logo
25 NİSAN 2024

KAHTI RİCAL

19.10.2006 00:00:00
Ağar'ın "devlet geleneği", Tayyip Erdoğan'dan en az on kat fazladır..

 Hayret etmeyin.... "Devlet geleneği", siyaset yaparak iktidar olmakla edinilmez.. "Devlete" hizmet ederek edinilir..Devket'i, "devlet adamları" yönetir.. "Siyasetçiler" değil..İkisi farklı şeylerdir.Çünkü devlet adamlığı, "siyasetçi" artı daha başka şeyler demektir..Meselâ, hem siyasetçi olacaksın, hem iktidarda olacaksın, hem muktedir olacaksın.. "Devlet" seni; sadece seni de değil aile fertlerini kabul etmiş, benimsemiş, özümsemiş, sindirmiş olacak.. Sadece milletin yüzde bilmem kaçının oyuyla, demokratik düzenin ve seçim kanununun zaaflarından istifade ile ülkenin başına geçmek yetmez..Örnek (a) Menderes; örnek (b) Özal; örnek (c) Erbakan.. "Devlet" kavramı ülkeyi (vatan), milleti ve bunların bölünmez bütünlüğünü; anayasanın ilk üç maddesindeki nitelik ve özellikleri, yasama-yürütme-yargıyı ve devletin bütün kurumlarını kapsar..Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partiler, seçimlerde onların herhangi birisinin diğerlerinden fazla oy alarak tek başına veya paylaşarak iktidar olması, devlete de egemen olması sonucunu doğurmaz.Devlet; iktidar ve kurumlardır..Belediye Başkanlığı, bu açıdan bakınca devlete hizmet makamı değil, yerel yönetim alanıdır.Baydemir ve Danimarka'ya Roj TV dileçesi veren 50 küsur belediye başkanının devlete mi hizmet ettiğini düşünüyorsunuz?İkinci soru; "Hangi devlete?"İşte bu açıdan Ağar'ın yaptığı Kaymakamlık, Valilik, İl Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Bakanlık görevlerinin; Tayyip Erdoğan'ın Büyükşehir Belediye Başkanlığından "devlete hizmet ve devlet geleneği edinme" açısından çok daha önemli ve değerli olduğunu düşünüyorum..İstanbul B.Belediye Başkanlığı görevinin önemsiz olduğunu da söylemek istemiyorum..Çünkü şu anda Türkiye'yi; bir zamanların İstanbul Büyük Şehir Belediye Müdürleri, Genel Müdürleri, aynı partinin İlçe Belediye Başkanları yönetmektedir.İç ve dış politikada, uluslararası görüşmelerde, yabancılarla yapılan ikili toplantılarda başımıza gelen trafik kazaları hep bu kadronun Türkiye'yi, bir Büyükşehir olarak görme yanlışından ileri gelmektedir..Büyükşehir'i yönetmeye yetecek görgü, bilgi ve muhtemelen pek de uzmanlık istemeyen tahsil-eğitim seviyesi, tecrübe gibi faktörler devleti yönetmeye yetmez..Çünkü Türkiye, İstanbul değildir..Her ne kadar bir takım dış çevreler ile onların içerideki uzantıları İstanbul'u ayrı, farklı bir devlet olarak görmek istiyor ise de..İlginç bir "kesişme"ye dikkat çekmek istiyorum..Hilmi Bey ile Erdoğan'ın kader çizgileri 1999-2000 senelerinde İstanbul'da kesişir.Erdoğan Belediye Başkanı iken Hilmi Bey de Ordu Komutanıdır..Hilmi Bey Türkiye'de kaldığı sayılı yılların bu İstanbul bölümünü iyi değerlendirir.. İstanbul'un siyaset ve ticaret erbabı ile "ünsiyet" peyda eder..Hep beraberce, İstanbul'lu olmayan bir İstanbul Burjuvazisi teşkil ederler..Ama İstanbul'daki taşralıların burjuvazisini..Yalı-Konak-Köşk farklılığını çok güzel açıklar Hüseyin Rahmi Gürpınar..Ama İstanbul'da her yalıda, konakda, ya da köşkte; yahut Saray müştemilatında oturan İstanbul'lu değildir..