logo
29 MART 2024

İslam dünyası paramparça

13.12.2011 00:00:00
İslam dünyası Fas'tan Endonezya'ya küresel güçlerin işgali altında... İslam dünyası huzursuz. Son 20 yılda Hıristiyanlar ve Yahudiler tarafından öldürülen Müslüman sayısı 3 milyonu aştı. Son 32 yılda bu rakam 6 milyonu geçiyor. Ancak bu 6 milyon Müslüman sadece Batılı güçlerin saldırılarıyla ölmedi. Müslüman liderler de bu cinayetler işlenirken Batılı küresel egemen güçlerin yanında yer aldı. Meselenin en yıkıcı tarafı da burası. İslam dünyası Batıda kendini ram olabilecek tek bir fert bulamazken, çok sayıda İslam ülkesinin lideri Batının İslam dünyası üzerine geliştirdiği senaryolara piyon oluyor. Biz de bu doğrultuda bölgemize ilişkin gelişmeleri Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi ile konuştuk. Soru: Bizim de bir parçası olduğumuz Ortadoğu'da son 20 yıldır önemli gelişmeler yaşanıyor. Irak iki kez işgal edildi? Şimdi de kitlesel eylemlerle ülkeler dönüşüyor, dönüştürülüyor. Küresel egemen güçlerim ne tür senaryoları hayata geçirmek için çalışıyor?Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi: Ülkelerin sahipleri milletleridir. Milletler devlet organizasyonu yaparak hem yaşamlarını düzenlerler, hem de geleceklerini garanti altına almaya çalışırlar. Emperyalist ülkeler hangi vatan üzerinde hesapları varsa kestirmeden giderek, o ülkenin yönetimini etkileri altına alırlar. Yöneticiler eliyle o milletin kaderi ile oynanır. Yaşanacak akıbetin boyutu, o milletin ortaya koyacağı tavır ve davranış ile ilgilidir. Birikimlerimiz "gafleti çok olanın, devletinin yok olacağını" sürekli kulaklarımıza fısıldıyor. Türkiye'de Yeşil Kuşak Projesi kapsamındaydı. Ortadoğu'daki İslam ülkeleri, Sovyetler birliğinin var olduğu dönemde ABD'nin 'Yeşil Kuşak Projesi'nin muhatabı olmuşlardır. Amerika'nın etkisi altına girmişlerdir. Sadece biz değil Ortadoğu'daki İslam ülkeleri üçüncü dünya ülkeleri olarak değerlendirildi ve istikrarsızlaştırıldı. Adeta bir tampon bölge olarak kullanıldı. Komünist blok dağıldıktan sonra, Rusya hakkında Yeşil Kuşak Projesinin sebebi olarak üretilen haberlerin pek çoğunun yalan ve yanlış olduğu anlaşılmıştır. Bu proje, ABD başkanı Jimmy Carter'ın döneminde geliştirilmişti. Yeşil Kuşak Projesinin hedefi, Müslümanları komünizme karşı bir kalkan olarak kullanarak, petrol zengini olan Basra körfezi civarında SSCB'nin etkinlik sağlamasını engellemekti.  Kuşak içinde ki ülkelerde Amerikan taraftarları bulunuyor, İslam ülkeleri de şekillendiriliyordu. Örnek olarak Afganistan'daki CIA çalışmalarını gösterebiliriz. CIA ve Pakistan himayesinde adı mücahit olan güçler örgütlendi. Rusya ile savaşmaları maksadıyla Afgan gruplara yoğun silah satışı yapıldı ve Pakistan'daki kamplarda eğitim verildi. Bu arada radikal İslam'ın temelleri atılmış oldu. Bu şekilde İslam'ı algılama ve yaşama da ekseninden saptırılıyordu. Milletin ölçüleri ile oynanarak ABD'nin dünya imparatorluğu için taşlar döşeniyordu. Vakti geldiği zaman provakatif eylemler düzenleniyor ve istenen icraat gerçekleştiriliyordu.  Konunun daha iyi anlaşılması için bir ismi örnek olarak verelim. Bu isim ülkemizde de tanınan anlı şanlı bir mücahid olarak bilinen Hikmetyar. Gerçek kimliği nedir Hikmetyar'ın? "Hikmetyar'ın "Batı eğitimi", Kâbildeki CIA ile ilişkiye girmesiyle başlar? CIA'nın kurmuş olduğu Asya Vakfı, ilk hedef olarak, Kâbil Üniversitesi'ni seçmişti. Abdul Resul Sayyaf, Burhaneddin Rabbani, Ahmet Şah Mesut, Gulbeddin Hikmetyar'ın başını çektiği Müslüman Gençlik Örgütü 1973'te kurulunca, CIA ile ilişkiler sıklaştırıldı. Hikmetyar örgütün askeri kanadının lideriydi. ABD elçiliğine örgüt çalışmalarına ilişkin sundukları raporda dört solcu lideri öldürdükleri belirtiliyor, bir matbaa kurmak için maddi yardım isteniyordu (Robert Dreyfuss, The Devil's Game, 2005, s. 260)" "Hikmetyar, Pakistan gizli servisi (ISI) kanalıyla CIA'dan milyonlarca dolar almıştır (Ahmet Raşid, 2008, s.10). Peter Bergen'e göre bu miktar, 600 milyon dolardan az değildir." "Hikmetyar, Sovyet işgaline karşı savaşan örgütlerden birinin lideriydi. Gerek Sovyetlere karşı savaşta, gerek iç savaşta Hikmetyar, çok ağır eleştiriler almıştır. Sovyetlerle savaşmaktan çok, öteki mücahitlere karşı savaşmak ve acımasızca sivil katliama girişmekle suçlanmıştı (Ahmet Raşid, Descent into Chaos, 2008, s.12). En büyük rakibi Ahmet Şah Mesut'u 1976 yılında casusluk suçlamasıyla Pakistan'da tutuklatmıştır." (http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=128864 ) İşin daha ilginç yanı Hikmetyar'ın ülkemizde samimi olduğu isimlerdir. Bu isimlerden öne çıkanlar merhum Necmettin Erbakan ve dizinin dibinde oturtacak kadar yakın gördüğü Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu ideolojik yakınlığın ayrıntıları araştırılması gerekir. 