logo
16 NİSAN 2024

Irak çoktan bölündü bile

06.11.2006 00:00:00
ABD'nin eski Hırvatistan büyükelçisi ve Barzani-Talabani ikilisinin akıl hocası Peter W. Galbraith, Radikal'de yayınlanan makalesinde, Irak'ın bölünme senaryolarını ABD bakış açısıyla değerlendiriyor Irak'ın bölünmesi meselesi çok açık. Ülke zaten paramparça ve bölünme de sadece bu gerçekliği yansıtıyor. Fiilen bağımsız bölgeler ve yetkisiz bir merkezi hükümet öngören anayasaya sandıkta büyük çoğunlukla onay vererek, Iraklıların kendileri de bu durumu tasdikledi. Ayrılmaya karşı çıkanlar, Iraklı Kürtlere nefret ettikleri bir devleti nasıl kabullendireceklerini ve Şii-Sünni savaşını nasıl bitereceklerini açıklamalı. Bölünme karşıtları bunun Bağdat ve mezhepsel açıdan karışık nüfuslu diğer yerlere ilişkin sorunları çözemeyeceğini söylerken, bu bölgelerdeki mezhep cinayetlerini bitirecek başka bir yaklaşım da sunmalı. Irak dağılmış halde. Seçilmiş hükümeti, ordusu ve bayrağıyla kuzeydeki Kürdistan bağımsız bir devlet. Kürdistan yasalarına göre, Irak ordusunun bu bölgeye girmesi yasak. Şii ağırlıklı Irak'ın güneyi henüz kendi başına bir devlet gibi örgütlenmemiş olsa da, on binlerce milis aracılığıyla İran usulü İslami hukuk uygulayan Şii partilerince Bağdat'tan kopuk yönetiliyor. Sünni üçgeninin büyük bölümü asilerce denetlenirken, kalanı ABD askerleriyle yapılan muharebelerin alanı. Bağdat Sünnilerle Şiiler arasındaki iç savaşın ön cephesi ve Sünni Batı-Şii Doğu olarak bölündü. Şii Mehdi Ordusu Bağdat'ın Şii mahallelerini denetliyor, Kaide türevleri ve taklitçileriyle Baasçılar Sünni mahallerini kontrol ediyor. Sözde birlik hükümetiyse neredeyse hiçbir şeye hükmedemiyor. Kürdistan'da bakanlıkları yok, güneydeki varlığı merkezi hükümette çoğunluktaki dinci Şii partilerin bu bölgede kendi teokrasilerine de sahip olmasından kaynaklanıyor. Çoğu bakan kendi bakanlığına gitmekten aciz; bu Yeşil Bölge'nin dışına muhtemelen ölümcül bir yolculuk gerektiriyor. Hükümet başkentinde bile güçten mahrum. Irak, etnik ve dini çizgiler uyarınca bölünmüş. 2005'te sandığa giden Iraklılar Kürt, Şii ve Sünni kimliklerine göre davrandı, ortak devletin vatandaşları gibi değil. Şiiler dinci Şii partilerine, Sünniler kendi dinci ve milliyetçi partilerine, Kürtler de neredeyse oybirliğiyle Kürt milliyetçisi partilere oy attı. Arapların yüzde 10'undan azı mezhep üstü tavır alan partilere oy verirken, Kürtlerin yüzde 98'i 30 Ocak 2005'teki bağlayıcı olmayan referandumda tam bağımsızlıktan yana görüş bildirdi. Merkezi hükümete iş kalmıyor Irak Anayasası da bu bölünmüşlüğü içeriyor. Kürdistan'ı bir bölge olarak tanıyor ve diğer kesimlere de kendi bölgelerini kurma imkânı veriyor. Anayasaya göre bu bölgeler kendi hükümetlerine sahip ve kendi ordularını kurabiliyor, anayasanın kabul edildiği gün itibarıyla üretim yapmayan petrol yataklarını kontrol edebiliyor ve mevcut yatakların denetimini paylaşıyorlar. Federal hükümete kalan kısacık bir yetki listesi dışında yerel hukuk federal yasaların yerini alıyor. Ne vergiler ne doğal kaynaklar federal yetki alanında. Tüm iyi bölünme planları gibi Irak Anayasası da bölgelerarası toprak ihtilaflarını çözmek için düzenlemeler içeriyor; Kürdistan ve Araplar arasındaki Kerkük ihtilafı için olduğu gibi. 140. madde Saddam'ın 'Araplaştırma' politikasını tersine çevirmek için Kerkük'ten sürülen Kürtlerin dönmesini, yerlerine gelen Arapların gönderilmesini ve vilayetin statüsü için referanduma gidilmesini öngörüyor. Başarıyla