İstanbul'da Marmara Denizi'ndeki fay hattı üzerinde gerçekleşen araştırmaların ardından Türkiye'de bugüne kadar yapılan en kapsamlı entegre projeyle İzmir fayı karadan ve denizden gözlem altına alınıyor. İzmir fayının sismik jeofizik, jeolojik, arkeolojik ve tarihsel veriler yardımıyla analizini sağlayarak fotoğrafını çekecek proje, TÜBİTAK'a sunuldu.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölümü Başkanı ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ, bunun Türkiye'de şimdiye kadar yapılan en kapsamlı ve entegre araştırma olacağını söyledi. İzmir fayının tarihte büyük depremlere neden olduğunu hatırlatan Akçığ, ancak bugüne kadar bu zon üzerinde ayrıntılı yerbilim çalışmalarının yapılmadığını vurguladı. İzmir'in Türkiye'nin önemli nüfus yoğunluğunun bulunduğu bir kent olduğunu ifade eden Akçığ, bu fay zonu üzerinde oluşabilecek yüksek büyüklüklü bir depremin, önemli yıkımlara neden olabileceğini, bu nedenle bu zonun ayrıntılı yerbilim, arkeoloji ve tarihi verilerle değerlendirilmesi ve yorumlanmasının kentin depremselliği açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
Proje TÜBİTAK'a sunuldu
Projeyi TÜBİTAK'a sunduklarını ifade eden Drahor, şu bilgileri verdi: "Bu depremlerin bilinen büyüklüğünün ne kadar gerçekçi olduğu tartışılır. Çünkü aletsel olarak ölçülmediler. İzmir, deprem riski açısından dünyadaki kentler arasında 20. sırada yer alıyor. Dolayısıyla meydana gelecek olası bir depremde büyük yıkımlar yaşanabilir. İzmir'deki fay hatlarının harekete geçmesiyle oluşabilecek deprem büyüklüğü, bu araştırmadan sonra daha doğru tahmin edilebilecek ve buna göre önlemler önerilecek."
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölümü Başkanı ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ, bunun Türkiye'de şimdiye kadar yapılan en kapsamlı ve entegre araştırma olacağını söyledi. İzmir fayının tarihte büyük depremlere neden olduğunu hatırlatan Akçığ, ancak bugüne kadar bu zon üzerinde ayrıntılı yerbilim çalışmalarının yapılmadığını vurguladı. İzmir'in Türkiye'nin önemli nüfus yoğunluğunun bulunduğu bir kent olduğunu ifade eden Akçığ, bu fay zonu üzerinde oluşabilecek yüksek büyüklüklü bir depremin, önemli yıkımlara neden olabileceğini, bu nedenle bu zonun ayrıntılı yerbilim, arkeoloji ve tarihi verilerle değerlendirilmesi ve yorumlanmasının kentin depremselliği açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
Proje TÜBİTAK'a sunuldu
Projeyi TÜBİTAK'a sunduklarını ifade eden Drahor, şu bilgileri verdi: "Bu depremlerin bilinen büyüklüğünün ne kadar gerçekçi olduğu tartışılır. Çünkü aletsel olarak ölçülmediler. İzmir, deprem riski açısından dünyadaki kentler arasında 20. sırada yer alıyor. Dolayısıyla meydana gelecek olası bir depremde büyük yıkımlar yaşanabilir. İzmir'deki fay hatlarının harekete geçmesiyle oluşabilecek deprem büyüklüğü, bu araştırmadan sonra daha doğru tahmin edilebilecek ve buna göre önlemler önerilecek."