1995-2005 yılları arasında Tanzanya Devlet Başkanlığı görevini yürüten Benjamin Mkappa, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından İstanbul'da düzenlenen "Küreselleşmenin En Az Gelişmiş Ülkeler Yararına İşletilmesi" konulu "En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC) Bakanlar Konferansı"nda yaptığı açılış konuşmasında Batılı ülkeleri eleştirdi. Milli reçete üreten başarıyorHalkının yüzde 40'ı Müslüman olan 39 milyon nüfusa sahip Tanzanya'nın eski Devlet Başkanı Mkappa, Çin, Hindistan ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerin kendi ulusal kalkınma reçetelerini meydana getirdikleri için başarılı olduklarını ifade ederek, "Bu ülkeler, kendileri için dışarıdan bir çözümü kabul etmediler. Çünkü bir giysi her bedene uymaz" diye konuştu. Küreselleşmeyi galipler yönetiyorMkappa, günümüz dünyasında küreselleşme olgusunu yönetenlerin İkinci Dünya Savaşı'ndan galip çıkmış kurumlar olduğunu belirterek, "Küreselleşme süreci Kuzey ülkelerinin kararları ile şekilleniyor. Onlar da öncelikle kendi şirketlerinin çıkarlarını düşünüyor" dedi. En az gelişmiş ülkelerin küresel ticarette marjinal bir oyuncu, bir seyirci olduğunu ifade eden Mukappa, yoksul ülkelerin ayakta kalmak için yüksek oranlarda borçlandığını hatırlattı. Yardımlar istismar aracı olarak kullanılıyorBu borçlanma sürecinin sürdürülemez olduğunun altını çizen Mkappa, gelişmiş ülkeler tarafından yapılan bazı yardımların en az gelişmiş ülkeleri sürekli istismar etmek üzere bir göz boyama aracı olarak kullanıldığını dile getirdi. Milyonlar unutulduBM 61. Genel Kurul Başkanı Haya Raşid El Halife de, yoksul ülkelerin kalkınma hedeflerine ulaşmasında uluslararası işbirliğine ihtiyaç duyduğunu hatırlatarak, gelişmiş ülkelerin özellikle yardım, ticaret, kredi ve yatırım gibi yöntemlerle bu ülkelere el uzatması gerektiğini vurguladı. Bu süreçte hükümetler ve sivil toplum örgütleri arasındaki ilişkinin önemine de değinen Halife, "Milyonlarca insan yoksul, hasta ve unutulmuş bir şekilde yaşıyor. Bu durum hepimizi ilgilendiriyor, ahlaki ve stratejik sorumluluğumuz var" dedi. Gelişmiş ülkelerin kısıtlamaları tehdit oluşturuyorBM Afrika Ekonomik Komisyonu İcra Sekreteri Abduli Cennet ise, en az gelişmiş ülkelerin 2006 yılında dünya ekonomisine ancak binde 6-7 oranında katkıda bulunabildiğine vurgu yaparak, bu oranın artması için gelişmiş ülkelerin teşvik politikalarının geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. Afrika ülkelerinin küresel ihracata 1980'li yıllarda yüzde 6 katkıda bulunurken, bu oranın 2005 yılı itibariyle yüzde 2.5'a gerilediğine işaret eden Cennet, özellikle gelişmiş ülkelerdeki kısıtlamalar ve uluslararası anlaşmalardaki taraflılığın en az gelişmiş ülkeler için tehdit oluşturduğunu vurguladı. Afrika'nın yoksulluğu ikiye katlandıBM En Az gelişmiş Ülkeler Yüksek Temsilcisi Harriet Schmidt, Yeni Mesaj gazetesine verdiği özel demeçte, Afrika ülkelerinin içinde bulunduğu durumu özetledi. Az gelişmiş ülkelerde yaşayan 800 milyon insanın küreselleşmeden hiçbir yarar sağlamadığını aksine zararlı çıktığını söyleyen Schmidt, "Refah içinde yaşayanlar, duvarların dışındaki insanları unutuyor" dedi. Schmidt, dünya nüfusunun yüzde 12'sini oluşturan en az gelişmiş ülkelerin, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ancak yüzde 2'sini çekebildiğine dikkat çekti. En az gelişmiş ülkelerin 1950 yılında küresel ihracatın yüzde 3'ünü oluştururken, bu oranın günümüzde binde 7'ye kadar düştüğüne vurgu yapan Schmidt, "Son 30 yılda Afrika ülkelerindeki yoksulluk iki kat arttı. En az gelişmiş ülkelerin kalkınması için yapılan uluslararası görüşmeler hiçbir işe yaramadı. Önümüzdeki 30 yıl da böyle devam ederse, yoksul ülkeler yok olma sürecine girecek" diye konuştu.Recep BAHAR