Milliyet'ten Güngör Uras, İstanbul'daki trafik keşmekeşinin ekonomik faturasını aktardıktan sonra, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı 'şehre sahip çıkmamakla' eleştiriyor İstanbul trafiğinin sahipsizliği, trafik anarşisi, İstanbul'da ulaşımı kilitledi. İstanbul'da ulaşımın kilitlenmesi, Türkiye'nin büyümesini engelliyor.Nasıl mı? Anlatayım. Belli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin parasal değeri ülkenin milli gelirini oluşturur. Türkiye'nin milli gelirinin yüzde 23'ü İstanbul ilindeki mal ve hizmet üretiminden oluşur.İstanbul'da yaratılan katma değer, Türkiye'de yaratılan toplam katma değerin yüzde 27'si büyüklüğünde.İhracatın yüzde 46'sı, ithalatın yüzde 40'ı İstanbul ilindeki kuruluşlarca gerçekleştiriliyor. Devlet bütçesinin gelirinin yüzde 40'ı İstanbul'dan toplanıyor. Bankaların faaliyet merkezi İstanbul. Toplam şubelerinin yüzde 21'i İstanbul'da. Mevduatın yüzde 35'i İstanbul'dan toplanıyor. Kredilerin yüzde 33'ü İstanbul'da kullanılıyor.Sigorta, finans ve sermaye piyasası merkezi İstanbul.Trafikte zaman israfıZaman üretim yerine yolda geçiyor. Bütün bu faaliyetler kendi kendine olmaz. Bu faaliyetleri "insanlar" yürütür. İnsanlar akşam evine gider.İstanbul'da 1,5 milyonu SSK'lı, kalanı kayıtsız yaklaşık 3 milyon işçi, yaklaşık 250 bin memur, yaklaşık 350 bin Bağ-Kur'lu var. Bir yere kayıtlı olmayan işverenler ile kendi hesabına çalışanların sayısı bilinmiyor.Bu insanların işe giderken, şimdilerde en az 2 saatleri yollarda geçiyor.Sorun yolların yetersizliği değil. Sorun (1) Trafiğin sahipsizliği, (2) Yolların sahipsizliği.(1) Trafik sahipsiz. İsteyen motorlu aracını istediği yere park edebiliyor. Kaldırım parkından yol parkına, yol kenarlarındaki tekli parktan çiftli parka geçildi. Kaldırımlar motorlu araç işgalinde. Yolların iki yanı motorlu araç işgalinde. Birinci sıra parkların yanında ikinci sıra park uygulaması yayıldı.Yolun yarısı işgaldeKimse, "Bu yol kamunun yolu. Araçlar bir şeridi park yaparak kapayınca yolun kapasitesi yüzde 50 azalır" demiyor. Diyemiyor.(2) Yollar sahipsiz. İsteyen istediği yeri kazarak, çukuru olduğu gibi bırakabiliyor. Yollar ile ilgilenen yok.Bizde nüfusa göre motorlu araç sayısı başka ülkelere göre düşük. Ama bizde her isteyen motorlu aracını istediği yere park edebiliyor. Kimse sesini çıkaramıyor. Bahane, "Otopark mı var?" Otopark olmadığı için insanların otomobillerini anayolların kaldırım kenarına sıralama hakkı yoktur. Otopark bulamayan aracını, otoparkın yasaklanmadığı arka yollarda, veya boş arsalarda park eder. İstanbul'da son günlerde trafiğin kilitlenmesinin tek sebebi "sahipsizliktir". Kimse bu trafik kilitlenmesine "Bana ne?" diyemez. Bu kilitlenme ekonomiyi rezil ediyor. Üretimi yavaşlatıyor. Bunun bedelini ekonominin yavaşlaması olarak ödüyoruz.