logo
23 NİSAN 2024

İspanyol kadar Türk olmak

07.08.2005 00:00:00
Rauf Bey gene yapmış yapacağını..    Öyle bir laf söylemiş ki, yenir yutulur değil..    Rauf Bey kaya gibi bir lâf etmiş.    Öyle bir kaya ki, al nereye koyarsan koy..Denktaş, Türk Sağlık-Sen'in Dergisi TSS'ye verdiği röportajında, "Barış harekatı kazanıldığında şeref nasıl Türkiye'nin olmuşsa, şimdi bu kazançlar kaybedilecekse onun ayıbı, onun tarihi günahı, onun şerefsizliği de Türkiye'nindir. Benim değildir. Bizim değildir. Kimse bunu unutmasın" demiş.Vallahi benim de değildir?Kuruluşundan 82 yıl sonra ne olduğumuzu, kim olduğumuzu, nerede durduğumuzu, hangi noktada bulunduğumuzu hâlâ tam olarak bilemiyorsak?Kimlik krizi yaşıyoruz, yaşatılıyoruz demektir ve meselenin başı da sonu da budur.Aynen ve sadece budur.82 yıl önce tam bağımsız ve üniter milli devleti kurmanın şerefi Türklere aitse?Kimse gevelemesin, sadece ve yalnızca Türklere aitse?.82 yıl sonra orasından burasından tırtıklanmasının şerefsizliği kime aittir?Nerede o Türkler? Nereye, nerelere, hangi uzak diyarlara gittiler?"Nerede o çağlar ki / Analar kurt doğururdu/ Hilkat insan çamurunu/ Destanlarla yoğururdu''Kültürel olarak nereye aitiz, politik olarak kimlerle işbirliği içinde bulunmalıyız, ekonomik olarak kimlerle alış-veriş yapmalıyız?AB mi, Şahnghay Beşlisi mi?Müslüman'sak, Arap mıyız?Türk'sek neden Türk Devletleri ile hâlâ "Vay be.. Ne kadar güzel Türkçe konuşuyorlar?', yahut "Vay anasına.. Bunlar da Türkçe konuşuyorlar'' açmazındayız?Bağımsızlık ne demek?Neden bu "kimlik''; "kim olup, kim olmadığımız'' krizini çözmüyoruz, çözemiyoruz önce de; rüzgarın önünde sürükleniyoruz yahut bizi bir yerlere sürüklemek isteyenlerin yarattığı hava cereyanlarının, akımların önünde savrulup duruyoruz?Neden her davulun önünde oynuyoruz?"Tanrı Türk'ü Korusun'' mu, "Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman'' mı?Yahut, "Ya Allah, Bismillah, Allahü Ekber'' mi?Yahut, "Ne mutlu Türk'üm Diyene'' mi?Yoksa bu lâfın aslı "Ne Mutlu Türkiyeliyim Diyene'' miydi?Ne zamana kadar zihnimizin bu öldürücü sarkacı beynimizin içinde bir sağa bir sola vurup duracak?Âcilen bir karar vermemiz gerek.. "Minareler süngümüz''se başka noktada duracağız; "Türk önde, Türk ileri'' ise başka noktada..Fakat 82'inci yılda bile hâlâ mı bilinmezlik, hâlâ mı kararsızlık?Hangisi İngiliz oyunu, hangisi Yahudi tezgâhı?Neden şimdi Vahdettin, neden hâlâ "Abdülhamit Kızıl Sultan mıydı''?Önce Türk olduğumuza karar vereceğiz..Sonra tam bağımsız mı, yoksa köle olarak mı yaşayacağımıza karar vereceğiz.Sonra da Türk olarak neyin, hangi çözümlerin bize faydasının dokunacağına?Ülkeyi Türkler yönetecek, Türk için, Türk'e doğru yönetecek.82'inci Cumhuriyet yılında devletin zirvesinde asker ve sivillerin, Cumhurbaşkanı'nın gözetiminde MGSB konusunda anlaşamamaları; anlaşmazlık sebebini hükümetin iki bakanının ayrı, Cumhurbaşkanı'nın farklı açıklamaları bile moralimizi bozmayacak.    Asker ve sivilin terörle mücadele konusunda beş saatlik brifinglerde anlaşamayıp, tartışmayı kamuoyu önüne taşımaları bile canınızı sıkmayacak.Önce karar vereceksiniz; Eskimo musunuz, Yamyam mı, Aborjin mi?    