İşte terörün gerçek ilacı
Yeni Mesaj Gazetesi tarafından organize edilen Milli Kahramanlarımız program serisinin 11.'si Milli Mücadelenin en çetin ve neticeyi belirleyici meydan muharebesinin yaşandığı, Büyük Zafer'in kazanıldığı Dumlupınar'ı sınırları içinde barındıran Kütahya'da düzenlendi. Kütahya Belediyesi Kültür Sarayı'nda gerçekleştirilen programa katılım yine muhteşem oldu. Yaklaşık 3 bin vatandaşımız, hıncahınç doldurdukları salonda Grup Nefes'in marşlarıyla ve türküleriyle coştu. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof Dr. Haydar Baş da marş ve türkülerde Grup Nefes'e eşlik etti. Yaklaşık 30 konuşmacının dinleyicilere hitap ettiği program, 5.5 saat sürdü.
Her etkinlikte olduğu gibi kapanış konuşmasını yine BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yaptı. Kütahya'daki buluşmayı Mevlana'nın Şebi Arusuna yani Düğün Gecesine benzeten BTP Lideri, "Bir milletin tarihinde şeref ve haysiyeti, onun varlığını devam ettiren unsurlardır. Görüyorum ki ülkemizi tarih sahnesinden silmek isteyenler muvaffak olamayacaklar çünkü sizler varsınız, Bağımsız Türkiyeliler var, Bağımsız Türkiye var" dedi.
ABD'den korkuyorlar
Ülkeyi yönetenlerin Allah'ın yerine ABD'yi koyduğunu ifade eden BTP Lideri, "Kime inandığını unuttular. Bağımsız Türkiye hareketi ise herkese tevhidi ve Ehl-i Beyt'i tanıtıyor, Müslümanların birliğini, beraberliğini; Türk milletinin kâinata hâkimiyetini dünyaya ilan ediyor" dedi. Prof. Dr. Haydar Baş, kendisinin sadece Gümüşhane'nin altınlarıyla bu milleti bir eli yağda, bir eli balda yıllarca bakabileceğini ifade ederek, "Bunlar ilmimizin zekâtı etmez. Bu adamlar dünyanın küresel güçlerine teslim olup Türk'ü teslim eden adamlardır. Siyaset adamının vazifesi milletine proje üretmek, tez ortaya koymaktır" dedi.
ABD'nin Ruslar konusunda Türk milletine oyun yaptığını ifade eden BTP Lideri, şöyle devam etti: "Amerikalılar propagandayı çok iyi beceriyor. Allah'ın takdiri bu ya, Rusya tökezledi. 2005 yılında Milli Ekonomi Modeli eserimi yazdım ama bu tez benim hayatımın tecrübesiyle, bilgisiyle, ekonomiye bakış tarzıyla, bir Müslüman Türk kimliğiyle yazılmış bir eserdir. Azerbaycanlı profesör arkadaşlar bu nedenle şunu söyler: Hiçbir zaman bir ecnebi bu eseri yazamaz. Ancak bunu bir Müslüman Türk oğlu yazabilir çünkü ele aldığımız konular Müslüman Türk'ün âdetidir, geleneği ve göreneğidir. 2005 yılında MEM'i dünyaya deklare ettik, Rusya'dan da profesörler geldi. Tezi tartıştık ve dediler ki; dünya böyle bir tezi görmedi. Prof. Dr. Lisiçkin o gün enteresan bir söz söyledi: Biz böyle bir ekonomi tezinin Ruslar tarafından yazılacağını bekliyorduk, maalesef bu size nasip oldu. Ruslar memleketlerine döndüler ve 2006'da 500 kişinin katılımıyla bir iktisat toplantısı yaptılar. Lisiçkin tezi baştan sona kadar okudu. Daha sonra bize dedi ki, 'Beni dakikalarca ayakta alkışladılar.' Rusya'nın 3 yıllık kalkınma programına alındı ve uygulanmaya başlandı. Çok ciddi millileşme yaptılar, global sermayeye teslim ettikleri bütün kaynaklarını geri aldılar. Çocuk maaşı ve doğum ikramiyesi vermeye başladılar."
