıkarmaktadır. Ancak Şanlıurfalı hemşehrilerimiz ve yüce milletimiz bu ve emsali oyunlara, tuzaklara hiçbir devirde düşmemiştir. Bugün de, yarın da düşmeyecektir." "Geçmişte, 1850'lerde misyonerlerin çalışma taktikleri sonucu Osmanlı'yı içten parçaladılar. İçimize ajanlar soktular. O ajanlar vasıtasıyla dinimizi, topraklarımızı lime lime ettiler. Koskoca bir coğrafya, misyonerlerin çalışması sonucu parçalandı. Şimdi karşımıza 'Halepli Bahçe' projesini koydular. Bu proje sadece bir bahçe projesi değildir. Büyük Ortadoğu Projesinin, dinlerarası diyalog projesinin bir parçasıdır.ABD, BOP 'u gerçekleştirmek için Afganistan'dan başlayan işgallerini devam ettiriyor. Yarın bu işgalin Türkiye'ye uzaması halinde şimdiden, Urfa'yı üs seçerek adeta işgalci güçlere bir alt yapı hazırlanması için, 'Halepli bahçe' gibi projeleri devreye koyuyorlar. Vatandaşlarımızı kiliselerle, havralarla, dinlerarası diyaloğun ürünleriyle o işgale alıştırmaya çalışıyorlar. Bu oyunlara karşı uyanık olalım, ayık olalım. Çünkü Batı, Osmanlı'yı aynı oyunlarla yıktı."Böyle iktidar görülmediBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, konuşmasında mevcut iktidarı da eleştirerek, "İslam tarihinde değil, beş bin yıllık Türk tarihinde bile böyle bir iktidar görülmemiştir. Bakanlar içerisinde kabiliyetli arkadaşlar var ama bütün bunların yaptıkları iş yabancı devletlerin, güçlerin, istek ve iradesini Türk milletine kabullendirmek olmuştur" dedi. Prof. Dr. Haydar Baş, Türk milletinin arzu, istek ve menfaatlerini yabancı güçlere kabul ettirmek yerine onların istek ve arzularının Türk milletine kabul ettirilmeye çalışıldığı tespitinde bulundu. Dine müdahalenin böylesiMevcut hükümetin bunlarla kalmayıp ellerindeki yetkiyle dini hususlara da müdahale ettiğini, bunun ise lakiliğe aykırı bir uygulama olduğunu ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, "Hukuken ifade etmek istiyorum ki bu, laiklik prensibinin ihlali demektir. Çünkü laiklik din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Din işlerinin devlete, devletin de dine müdahale etmemesidir. İktidar sahipleri ise aldıkları yetki ve irade ile maalesef dini hususlara müdahale etmeye başladılar. Bu laikliğe aykırıdır ve büyük bir suçtur" şeklinde konuştu. İktidarın bu türden uygulamalarına Milli Eğitim'den örnek veren Prof. Dr. Haydar Baş, bu örnekleri şöyle dile getirdi:1-  "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" 5.sınıf kitabının 18. sayfasında 7. maddede Kelime-i Tevhid anlatılırken "Lailaheillallah" kelimesi yazılmış, Kelime-i Tevhidin ikinci aslı olan "Muhammederreslululah" çıkartılmıştır. Hâlbuki 14 asırdan beri bütün kitaplarda ve tablolarda Kelime-i Tevhid:"Muhammederresulullah" ile yazılmış ve zikredilmiştir. Bu sehven yapılmış bir yanlış değildir. Bu yanlış bir eğitim politikasının sonucudur.2-  Bu hususu teyit eden bir delil de 2003 yılında yapılan Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir deneme sınavında soru kitapçığında sorulan "son peygamber" hangisidir sorusuna doğru cevap "Hz İbrahim" olarak kabul edilmesidir. Burada Vatikan'ın 'İbrahimi dinler' diye uydurduğu ve İslam'a alternatif olarak sunulan anlayışa paralellik vardır. 