İşte 1999-2000 zaman aralığındaki İBB Başkan, Müdür, Genel Müdür elemanlarının Türkiye'yi yöneteceği 2002-2006 döneminde devrin İstanbul Ordu Komutanı olan beyefendinin de Genelkurmay Başkanlığına oturmuş olmasındaki "tesadüf" her halde en çok büyük oyunun okyanus ötesindeki planlayıcılarını mutlu etmiştir.Ağar'ın "Dağda silah tutacağına ovaya insin siyaset yapsın" ve "bizim iktidarımızda asker konuşmayacaktır" sözleri "siyasetçi Ağar"ın yıllar geçse bile altından kalkamayacağı laflardır..Yaşamakta olduğu devrin artık Hilmi Bey dönemindeki gibi olmadığını ise büyük bir ihtimalle Büyükanıt'tan "O zatın iktidarında da gerekirse konuşuruz" azarını işitince anlamıştır..Muhtemelen iç politikaya oynamıştır, ABD'ye mesaj vermiştir, seçim sonrası için Akepe ile muhtemel bir işbirliğine göz kırpmıştır..Mesaj alınmıştır ki önce Erdoğan, sonra da Gül "dikkatle izlediklerini" belirtmişlerdir..Yalnız, kişiliğinin "devlet adamı" kimliğini öne çıkararak söylediği "Bu coğrafyada askersiz devlet idare edilmez" sözü; Erdoğan'ın "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" sözü ile karşılaştırıldığında çap farkı açıkça ortaya çıkmaktadır..Parti örgütlerinin düzenlediği iftar yemeklerinde anons edildiği şekliyle "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan" bu sözü hangi kimliği ile söylediğinin farkında mıdır acaba? "Siyasetçi" olarak söylediyse siyasetinin bitiş noktasının başlangıç fotoğrafıdır..Ya "devlet adamı" kimliği mi dediniz? Efendim, ne buyurdunuz?Bir hatırlatma: Yukarıdaki "anons"ta, uygulamada aynen vârit olduğu gibi "Cumhuriyeti" kelimesi iki "y" ile telâffuz edilecek, "Tayyip"in "i"sinin üzerine ise inceltme işareti konulacaktır..Başbakan Erdoğan Bush'u dinleyerek taşındığı Dolmabahçe Sarayı Muhafızlar Köşkü'ndeki çalışma ofisinde kabul buyurduğu Uğur Dündar'a verdiği uzun mülâkatta çok dikkat çekici şeyler söyledi..Mücadele konusunda askerin "Dağda tek bir terörist kalmayıncaya kadar silahlı mücadele devam edecek" demesi üzerine..  "Bu çok iddialı bir ifade. Bu konuda bütün enstrümanlarını kullanmak başka bir şeydir, operasyonel olarak vazife sürdürmek başka bir şeydir. Son bir kişi kalana kadar bu işi sürdüreceğiz ifadesi, çok başka bir şeydir. Bunu dünyada kimse halledememiş ki, biz halledelim. Ha, siner veya pasif duruma geçebilir ama bitmez" dedi.Allah Allah... Bu "çok iddialı" ifadeyi kullanan kim?Asker... Yani konunun uzmanı...Bunu eleştiren kim?Erdoğan... Peki Erdoğan'ın bu konuda kaç yıldır uzman olduğunu söyleyebilecek birisi var mı acaba?Askerliğin yan gelip yatma yeri olduğu konusunda..  "Dolayısıyla askerlik dedim, yan gelip yatma yeri değildir. Şimdi bu ifade yanlış anlaşıldıysa eğer, şehitlerimize hakaret olarak telakki edilmişse bundan üzülürüm. Böyle bir şeyi kabul etmem mümkün değil. Bundan dolayı üzülenler olmuşsa, ben o annelerden, o babalardan kesinlikle özür dilerim. Ama bu konuda gelip bizimle oturup konuşan şehit anaları da olmuştur." Şehit anne ve babaları, bu konuda Erdoğan'ın özür dileyeceği kimselerin bir bölümüdür..Erdoğan "Şehitler yan gelip yatıyor" dememiştir ki sadece onlardan özür dilenince iş bitsin..Erdoğan askerden, Genelkurmay Başkanından, TSK'nın muvazzaf veya yedek yahut emekli bütün kadrosundan, vatani görevini yapan bütün mükelleflerden de özür dilemelidir...Tabii şehitlerden de..Onların anne ve babalarından da..Erdoğan bu mükellefiyetinin sadece bir bölümünü yerine getirerek zevahiri kurtarmayı düşünmektedir.