uygulanırsa bu Iraklı Araplarla Kürtler arasındaki 70 yıllık çatışmanın göbeğindeki konuya çözüm getirebilir. Irak'ın 'bölünme planlı' anayasası seçmenlerin neredeyse yüzde 80'ince onaylandı; her ne kadar Sünnilerin neredeyse tamamı tarafından reddedilse de. Temsilciler Konseyi güneyin kendi bölgesini oluşturmasına imkân tanıyacak bir yasa kabul etti, en güçlü Şii partisinin lideri Abdül Aziz el Hekim de güneydeki dokuz vilayeti kapsayan tek bir Şii devletine ilişkin planları duyurdu. Teröristlerin sızmasını önlemek için Sünnilerle 'çetin sınırı' koruyacak bir güney ordusunun kurulmasından da bahsetti. Sünni azınlık Irak'ın bölünmesine karşı çıksa da, Kürtler kendi bölgelerine sahipken, Şiiler de kendilerininkini kurarken, Sünni bölgesi de gıyaben meydana geliyor.  Kürtleri ikna etmek imkânsız Irak hükümetinin milisleri silahsızlandırabileceği veya Irak güvenlik güçlerinin iç savaşı bitirebileceğini iddia etmek sorumluluktan kaçışa denk. Hükümeti, Şii milisleri silahsızlandırmaya ne niyeti ne de gücü olan mezhepçi Şii siyasetçi Nuri el Maliki yönetiyor. Irak polisi ve ordusu ya Şii ya da Sünnileri tutuyor. Şii ağırlıklı hükümetin bizzat kendisi de tarafsız değil. Aslında en kanlı olaylar polis ve ordu içindeki Şii savaşçılarca işlendi. Bölünmeyi önlemek Kürtleri bugüne kadar faydalandıkları bağımsızlıktan vazgeçmeye ikna etmeyi de gerektirir. Kürtler sadece Irak'tan ayrılmak istemiyor, Irak'ın kuruluşuyla başlayan ve 1980'lerde soykırım boyutuna varan baskıyla andıkları bu ülkeden nefret ediyorlar. 1991'den bu yana özerkliğin sefasını sürdüklerinden, genç nesil Kürtler Irak'la bir bağ hissetmiyor ve Arapça konuşmuyor. Nüfusu karışık bölgelerde iç savaş Sünni ve Şiiler için olağanüstü acılara yol açtı. Mezhep çatışmaları günde 100 cana mal oluyor. Şii ve Sünni erkekler sadece yanlış ismi taşıdıkları için kaçırılıyor, işkence görüyor ve öldürülüyor. Yeterince hızlı taşınmayanların sonu ölüm. Sünni-Şii savaşı nedeniyle sadece bu yıl 500 bin Iraklı yerinden oldu. Şiddetin bir bölünme planıyla ilgisi yok ama ironik ve trajik bir biçimde Sünni ve Şii bölgeleri arasında çizgi çekilmesini kolaylaştırıyor, giderek Dicle'nin doğusunun Şiilere batısının Sünnilere kaldığı Bağdat'taki gibi. Kendi kendini yöneten bölgelerin kurulması, ait oldukları grubun çoğunluğu oluşturduğu bölgelerin dışındaki insan toplulukları meydana getirir. Fakat bölünme vakalarında bu hep yaşanır. Ayrıca aniden ortaya çıkan bu diaspora toplulukların şiddet kaynağı olacağına dair kaide yok. Kürdistan sınırı çizildiğinde bile, önemli bir Kürt nüfus Sünni Arap bölgesi içinde kalacak Musul'da yaşamaya devam edecek. İlgi çekici biçimde bugün Bağdat'taki şiddetten kaçan meslek sahibi Araplar güvenlik içindeki Erbil ve Süleymaniye gibi tamamen Kürt nüfuslu şehirlere sığınıyor ki, Kürdistan hükümeti de onlara yardım ediyor. Mezhepsel şiddet inanılmaz boyutlara ulaştı. Genellikle bölünmenin durumu daha da kötüleştireceği söylense de buna dair bir kanıt yok. Türkiye karşı çıkmaz Bölünmeye dair son muhalefet noktası da Irak'ın komşularının buna karşı çıkacağı ya da ülkenin parçalanmasından çıkar sağlamaya kalkışacağı. Gerçekten de İran ABD'nin Irak işgalinden en fazla kazanç sağlayan taraf. Müttefikleri merkezi hükümete ve Irak'ın güneyinin önemli kısmına hâkim. ABD İran'ın bu pozisyonuna karşı çıkmak için bir şey yapmazken, güneyde Şii bölgesinin oluşturulması aslında İran'ın etkinliğini sadece bu alana hapsedilmesine