Hammadde mücadelesi kızışıyor
Günümüzde rodyum, tantal, kobalt, koltan gibi nadir elementlerin önemi giderek artıyor. Teknolojide geri kalma korkusu yaşayan Avrupa Birliği, bu elementlerin yüzde 97'sini elinde bulunduran Çin'e karşı strateji arayışında
08.03.2012 00:00:00
YENİ MESAJ - ANALİZ
Yeraltı zenginliklerini bitiren, yeni ürünler geliştirme konusunda ABD, Güney Kore, Japonya gibi ülkelerin gerisinde kalan Avrupa Birliği (AB), yüksek teknoloji ürünlerinin “olmazsa olmaz”ı nadir elementlerin tedarikinde de sıkıntı yaşıyor. Yüksek teknoloji sektörünün can damarı olan nadir elementler, cep telefonundan iPad'e, düz ekrandan elektrikli otomobillere, teknolojik ürünlerin hemen hepsinde kullanılıyor. Ancak Avrupa sanayisi, giderek daha çok ihtiyaç duyulan nadir elementlerde neredeyse tamamen dışa bağımlı. Dünyadaki nadir elementlerin yüzde 97'sini elinde bulunduran Çin'in kendi artan ihtiyacını karşılamak için ihracatı kısması da Avrupa'da darboğaz korkularını artırıyor.
Avrupa bu nedenle yıllardır bu uluslararası mücadelede nasıl rol oynayabileceğini tartışıyor. Avrupa Komisyonu'nun geçtiğimiz yıl Şubat ayında açıkladığı hammadde stratejisi, pek çokları tarafından önemli ayrıntılar üzerine yeterince eğilmediği gerekçesiyle eleştirilmişti. Komisyon bunun üzerine geçtiğimiz Çarşamba günü bazı noktaları somutlaştırma yoluna gitti. Buna göre AB üye ülkeleri, şirketler, özel ve kamu araştırmacıları; hammaddelerin keşfi, çıkarılması ve işlenmesinde birlikte çalışacak, geleceğin teknolojilerini geliştirebilmek için güç birliği yapılacak.
Avrupa derine inecek
Komisyon'un bu doğrultuda belirlediği somut hedeflere 2020 yılına kadar ulaşılması amaçlanıyor. En önemli adım, ithalata bağımlılığı azaltmak için kendi hammadde kaynaklarına yönelmek. Avrupa Komisyonu bu konuda ümitli. Avrupa'da yaklaşık 100 milyar Euro değerinde yeraltı zenginliği olduğu tahmin ediliyor. Ancak yer ve deniz tabanı altındaki bu hazine 500 ila 1000 metre derinlikte bulunuyor.
AB Komisyonu da bu sorunun farkında. Bu nedenle erişilmesi zor elementleri uygun bir maliyetle ve etkili bir şekilde çıkarabilmek için yeni teknolojilere bel bağlıyor. Ayrıca doğal kaynakların yerini alabilecek kaynaklar geliştirilmesi, elektronik aletlerde kullanılan hammaddelerin çevre dostu bir şekilde yeniden dönüştürülmesi, planlar arasında. Tek bir AB vatandaşının şu an yılda ortalama 17 kilo elektronik çöpe neden olduğu düşünüldüğünde, bu miktarın 2020 yılına kadar 24 kiloya yükseleceği tahmin ediliyor.
AB ülkeleri arasındaki güç birliğinin Avrupa'yı Çin'in şantajları karşısında güçlendireceği görüşü öne çıkıyor. AB'nin kendi hammadde kaynakları yeterli olmadığından Afrika ya da Güney Amerika'daki diğer üretici ülkelerle hammadde ortaklıklarının geliştirilmesi gerektiği görüşü seslendiriliyor.
Türkiye'nin envanteri yok
Türkiye'ye gelince, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın web sitesinde “rodyum, tantal, kobalt, skandiyum, itriyum, seryum” gibi nadir elementler konusunda bilgi bulunmuyor. Bakanlığın sitesinde “altın, mermer, bor, uranyum ve toryum ile trona” öne çıkıyor. Sözkonusu elementlerden Türkiye'de ne kadar bulunduğu konusunda resmi verilerde de bilgi yer almıyor.