Özrü tam bir özür olmadığı için kabulü mümkün değildir.Kuvvet Komutanlarının konuşmaları üzerine..  "Kuvvet komutanlarının kendi ilgi alanları dışında konuşması doğru değildir. Askerin görüşü hakkında Genelkurmay Başkanı ya da ikinci başkan konuşabilir, Kuvvet komutanları kendi ilgi alanlarına yönelik açıklama yapar." Erdoğan da, Ağar gibi 2006 'nın 30 Ağustos'undan sonra içine girilen döneme zor adapte oluyor..Büyükanıt'ı, Hilmi Bey gibi zannediyor.. "Sadece Genelkurmay Başkanı ve İkinci başkan konuşsun" söylemi, büyük bir ihtimalle İstanbul Belediye Başkanlığı döneminin Ordu Komutanı Hilmi Bey devrinde mutabık kaldıkları bir yöntemdir...4 yılı böyle geçirmedik mi?Suskun, ürken, borsa düşecek diye korkutulan bir asker...Peki ey millet...Kuvvet Komutanlarının hepsinin konuştuğunu mu zannediyorsun?Konuşmayan biri var, ısrarla suskunluğunu koruyan, Hilmi Bey dönemi (Ve tabii Erdoğan) kurallarına uyan..Bulmak senin görevin... Bir nokta daha..AB üyesi, AB üyesi olduğu için de ordusunun, siyasetçinin karşısındaki konumu "AB normlarında olan" İngiltere'de de Genelkurmay Başkanı konuşmuş..General Sir Richard Dannat, üç gün önce Daily Mail Gazetesi'ne yaptığı açıklamalarda Irak'taki varlıklarının kaosu arttırdığını söyledi ve "bu ordu bize ileride de lazım olacak" anlamına gelen açıklamalar yaparak Irak'taki durumun orduyu zayıflattığını ima etti. "Savaştan önce hedef, Saddam'ı devirip liberal demokratik bir Irak'ın kurulmasını sağlamaktı ama artık oradaki tek amacımız Irak'ın bütünlüğünü korumak" dedi. Askerler ve İngiltere'nin yarısı generali destekliyor.İngiliz Hükümeti de generali görevden almaya hazırlanıyormuş..Alsın...Danat da olur "Eski genelkurmay başkanı".. Onu da elinden alamazlar ya..Genelkurmay Başkanı olmuş Orgeneral konuşmak için ne bekleyecekti?Ne zaman konuşacaktı?Susup görev süresinin sonuna kadar otursa ""Bay" Danat olurdu..Şimdi "emekli" Orgeneral....Biz bu farkı çok iyi bilenlerdeniz....İrtica, laiklik, terör üzerine..  "İrtica, laiklik ve terör gibi konular öncelikle iktidarın sorumluluğundadır. İddia edildiği gibi laiklik ve irtica konusunda abartılı bir sıkıntı yoktur. Lokal veya bireysel bazı çıkışları adeta Türkiye'nin genelinde egemenmiş gibi gösterirsek yanlış yaparız, ülkeyi gereriz, piyasaları gereriz. Yani yeni yeni böyle saptamalar yapıyoruz. Doğru değil." Bu piyasalardan Hilmi Bey çok korkmuştu..Siyasiler yerli yersiz, lüzumlu lüzumsuz konuşunca piyasalar gerilmiyor ama nedense asker konuşunca "geriliyor" bu piyasa..Erdoğan ile Ros Wilson'un irtica söylemlerinin örtüştüğünün farkında mısın ey okur?İktidar ilaiklik, irtica ve terör konularının sorumlusuysa, ya olayı "siyaseten" görmeye kalkıp da küçümserse ne olacak?Oy tahvilatı nedeniyle gözden kaçırmaya kalkarsa ne olacak?Cevap Büyükanıt'ın KKK'lığını devrederken yaptığı konuşmada gizli.. "Asker politika ile uğraşmaz. Ama Anayasa'nın ilk üç maddesini korumak ve kollamak politika değildir, anayasal görevdir.."Vesselâm..Hazmedemiyorsanız, itirazınız varsa değiştirin anayasanın bahse konu maddelerini...Ne o, "değişmesi teklif dahi edilemiyor" mu?Eeee. Orasına da karışamam... Başınızın çaresine bakın..