Yoksa barış, özgürlük, halkların kardeşliği, dinlererası diyalog uğruna hepsi mi?    Yoksa sadece Türk mü?    Değilseniz devletin adı neden Türkiye Cumhuriyeti de, Mozaikler Birliği değil?    Seviyorsanız kalın, sevmiyorsanız neden bizi de rahatsız ediyorsunuz?    Yılmaz Bayazıtoğlu diyor ki; "Avrupa Parlâmentosu 'Türkiye ve Kürtler' konulu bir konferans düzenleyecekmiş. Merak ediyorum, 'İngiltere ve İrlandalılar', 'İspanya ve Basklar', 'Fransa ve Korsikalılar' konulu konferanslar toplamayı da planlıyor mu?''    Neden toplasınlar, neden toplattırsınlar ki kardeşim?Adamlar "bağımsız'' ve "üniter devlet''. Sen önce ne olduğuna karar ver.Devlet misin, kabile mi, aşiret mi?    Kim olduğuna karar ver, Türk müsün, Arap mısın, batılı mısın, doğulu musun?    "Batılıyım'' demen yetmiyor, adam "sen benden değilsin'' diyor.    Birleştirici ve bütünleştirici olmak uğruna Türkiye içindeki herkesi Türk kabul etmen de de yetmiyor, adam "ben Türk değilim'' diyor, ana dilde eğitim ve yayın özgürlüğü istiyor, şu kadar yıldır diasporadayım diyor, tanınmak, siyaseten farklı olduğunun kabul edilmesini istiyor.Bunun adı "Kültürel zenginliğimiz'' filan değildir.Resmen "bölücülüktür''.Karar vereceksin.Türksen, bağımsız devletsen, bağımsız kalmak istiyorsan?İçeride ve dışarıda?Dahili ve harici bedhahlara karşı..Ona göre davranacaksın.Bağımsızsan ve bağımsızlığını korumak istiyorsan..Bağımsızlık Mahkemeleri kuracaksın..Eski dilde bağımsızlık, İstiklal demektir.Yâni İstiklal Mahkemeleri..Sonra da "tek dişi kalmış'' AİHM filan dinlemeden adam asacaksın?Kararlı duracaksın, adam gibi duracaksın, adam olacaksın..    Sevr'e değil, Lozan'a sahip olacaksın.    Patrik, ben Heybeli'de mürteci okul açarım diyor, Fener'de Kudüs Metropoliti için şeriat mahkemesi kurarım diyor.Kınalıada'da irticai çocuk kampı açarım diyor. Ekümenik'im diyor. Üzerimde baskı var diyor. Seni AİHM'ye şikayet edeceğim diyor.    "Müttefikin'', "Stratejik ortağın'' Amerika da aynen öyle diyor.    ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Tom Casey, düzenlediği basın toplantısında, "Biz İstanbul'daki ekümenik partikhaneyi destekliyoruz ve patrikhane konusunda Türk hükümetiyle düzenli olarak görüşüyoruz" diyor.Amerika başka ne diyor?    Los Angeles Federal Mahkemesi, PKK'ya destek verenlere hapis cezasını Anayasaya aykırı buluyor. Federal Mahkeme 11 Eylül sonrasında çıkarılan ve terör örgütlerine yardım ve yataklık edenlere 15 yıl hapis getiren maddesinde PKK lehinde düzeltme yapılmasına karar veriyor. Yargıç Audrey Collins, PKK'nın "Türkiye'deki Kürtler'in haklarını gözeten bir siyasi parti" olduğunu kaydederek, güya terör listesine alınmasına rağmen örgüte eğitim ya da insani yardım sağlanmasını engelleyen düzenlemenin anayasaya aykırı olduğuna hükmediyor.Yâni ey millet? Müttefik ve de stratejik ortağın Amerika 2005'te, 1915'deki İngiltere'nin yerini alıyor, seni kıvrık uçlu Arap hançeri cenbiye ile iki yerinden hançerliyor.     Ekümenik Patrik ve Özgürlük savaşçısı PKK?Amerika başka ne diyor?Ankara (eski) Büyükelçisi Edelman Devlet Bakanı'na mektup yazıyor, "Laik bir ülkenin laik bir kurumu olarak, İslâm tek hak dindir'' diyemezsin diyor."Irak'a girmenize Irak karar verir'' ve "Askerin konumu AB yolunda engeldir'' diyen AB'nin Müstemleke Müfettişi Kretschmer de Diyanet İşleri Başkanı'na aynı şeyleri söylüyor. Yetmiyor.    