Lübnan savaşının gölgesinde Gazze'nin yaşadığı dehşeti anlatmaya kelimeler yetmez. İsrail yine işgal ettiği Gazze'de eskisinden vahşi bir politika izliyor. Uzun vadede terörü artırması kaçınılmaz olan bu durumdan tüm bakanlar sorumlu; bir soruşturma komisyonu kurulmalı Gazze yeniden işgal edildi. Dünyanın bunu bilmesi gerek ve İsrailliler de bunu bilmeli. Şu an şimdiye kadar olmadığı kadar kötü durumda. İsrail askeri Gilad Şalit'in kaçırılmasından ve Lübnan savaşının başlamasından bu yana, İsrail güvenlik güçleri Gazze'ye deliler gibi saldırıyor. Ayrım yapmaksızın öldürüyorlar, yıkıyorlar, bombalıyorlar. Kimse bir soruşturma komisyonu kurmayı düşünmüyor. Kimse, bunun neden yapıldığını ve bu kararı kimin aldığını sormuyor. Çekilme planı öldü Fakat, Lübnan savaşının gölgesinde, İsrail güvenlik güçleri sanki bölgeden çekilmemişler gibi Gazze'de eskiden yaptıklarını yapıyor. Açıkça söylemek gerek, Gazze'den çekilme planı öldü. Eski yerleşimlerin molozları dışında, çekilme ve vaatlerinden geriye bir şey kalmadı. 'İşgale son verilmesi' ve 'toprakların ayrılması'na dair heybetli ve mantıksız tüm konuşmalar şimdi nasıl da alçakça görünüyor. Gazze eskisinden çok daha büyük bir vahşilikle işgal altında. Bugünlerde Gazze'nin büyük kısmında elektrik yok. İsrail buradaki tek elektrik trafosunu bombaladı ve verilmesi gereken elektriğin yarısından fazlası en azından bir yıl boyunca verilemeyecek. Su neredeyse yok. Elektrik üretilemediği için evlere su dağıtmak imkânsız. Gazze hiç olmadığı kadar pis; İsrail ve dünyanın seçilmiş hükümetine uyguladığı ambargo yüzünden maaşlar ödenemiyor ve sokakları temizlemekle görevli kişiler birkaç haftadır grev yapıyor. Çöp yığınları ve tiksinç kokular salan bulutlar kıyı şeridini boğuyor. Sınır kapıları trajedi sahnesi Gazze, bir yandan da bir hapisaneye hiç benzemediği kadar benziyor. Erez geçiş noktası boş, Karni geçişi iki ay içinde sadece bir kaç günlüğüne açıldı ve Refah kapısı için de aynı şeyi söylemek mümkün. Yaklaşık 15 bin kişi iki ay boyunca Mısır'a geçmek için bekledi, yaralı ve acılı birçok insan hâlâ bekliyor. 5 bin kişi de evlerine dönmek için sınırın öbür tarafında bekledi. Bazıları beklerken öldü. Yaşanan insani trajedinin derinliğini anlamak için Refah'taki sahneleri görmek gerek. İsrail, varlık göstermemesi gereken bir geçiş noktasını bir buçuk milyon kişiye baskı yapma aracı olarak kullanmayı sürdürüyor. Bu, utanılacak ve şoke edici bir toplu cezalandırma. Polisleri Refah geçiş noktasında bulunan ABD ve Avrupa da sorumluluk taşıyor. Gazze aynı zamanda hiç olmadığı kadar yoksul ve aç. Ticari mallar ne içeri girebiliyor ne dışarı çıkarılabiliyor, balık tutmak yasak, on binlerce Filistin Yönetimi çalışanı maaş alamıyor ve İsrail'de çalışma imkânları da yok. Ölülere, yıkıma ve dehşete henüz değinmedik bile. İsrail son iki ayda 224 Filistinliyi öldürdü; bu kişilerin 62'si çocuk, 25'i kadındı. Bombaladı, suikastlar düzenledi, yıktı ve kimse de buna son vermedi. Hiçbir Kassam roketi veya tünel kazma eylemi bu kadar büyük çapta öldürmeyi haklı çıkarmaz. Çoğunu masum sivillerin oluşturduğu ölümlerin yaşanmadığı bir gün bile geçmiyor. İsrail içinde suikastlara dair tartışmalar yapıldığı günler nerede kaldı? İsrail bugün sayısız füze ve mermi atıyor, aileleri öldürüyor. İçinde 900 kişinin tedavi gördüğü hastaneler yıkılıyor. Gazze'nin 'hastane olduğu söylenebilecek' tek tesisi Şifa hastanesinde geçen hafta yürek parçalayıcı sahneler gördüm. Solunum araçlarına bağlanmış, hayatları boyunca sakat kalacak, uzuvlarını kaybetmiş çocuklar... Aileler uyurken, tarlalarda çalışırken öldürülüyor. Gördükleri yüzünden travma yaşayan çocuklar dehşet içinde evlerinde birbirlerine sokuluyor. Savaş gazisi bir İspanyol gazeteci, Gazze'de son iki aydır gördüğü kadar korkunç sahneleri hiç görmediğini anlatıyordu. Tüm bunlara kimin karar verdiğini bilmek zor. Fakat bakanların Gazze'de yaşananlardan haberdar olduğu şüphesiz. Hamas'ın seçilmesinden sonra uygulanan ambargodan başlayıp Gazze'nin köprü ve trafolarının bombalanması ve toplu suikasta uzanan kararlardan onlar sorumlu. İsrail bir kez daha Gazze'de olan bitenlerden sorumlu. Gideon Levy/ RadikaL