Hüseyin Mümtaz/ Giresun Işık gazetesi
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği

Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, dolandırıcılık gibi tehditler de arttı. Uzmanlar, bu yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyanık olmanın ve bilgi sahibi olmanın önemini vurguluyor
24.04.2024 15:30:00
Fahri Fatih Özcan
Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor
Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor
Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, dolandırıcılık yöntemleri de evrim geçiriyor. Uzmanlar, 2024 yılında özellikle dikkat edilmesi gereken yeni dolandırıcılık senaryolarına ve bu tehditlere karşı alınması gereken önlemlere dair uyarılarda bulunuyor.


Yeni dolandırıcılık yöntemleri


1. Büyükanne ve Büyükbaba Dolandırıcılığı: Dolandırıcılar, kişisel ilişkileri hedef alarak ve değer verdikleri biri gibi davranarak insanların duygularıyla oynamakta. Teknolojinin yardımıyla ses kayıtlarını taklit ederek yaşlı bireyleri acil durumda olan bir aile üyesiymiş gibi kandırabilir.

2. Yapay Zeka ile Deepfake Dolandırıcılığı: Yapay zeka araçları, dolandırıcıların gerçeğe çok yakın sahte görüntüler ve videolar oluşturmasına olanak tanıyor. Bu yöntemle, kullanıcılar sahte kişilikler veya olaylarla kandırılabiliyor.

3. Spear Phishing ve Tapjacking: E-posta veya sosyal medya hesaplarını hedef alan bu saldırılar, kullanıcıları istenmeyen tıklamalar yapmaya veya zararlı web sitelerine yönlendirmeye çalışıyor.

4. Quishing: Sahte QR kodlar kullanarak kullanıcıları zararlı web sitelerine yönlendirme yöntemi. Bu kodlar, gerçek gibi görünen ancak kötü amaçlı yazılımlar içeren sitelere bağlantı sağlayabilir.


Uzmanların önerileri


FINRA Yatırımcı Eğitim Vakfı'na göre, insanlar belirli bir dolandırıcılık yöntemi hakkında bilgi sahibi olduklarında, onunla etkileşime girme olasılıkları yüzde 80 daha düşük.

Uzmanlar, özellikle internet üzerinden yapılan işlemlerde dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Kullanıcıların, tanımadıkları kişilerden gelen taleplere karşı tetikte olmaları ve kişisel bilgilerini paylaşmamaları önem taşıyor.

Uzmanlar ayrıca dolandırıcılık meydana geldiğinde bunu resmi makamlara bildirmenin önemini vurguluyor.

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, dolandırıcılık gibi tehditler de arttı. Uzmanlar, bu yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyanık olmanın ve bilgi sahibi olmanın önemini vurguluyor. Tüketicilerin, kendilerini korumak için sürekli olarak güncel bilgilerle donanmış olmaları ve şüpheli durumlarda resmi makamlara başvurmaları gerekiyor.

Meteorolojiden 17 il için sarı kod

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 17 il için toz taşınımı uyarısında bulunarak vatandaşlara dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı. Peki toz taşınımı neden olur ve toz taşınımının sağlık üzerindeki etkileri nelerdir 
24.04.2024 12:18:00 / Güncelleme: 24.04.2024 12:21:49
Fahri Fatih Özcan
Meteorolojiden 17 il için sarı kod
Meteorolojiden 17 il için sarı kod
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yurdun batı ve iç kesimleri için toz taşınımı uyarısında bulunarak vatandaşlara dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı.

Bu hafta Libya üzerinden gelen çöl sıcağı etkili olacak. Sıcağın yanı sıra çöl tozları da yurtta etkisini gösterecek.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, tarafından Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Burdur, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, Isparta, İzmir, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla ve Uşak için sarı kodlu uyarı yapıldı. Marmara, Ege, Batı Akdeniz ve İç Anadolu'nun batısı ile Batı Karadeniz'de yer yer toz taşınımı beklendiğinden, görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi.


Toz taşınımı nedir?


Toz taşınımı, atmosferdeki toz partiküllerinin hareket etmesi veya taşınması sürecidir. Bu partiküller genellikle rüzgar, termal hareketler, fırtınalar veya insan etkisiyle atmosferde taşınabilirler.

