Yazın pikniğe gidenlerin en önemli malzemeleri arasında yer alan mangal kömürünün üretimi, zahmetli, zor ve sağlık açısından riskli bir çalışmanın sonunda gerçekleşiyor. Mangal kömürü üreticileri üstelik bir de tüccar tarafından sömürülüyor
Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı Yenice beldesinde faaliyet gösteren mangal kömürü üreticisi Abdulkadir Bilmez, Çukurova'nın kavurucu sıcağı altında gece gündüz demeden çalıştıklarını söyledi. Odun kümelerinin tutuşmaması için gece gündüz nöbet tuttuklarını belirten Bilmez, tüm aile birlikte çalıştıklarını ancak kazandıkları paranın kendilerine yetmediğini söyledi. Odunları kömür ocaklarına götürerek, ortası boş kalacak şekilde cami kubbesine benzer şekilde dizerek kümelediklerini anlatan Bilmez, şunları kaydetti: "Öbeğin tam ortasında bir soba borusu genişliğinde boşluk bırakılarak baca yapılır. Bu aralıktan ocak tutuşturulur. Ancak odunların tamamen yanmaması için dış kısmı otlarla kumla kapatılır. Ocak sadece açılan delikten hava alır. Odun kömürü elde edebilmek için yanma sırasında odunların alev almaması gerekir. Bunun için de başında nöbet tutarız. Ateş bir boşluk bulur dışa vurursa görevli o bölgeyi kum atarak kapatır ve ocak içten içten yanmaya devam eder. Yaklaşık 15 gün sonra odun öbeği mangal kömürü halini alır. Tabii bu sırada bizler sürekli içten içten yanan ocakta dumana maruz kalırız. Ciğerlerimizi dolduran bu duman eninde sonunda çoğumuzun sağlığını kaybetmesine yol açıyor. Bu işi yapanların çoğu kanserden yaşamını yitiriyor."
Hasta olmak kaçınılmazLaçin, bu işi yaparken hasta olduklarını belirterek, "Bu işte çalışan 50 yaşındaki bir adam 80 yaşındaymış gibi görünüyor. Hep dumanın, tozun, kömürün içindeyiz" dedi.Çadırlarda barındıklarını, içme suyunu 1 kilometre uzaklıktan bidonlarla getirdiklerini belirten Laçin, şunları anlattı: "Bazen hayvanların bile içmeyeceği suları alıp onları içiyoruz. Ekmeği burada kendimiz yapıyoruz. Yıkanıp temizlenmekte da güçlük çekiyoruz. Dağdayız. İnsanlardan uzaktayız. Her an tehlike içerisindeyiz. Ayrıca ağaçların kesilmesi de hem zor hem de tehlikeli. Hep bu dumanı soluyoruz."
Tüccar bizi sömürüyorBu işi 11 yıldan bu yana yapan Sait Aksu (53) ise uzun süre bu işlerde çalışanların teneffüs ettikleri duman nedeniyle kanser hastalığından öldüklerini söyledi. Aksu, bu havayı soluyanların akciğerlerinin bir süre sonra iflas ettiğini belirterek, "Ailece, çoluk çocuk çalışıyoruz. Buna rağmen kıt kanaat geçiniyoruz. Tüccarlar tarafından sömürülüyoruz. Biz burada kömürün kilosunu 0.80-1.00 TL'ye satıyoruz. Ama tüccar 3 TL'ye satıyor. Sattığımız mal için bazı tüccarlar çek veriyor. Ama çekler karşılıksız çıkıyor. Verilen adreslere gittiğimizde kimseyi bulamıyoruz. Her sene aile başı 3-5 bin TL'miz tüccarlar tarafından iç ediliyor" diye konuştu.
Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı Yenice beldesinde faaliyet gösteren mangal kömürü üreticisi Abdulkadir Bilmez, Çukurova'nın kavurucu sıcağı altında gece gündüz demeden çalıştıklarını söyledi. Odun kümelerinin tutuşmaması için gece gündüz nöbet tuttuklarını belirten Bilmez, tüm aile birlikte çalıştıklarını ancak kazandıkları paranın kendilerine yetmediğini söyledi. Odunları kömür ocaklarına götürerek, ortası boş kalacak şekilde cami kubbesine benzer şekilde dizerek kümelediklerini anlatan Bilmez, şunları kaydetti: "Öbeğin tam ortasında bir soba borusu genişliğinde boşluk bırakılarak baca yapılır. Bu aralıktan ocak tutuşturulur. Ancak odunların tamamen yanmaması için dış kısmı otlarla kumla kapatılır. Ocak sadece açılan delikten hava alır. Odun kömürü elde edebilmek için yanma sırasında odunların alev almaması gerekir. Bunun için de başında nöbet tutarız. Ateş bir boşluk bulur dışa vurursa görevli o bölgeyi kum atarak kapatır ve ocak içten içten yanmaya devam eder. Yaklaşık 15 gün sonra odun öbeği mangal kömürü halini alır. Tabii bu sırada bizler sürekli içten içten yanan ocakta dumana maruz kalırız. Ciğerlerimizi dolduran bu duman eninde sonunda çoğumuzun sağlığını kaybetmesine yol açıyor. Bu işi yapanların çoğu kanserden yaşamını yitiriyor."
Hasta olmak kaçınılmazLaçin, bu işi yaparken hasta olduklarını belirterek, "Bu işte çalışan 50 yaşındaki bir adam 80 yaşındaymış gibi görünüyor. Hep dumanın, tozun, kömürün içindeyiz" dedi.Çadırlarda barındıklarını, içme suyunu 1 kilometre uzaklıktan bidonlarla getirdiklerini belirten Laçin, şunları anlattı: "Bazen hayvanların bile içmeyeceği suları alıp onları içiyoruz. Ekmeği burada kendimiz yapıyoruz. Yıkanıp temizlenmekte da güçlük çekiyoruz. Dağdayız. İnsanlardan uzaktayız. Her an tehlike içerisindeyiz. Ayrıca ağaçların kesilmesi de hem zor hem de tehlikeli. Hep bu dumanı soluyoruz."
Tüccar bizi sömürüyorBu işi 11 yıldan bu yana yapan Sait Aksu (53) ise uzun süre bu işlerde çalışanların teneffüs ettikleri duman nedeniyle kanser hastalığından öldüklerini söyledi. Aksu, bu havayı soluyanların akciğerlerinin bir süre sonra iflas ettiğini belirterek, "Ailece, çoluk çocuk çalışıyoruz. Buna rağmen kıt kanaat geçiniyoruz. Tüccarlar tarafından sömürülüyoruz. Biz burada kömürün kilosunu 0.80-1.00 TL'ye satıyoruz. Ama tüccar 3 TL'ye satıyor. Sattığımız mal için bazı tüccarlar çek veriyor. Ama çekler karşılıksız çıkıyor. Verilen adreslere gittiğimizde kimseyi bulamıyoruz. Her sene aile başı 3-5 bin TL'miz tüccarlar tarafından iç ediliyor" diye konuştu.