Avrupa Komisyonu Sözcüsü Amadeu Altafaj Tardio, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Türkiye bugün Avrupa Birliği'ne üye olmak için gereken tüm kriterleri karşılamaktan uzaktır. Dini özgürlük bizim için en büyük önceliğe haizdir ve müzakerelerde de önemli bir noktayı oluşturacaktır'' diyor.    Demek ki kıymetli okuyucu minarelerimiz, AB ve ABD malı süngü olacak.    Onların izin verdiği ve uygun gördüğü ölçüde..    Amerikan usulü İslâm, Avrupa usulü, batı usulü, diyalog ve hoşgörücülerin anladığı, "ılımlı İslâm'' dedikleri bu olsa gerek..    Yetmiyor.. Kuzey Kıbrıs'tan "Fener Patrikhanesi ile yakınlığı bilinen 5 yıldızlı bir Otel Patronunun KKTC'deki Otelinin Genel Müdürü olan kişinin Fener Patrikhanesi adına (dolaylı olarak) KKTC de Girne'de deniz kıyısında büyük ölçekli bazı arsaları ele geçirmeye çalıştığı'' feryadı geliyor.    Yetmiyor ey okuyucu..    3 Ağustos 2005 tarihli Politis'te; 5 Ağustos 2005 tarihinde Atina Dağcılık Kulübünden oluşan 10 kişilik ekip Türkiyenin 6 bin 200 metre yüksekliğindeki Ağrı Dağına bir tırmanış gerçekleştireceği ve dağın zirvesine Yunan ve "Kıbrıs Cumhuriyeti" bayraklarını dikecekleri haberi yer alıyor. "Dağcıların'' Ağrı'ya gitmeden önce İstanbul'a giderek Fener Rum Patriği Bartholemos'un de elini öpeceği ifade edilen haberde dağcıların sözkonusu eylemlerini 18 Ağustos'da tamamlamayı hedefledikleri belirtiliyor.Dikerler kardeşim, dikerler..Tepemizin üstüne, başımızın üstüne, Ağrı'ya Yunan bayrağı, Rum bayrağı dikerler.Ağrı'yı Ermeniler milli sembolleri olarak kullanırlar.Hatay'ı Suriyeliler haritalarında kendi toprakları olarak gösterirler.Trabzonspor'u Lefkoşa'ya "tanıdığımız'' Ercan'dan değil, "tanımadığımız'' Larnaka'ya Atina üzerinden göndeririz.Kerkük'ü Barzani-Talabani'nin elinden kurtarmaya çalışırken bir de bakarız PKK şehirde "büro'' açmış, bayrak asmış..Ha bu noktada, söz Kuzey Irak'a gelince işler biraz karışıyor.1. GİRERİZ MESELESİ.Başbakan, İkinci Başkan "gerektiğinde gireriz'' diyor. Amerikan Genelkurmay Başkanı "Zor girersiniz'' diyor. "Irak hükümetinin söyleyeceği şeyler olur'' diyor.Irak İçişleri Bakanı İstanbul'da "Buna ancak Irak parlamentosu ve Kuzey Irak Bölge Parlamentosu karar verir'' diyor.2. EBU GARİB MESELESİ.İstanbul HSBC ve İngiliz Konsolosluğu olayının Ebu Garib'teki iki suçlusu için Amerika'nın Irak Büyükelçisi Halilzad önce "Haberim yok'' diyor, sonra "Muhatabınız Irak hükümeti'' diyor.3.PKK'nın LİDER KADROSU MESELESİ:Orgeneral Başbuğ basınla sohbetinde "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son Amerika ziyaretinde, Amerikan tarafının PKK'nın lider kadrosunun yakalanması için doğrudan emir verdiğini'' söylüyor.Ertesi gün Amerikan Dışişleri Sözcülerinden Adam Ereli konu ile ilgili ısrarlı sorular üzerine, "Elimde böyle bir emrin verildiğine dair, ABD Dışişleri Bakanlığı olarak bir bilgi yok. Askeri bir konu olduğuna göre ABD Savunma Bakanlığı'na sorabilirsiniz" diyor.  Devamı yarın Hüseyin Mümtaz  www.giresungazete.net
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek

Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor

İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, bu yıl sıcaklıkların geçtiğimiz yıllara oranla 4 ila 6 derece arttığını belirterek hava sıcaklıklarındaki artışlarla birlikte Akdeniz ikliminin karasal iklime doğru ilerlediğini söyledi.
23.04.2024 11:06:00
İhlas Haber Ajansı
Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor
Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor
Doğu Akdeniz ve Hatay'da ilkbahar mevsimine girmesiyle sıcaklıklar artmaya başladı. Depremin vurduğu Hatay'da, gündüz saatleri adeta yaz mevsimini aratan sıcaklık varken gece saatlerinde kış mevsimini hissettiren hava durumu yaşanıyor. İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, yaşanan hava değişimine ilişkin açıklamalarda bulundu.

İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, bu yıl yaklaşık 4 ila 6 derece arasında sıcaklık artışının olduğuna dikkat çekerek Akdeniz ikliminin yavaş yavaş karasal iklime doğru ilerlediğini dile getirdi. Ayrıca iklim değişikliğinin zaman geçtikçe daha da artacağını ifade eden Sakallı, hava kirliliğinin artması ve doğa tahribatına devam edilmesi iklim değişikliğini arttırdığını söyledi.

'Yağış miktarında değişikliğin olmamasına rağmen bu yağışın düşme periyotların da çok büyük değişiklikler var'

Yağış miktarının değişmemesine rağmen yağış periyodunun değiştiğine dikkat çeken Doç. Dr. Abdulla Sakallı, 'Özellikle son 30 yılda sıcaklık artışı, diğer aylara göre ortalamanın bayağı üzerinde seyrediyor. Bu yıl yaklaşık 4 ila 6 derece arasında bir sıcaklık artışı gördük. Bu durum Akdeniz ikliminin yavaş yavaş karasal çölleşen bir iklime doğru ilerliyor. Çünkü bizim en büyük sıkıntımız yağış aralıklarının değişmesi ve yağış rejiminin değişmesidir. Bir yılda buraya düşen yağış miktarında, çok fazla değişiklik yok. Son 30 yılı incelediğimizde global su bütçesini modellediğimiz yayınımıza göre özellikle, İskenderun ve Akdeniz bölgesinde düşen yıllık yağış toplamında herhangi bir değişiklik yok. Bu değişikliğin olmamasına rağmen bu yağışın düşme periyotların da çok büyük değişiklikler var. Yağış periyotlarındaki değişim beraberinde güçlü kurak periyotları doğurmaktadır' dedi.

'İklim değişikliğini etkileyen faktörler artarak devam ediyor'

İklim değişikliğinin çeşitli etmenlere göre artığını belirten Doç. Dr. Abdulla Sakallı, 'İklim değişikliğini etkileyen faktörler artarak devam ediyor. İskenderun ilçesindeki; hava kirliliği , doğanın tahribatı, taş ocaklarının faaliyet göstermesi ve buna benzer etmenlerle iklim değişikliğinin etkilerini daha da artırarak karşımıza çıkaracaktır' ifadelerini kullandı.

