Bir yabancı devlete önce yaranmak, sonra yaslanmak... Tanzimat'tan bu yana izlenen politika budur; kısa da olsa Cumhuriyet'in ilk yıllarında, "bağımsızlık" öne çıkmış, yaranmak ve yaslanmak bir kenara atılmıştır.Şimdi ise aynı politika en kalın çizgileriyle çizilmekte, Avrupa ve Amerika'ya yaranmak, yaslanmak için elde ne varsa verilmekte ve de verileceğinin işaretleri gösterilmektedir.Baksanıza Dışişleri Bakanı'mız Gül'ün ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile samimiyetine. O, bazen ona "Abdullah" dermiş, o da "Hello Condi!" diye seslenirmiş...* * *EHHH, birbirlerine bu kadar yakın olan iki dışişleri bakanı, iki devlet arasındaki ufacık bir sorunu çözerler değil mi?Maalesef, Amerika, PKK konusunda gerekeni yapmamış olmanın mahcubiyeti içindeymiş!Vah vah vah, ne kadar üzüldük. Bu mahcubiyet onlara yeter, "Condi'mizi" fazla üzmeyelim.* * *AVRUPALILARI da fazla üzmeyelim, baksanıza Vakıflar Tasarısı'nın bu yıl yasalaşmasına tepki gösteren Avrupa, bizim Adalet Komisyonu Başkanı'mıza sert çıkmış, "diplomatik nezaket sınırlarını aşmış"... diyorlar.Bu gidişle, Meclis'te kendilerine bir oda verilirse, salonda da hükümetin yanında bir yerleri olursa hiç yadırganmayacak, "egemenlik milletindir" levhası altında ne de yakışır ya!Yazının başında "Tanzimat'tan bu yana" dedik, evet Tanzimat'tan bu yana "yaranmak ve yaslanmak" politikası sürer, Cumhuriyet'in ilk altın yılları dışında...* * *TANZİMAT'ın iki meşhur paşası vardır, Fuat Paşa ve Ali Paşa... Fuat Paşa, padişaha arz ettiği vasiyetinde bakın ne diyor:"Yabancı müttefiklerimiz içinde en önemlisi İngiltere'dir. Her ne olursa olsun, dünyanın en sabırlı, en metin milleti olan İngilizler, bizim en önde gelen ve en son vazgeçtiğimiz müttefiklerimiz olacaktır. Bendeniz Babıali'yi İngiltere'nin dostluğundan mahrum görmektense, birkaç vilayetimizi elden çıkmış görmek daha iyidir."* * *ALİ Paşa'nın önerileri ise bir başka ilginçtir."Vergileri özel şirketler toplamalıdır(...) Donanma lağvedilmelidir."Ya Sadrazam "Damat" Ferit Paşa'nın İstanbul işgal altındayken İngiliz Yüksek Komiseri amiral Calthorpe'ye "Padişah Vahdettin adına" götürdüğü teklif..."Ülke 15 yıl İngiltere'nin denetiminde bırakılacaktır.Bakanlıklara, İngiliz müsteşarlar atanacaktır.Valilerin yardımcıları, vilayetlerdeki İngiliz konsoloslar olacaktır.Maliye, İngiliz denetimine bırakılacaktır."* * *MİLLİ Mücadele'nin, Kurtuluş Savaşı'nın başı Mustafa Kemal Atatürk, 6 Mart 1922'de Meclis kürsüsünden, "Tanzimat kafası"na haddini bildirir:"... artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. Oysa hangi istiklal vardır ki, yabancıların nasihatleriyle yükseltilebilsin?Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir."Tabii "İstiklal"den ne anladığınıza bağlı..."Hello Condi!" demekle anlaşılabilseydi...Hasan Pulur/ Milliyet