logo
25 NİSAN 2024

İslam'ı temsil ve tebliğde Ehl-i Beyt

13.11.2011 00:00:00


Yüce Allah'a sonsuz hamd ü senalar olsun. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'ine salat ve selam olsun?

Yüce Allah'a sonsuz hamd ü senalar olsun. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'ine salat ve selam olsun?İslam:       "Allah katında yegâne Hak din İslam'dır." (Âl-i İmran, 19)"Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslam'ı seçtim." (Maide, 3)"Her kim İslam'dan başka bir din ararsa, asla ondan o din kâbul edilmez ve o ahirette hûsrana uğramışlardandır." (Âl-i İmran, 85)Bu ilahi ölçülerle son Hak din olarak çerçevelenen İslam'ın tevhid akidesinin temeli "Kelime-i Tevhid" cümlesiyle ifade edilir: "Lailaheillallah Muhammedurresûlullah".Yani İslam, Rabbi Allah, Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), kitabı Kur'an, kıblesi Kâbe olan son Hak dindir.Mücerret İslam'ın ve Kur'an'ın, müşahhas canlı örneği ise Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'idir.

İslamı temsilde Ehl-i BeytHer dinin, her ideolojinin, her davanın mücerret hakikatleri yanında hayata yansıyan müşahhas tarafları da vardır. Diğer bir ifadeyle herhangi bir inanç ve tez, mücerret hakikatler ve müşahhas olaylar ve kişilerden vücut bulur. Canlı örnekleri olmadan bir tezin, bir davanın veya dinin olması da asla mümkün değildir.Ehl-i Beyt, İslam dininin yaşanılan ve yaşanan müşahhas örneğidir. O bakımdan Ehl-i Beyti anlamadan, tanımadan İslam'ı ne anlamak mümkündür, ne de yaşamak mümkündür.Hz. Peygamber'in abası altındaki Ehl-i Beyt'inde, Hz. Fatıma'sı vardır, Allah'ın arslanı Hz. Ali vardır, cennet gençlerinin efendileri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin vardır. Ehl-i Beyt, Kur'an-ı Kerim'in aynasıdır, Hz. Peygamber'in "canlı Kur'an" olarak yaşadığı aile hayatıdır. Yani Ehl-i Beyt, Kur'an-ı Kerim'in Hz. Muhammed modelidir. İslam'ın itikad, amel, ahlak ve aşk boyutunda doruk noktada örnekleştiği sosyal çekirdektir, yani "canlı İslam'dır". Bu, Allah sevgisinin doya doya yaşandığı, Allah korkusunun bir hayat tarzı haline geldiği, hiçbir şeyin sözde değil, her şeyin hakikati olduğu gerçeğidir.İşte Kur'an ve Ehl-i Beyt ilişkisi? Sünni tarih kitaplarından El-Marifet-ü ve't-Tarih'den Ebuzer-i Gifari Hazretleri rivayet ediyor: Peygamber (s.a.v) buyurdu ki :"Ey insanlar! Aranızda iki değerli emanet bırakıyorum. Allah'ın Kitabı ve ıtretim (Ehl-i Beyt'im). Bunların biri öbüründen daha üstündür, o da Allah'ın Kitabıdır. Bunlar havuzun başında bana gelip çatıncaya kadar birbirinden ayrılmazlar. Bunlar Nuh'un gemisine benzer, binmeyen ise boğulur." (El-Marifet-ü ve't-Tarih, c. 1, s. 538)Nitekim Kur'an-ı Kerim'de bizzat Allah, Resûlünü ve Ehl-i Beyt'ini vasıflandırıyor. Hz. Peygamber (s.a.v.) hadisleriyle bu gerçeği bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor."And olsun ki, Resûlullah, sizin için (?) güzel bir örnektir." (Ahzab, 21)"Ey Ehl-i Beyt! Allah, sizden sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor." (Ahzab, 33)"De ki Muhammedim! Ben, Peygamberliğime karşılık, sizden, yakınlarımı (Ehl-i Beyt'imi) sevmenizden başka bir şey istemiyorum." (Şuara, 23)

