İsrail’in sinsi planı
Büyük İsrail yolunda önemli bir mesafe kateden İsrail yönetimi, Malatya Kürecik’teki füze savunma sisteminin ardından Ankara’daki Akıncı Hava Üssü’nün kullanımını da talep ederek 1980 yılından bu yana hedeflediği ‘Türkiye - İran Savaşı’nın altyapısını ol
23.04.2013 00:00:00
RECEP BAHAR / ANALİZ
Türkiye ile İsrail, dün Ankara’da 31 Mayıs 2010 yılında İsrail’in Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara Gemisi’ne yönelik saldırısının ardından ‘uzlaşma görüşmeleri’ne başladı.
Yeni Mesaj’ın diplomatik kaynaklardan edindiği bilgilere göre, görüşmelerde üç ana konu öne çıkıyor. Bunlardan ikisi Mavi Marmara baskını ile doğrudan bağlantılı iken, üçüncüsü İsrail’in Türkiye’den taleplerini ihtiva ediyor. İsrail’in Mavi Marmara’da katlettiği 9 Türk için ödeyeceği tazminat miktarı ile Türk yargısının katliama iştirak eden İsrailli komandolara karşı başlattığı tüm davaların durdurulması baskınla ilgili iki başlığı oluşturuyor. Müzakerelerde ele alınacak üçüncü ana konu ise İsrail’in Türkiye’den taleplerine odaklanmış durumda.
Türkiye - İran savaşı yolda!
İngiliz Sunday Times gazetesinin Pazar günü gündeme taşıdığı bu talepler arsında İsrail’in Türkiye’den Ankara’daki Akıncı Hava Üssü’nü İran’ın nükleer programına karşı kullanmak istemesi dikkat çekiyor. Haberde İsrail’in bunun karşılığında Ankara’ya dünkü görüşmelerde gelişmiş füze ve istihbarat teknolojisi sistemi vermeyi teklif edeceği belirtilmişti.
Suriye’de Beşar Esad yönetimine karşı AKP iktidarı ile birlikte hareket ederek “Büyük İsrail” yolunda önemli bir mesafe kateden İsrail yönetimi, böylece 1980 yılından bu yana hedeflediği ‘Türk - İran savaşı’nın da altyapısını oluşturacak. ABD’nin NATO şemsiyesini kullanarak 2011 yılında Malatya Kürecik’e kurduğu füze savunma sistemine tepki gösteren İran, İsrail’in saldırması halinde bu sistemi hedef alacağını daha önce ilan etmişti. Eğer AKP yönetimi İsrail’in Akıncı Hava Üssü önerisini de kabul ederse, başkent Ankara da İran’ın hedef tahtası haline gelecek! Adını vermeyen Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili ise İsrail ile askeri işbirliğine ilişkin konulara değinilmediğini savundu ancak gözlemciler bunun gerçekleri örtmeye matuf rutin bir açıklama olduğunu ifade etti.
Obama kotardı
Öte yandan Ankara görüşmesi, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Başbakan Erdoğan’dan ‘güya’ telefonda özür dilemesinin tam da birinci ayında başlaması dikkat çekiyor. ABD Başkanı Obama’nın kotardığı telefon görüşmesinde iki başbakan, ülkeleri arasında ilişkileri normalleştirmeye ve elçileri görevlerine iade edilmesi konusunda uzlaşmışlardı.
Görüşmelerde İsrail tarafını Netanyahu’nun Türkiye işlerinden sorumlu özel büyükelçisi Yosed Ciehanover’un ile Ulusal Güvenlik Danışmanı Yaakov Amidror temsil etti. Her iki İsrailli yetkili dün Ankara’da Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile bir araya gelerek, akşam saatlerinde ülkelerine döndü.
Aileler uzlaşma istemiyor
Mavi Marmara gemisinde hayatını yitirenlerin aileleri her fırsatta İsrail ile uzlaşmaya karşı çıkıyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, birkaç kez bir araya gelmesine rağmen aileleri baskına katılan İsrailli komandolara karşı açtıkları davaları geri çekmeye ikna edemedi. Kurban aileleri Pazar günü yaptıkları açıklamada davaları geri çekmeleri konusunda üst düzey Türk yetkililerin baskılarından bunaldıklarını ortaya koydu ve İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı kaldırmadıkça, mal ve insan geçişine izin vermedikçe açtıkları davadan vazgeçmeyeceklerini ifade etti. Aileler adına İstanbul’da konuşan Çiğdem Topçuoğlu, “İsrail ile tazminat görüşmesi yapılmasını, şehitlerimize yapılmış bir saygısızlık olarak görmekteyiz. Hiçbir davamızı geri çekmeyeceğiz” dedi. Aileler, tazminatı istemediklerini ve davalarını geri çekmeyeceklerini söyledi. Tazminat meselesinin sürekli kamuoyunun gündeminde tutulduğunu söyleyen Topçuoğlu, “İnsani yardım gönüllüsü olan silahsız yakınlarımızın üzerine saatlerce kurşun yağdırdılar. Yaralı durumda olanlara yakın mesafeden ateş ederek kasten onları şehit ettiler. Mavi Marmara gemisinde vahşeti canlı yayında seyredilen bir katliam yaşandı. İnsanlığa karşı işlenen bu suçların özrü olmaz. Devletler arasında uluslararası hukuk teamülleri gereği yapılan görüşmeler, bizlerin hukuk mücadelesine etki edemez” diye konuştu.