ABD bitmiştir
ABD'nin kağıdı boyayıp dünyaya sattığını kaydeden Prof. Dr. Baş, Rus Profesör Viktor
Minin'e ne yapmaları gerektiği konusunda şunları aktardı: "Kapitalizm çöktü ama ABD Doları ayakta. Türkiye'de de, Rusya'da da geçiyor. Rusya'ya dedim ki, ABD sizi kullanıyor: Kâğıdını boyuyor, sizden istediği mamulleri alıyor. Minin 'Ne yapmamız lazım' dedi? Dedim ki: Siz ABD'ye mal sattığınızda kendi para biriminizi isteyin. O zaman ABD mecbur imalat yaparak, senin istediğini sana vermeye çalışacak. Mortgage kredileri ile ABD dalgalanmaya başladı. Zannetmeyin ki ABD'nin kalbi, ciğeri, bağırsakları sağlam. Amerika bitmiştir, Haydar Hoca'yı bekliyor. Bir Türk dünyaya bedeldir."
Birliğe ihtiyacımız var
ABD şimdi oyunun bozulduğunu görünce kölelerini kullanmaya başladığını ifade eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. baş, şunları söyledi: "ABD dedi ki, 'daha fazla bekleyemeyiz'. Apo'yu devreye koydu. Apo şimdi barış güvercini oldu, müjde getiriyor. Yanlış anlamayın: Kürtler çok sağlam bir millettir, Türk boyundandır. Allah nasip edecek, göreceksiniz, Haydar Hoca'yı seçerseniz, ben Türkiye'nin geleceğini Ahmet Türk'le belirleyeceğim. Bu gözyaşıyla, kanla, bombayla, tüfekle, tabancayla, mermiyle olmaz. İnsanlıkla ve ilimle olur. Kardeşlikle, dostlukla ve arkadaşlıkla olur. Türkiye'nin şimdi kana ve gözyaşına değil dostluğa, kardeşliğe, birliğe ve beraberliğe ihtiyacı var. Şimdi Apo, Boşnak, Çerkez, Laz vesaire hepsi bizim aldığımız hakları alsın diye ayağa kalksın diyor. Sayın Başbakan da 'birlik çağrısı yapıyor' diyor. Bu adamlar o kadar şaşırdı ki, birliğin adını da unuttular. Buna fitne denir, bu bölünmektir. Ne yapsın adam, çıkacak kapısı kalmadı! Nasıl biz Rus kardeşlerimize gönlümüzü açtık, ona da açarız. Bu ülke bizim, bu vatan bizim!" Prof. Dr. Baş, ayrıca BTP döneminde Alevi - Sünni ayrımının da sona ereceğini sözlerine ekleyerek, “Türk milleti bir bilek, bir yürek olacak, hiç kimse onun birliğini - dirliğini bozamayacak.”
Türk kelimesiyle oynuyorlar
Türk kelimesiyle bazılarının oynamaya kalktığını ifade eden Prof. Dr. Baş, bu konuda şu tarihi tespitleri yaptı: "Buna senin boyun yetmez. Burada o kadar kısa kalırsınız ki! Türklük Allah'ın askeri olmaktır. Biraz sosyoloji ve dinler tarihi okusunlar! Tarihte bunun adına Asakirullah ismi verildi. Yani Allah'ın askerleri... Kimmiş onlar? İşte şu karşımda seyrettiklerim... Allah'ın askerlerisiniz. Marşta okuduk:
Bir gün gemiler dağlara tırmandı denizden,
Kudretle zaferler miras bize dedemizden!
Göktürkler, Uygurlar, Oğuzlar, Peçenekler,
Türk'ün yüce tarihine bin bir zafer ekler!