Yaşasın 23 Nisan

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak önemli yer tutan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun
23.04.2024 07:00:00
Haber Merkezi
Yaşasın 23 Nisan
Yaşasın 23 Nisan
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milleti ve Türk askerleri Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir zafer kazandı. Düşmanın topraklarımızdan atılma sürecinde bundan tam 104 yıl önce 23 Nisan 1920'de TBMM Ankara'da açılmıştır.

Düşman askerleri topraklarımızdan çıkarıldığında da cumhuriyet ilan edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1924'te, 23 Nisan'ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. 1929 yılında ise 23 Nisan Bayramı'nı çocuklara armağan etmiştir.

23 Nisan, çocukların bayramı olduğu gibi, Türkiye'nin bağımsızlığının da simgesidir. Atatürk, 23 Nisan'ı çocuklara armağan ettikten sonra, uluslararası alanda da çalışmalar yapılmaya devam edilmiş ve 23 Nisan dünya çocuklarının bayramı olarak değer kazanmıştır.

Türkiye'nin bağımsızlığını gösteren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yalnızca çocuklar tarafından değil, tüm Türkiye tarafından kutlanmaktadır. Yıllardır türlü eğlencelerle ve coşkuyla kutladığımız bu şenlik, sizin de bildiğiniz gibi, dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram. UNESCO, 1979 yılını 'Çocuk Yılı' olarak ilan edince, Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan bayramını dünya çocuklarıyla kutlamaya karar verdi O yıl kutlamaya 6 ülke katıldı, ama her yıl bu sayı büyüdü ve bütün dünya çocuklarının kutladığı uluslararası bir bayram haline geldi.


TBMM'nin açılması ve ilk hükümetin kurulması


Mustafa Kemal'in Meclis-i Mebusan'ın İstanbul dışında bir yerde toplanması gerektiği düşüncesinde ısrar etmesine rağmen, meclisin İstanbul'da toplanmasını kabul edilmek zorunda kalınmış, Mustafa Kemal'in korktuğu gelişme yaşanarak İstanbul işgal edilmiş ve Meclis-i Mebusan çalışmalarına süresiz ara vermişti.

Bu gelişme millet iradesinin tecelli etmesi imkânını ortadan kaldırmıştı. Dolayısıyla gelişmeler İngilizlerin arzu ettiği yöndeydi. İngilizler Damat Ferit Hükümeti'nin iş başına getirilmesini sağlayarak hazırlayacakları barış şartlarını İstanbul Hükümeti'ne rahatlıkla kabul ettirebilecekleri ortamı oluşturmuşlardı. Bir aksilik halinde Yunan kuvvetleri zaten saldırıya hazır bekletilmekteydi. Ancak Anadolu'ya geçtiği günden itibaren Milli Mücadele hareketini Türk milletine mal etme kararı ile hareket eden Mustafa Kemal boş durmamıştı. Artık

Mustafa Kemal'in millet egemenliğine dayalı yeni bir devlet kurmanın zamanı gelmişti.

Mustafa Kemal ilk adım olarak işe, 19 Mart 1920'de askeri ve sivil yetkililere bir genelge göndermekle başlamıştı. Bu genelge ile durumu yetkililere izah eden Mustafa Kemal, Ankara'da her livadan seçilerek belirlenen beşer temsilcinin bir kurucu meclis oluşturulacağını açıklamıştı. Bu genelgenin yayımlanmasından sonra hızla seçimlere başlanmış ve seçilen üyeler Ankara'ya ulaşmaya çalışmışlardı. Mustafa Kemal 21 Nisan'da ikinci bir genelge daha yayımlayarak, Meclis'in 23 Nisan 1920 Cuma günü çalışmalara başlayacağını açıklamıştı. 23 Nisan günü Ankara'ya ulaşabilen 78 üyenin katılımı ile İlk TBMM resmen, açılmıştı.