Yeraltı zenginliklerini bitiren, yeni ürünler geliştirme konusunda ABD, Güney Kore, Japonya gibi ülkelerin gerisinde kalan Avrupa Birliği (AB), yüksek teknoloji ürünlerinin “olmazsa olmaz”ı nadir elementlerin tedarikinde de sıkıntı yaşıyor. Yüksek teknoloji sektörünün can damarı olan nadir elementler, cep telefonundan iPad'e, düz ekrandan elektrikli otomobillere, teknolojik ürünlerin hemen hepsinde kullanılıyor. Ancak Avrupa sanayisi, giderek daha çok ihtiyaç duyulan nadir elementlerde neredeyse tamamen dışa bağımlı. Dünyadaki nadir elementlerin yüzde 97'sini elinde bulunduran Çin'in kendi artan ihtiyacını karşılamak için ihracatı kısması da Avrupa'da darboğaz korkularını artırıyor.
Avrupa bu nedenle yıllardır bu uluslararası mücadelede nasıl rol oynayabileceğini tartışıyor. Avrupa Komisyonu'nun geçtiğimiz yıl Şubat ayında açıkladığı hammadde stratejisi, pek çokları tarafından önemli ayrıntılar üzerine yeterince eğilmediği gerekçesiyle eleştirilmişti. Komisyon bunun üzerine geçtiğimiz Çarşamba günü bazı noktaları somutlaştırma yoluna gitti. Buna göre AB üye ülkeleri, şirketler, özel ve kamu araştırmacıları; hammaddelerin keşfi, çıkarılması ve işlenmesinde birlikte çalışacak, geleceğin teknolojilerini geliştirebilmek için güç birliği yapılacak.
Avrupa derine inecek
Komisyon'un bu doğrultuda belirlediği somut hedeflere 2020 yılına kadar ulaşılması amaçlanıyor. En önemli adım, ithalata bağımlılığı azaltmak için kendi hammadde kaynaklarına yönelmek. Avrupa Komisyonu bu konuda ümitli. Avrupa'da yaklaşık 100 milyar Euro değerinde yeraltı zenginliği olduğu tahmin ediliyor. Ancak yer ve deniz tabanı altındaki bu hazine 500 ila 1000 metre derinlikte bulunuyor.
AB Komisyonu da bu sorunun farkında. Bu nedenle erişilmesi zor elementleri uygun bir maliyetle ve etkili bir şekilde çıkarabilmek için yeni teknolojilere bel bağlıyor. Ayrıca doğal kaynakların yerini alabilecek kaynaklar geliştirilmesi, elektronik aletlerde kullanılan hammaddelerin çevre dostu bir şekilde yeniden dönüştürülmesi, planlar arasında. Tek bir AB vatandaşının şu an yılda ortalama 17 kilo elektronik çöpe neden olduğu düşünüldüğünde, bu miktarın 2020 yılına kadar 24 kiloya yükseleceği tahmin ediliyor.
AB ülkeleri arasındaki güç birliğinin Avrupa'yı Çin'in şantajları karşısında güçlendireceği görüşü öne çıkıyor. AB'nin kendi hammadde kaynakları yeterli olmadığından Afrika ya da Güney Amerika'daki diğer üretici ülkelerle hammadde ortaklıklarının geliştirilmesi gerektiği görüşü seslendiriliyor.
Türkiye'nin envanteri yok
Türkiye'ye gelince, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın web sitesinde “rodyum, tantal, kobalt, skandiyum, itriyum, seryum” gibi nadir elementler konusunda bilgi bulunmuyor. Bakanlığın sitesinde “altın, mermer, bor, uranyum ve toryum ile trona” öne çıkıyor. Sözkonusu elementlerden Türkiye'de ne kadar bulunduğu konusunda resmi verilerde de bilgi yer almıyor.