3-  Keza yine Milli Eğitim Kitaplarında yer alan Veda Hutbesinde 'Size bir emanet bırakıyorum: Allah'ın Kitab'ı Resulünün Sünnet'i' Diye ifade edilen cümleden 'Resulünün Sünnet'i' kısmı çıkarılmıştır. Bu açıkça peygamberi dışlamadır.4-  Yine 28 Nisan 2005 Perşembe günü ilköğretim 8. sınıflarda uygulanan 'Seviye Tespit Sınavının' B Kitapçığının 16. sorusunda verilen paragraf aynen şöyledir: 'Peygamberimizin yaşadığı zaman ve koşullarla ilgili boyutu yöresel olup evrensel değildir. Bunun için peygamberimizin kendi örf ve adetleri ve o zaman ki uygulamaları dini açıdan bizi bağlamaz.' Nitekim aynı sorunun alternatif şıkları sayılırken "sakal bırakmak" ve "misvak kullanmak" gibi sünnetler dışlanmış ve aşağılanmıştır. 5-  Ayrıca, bir Vatikan Projesi ve onlara göre modern bir misyonerlik olarak ortaya konan 'Dinlerarası Diyalog' anlayışı temelde diğer dinlerle ortak nokta bulma adına 'Muhammederresululah'ı' açıkça dışlamışken, AKP iktidarı Milli Eğitim ve Diyanet yoluyla bu projeye açıkça sahip çıkmış böylece misyonerliğe çanak tutmuştur.6-  'Din Bilgisi ve Ahlak Bilgisi Kitaplarında' Dinlerde 'Hak-Batıl', 'Doğru-Yanlış', 'Hidayet-Dalalet' anlayışı kaldırılarak yerine 'dinlerin eşitliği ilkesi' konulmuştur.  Bu temel sapma AKP'nin icraat hanesine bir kara leke olarak geçecek Antalya'da 'Dinler Bahçesi', Çanakkale de 'Şehitler Parkı' uygulaması, şimdi de Şanlıurfa'da 'Halepli Bahçe' projesi  milli ve manevi değerleri idam sehpasına çekme anlamı taşıyor.7-  Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Kitaplarında İslam'ın sair dinlerle eşitliğini bile göremiyoruz.  %99 Müslüman olan bir ülkede, bu ülkenin eğitim politikasında İslam, Musevilik ve Hıristiyanlıktan sonra Budizm'le yan yana zikrediliyor. Ve İslam'a diğer dinlere oranla daha az sayfa ayrılıyor. 'Büyük Dinler', 'Semavi Dinler' gibi kavramlarla sapla saman birbirine karıştırılıyor.8-  Milli Kimlik, Milli ve Manevi değerlerin katliamı bununla da sınırlı değil. Nikâhta Hıristiyan şahit getirmeyi meşru kabul etme ve dinleri ortak noktalar ihdas ederek birleştirme cüretleri diğer bazı versiyonlarıdır. 9-  Ve hele Milli Eğitimden talimat ve genelge ile yasaklanan 43 kavrama ne dersiniz.  Şu ifadeler Milli Eğitim Müfredatında yer almayacağı gibi asla da kullanılmayacak: Tevhid, İmam, Cihad, Şehid, Gazi, Vatan, Hak, vs? 10- Ve yine en acı gerçek: Dine tarafsız yaklaşılacak ve tercihe bırakılacak. Tarihte ve günümüzde hiçbir millet dinini tartışmaya açmamış ve ona tarafsız yaklaşmamış ve de onu bir tercih alternatifi gibi sunmamıştır.  Bu tuzak yaklaşım, dinde zorlama ile irtibatlandırılamaz! Zira her milletin eğitim ve devlet politikası gereği kendi dinini tercih etme yaşatma hakkı vardır. Bu zaten millet olanın gereğidir. İyi bilinmelidir ki 'Dini Bütünlüğümüz Milli Bütünlüğümüzdür.' AKP iktidarı eğitim yoluyla yaptığı bu tahrifata ilave olarak; Nüfus cüzdanlarından 'İslam Hanesinin Kaldırılması', İmar yasasındaki değişiklik sonucu 38 bin Kilise evinin açılması ve Tasarruf bahanesiyle cemaati 30'un altında olan 35 bin caminin kapatılması için alt yapı çalışması yaptırması, dinde reform faaliyetlerine hız vermesi için akademik ve yasal çalışmaları başlatması, mukaddesatımızın nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunun ibretli gelişmeleridir. Artık milletimizin, 'ne oluyoruz nereye gidiyoruz? AB bizden vatanımıza ilave olarak dinimizi de mi istiyor?' Sorusunu sorma zamanı gelmiştir."
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

Grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon'da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.
25.04.2024 09:12:00
İhlas Haber Ajansı
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, 'Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte' dedi.

Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, 'Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza'nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs'ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye'den Çin'e giden de var, Çin'den Türkiye'ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor' diye konuştu.

57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi

 Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığının öncülüğünde gerçekleştirilen "57. Alay Vefa Yürüyüşü" düzenlendi.
25.04.2024 08:42:00 / Güncelleme: 25.04.2024 08:50:42
İhlas Haber Ajansı
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
Çanakkale Kara Savaşları'nın 109'uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi.



Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından '57'nci Alay Vefa Yürüyüşü'ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57'nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı.



Sabah namazı kılındı

Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00'yı gösterdiğinde harekete geçti.



Atalarına yürüdüler

Yarbay Mustafa Kemal'in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57'nci Alayı Conkbayırı'na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı'nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı.

"Tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini gösterdiler"

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos'taki, Sakarya'daki, 15 Temmuz'daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.

23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı

Taksim'deki 23 Nisan töreninde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yanına gelerek saygı duruşunda bulunan 8 yaşındaki çocuğun adının Efe Ercan olduğu ve İstanbul doğumlu bir Türk olduğu ortaya çıktı.
25.04.2024 07:33:00 / Güncelleme: 25.04.2024 07:40:22
Gazete Pencere
23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı
23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ile birlikte, 104'üncü 23 Nisan kutlamaları kapsamında Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda düzenlenen resmi törene katıldı.

15 farklı ülkeden gelen çocuklarla anı fotoğrafları çektiren İmamoğlu'nun yanında bir çocuk dikkat çekti.

Sosyal medyada hızla paylaşıma giren o anlar ise; İmamoğlu'na kurulan "siyahi çocuk" kumpası olarak lanse edildi.


Gerçekte ise Türk olan Efe Ercan törene ailesi ile katıldı. Annesi Gineli Safiatou Diallo ve babası Malatyalı Emre Ercan'ın oğlu olan Efe, "siyahi çocuğu getiren Alman ajanı" olarak tanıtılan kadın ise, Efe'nin babaannesi çıktı.



Malatyalı olan babası Emre Ercan, 11 yıl önce bir iş gezisinde tanıştığı Gine vatandaşı Safiatou Diallo'ya aşık olarak evlendi. Çift Türkiye'de yaşamaya başlayarak Efe adında bir çocuğu oldu.



Efe ile babaannesi dün Taksim'deki 23 Nisan töreninde dikkat çekerek sosyal medyada "Siyahi çocuğu İmamoğlu'nun yanına getiren Alman ajanı" olarak yansıtıldı. O kadının Efe'nin babaannesi olduğu kendisinin bir Türk kadını olduğu ortaya çıktı.



Öte yandan Gine Cumhuriyeti'nden 11 yıl önce Türkiye'ye gelin gelen ve Türk vatandaşı olan Safiatou Diallo Ercan, 2024 yerel seçimleri için İstanbul'da oy kullandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.