Dolayısıyla AKP Hükümeti ana savunmayı geri çekmeyince, Ecevit'in savunması Türkiye'nin savunması olarak dikkate alındı. Bir bakıma AKP Hükümeti, 'başörtüsü düşmanlığının tüm unsurlarını ihtiva eden' Ecevit'in savunmasını desteklemiş oldu.
AKP'den ikinci zırh
Öte taraftan AKP Hükümeti, geçtiğimiz ay Anayasa'nın 90. maddesini değiştirerek, AİHM kararlarının Türkiye'deki kanunlardan üstün olduğunu teyit altına aldı. Bu düzenleme ile AİHM'nin son başörtüsü kararı "iç hukuk açısından" bağlayıcı bir hale dönüştü. Böylece başörtüsü yasağına iki düğüm de AKP iktidarı atmış oldu.
Gül'den timsah gözyaşları
Öte yandan, başörtüsü yasağının kalkması konusunda AİHM'de girişimlerde bulunmayan aksine yasağın yerleşmesi için atalet içinde kalan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, önceki gün AİHM'nin başörtüsü kararına ilişkin bir soru üzerine, bu konuda bir yorumda bulunmak istemediğini söyledi ve kızların başörtülü oldukları gerekçesiyle üniversiteye alınmamalarını "bir yanlışlık" olarak niteledi. "Böyle bir yanlış eninde sonunda düzeltilecek" ifadesini kullanan Gül, "Mahkeme kararıyla ilgili bir şey söylemek istemiyorum,ama Türkiye'yi yöneten partinin önde gelen bir üyesi olarak söylüyorum, Türkiye kendi dinamikleriyle bu 'ayıplardan' eninde sonunda kurtulacaktır" diye konuştu.