İnsanlığa müjdelenmiş aileBaşta Hz. Muhammed (s.a.v.) olmak üzere bu mübârek ve muazzez aile, yüce Allah tarafından seçilmiş, sevilmiş, temizlenmiş, tescil edilmiş ve insanlığa müjdelenmiştir.Hakikât şu ki, Ehl-i Beyt imandır, Ehl-i Beyt itaattir, Ehl-i Beyt teslimiyettir, vuslattır, haktır ve hakikattir. Ehl-i Beyt, bütün Kur'an ayetlerinin ihlasla ve samimiyetle tek tek okunup yaşandığı, hayata geçirildiği ev halkıdır ve Kur'an-ı Kerim'in yaşanan "canlı peygamber" örneğidir.İşte İslam'ı temsil noktasında, Resûlullah'la (s.a.v.) birlikte Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin bir makamı paylaşmakta ve İslam'ın kâmil insan modelini oluşturmaktadırlar.İslam, ancak ve ancak onlarla temsil edildi, bayraklaştı, yaşandı, yaşatıldı ve insanlara ulaştırıldı. Bu temiz ve pak sulbün evlatları, hak üzere kıyamet sabahına kadar var olacaklardır.

Cihad meydanlarında temsilResûlullah'ın (s.a.v.) bizzat tensipleri ile Hz. Ali Efendimizin cihat meydanlarındaki üstün kahramanlıkları, çoğu defa savaşın Müslümanlar lehine seyrini değiştirmiştir. Bedir'de, Uhud'da, Hendek'te, Hudeybiye'de, Hayber'de, Huneyn'de, Taif'te, Mekke'nin fethinde sonucu belirleyici hamleleri oldu.Hendek günü, Arapların, "bin savaşçıya bedel" dedikleri Amir b. Abdü'l-Vedd karşısına Peygaberimiz tarafından Hz. Ali çıkarıldı. Hz. Peygamber Hz. Ali'nin başına kendi sarığını sardı. Kendi kılıcını kuşandırdı ve kendi zırhını giydirdi ve Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "İmanın tamamı küfrün tamamının karşısına çıktı." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s. 249)Bugün Resûlullah'ın (s.a.v) Ehl-i Beyt'i üzerinde müthiş bir karartma vardır. İslam'ı ve sünneti anlamada tek önder olan Ehl-i Beyt'i devre dışı bırakmak, aslında Resûlullah'ı (s.a.v) devre dışı bırakmak demektir."Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır" diyen Hz. Peygamberdir. Ehl-i Beyt, Kur'an-ı Kerim'de pek çok ayette ve Resûlullah'ın hadislerinde övülmüş, önemine dikkat çekilmiştir.Ehl-i Beyt kelime anlamı olarak "ev halkı" manasına gelse de, Kur'an ve hadislerde kullanılan manası dikkate alındığında, Resûlullah'a (s.a.v.) en yakın olanlar, O'nun mahremini paylaşanlar anlamındadır.Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin gerçekten de Resûlullah'ın hayatı boyunca en yakınları olmuştur.Bu "bir evi paylaşma" anlamında değildir. Ehl-i Beyt ifadesi O'nun hali ile hallenme, davasını anlama ve sahip çıkma ve kendinden sonra bu vazifeyi bir manada omuzlayarak devam ettirme olarak düşünülmelidir.Hz. Peygamber (s.a.v.) ömrünün son anlarını dahi hanımları ile değil, bu dört insanla geçirmiştir. Bunları bizzat yetiştirmiş, eğitmiş ve nazarında terbiye etmiştir. Ayetle sabittir ki, onlar masumdurlar, her türlü pislikten korunmuşlardır. Cennetle müjdelenmişlerdir, insanlık aleminin en üstünüdürler.İşte İslam'ı temsilde, dava etmede Hz. Peygamberin makamında Ehl-i Beyt O'nunladır. Nübüvvet nurunun, şah-ı velayet Hz. Ali ile birlikte velâyet şuaları ile devamı da bu hikmete mebnidir.