imkân sağlayabilir. Yoğun Kürt nüfusa sahip Türkiye, İran ve Suriye bağımsız bir Kürdistan görmek istemez. Bu noktada İran ve Suriye sorun yaratma ihtimaline sahipken, Türkiye'nin tutumu belirleyici olacak. Türkiye, Irak Kürdistanı'nın en önemli komşusu ve Amerikan müttefiki. Türk liderler yeni Irak'ın gerçeklerini Amerikalı muadillerinden daha iyi idrak ediyor. Siyasi ve ekonomik ilişkiler geliştirerek fiilen bağımsız Kürdistan'ın belirişine iyi uyum gösterdiler. Türkiye Irak Kürdistanı'ndaki en büyük yatırımcı ve pek çok Türk burayı artık İran hakimiyetindeki Şii Irak'a karşı tampon görevi görecek muhtemel bir kazanım olarak değerlendiriyor. Bölünmüş Irak'ın geleceği belirsiz. Eski Irak'ın enkazından tamamen bağımsız bir Kürdistan'ın ortaya çıkması sadece zaman meselesi. Kürtler hep kendi devletleri olsun istedi ve onların bir devleti Litvanyalılar veya Hırvatlardan daha az hak ettiklerine dair ahlaki bir dayanak yok. İyi ki, Kürtler ortam uygun olana kadar resmi bağımsızlığa gitmeyecek temkinli liderlere sahip; ancak böyle bir ortam belirdiğinde Irak'tan kopacaklar. Şii ve Sünni bölgelerinin tek bir devlet altında kalıp kalmayacağı şu aşamada belirsiz. Irak'taki halklar anayasaya verdikleri oyla ve liderlerinin tavırlarıyla seçimlerini ayrılıktan yana kullandı. Hal böyleyken ABD'nin askeri, diplomatik ve ekonomik kaynaklarını nüfusunun önemli kısmının kabul etmediği bir devleti bir arada tutmak için kullanmak akıllıca değil.
Tarladaki fiyatı 7 liraya kadar düştü
Enkaz kentte bereketli hasat
Uğur Dündar'dan 'babalık davası' hakkında açıklama
'Benim için konu kapanmıştır'
Yapılmaması gereken 5 yanlış
AKP'ye kurtuluş reçetesi yazdı
31 Mart sonuçları da masada olacak
Seçim sonrası ilk kabine toplantısı
2 metrelik engerek yılanı görüntülendi
Isırığı bir insanı öldürmeye yetiyor
İran korkusu geçti, katliam devam ediyor
İsrail ordusu camiyi bombaladı
Otomobil dereye uçtu
Araçtaki 5 kişiden 4'ü öldü
İlginç ayrıntı
İran'ın hava sahası açık ancak...
Piyasa durgun
Fındığın kilosu 4 doların altında
Ya intikam peşinde koşarlarsa...
Almanya'nın İsrail'e desteğinin öteki yüzü
Aslan zor deplasmanda farklı kazandı
Barış attığı gollerle yıldızlaştı
AK Parti’de teşkilatlarında tasfiye tedirginliği
Yenilginin faturası kime kesilecek?
AKP ve MHP 10 aydır engelliyordu
Çoğunluk gitti engelleme bitti
Özel'den YSK önünde Hatay açıklaması
'Aklınızı başınıza alın'
İBB Meclisi ilk toplantısını yaptı
AKP bu kez muhalefet rolünde
Tarladaki fiyatı 7 liraya kadar düştü
Enkaz kentte bereketli hasat
Uğur Dündar'dan 'babalık davası' hakkında açıklama
'Benim için konu kapanmıştır'
Yapılmaması gereken 5 yanlış
AKP'ye kurtuluş reçetesi yazdı
31 Mart sonuçları da masada olacak
Seçim sonrası ilk kabine toplantısı
2 metrelik engerek yılanı görüntülendi
Isırığı bir insanı öldürmeye yetiyor
İran korkusu geçti, katliam devam ediyor
İsrail ordusu camiyi bombaladı
Otomobil dereye uçtu
Araçtaki 5 kişiden 4'ü öldü
İlginç ayrıntı
İran'ın hava sahası açık ancak...
Piyasa durgun
Fındığın kilosu 4 doların altında
Ya intikam peşinde koşarlarsa...
Almanya'nın İsrail'e desteğinin öteki yüzü
Aslan zor deplasmanda farklı kazandı
Barış attığı gollerle yıldızlaştı
AK Parti’de teşkilatlarında tasfiye tedirginliği
Yenilginin faturası kime kesilecek?
AKP ve MHP 10 aydır engelliyordu
Çoğunluk gitti engelleme bitti
Özel'den YSK önünde Hatay açıklaması
'Aklınızı başınıza alın'
İBB Meclisi ilk toplantısını yaptı
AKP bu kez muhalefet rolünde