Meclis dualarla, hatimlerle açıldı


Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki bütün askerî ve mülkî makamlara gönderdiği genelge ile Meclis'in Cuma namazının ardından dualarla, hatimlerle, salâvatlarla, tekbirlerle ve kurbanlarla açılması emredilmişti.

Genelgenin ikinci maddesi şöyleydi: Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günün kutsallığından yararlanılacak; bütün milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı kılınacak, Kur'an ve salâttan yararlanılacak, namazdan sonra sancağı şerif alınarak Meclis'e gidilecek, toplantıya başlanmadan bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir... YENİ MESAJ

Trump taraftarları petrole oynuyor

 
 
İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Amerikan halkının petrol fiyatlarına duyarlı olduğuna işaret ederek, "Trump'ın gelmesini isteyenler petrol fiyatlarını yükseltmeye çalışıyor çünkü Biden yönetimi petrol fiyatlarının artmasını istemiyor çünkü tüketici güven endeksini olumsuz etkiliyor" dedi.
22.04.2024 23:56:00 / Güncelleme: 23.04.2024 00:01:59
AHMET TURAN YİĞİT
 Trump taraftarları petrole oynuyor
 Trump taraftarları petrole oynuyor


İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, İstanbul'da katıldığı bir etkinlikte yaptığı sunumda, Türkiye ve dünya ekonomisini değerlendirdi. İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırımı, Rusya'nın Ukrayna işgalini, Çin ile ABD arasında Uzakdoğu'da yaşanan gerilimi ve İran ile İsrail arasındaki gerginliği kastederek jeopolitik risklerin artmasının dünyanın her yerinde konuşulduğunu dile getirdi.

Enflasyonu düşürmek öyle kolay değil

Küresel ekonominin büyümeye gittiğini dile getiren Aslanoğlu, şunları söyledi: "Bu arada dünyada 320 trilyon dolar borç var, büyüme yavaşlarsa reel sektörün sorunu finans sektörüne yansır. Enflasyonda düşüş var ama takılmalar da var. 'Enflasyon dönüyor mu' sorusu sıklıkla soruluyor. Öte yandan ABD'de büyüme düşecek. ABD ile Çin arasında hegemonya savaşı var. Öte yandan dünya genelinde ülkelerin yakın bölgelerle ticareti büyürken, uzak bölgelerdeki düşüyor. Son verilere göre sanayi üretimi açısından ilk 12 sıradaki şöyle sıralanıyor: Hindistan, Yunanistan, Rusya, Endonezya, Brezilya, Meksika, ABD, Kazakistan, İspanya, Çin, Filipinler, Kolombiya...  Türkiye, dünya ortalamasının gerisinde… Öte yandan Trump yeniden başkan seçilirse, Avrupa ile ticaret savaşına girişebilir. Bu da Avrupa'da büyümeyi düşürecektir. Ukrayna sorununda Avrupa'nın elini zayıflatacaktır. Amerikan ekonomisi yüksek büyüdüğü için bu yıl faiz indirimi zayıf. O nedenle dolar bir süre güçlü gidecektir." Avrupa'nın faiz indiriminin daha yakın olduğuna işaret eden Aslanoğlu, "Petrol fiyatları 100 doları zorlayacak, çünkü yaz nedeniyle ulaşım canlanacak. Trump'ın gelmesini isteyenler petrol fiyatlarını yükseltmeye çalışıyor zira Biden yönetimi petrol fiyatlarının artmasını istemiyor çünkü tüketici güven endeksini olumsuz etkiliyor. Altın yeni dönemde rekor kıracak gibi. Borsalara ya negatif durum ya da yatay durum egemen olacak."