Türkiye ile İsrail, dün Ankara’da 31 Mayıs 2010 yılında İsrail’in Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara Gemisi’ne yönelik saldırısının ardından ‘uzlaşma görüşmeleri’ne başladı.
Yeni Mesaj’ın diplomatik kaynaklardan edindiği bilgilere göre, görüşmelerde üç ana konu öne çıkıyor. Bunlardan ikisi Mavi Marmara baskını ile doğrudan bağlantılı iken, üçüncüsü İsrail’in Türkiye’den taleplerini ihtiva ediyor. İsrail’in Mavi Marmara’da katlettiği 9 Türk için ödeyeceği tazminat miktarı ile Türk yargısının katliama iştirak eden İsrailli komandolara karşı başlattığı tüm davaların durdurulması baskınla ilgili iki başlığı oluşturuyor. Müzakerelerde ele alınacak üçüncü ana konu ise İsrail’in Türkiye’den taleplerine odaklanmış durumda.
Türkiye - İran savaşı yolda!
İngiliz Sunday Times gazetesinin Pazar günü gündeme taşıdığı bu talepler arsında İsrail’in Türkiye’den Ankara’daki Akıncı Hava Üssü’nü İran’ın nükleer programına karşı kullanmak istemesi dikkat çekiyor. Haberde İsrail’in bunun karşılığında Ankara’ya dünkü görüşmelerde gelişmiş füze ve istihbarat teknolojisi sistemi vermeyi teklif edeceği belirtilmişti.
Suriye’de Beşar Esad yönetimine karşı AKP iktidarı ile birlikte hareket ederek “Büyük İsrail” yolunda önemli bir mesafe kateden İsrail yönetimi, böylece 1980 yılından bu yana hedeflediği ‘Türk - İran savaşı’nın da altyapısını oluşturacak. ABD’nin NATO şemsiyesini kullanarak 2011 yılında Malatya Kürecik’e kurduğu füze savunma sistemine tepki gösteren İran, İsrail’in saldırması halinde bu sistemi hedef alacağını daha önce ilan etmişti. Eğer AKP yönetimi İsrail’in Akıncı Hava Üssü önerisini de kabul ederse, başkent Ankara da İran’ın hedef tahtası haline gelecek! Adını vermeyen Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili ise İsrail ile askeri işbirliğine ilişkin konulara değinilmediğini savundu ancak gözlemciler bunun gerçekleri örtmeye matuf rutin bir açıklama olduğunu ifade etti.
Obama kotardı
Öte yandan Ankara görüşmesi, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Başbakan Erdoğan’dan ‘güya’ telefonda özür dilemesinin tam da birinci ayında başlaması dikkat çekiyor. ABD Başkanı Obama’nın kotardığı telefon görüşmesinde iki başbakan, ülkeleri arasında ilişkileri normalleştirmeye ve elçileri görevlerine iade edilmesi konusunda uzlaşmışlardı.
Görüşmelerde İsrail tarafını Netanyahu’nun Türkiye işlerinden sorumlu özel büyükelçisi Yosed Ciehanover’un ile Ulusal Güvenlik Danışmanı Yaakov Amidror temsil etti. Her iki İsrailli yetkili dün Ankara’da Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile bir araya gelerek, akşam saatlerinde ülkelerine döndü.
Aileler uzlaşma istemiyor
Mavi Marmara gemisinde hayatını yitirenlerin aileleri her fırsatta İsrail ile uzlaşmaya karşı çıkıyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, birkaç kez bir araya gelmesine rağmen aileleri baskına katılan İsrailli komandolara karşı açtıkları davaları geri çekmeye ikna edemedi. Kurban aileleri Pazar günü yaptıkları açıklamada davaları geri çekmeleri konusunda üst düzey Türk yetkililerin baskılarından bunaldıklarını ortaya koydu ve İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı kaldırmadıkça, mal ve insan geçişine izin vermedikçe açtıkları davadan vazgeçmeyeceklerini ifade etti. Aileler adına İstanbul’da konuşan Çiğdem Topçuoğlu, “İsrail ile tazminat görüşmesi yapılmasını, şehitlerimize yapılmış bir saygısızlık olarak görmekteyiz. Hiçbir davamızı geri çekmeyeceğiz” dedi. Aileler, tazminatı istemediklerini ve davalarını geri çekmeyeceklerini söyledi. Tazminat meselesinin sürekli kamuoyunun gündeminde tutulduğunu söyleyen Topçuoğlu, “İnsani yardım gönüllüsü olan silahsız yakınlarımızın üzerine saatlerce kurşun yağdırdılar. Yaralı durumda olanlara yakın mesafeden ateş ederek kasten onları şehit ettiler. Mavi Marmara gemisinde vahşeti canlı yayında seyredilen bir katliam yaşandı. İnsanlığa karşı işlenen bu suçların özrü olmaz. Devletler arasında uluslararası hukuk teamülleri gereği yapılan görüşmeler, bizlerin hukuk mücadelesine etki edemez” diye konuştu.