Yani bu milleti tanımıyor, ayağının altına almış, inkâr etmiş... Sen Türk'ü inkâr edemezsin, kendini inkâr edersin. Aynaya bak, kendini gör. Bak senin gibi konuşanlar geçmişte ne hale geldi? Bizim Türklüğümüz sıradan bir Türklük değil... Ahmet Yesevi'nin tezgâhından geçerek nefsini tezkiye eden, ruhunu düzelten, Allah'a vuslat eden Anadolu'nun maneviyat genelkurmay başkanı Hacı Bektâş-ı Veli, Anadolu'daki Türkmenleri Müslüman ediyor. Bu insanlardan Anadolu'yu İslamlaştıracak kadroyu yetiştiriyor. Hacı Bektâş-ı Veli, İslam potasında Türklükle yoğurdu yoğurdu, Allah'ın askeri bir Türk milleti ortaya çıktı. Tarihin dilinden düşmeyen bu destanı cehaletin büyük olursa ayaklar altına almaya çalışırsın, o da sana bir tokat atar kafanın üstüne yuvarlanırsın. Bütün mesele o nefesle beraber olmak, onunla beraber yola devam etmektir. Türkiye'mizin geldiği bu noktada şunu çok iyi görmemiz lazım. Zaten biz birçok defa bu badirelere düştük. Ne hikmetse, bizim insanımız nefsini ve şeytana çok aldanıyor. Şimdi şeytana, şeytanın avukatlarına, şeytanı temsil edenlere karşı dik durmaya var mısınız? O zaman merak etmeyin! Nasıl Kuvay-ı Milliye döneminde merhum Mustafa Kemal Atatürk'ü Cenab-ı Hak bu millete, milletin kurtuluşuna vesile olarak, bir fatih olarak gönderdiyse bugün de sizleri gönderdi. Bunda kuşkunuz olmasın."
Ehl-i Beyt sevgisi
Ehl-i Beyt sevgisinden ve Ehl-i Beyt'e tabi olmanın Müslümanlara sağladıklarından söz açan Prof. Dr. Baş, Peygamber Efendimizin Müslümanlardan Ehl-i Beyt'i sevmelerini istediğini dile getirerek, İmam-ı Şafii'nin "Ehl-i Beyt'i sevmek farzdır" şeklindeki fetvasına dikkatleri çekti. Peygamber Efendimizin ardından Ehl-i Beyt'in ilk sırasında Hz. Fatıma'nın geldiğini dile getiren Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "İnanarak gittiğinizde Hz. Fatıma hepinizi karşılar. Bunu iliklerinize kadar yaşarsınız. Hiç kuşkunuz olmasın. Sizi hıçkıra hıçkıra ağlatır. Hz. Fatıma'dan sonra ise İmam Ali gelir. Hz. Ali Allah tarafından tayin edilen imamdır. Ben İmam Ali'nin himmetiyle, Hz. Fatıma'nın nazarıyla, Hz. Hüseyin'in nefesiyle konuşuyorum."
ŞİMDİ BTP DEVRİ
Atatürk'ün her tarafı işgal edilen bir ülkede ortaya çıktığına işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a besmeleyle ayağını attığını dile getirerek, şöyle devam etti: "7 yaşında Kuran'ı hatmetti, 8 yaşında hafız oldu. Devrin en iyi hafızlarını yanına alıyor, onları dinliyor, kendi okuyor! Cumhuriyet tarihinden bu tarafa Atatürk gibi bir Cumhurbaşkanı ya da Başbakan geldi mi? Gelmedi ve gelemez! Ama Batı ajanları devreye girdi, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'a iftirada bulundular, 'onun babası yoktur' dediler. Bunlar şerefsiz bile olamazlar çünkü şerefsizin de bir şerefi var, bunların hiç bir şeyi yok! Ben bunları çok iyi tanırım. Meğer İngiliz’ senelerce yamaklık, uşaklık yapmış, caka satıyor! Bu siyasi partilerle olur. Bir Mustafa Kemal işte o fakir fukara milletten, çöken imparatorluktan Misak-i Milli hudutlarında Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu ve bizlere bunu emanet etti. Bu ne ile olur? Siyasi partilerle olur! Merhum Mustafa Kemal'in kurduğu parti şimdi ABD'ye gidiyor, ABD'den ders alıyor. Mustafa Kemal'in kurduğu parti maalesef öldü, yerine BTP geldi. Bunu böyle bilesiniz." BTP Lideri, çiftçilere avans ödemesinin Atatürk döneminde başladığına işaret ederek, "Tarım onun döneminde ayağa kalktı" dedi.