Türkiye'nin işi zor

Türkiye'deki muhtemel ekonomik gelişmeleri değerlendiren Aslanoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretinin önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Ekonomide daralma bekliyoruz. Öyle yıllarca sürecek bir daralma değil. Bir yıl falan sürecek. Faizlerde biraz daha yükselme olabilir. Vatandaşta tasarruf eğilimi var. Türkiye bu yılın tamamında yüzde 2-2.5 büyüyecek. Enflasyon ise yüzde 45-50'ye inecek. Merkez Bankası bu ay faizi sembolik olarak faizi artırabilir. Akabinde yıl sonuna kadar duracak. Enflasyon yüzde 45'e inerse, faiz indirimine başlayabilir. Merkez Bankası son dönemde basılan para miktarını 2.5 trilyon liraya çıkardı. Bu parayı çekmek süper bono gibi enstrüman çıkarabilir. Bu yıl cari açık 15 milyar dolara inebilir. Döviz borcunu çevirmek zor görünmüyor. 900 CDS ile borcu çevirmişiz. Sorun vatandaşların dövize talebi... Merkez Bankası (MB) bu yıl Ocaktan Marta 35 milyar dolar sattı kuru tutmak için… Kurun ne olacağına MB ile ekonomi yönetimi karar verecek. Önümüzdeki günlerde döviz hafif hafif yukarı yönlü gidecek ancak çok değil. Kur artışı yaz aylarına denk getirilerek, enflasyonun düşük olduğu yaz aylarında biraz yüksek gelmesi sağlanacak. Asgari ücret yetmiyor çünkü Türkiye döviz bazında pahalı oldu. Asgari ücret Temmuz'da 20 bin liraya çıkabilir. 400-450 dolarda tutulacak asgari ücret! Yeni vergiler de gelebilir."

Müşteriye ayar veren Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu istifa etti

Sosyal medya üzerinden küflü çikolataları paylaşan bir tüketiciyi "Karşında dev Migros ve biz varız" ifadeleriyle tehdit eden Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu görevinden istifa etti.
22.04.2024 14:40:00
Haber Merkezi
Müşteriye ayar veren Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu istifa etti
Müşteriye ayar veren Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu istifa etti
Bir sosyal medya kullanıcısının paylaştığı küflü çikolata fotoğraflarına verdiği yanıt ve açıklamalarla gündeme oturan Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu görevinden istifa etti.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Tunaoğlu, "Samimi özrümün bir yansıması olarak bugün itibarıyla Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimden ayrılıyorum" dedi.

"Savunması yok"

Tunaoğlu şu ifadelerle istifasını açıkladı:

"Her şeyin önüne koyduğum tüketicilerimizden birini, hatalı bir cevapla üzdüm. Özellikle her geçen yıl kadın istihdamını artırmayı, iş hayatındaki eşitliğini savunmayı kendine misyon edinmiş biri olarak hemcinsime vermiş olduğum hatalı cevabın savunması olmayacağını elbette biliyorum. Bu yaptığımın çok yanlış bir davranış olduğunu kabul ediyor, yaşanan bu tatsız hadise nedeniyle başta kendisinden sonrasında da tüm tüketicilerimizden ve değerli kamuoyundan samimi bir şekilde özür diliyorum.

Samimi özrümün bir yansıması olarak bugün itibarıyla Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimden ayrılıyorum.

Görev değişikliği yönetim kurulunun kararıyla hızlıca ilan edilecektir."



Ne olmuştu?

Ankara merkezli çikolata fabrikası Patiswiss'in yönetim kurulu başkanı Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu, bir sosyal medya kullanıcısının paylaştığı küflü çikolata fotoğraflarına tehditle yanıt vermişti.

Tunaoğlu, sosyal medya kullanıcısına "Karşında dev Migros ve biz varız" şeklinde ifadeler kullanmış, marka karalama davası açacağını da ima etmişti.

Tunaoğlu daha sonra da paylaşımını silmişti.

Tunaoğlu'nun verdiği yanıt sosyal medya tepki çekmişti. Tunaoğlu'nun tepki çeken açıklamalarının ardından Migros ve Carrefour Patiswiss ürünlerini raflardan ve internet sitesinden kaldırmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.