Kırmızı bültenle aranan Nurlan Zharımbetov İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-27' operasyonuyla hakkında İnterpol'ün kırmızı bültenle dolandırıcılık suçundan, sarı bültenle 2 ayrı hırsızlık suçundan aranma kaydı bulunan Kazakistan uyruklu Nurlan Zharımbetov'un yakalandığını açıkladı.
16.04.2024 08:44:00
İhlas Haber Ajansı
Kırmızı bültenle aranan Nurlan Zharımbetov İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan Nurlan Zharımbetov İstanbul'da yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın verdiği bilgilere göre, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce aranan şahıslara yönelik yapılan çalışmalar sonucu Kazakistan tarafından "Dolandırıcılık ve Hırsızlık" suçlarından kırmızı ve sarı bülten ile aranan Nurlan Zharımbetov İstanbul'da düzenlenen "Mahzen-27" operasyonuyla yakalandı.


Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 'Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun, hangi bülten ile aranırsa aransın, halkımızın huzurunu kaçıran uluslararası organize suç örgütlerine, zehir tacirlerine nefes aldırmayacağız. Hepsini tek tek adalete teslim edeceğiz' ifadelerine yer verdi.


Avrupalı havayolları İran'ın hava sahasını kullanmıyor

İran, İsrail'e İHA ve füze saldısını gerçekleştirdiği gün dahil hava sahasını yabancı hava yolu şirketlerine kapatmadı. Ancak Güney Asya ve Uzakdoğu seferi yapan Avrupalı hava yolu şirketleri İran'ın hava sahasını halen daha kullanmıyor.