Mübahale ayeti ve İslam'ı temsil "Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle tartışmalara girişirlerse, de ki: Biz bizzat gelelim, siz de gelin. Oğullarınızı ve oğullarımızı, kadınlarınızı ve kadınlarımızı çağıralım. Ondan sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ın laneti yalan söyleyenlerin üstüne olsun." (Al-i İmran, 61)Sünni eserlerden, Hariciler de dahil olmak üzere tüm İslam mezhepleri, Resûlullah'ın (s.a.v.) Necran Hristiyanları ile mübahaleye giderken, yanında sadece Hz. Fatıma (a.s.), Hz. Ali (a.s.), Hz. Hasan (a.s.) ve Hz. Hüseyin'in (a.s.) bulunduğu noktasında hem fikirdir.Sünni âlim Suyuti bu konuda, şu rivayeti nakletmektedir:Cabir b. Abdullah şöyle nakleder:"Kendimiz ve kendinizden maksat, Resûlullah (s.a.v.) ve Ali'dir (a.s). Oğullarımızdan maksat Hasan ve Hüseyin'dir (a.s.). Kadınlarımızdan maksat, Hz. Fatıma'dır (a.s.).Buradaki önemli nükte şudur: Bu beş kişi, İslam dinini temsil eden en seçkin beş kişi olarak gösterilmektedir. Bunların lanetleşmeye katılımı tüm Müslümanların katılımı manasına gelmekte idi."Bu ayet Hz. Ali'ye, "Peygamberin nefsi" olarak hitap etmiştir. Bu manada Hz. Ali (a.s.), Resûlullah'ı (s.a.v.) hayatında ve ölümünden sonra tam anlamıyla temsil edebilecek tek ve kamil kişidir (Et-Teşeyyu, Abdullah ?ureyfi, s. 224). Tabii ki  Peygamberlik makamı bundan istisnadır. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fatıma, s. 244)

İslam'ı tebliğde Ehl-i Beytİslam'ın mübelliği, tebliğcisi Hz. Muhammed'dir (s.a.v.). Cebrail'in kendisine vahyettiği bütün ayetleri (vahy-i metlu) bizzat belledi, inandı, yaşadı, dava edindi ve yaşattı.O'nunla müşahhaslaşan Kur'an ve İslam'ın, Peygamber ailesi içinde sosyal plana aksetmesi ve insanlara bütün safiyetiyle tebliği gerçekleşti.Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) beyanı ile, Ehl-i Beyt kurtuluşun adresi, Nuh'un gemisidir:" Benim Ehl-i Beyt'imin sizin içinizdeki misali, Hz. Nuh'un kavmi içerisinde Hz. Nuh'un gemisi gibidir. Kim gemiye binerse necat bulur, kim gemiye binmezse helâk olur." (bkz. Suyuti, Tefsir-i Hulafa, s. 573; Taberani,

