Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye 20 milyar dolar borcu olduğunu belirterek "IMF'yle çalışmam tartışması yanlıştır. Dünya gerçeklerinin dışında yaşanmaz. IMF'yi bir kenara atamazsınız" dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4. Türkiye İktisat Kongresi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, Hükümetin IMF ile çalışmaya devam edeceğinin sinyalini verdi.
Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: "IMF'ye borcumuz 20 milyar dolardır. IMF ile faiz dışı yüzde 6.5 fazlayı konuşacağız. Bunu nasıl aşağı düşürürüzü tartışacağız. 'IMF ile çalışmayız' bu gerçekçi bir söylem değil. Bunları söyleyenlerin de bunları aynen uygulayacağına inanıyorum. Dünya gerçekleri dışında yaşayamazsınız. 20 milyar borcum yok mu diyeceksin?''
Bir başka kıstas AB kriterleri
Önümüzdeki dönemde temel hedeflerinin "yakalanan istikrar ortamının korunması ve büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi'' olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: "AB'ye tam üyelik hedefi doğrultusunda, ekonomimizi Maastricht kriterlerine uyumlu bir gelişme seviyesine yükseltmek için azami dikkat ve gayreti göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın."
Faizler artabilir
ABD'nın 10 yıllık borçlanma faizini yüzde 3.5'dan yüzde 4.5'a çıkardığını, tüm ülkelerinde bundan etkilendiğini ve faiz artışları olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, "Borçla ilgili riskler yükselirse, faizlerde artar" dedi.
Baykal: Hükümet IMF'ye mecbur
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da, hükümetin IMF'siz bir devam senaryosu bulunmadığını vurguladı. Kongre'de konuşan Baykal, hükümetin IMF dışında bir politika ortaya koyarak uygulamaya devam etme şansının çok geçerli görünmediğini ifade etti.
Hükümetin IMF'siz bir devam senaryosu olmadığını dile getiren Baykal, "Daha gevşek bir ilişkiye geçebilme konusunda dahi kararlı, tutarlı bir çizgiye sahip olmadığı anlaşılmaktadır" diye konuştu.
Türkiye'nin 2004-2007 döneminde IMF'ye 25.2 milyar dolar ödemesi gerektiğini hatırlatan Baykal, "Bu borç ödeme tablosu, Türkiye'nin yeni borç erteleme arayışlarına, yeni borçlanma arayışlarına ve bunun için de belki siyasi koşullu yeni anlaşmalar yapma durumuna sürüklenmesi sonucu doğurabilir. Bu çerçevede, ABD ile daha önce imzalanmış fakat yürürlüğe konulmamış olan 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşmasının devreye girmesi olasılığı hepimizi düşündürmelidir."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4. Türkiye İktisat Kongresi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, Hükümetin IMF ile çalışmaya devam edeceğinin sinyalini verdi.
Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: "IMF'ye borcumuz 20 milyar dolardır. IMF ile faiz dışı yüzde 6.5 fazlayı konuşacağız. Bunu nasıl aşağı düşürürüzü tartışacağız. 'IMF ile çalışmayız' bu gerçekçi bir söylem değil. Bunları söyleyenlerin de bunları aynen uygulayacağına inanıyorum. Dünya gerçekleri dışında yaşayamazsınız. 20 milyar borcum yok mu diyeceksin?''
Bir başka kıstas AB kriterleri
Önümüzdeki dönemde temel hedeflerinin "yakalanan istikrar ortamının korunması ve büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi'' olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: "AB'ye tam üyelik hedefi doğrultusunda, ekonomimizi Maastricht kriterlerine uyumlu bir gelişme seviyesine yükseltmek için azami dikkat ve gayreti göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın."
Faizler artabilir
ABD'nın 10 yıllık borçlanma faizini yüzde 3.5'dan yüzde 4.5'a çıkardığını, tüm ülkelerinde bundan etkilendiğini ve faiz artışları olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, "Borçla ilgili riskler yükselirse, faizlerde artar" dedi.
Baykal: Hükümet IMF'ye mecbur
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da, hükümetin IMF'siz bir devam senaryosu bulunmadığını vurguladı. Kongre'de konuşan Baykal, hükümetin IMF dışında bir politika ortaya koyarak uygulamaya devam etme şansının çok geçerli görünmediğini ifade etti.
Hükümetin IMF'siz bir devam senaryosu olmadığını dile getiren Baykal, "Daha gevşek bir ilişkiye geçebilme konusunda dahi kararlı, tutarlı bir çizgiye sahip olmadığı anlaşılmaktadır" diye konuştu.
Türkiye'nin 2004-2007 döneminde IMF'ye 25.2 milyar dolar ödemesi gerektiğini hatırlatan Baykal, "Bu borç ödeme tablosu, Türkiye'nin yeni borç erteleme arayışlarına, yeni borçlanma arayışlarına ve bunun için de belki siyasi koşullu yeni anlaşmalar yapma durumuna sürüklenmesi sonucu doğurabilir. Bu çerçevede, ABD ile daha önce imzalanmış fakat yürürlüğe konulmamış olan 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşmasının devreye girmesi olasılığı hepimizi düşündürmelidir."