15.04.2024 23:04:00 / Güncelleme: 15.04.2024 23:15:34
AHMET TURAN YİĞİT
 Avrupalı havayolları İran'ın hava sahasını kullanmıyor
 Avrupalı havayolları İran'ın hava sahasını kullanmıyor

İran, İsrail'e İHA ve füze saldısını gerçekleştirdiği gün dahil hava sahasını yabancı hava yolu şirketlerine kapatmadı. Ancak Güney Asya ve Uzakdoğu seferi yapan Avrupalı hava yolu şirketleri İran'ın hava sahasını halen daha kullanmıyor. Yenimesaj.com.tr'nin tespitlerine göre KLM, British Airways, Air Canada gibi şirketler 'kestirme rota' olmasına rağmen İsrail'in missilleme ihtimaline karşı İran hava sahasını kullanmıyor. Bu şirketler Afganistan hava sahasını da kullanmıyor, zaten bu ülkenin hava sahasını kullanan yabancı havayolu şirketi yok! Örnek vermek gerekirse Hindistan'ın başkenti Delhi'den Pazartesi akşam saatlerinde kalkan Air Canada'nın Toronto'ya giden uçağı Pakistan-İran rotası yerine Pakistan-Tacikistan-Türkmenistan rotasını kullandı. THY uçakları ise İran hava sahasından uçmaya devam ediyor. 

Taksim saldırısı davasında Ahlam Albashır savunma yapmadı

İstiklal Caddesi'nde meydana gelen bombalı terör saldırısına ilişkin aralarında bombayı bırakan Ahlam Albashır'ın de bulunduğu 36 sanığın yargılandığı davada sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşmada olay yerine bombayı bırakan sanık Ahlam Albashır 'Diyecek bir şeyim yok' diyerek savunma yapmadı.
15.04.2024 18:00:00 / Güncelleme: 15.04.2024 18:01:05
İhlas Haber Ajansı
Taksim saldırısı davasında Ahlam Albashır savunma yapmadı
Taksim saldırısı davasında Ahlam Albashır savunma yapmadı
Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım 2022 Pazar günü bombalı bir terör saldırısı gerçekleşmiş, olayda 6 kişi yaşamını yitirirken, 99 kişi de yaralanmıştı. Olaya ilişkin İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada aralarında Ahlam Albashır'ın da bulunduğu 6 tutuklu sanık ve avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu sanıklar ile avukatları ve patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

Savunma yapmadı

Duruşmada, önceki celse açıklanan mütalaaya karşı savunması sorulan tutuklu sanık Ahlam Albashır 'Diyecek bir şeyim yok' diyerek savunma yapmadı.

'Herhangi bir örgüt veya kimseyle bir alakam yoktur'

Mütalaaya karşı savunmasında, 2002'den beri Edirne'de yaşadığını söyleyen tutuklu sanık olan taksi şoförü Hüseyin Güneş, 'İnşaatlarda çalışır, mekan işletirim. Herhangi bir örgüt veya kimseyle bir alakam yoktur. Bu ülkeye düşman olsam çocuklarımı okutmazdım' şeklinde konuştu. Sanık Güneş, duruşmada tahliyesini ve beraatını talep etti.

'Karnımdaki bebeğimi kaybettim'

Savunmasında sanık Fatma Bergel ise, saldırının faili Ahlam Albashır ile çok iletişiminin olmadığını, Albashır'ın geceleri eve uyumaya geldiğini belirterek, 'Karnımdaki bebeğimi kaybettim. Yetim olarak büyüdüm ve buralara geldim. Tahliyemi talep ediyorum' ifadelerini kullandı.

Duruşmada, bir kısım sanıklar ile avukatlarının da mütalaaya karşı savunmaları alındı.

Tutukluluk halinin devamına hükmetti

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 10 tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Firari 10 sanık hakkında çıkarılan yakalama kararının devamını kararlaştıran heyet, duruşmaya mazeret sunan taraf avukatlarının talebini kabul ederek karar çıkması beklenen duruşmayı erteledi.