Mu'cemü'l Kebir, s. 78)İslam'ın fert, aile ve cemiyet hayatı, Ehl-i Beyt ile şekil buldu. İslam medeniyeti bütün dünyayı bu güneşle aydınlattı.İslam'ın tebliği, irşadı, bu yolun nuru ile oldu. Bu olmadan ne tebliğ olabilir, ne irşad olabilir.Müminler, Ehl-i Beyt'i sevmek ve onlara salat ve selâm etmek suretiyle Hak katında makbul olurlar. İstikamet üzere yol alırlar, yücelirler, yükselirler, şeref bulurlar.Bu öyle bir hakikattir ki, yeter ki bu yola, bu aileye bağlılığı olsun? Muhammedî nuru her insanın kalbine yerleştirir ve medeniyetler inşa eder. Böylece tortular altın, bütün bir alem rahmetle dolar.İslam tarihi, Ehl-i Beyt'in nakış nakış dokuduğu kemâlat sahibi insanların (velayet yolunun saliklerinin) hayatı, toplumları şekillendirmesi ile doludur.1- Türk Milleti'nin İslamlaşması, Ehl-i Beyt evlatlarının Maveraünnehir'deki tebliği ve irşatları ile aşk boyutunda olmuştur. Hacı Bektaş'lar, Ahmet Yesevi'ler, Mevlana'lar, Yunus'lar, zaman içerisinde Ehl-i Beyt'in müşahhas örnekleri olarak insanlığı aydınlattılar. Bu kadronun yetiştirdiği Alperenler, Anadolu'yu ve bütün cihanı dantel gibi örmüş, insanların gönüllerinde İslam'ın çırağını yakmışlardır.2- Hz. Fatıma anamız, kadınlara İslam'ı anlatan bir mürebbiye idi. Ayrıca kısa süren ömrüne tam bir hak mücadelesini sığdırmış, sevgili babasından hemen sonra başlayan Hak'tan sapmalara (Peygamberimizin ölçülerine ters uygulamalara) göğsünü siper etmiş, önde gelen sahabilere karşı hakkı temsil ve tebliğ yegâne uğraşısı olmuştur. (Hz. Fatıma, s. 85)3- Resulullah'ın (s.a.v.) vefatından on gün sonra başlayan Fedek hurmalığı meselesinde Hz. Fatıma'nın mücadelesinin asıl sebebi, İslam inancının getirdiği ölçülerin aşılmasına ve Hz. Peygamberin bıraktığı sünnetin hiçe sayılmasına olan öfkesidir. ( Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fatıma, s. 523). Yoksa mal hırsından kaynaklanmıyordu.4- Hz. Ali (k.v.), Resûlullah'tan sonra, ümmetin müracaat merkezi idi. Her konuda müşkilleri o çözüyordu. Hz. Ebu Bekir, Ömer ve Osman'ın akıl, hüküm ve hikmet aldıkları başdanışmanları Hz. Ali'dir.5- İmam Zeynelâbidin, tebliğ ve nasihatlerini samimi dualarının içinde yapıyordu. Babası İmam Hüseyin'in ise tebliği açıktı ve haksızlık karşısında açıktan mücadeleyi seçmişti, kıyam etmişti.6- İmam Cafer-i Sadık (a.s.), ilim ve hikmet dolu sohbetleri, İmam-ı Azam gibi zevatı bile ihya ve irşad edici telkini ile ve Hakkın ölçüsünü koruyan eserleri ile tebliğin zirvesini temsil etmektedir.
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 25. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
25.04.2024 14:23:00
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla sona erdi.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için yapılan seçimin ilk 24 turunda hiçbir adayın 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 25. tur oylaması yapıldı.

24. turda en fazla oyu alan 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ve 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk'ün katılabildiği oylamada, Kerkez 136, Şentürk ise 131 oy aldı. Seçime katılım 322 olarak kayıtlara geçerken, 13 boş oy kullanıldı, 42 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 26. tur oylamayla devam edilecek. Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), Kara Yolları Trafik Yönetmeliği'nde değişiklik yapıldığı iddialarını yalanlayarak, uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyet alamayacağı ve ehliyetini yenileyemeyeceği iddiasının manipülasyon içerdiğini bildirdi.
25.04.2024 13:48:00
İhlas Haber Ajansı
'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı
'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada, sürücü adayları ve sürücülerde aranacak sağlık şartları ile muayenelerine dair usul ve esasların Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelik kapsamında belirlendiğ hatırlatılarak, 'Yürürlükte olan yönetmeliğin 7. maddesi kapsamında ağır derecede veya orta derecede uyku apnesi olanlar ile birlikte gündüz uyuklama hali tespit edilen kişilerin tedavi görmeden sürücü belgesi alamayacakları, ancak uyku apnesinin kontrol altına alındığı veya tedavi edildiği doktor heyeti tarafından tespit edilen kişilere sürücü belgesi verilebileceği açıkça belirtilmiştir. Yönetmelikte güncel bir değişiklik söz konusu değildir' denildi.


Açıklamada, kamuoyunu manipüle etmeye yönelik paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuldu.

Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.

Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
25.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti.

Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici'nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Ekici'nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.