Denetimsizlik had safhada
Aynagöz, inşaat sektöründeki denetimsizlikten ve ehil olmayan insanların sektörde yer almasından yakındı.
"Türkiye'de, cebinde parası olan insanlar, bir arsa ele geçirmişse, formaliteleri yerine getirirse, yap-satçılığa başlar" diyen Aynagöz, denetimin de yeterli yapılmaması nedeniyle bu tür sorunların yaşandığını söyledi.
Önceki yıllarda yaşanan depremden sonra yapı denetim kuruluşlarının gündeme getirildiğini, pilot iller seçildiğini, Konya deprem riski olmadığı için bu illerin içinde olmadığını anlatan Aynagöz, şöyle devam etti: "Ama binaları sadece deprem yıkmıyor. Eminim inşaat kalitesi ile ilgili ciddi bir sorun var. Tv'den izlediğim kadarı ile betonun kalitesi düşük. Kolonların kesildiğine dair dedikodular var. Taşıyıcı sistemde tahrifat çılgınlıktır, cinayettir. Ama onun ötesinde yapıda bir çürüklük de var. Bu işi yapacak insanların ehil olması lazım. mimar veya mühendis olmak da yetmiyor. Okuldan diploma almak yeterli değil. Başka şartlar koymak lazım. Belli bir teknik kadronun istihdamızorunlu olmalı. Ayrıca asgari teknoloji kullanım zorunluluğu getirilmeli. Ama illa da denetiminin yapılması lazım. Yoksa boyası badanası bitmiş binaya denetim yapılmaz. Asıl taşıyıcı sistemlerin sürekli denetim altında tutulması lazım. Bunu halen belediyeler yapamıyor."
Yapı denetiminin maliyeti
Yapı denetiminin inşaatlara getirdeği ek maliyetin yüzde 4-8 arasında değiştiğini, sonuçta bu maliyetin nihai alıcıya yansıtıldığını belirten Aynagöz, "Ancak inşaatlarda yaşanan sorunlar göz önüne alınırsa, canınızın emniyeti için bu katlanılabilir bir maliyettir" dedi.
Yap-satçılığın dünyada da var olan bir sistem olduğunu, ancak bunu yapacak kişi ve kuruluşların çok iyi denetleniyor olması gerektiğini anlatan Aynagöz, "Kamu ihalelerinde asgari teknik kadro istihdamı ve teknoloji kullanımı aranıyor. Konut inşaatı için de minumum şartlar konmalı, önüne gelenin müteahhit olması önlenmeli" diye konuştu.