Halkın sesi: Tayyip İstifa
10 yıldır iktidarda olan AKP Hükümeti’nin yanlış icraatlarına karşı 70’i aşkın ile yayılan halk protestolarında ‘Tayyip Erdoğan İstifa’ sloganı ortak ses haline geldi
04.06.2013 00:00:00
HABER - İZLENİM Emniyet güçlerinin geçtiğimiz Perşembe sabahı mütevazi Gezi Parkı eylemine Hükümetin talimatıyla sert tepkide bulunmasıyla başlayan halk hareketi, Türkiye'nin 70'ı aşkın iline yayıldı. Eyleme Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki az sayıda ilimiz katkıda bulunmadı. Bu illerin BDP denetiminde olması ise dikkat çekiyor. Başbakan Erdoğan, önceki gün İstanbul'da hem MHP'ye, hem de BDP'ye bu nedenle teşekkürlerini arzetmişti. Eylemler halk hareketiYurt çapında etkili olan eylemler bugüne kadar Türk halkının, en azından yeni neslin tanık olduğu türden değil: Her yönüyle paylaşımcı ve mütevazi. Kırmak, dökmek yok... Ankara, İstanbul ve bir - iki şehirde ortaya çıkan hasarlar, polisin aşırı güç kullanımına karşı vatandaşların içinde az sayıda gencin verdiği tepkilerden oluşuyor. Çoğu zarar ise Emniyet birimlerinin tazyikli suyu esirgememesinden kaynaklanıyor. O kadar güçlü akıtılan suyun önünde ne otobüs durağı kalır, ne de cam... İşte İstanbul'da yaşananlarÖnceki akşam Türkiye'yi saran eylem dalgasının küçük bir yansımasını İstanbul Bahçelievler'de yakından gözlemledik. Eylem saat 21.00'da vatandaşların balkonlara çıkarak tencere, tavalara kaşıklarla vurmasıyla start aldı. Akabinde ev kadınları, beyefendiler, genç bayanlar ve erkekler, hatta çocuklardan müteşekkil 200 - 300 kişilik gruplar ana caddelere doğru akın etti. Vatandaşların eylemi o kadar samimi ki, o kadar örgütlü olmaktan uzak ki, atılan sloganların sayısı 3'ü geçmiyor: Hükümet istifa, Tayyip istifa... Nadiren de 'Türkiye laiktir, laik kalacak' sloganını duyuyoruz. Dördüncü bir slogan yok... Zengini fakiri, başörtülüsü başı açığı her kesimden vatandaş ellerinde zillerle, tencere ve tencere kapaklarına kaşıklarla vurarak Adnan Kahveci Bulvarı boyunca hükümeti protesto etti. O kadar örgütlülükten uzaklardı ki, semtin aynı bölgesinde 3 farklı grup yollara döküldü. Eğer örgüt işi olsaydı, tek bir grup haline getirilirdi ve daha fazla ses getiren bir eylem ortaya çıkardı. Dahası medyaya da haber uçurulurdu. Bölgede gazete sayısı sadece birdi, o da bu satırların yazarı. Çünkü orada ikamet ediyor. Ortak unsur Türk bayrağıProtesto yürüyüşüne katılanların ortak unsuru Türk bayrağıydı. Herhangi bir siyasi partiye ait tek bir pankart, bayrak açılmadı. Bazı bayraklarda Atatürk posteri vardı. Buradan çıkarılacak ders şu: Türk bayrağı ve Atatürk bu halkın çimentosu, sembolü ve ortak değeridir... Bir genç kadın protestocu kimi kamu kurumlarından 'T.C' ibaresinin kaldırılmasını eleştiren bir mini pankart taşıyordu. Yürüyenlere restoranlarda yemek yiyenler, kafelerde bir şeyler içenler 'çatalları porselen tabaklara vurarak destek veriyordu. Sonuçta halk AKP Hükümetinin vurdumduymaz, 'ben yaparım, arkadaş' tarzı, milletin ana sorunlarından uzak, küresel baronlara hizmete odaklı vesaire icraatlarından artık bıktığını ortaya koyuyor. Pandora'nın kutusu artık açıldı. Bu tarz halk hareketleri bir ülkede 50 yılda bir meydana gelir. Bunun eylem dalgasının arkasından çok farklı bir Türkiye manzarası ortaya çıkabilir. Beklentimiz bu hareketin küresel güçler tarafından istismar edilmemesidir. Unutmayalım küresel güçler koşan ata binmekte mahirdir!