Mütalaadan

Sanık Ahlam Albashır'ın YPG/PYD terör örgütünün özel istihbarat elemanı olduğu belirtilen mütalaada, Albashır'ın kamu düzenini bozma ve toplumda kargaşa meydana getirmek amacının bulunduğu, toplumun kutuplaşmasına yol açtığı, örgüt tarafından özel eğitime tabi tutularak talimatlandırıldığı, patlayıcılar ile Suriye'den Türkiye'ye getirildiği, İstanbul'da eve yerleştirildiği, eylem sonrası yurt dışına kaçış planı yaptığını ve eylemi riske etmeyecek yöntemler kullandığı aktarıldı.

Mütalaada, sanık Albashır'ın 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar, 'tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürme' suçundan 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 99 kişiye karşı 'tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan bin 930 yıl 6 aydan 2 bin 970 yıla kadar ve 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi' suçundan 12 yıldan 24 yıla kadar olmak üzere toplamda, 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ve bin 949 yıl 6 aydan 3 bin 9 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Albashır'ın 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar, 'tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürme' suçundan 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 99 kişiye karşı 'tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan bin 930 yıl 6 aydan 2 bin 970 yıla kadar ve 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi' suçundan 12 yıldan 24 yıla kadar olmak üzere toplamda, 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ve bin 949 yıl 6 aydan 3 bin 9 yıla kadar hapsi istendi.

İddianamede, aralarında firari sanık örgüt elebaşlarından Cemil Bayık'ın da bulunduğu diğer şüphelilerin ise 7'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve bin 938 yıldan 3 bin 16 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.

Türkiye'nin 209 adet hudut kapısı var

Türkiye, stratejik konumu ve coğrafi özellikleriyle dikkat çeken bir ülke. Toplamda 30 karayolu, 8 demiryolu, 105 deniz ve 66 havayolu olmak üzere 209 adet hudut kapısına sahip
15.04.2024 15:06:00
Yenal Arman
Türkiye'nin 209 adet hudut kapısı var
Türkiye'nin 209 adet hudut kapısı var
Türkiye, stratejik konumu ve coğrafi özellikleriyle dikkat çeken bir ülke. Toplamda 30 karayolu, 8 demiryolu, 105 deniz ve 66 havayolu olmak üzere 209 adet hudut kapısına sahip. Bu kapılar, Türkiye'nin komşu ülkeleriyle olan ilişkilerinin can damarı niteliğinde. 
Türkiye'nin 8 komşu ülkesi ile toplam 29 sınır kapısı bulunuyor.

Bu kapılar şu şekilde sıralanıyor:

Yunanistan ile 3 sınır kapısı: İpsala, Uzunköprü, Karaağaç
Bulgaristan ile 3 sınır kapısı: Kapıkule, Hamzabeyli, Dereköy
Suriye ile 13 sınır kapısı: Cilvegözü, Öncüpınar ve diğerleri
Irak ile 2 sınır kapısı: Habur ve Gülyazı
İran ile 3 sınır kapısı: Gürbulak, Esendere ve Kapıköy
Gürcistan ile 3 sınır kapısı: Sarp, Posof-Türkgözü ve Çıldır-Aktaş
Ermenistan ile 2 sınır kapısı: Akyaka ve Alican
Azerbaycan ile 1 sınır kapısı: Dilucu

En işlek sınır kapıları İpsala ve Kapıkule

Türkiye'nin en işlek sınır kapıları arasında İpsala, Kapıkule, Sarp ve Habur yer alıyor. Bu kapılar, hem ticari hem de turistik açıdan büyük önem taşıyor ve yoğun bir geçiş trafiğine sahne oluyor.
Türkiye'nin sınır kapıları, sadece komşu ülkelerle olan bağları güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda kültürel ve ekonomik etkileşimler için de önemli rol oynuyor. Bu kapılar, Türkiye'nin dünyaya açılan yüzü olarak kabul ediliyor ve ülkenin jeopolitik önemini pekiştiriyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.