4Soru: Yeşil Kuşak Projesi yerini daha sonra Ilımlı İslam Projesine bıraktı. Ilımlı İslam Projesi'nin amacı nedir?Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi: Soğuk savaş döneminde İslam ülkeleri istikrarsızlığını sürekli muhafaza etti. Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra dünya tek kutuplu hale geldi. ABD için dost ve müttefik ülke kavramının sadece ve sadece kendi menfaatlerini korumak olduğu bir kez daha anlaşılmış oldu. Sovyet tehdidine karşı örgütlenmiş olan NATO artık yeni düşmanını belirlemişti. Artık dolaylı olarak ezilen İslam ülkelerine dönmüştü namlunun ucu. Artık yeşil kuşak projesinin hükmü kalmamıştı. Müslümanlar kullanılmıştı, Müslümanlar tahrip edilmişti. Artık sıra bizzat İslam'ın tahrip edilmesine gelmişti. Bizzat İslam dini üzerinde oynanacaktı. Bu da bizzat Müslümanlar eliyle yapılacaktı. Neticede dünya siyasi olarak tek kutuplu olduğu gibi sosyal olarak da dini inanış olarak da tek kutuplu hale gelecekti. Böylece Pentagon'un (ABD) nin temel hedefi olan "Küresel Dünya Hakimiyeti"için hedefte Müslümanlar ve İslam vardı. Dolayısıyla, Sovyetlerin inkırazından en çok Müslümanlar zarar gördü.  Sovyetlere karşı kullanılan Yeşil Kuşak projesindeki radikal İslam yapılanması yerini  "Ilımlı İslam'a bırakıyordu.    Ilımlı İslam bir başka ifade ile uyumlu İslam. Adı İslam ama kendisi batının radikal İslam yerine tayin ettiği yeni bir İslam anlayışıydı. Bu anlayışın iktidar edilmesi süreci başladı. Artık Müslümanlara ılımlı İslam dikte edilmeye başlandı. Devlet gücü, iktidar mahareti, dini yapılanmalar kısacası bütün unsurları ile saldırıya geçmişti emperyalist güçler. Burada İslami kimlikler ve İslami argümanlar kullanıldığı için insanlara karşı ikiyüzlü davranılıyor, gafletlerinden istifade ediliyordu. Fakat ne ilginç ki Ilımlı İslam güçlendikçe İslam'ı anlayış ve İslam'ı yaşayış sürekli geriye doğru gidiyordu. Bizim ülkemizde Ilımlı İslam, Medeniyetler ittifakı, dinlerarası diyalog adıyla tezgâhlanan bu çalışmalar hükümet politikası haline getirilmiştir. Geçmişte şeriatçı bilinen kişiler hükümet kabinesinde görev yapmaktadır. Kamuflajın gerektiği her fırsatta, hükümetin tutumları din temelli olarak ifade edilmesine rağmen, AKP iktidarı döneminde yıllar geçtikçe ülkemizde oruç tutanların sayısında dramatik şekilde düşüşler yaşanmıştır.  Uyuyan dev, İslam ülkeleriydi. Müslümanları etki altına almak gerekiyordu. Bunun için her ülkede o milletin kabul edeceği din âlimlerini devreye koymak idi. Bunu yaptılar. Bu isimler ile İslam'ın Ehl-i Beyt eliyle olan algılamasını ve peygamberi yaşantıyı devre dışına çıkartmanın hesabını yaptılar. Başardılar da. Müslüman toplumu, adım adım ılımlı İslam anlayışına doğru sürüklediler. Bu proje daha önce İspanya Endülüs devleti üzerinde uygulanmış ve batılı emperyalist güçler adına sonuca da ulaşılmıştı. Hıristiyan dünyada sürekli olarak İslam karşıtlığı Müslüman düşmanlığı işlenecek ama İslam ülkelerinde Müslümanlar üzerinde ise Ayet-i kerimelerin Hadisi şeriflerin zıddına onlar da din adına kardeş gibi gösterilecek. Neticede Müslümanların direnci ellerinden alınacaktı. Afrikalı bir yazarın anlatımı ile "Batılılar, Afrika'ya geldikleri zaman elimize İncili verdiler. Bize gözlerinizi kapatın, dua edin dediler. Biz gözlerimizi açtığımızda gördük ki, ayağımızın altından topraklarımız ve madenlerimiz gitti. Elimizde İncil kaldı" Burada hedef dini olmayıp tamamen işgal amaçlıdır. 4Soru: Bu yıl hacca gittiniz. Dünyanın dört bir köşesinden Müslümanlar Kutsal Topraklarda biraraya geliyor. Bu anlattıklarınızın yansıması nasıl oldu oraya?Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi: Müslümanları toplu olarak etkileyerek kendilerine yakın olan yöneticileri halk nezdinde iyi göstermek de gerekiyordu. Bunun için biçilmiş kaftan hicaz topraklarıydı. Osmanlının Hicaz topraklarından çıkartılması ve bu topraklar üzerinde Vehhabilik mezhebinin kurulması tamamen batılıların projesiydi. İngiliz Hampher'in hatıratlarına bakıldığı zaman detaylı bilgi almak mümkündür.  Hac mevsiminde Hicaz topraklarına dünyanın dört yanından Müslümanlar gelirler. Hac bir bakıma Müslümanların yıllık kongresinin yapıldığı belli bir zaman dilimidir. Suudi Arabistan'ın ABD ile ciddi stratejik bir ortaklığı vardır. Irak'ın Kuveyt'e saldırısı ile birlikte ABD'nin Suudi üzerinde ki nüfuzu daha da arttı.  Müslüman halk ülkesinde siyasi iktidarlar, basın yayın marifetiyle oyalandı; dünyada ise oluşturulacak propagandalar ile avuç içinde tutulmaya çalışıldı. Kapsayıcı politikalar için en uygun zaman ve zemin hac ve hicaz topraklarıdır. Hacca gidiş gelişlerimizde hep bunun böyle olduğunu gördük ve yaşadık. Uzun yıllardan beri hep bu böyle oldu. Hac mevsimi yapılan toplum mühendisliği ile dünyanın dört bir tarafından gelen hacılar etki altına alınacak ve ülkelerine bu mesajın taşınması temin edilecekti. O halde yapılan bu propagandalara bakılarak açık istihbarat elde edebiliriz. 4Soru: Bu dönem hacda ne konuşuldu? Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi: Özellikle alışveriş merkezlerindeki satış elemanları ile taksi şoförleri ile bu halklar etkilenmeye çalışılmaktadır. 'İslam ülkeleri geri kalmıştır, Amerikancı olmayan yöneticiler kötü insanlardır' yerel ifade ile "memnu" dur bunlar. Ama 'Amerika güzel, Obama güzel ve Tayyip Erdoğan güzeldir' yerel ifade ile "kuveys" tir bunlar. Türk olduğumuzu görenlerin ortak ifadeleri bunlar oldu bu sene. Pompalanan düşüncelerden bir tanesi de 'Amerika iyi; İran kötü' kanaatidir. Tayyip Erdoğan'ın İsrail cumhurbaşkanı ile aralarındaki Davos'ta oynanan "one minute" tiyatrosu bir mizansen halinde hıfzedilmiş durumda. Esnafla diyaloglarda hemen bu gündem ediliyor. Bu tablo canlı tutularak bütün bir İslam kamuoyu teslim alınmış durumda. Bu operasyon bizzat basın yayın yoluyla yapılıyor. Batı kendi hedeflerini içerden ve dışardan yönettikleri basın yayın organlarıyla halkları yönetiyor. Doğruyu yanlış yanlışı doğru gösterebiliyorlar. 11 Eylül ikiz kulelere saldırı ile birlikte ABD tarafından haçlı seferi başlatılmıştır. 22 İslam ülkesi üzerinde ki bu hesap BOP adı altında yapılmaktadır. Irak'ta, Afganistan'da operasyon gerçekleştirilmiştir. Arap baharı adı altında Arap devletlerinin tamamı tezgâhtadır. Arap baharı Amerika'nın coğrafyamızın işgal projesinin bir uygulama şeklidir. İşgalde kullanılan "insan hakları" söylemi sözde ilgili milletleri ilgilendirse de özde tamamen Amerika'ya aittir. Meselenin en ilginç yanı bu işgal de AKP hükümetinin rol almış olmasıdır. Arap baharında aktif rol alınıyor ve milyon dolarlar yardımda bulunuyorlar. Askeri ve logistik yardımda bulunuyorlar. Şimdilerde de AKP gençliği ile muhalif Arap gençliği ortak platformlar düzenliyorlar.  Türkiye tarihte ilk defa haçlının safında Müslümana karşı namlu çevirmiş durumda. Yaşanan gelişmeler elbette Müslüman olarak vicdanımızı kanatıyor. Ancak yaşanan her olaydan ders de çıkartmak zorundayız. Projenin son perdesi olan işgal sürecinin yaşandığı şu günlerde artık dost da düşman da belli olmuştur. Zaten ahir zamanı yaşıyoruz. Artık saflar netleşiyor; hak ve batıl, doğru ve yanlış artık ayan beyan ortaya çıkıyor. Biz ne yapacağız? Öncelikle kendimizi tanıyacağız. Kendimizi tanıma dinimiz İslam'ı öğrenme ve yaşama konusunda Ehli Beyt'in kurtarıcı nefesine sığınacağız, onları tanıyacağız, onları seveceğiz, onların yaşadığı İslam'ı yaşayacağız. Dostumuzu düşmanımızı bileceğiz. Dostumuza dost, düşmanımıza düşman olarak tedbirimizi alacağız ve tavrımızı belirleyeceğiz. Bu hem milli bir vazife olarak vatanımızı korumak hem de dini bir vecibe olarak mücadele etmek anlamına gelmektedir.  Dünya ve ahiret kurtuluşumuzun yolu da budur.
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'

Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Maxat Rakhishov'un İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-23' Operasyonuyla yakalandığını açıkladı.
29.03.2024 08:28:00
Haber Merkezi
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Bakan Yerlikaya X hesabından yaptığı paylaşımda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen 'MAHZEN-23' Operasyonu sonucu İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan aranan Maxat Rakhishov'un yakalandığını duyurdu.

Kıskaç operasyonlarında 70 şüpheli yakalandı

Bakan Yerlikaya ayrıca, 20 ilde FETÖ'ye yönelik olarak son bir hafta içinde düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında 70 şüphelinin yakalandığını duyurdu.


"FETÖ'cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle operasyonlarımız kararlılıkla devam edecek" diyen Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı.

"Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı, TEM Daire Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri, TEM ve KOM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Aksaray, Bolu, Gaziantep, Sakarya, Muğla, Mersin, Manisa, İstanbul, Kayseri, Kars, Erzurum, İzmir, Elazığ, Adana, Uşak, Denizli, Sivas, Mardin, Edirne ve Bursa'da FETÖ'ye yönelik eş zamanlı olarak düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında şüphelilerin:
  • Örgütün sözde "Emniyet Mahrem Yapılanması" içerisinde faaliyette bulundukları,
  • Örgütün kripto haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı oldukları,
  • Ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları,
  • Örgütün "Gaybubet Evi" olarak adlandırdıkları hücre evlerinde barındıkları,
  • İfade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ile aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.

Operasyonlar sonucu: Çok sayıda dijital materyale el konuldu."

Yerlikaya, operasyonlara katılan polisleri de tebrik etti.

Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
28.03.2024 22:45:00
Anadolu Ajansı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Siverek-Şanlıurfa kara yolunun 3'üncü kilometresi Siverek Devlet Hastanesi yakınlarında, Mehmet Karakayalı idaresindeki 34 SRM 01 plakalı otomobil, Kudbettin Kazancı yönetimindeki 07 GHV 87 plakalı hafif ticari araç ve Hamdullah Kınış'ın kullandığı 63 N 5314 plakalı motosiklet çarpıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye 112 Acil Servis, polis, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan 9 kişi Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan İbrahim Erol, Hamdullah Kınış ile kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kaza nedeniyle ulaşıma kapanan kara yolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya platformu X hesabından, Siverek ilçesinde meydana gelen kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 kişinin de yaralandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Kazaya trafik ve sağlık birimlerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." 

Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi
28.03.2024 15:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:37:04
AA
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla illere gönderilen genelgede, eğitim kurumlarının, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, seçmenin oy kullanmasına imkan verecek şekilde hazırlanacağı belirtildi.

Genelgede, seçimlerin ardından Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi amacıyla 1 Nisan 2024 Pazartesi gününün tatil edildiği bildirildi.

Öte yandan 1 Nisan günü yönetici ve öğretmenler, aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacak. 

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.