Toz taşınımı, çoğunlukla çöllerden veya kuru arazilerden kaynaklanan toz fırtınalarıyla ilişkilendirilir, ancak sanayi, tarım faaliyetleri veya araç trafiği gibi insan faaliyetleri de toz taşınımına katkıda bulunabilir. Mineral toz partiküllerinin atmosferde belirgin varlığının ana nedenleri arasında kuraklık ve çölleşme yer almaktadır.


Toz taşınımının sağlık etkileri nelerdir?


Toz taşınımının sağlık üzerindeki etkileri, özellikle solunum yolu rahatsızlıkları olan kişiler için önemli olabilir.

Toz partikülleri, astım, KOAH ve kronik bronşit gibi solunum yolu hastalıkları olan kişilerde rahatsızlıkları tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.

Toz partikülleri, özellikle astım hastalarında alerjik reaksiyonlara ve astım ataklarına neden olabilir.

Toz taşınımı sırasında hava kalitesinin düşmesi, görüş mesafesinde azalmaya yol açabilir.

Toz taşınımı dönemlerinde, hava kalitesinin düşmesi nedeniyle halsizlik, kırgınlık, solunum sıkıntısı ve baş ağrısı gibi genel sağlık sorunları yaşanabilir.

Yaşlılar ve çocuklar gibi hassas gruplar, toz taşınımından daha fazla etkilenebilir ve ciddi sağlık sorunları yaşayabilir.

Bu nedenle, toz taşınımı beklenen dönemlerde, özellikle solunum yolu rahatsızlığı olanlar, yaşlılar ve çocuklar için evde kalmak ve dışarı çıkarken maske kullanmak gibi önlemler almak önemlidir. Ayrıca, evdeyken pencere ve kapıların kapalı tutulması ve dışarıdan eve gelindiğinde duş alınması gibi koruyucu önlemler de önerilmektedir.

Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı

Bursa'da bir holding binasına otomobille gelen saldırganlar gece yarısı kimsenin olmadığı saatte binaya 43 el ateş açtı
24.04.2024 10:31:00
İhlas Haber Ajansı
Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı
Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı
Bursa'da bir holding binasına otomobille gelen saldırganlar gece yarısı kimsenin olmadığı saatte binaya 43 el ateş açtı. Kurşunların hedefi olan camlar tuz buz olurken, binada görevli özel güvenlikçi ise saldırıdan yara almadan kurtuldu.

Olay, merkez Osmangazi ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir grup şüpheli cadde üzerinde bulunan holdingin ana binasına saldırı düzenlemek için beyaz bir otomobille geldi.

Binanın önünden geçtiği esnada aracın camından çıkan saldırganlar, otomatik silahla arka arkaya tetiğe bastı. Tam 43 merminin isabet ettiği binada bulunan bir bekçi ise arka arkaya gelen kurşunlardan son anda kurtuldu.

Silah sesleri üzerine bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Ekipler, olayla ilgili tahkikat başlatırken, olay yerinden otomobille kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatıldı.
Polisin titiz soruşturmasının sürdüğü bildirildi.

BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü

Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
24.04.2024 10:24:00 / Güncelleme: 24.04.2024 10:27:04
Haber Merkezi
BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
25 Eylül 2001'de kurulan Bağımsız Türkiye Partisi'nin kurucu 40 üyesinden birisi olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın memleketi olan Kilis'te vefat etti.

Merhum Noter Ökkeş Özalpaydın ve merhum Hafız Fikret Özalpaydın'ın kardeşleri, Ziraat Mühendisi Bekir Sait Özalpaydın, Ziraat Mühendisi Bahadır Özalpaydın ve Diyetisyen Rabia Gül Kepekçi'nin babaları, Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi'nin kayınpederi, Bağımsız Türkiye Partisi kurucu üyesi, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dava arkadaşı, emekli Kilis İlçe Tarım Müdürü Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Cenaze namazı 24 Nisan Çarşamba Günü (Bugün) ikindi namazına müteakip Kilis Asri Mezarlık Camii'nde kılınacaktır.

Merhumun ailesi taziyeyi 1 nolu Topçuoğlu Taziye Evi'nde kabul edeceğini açıkladı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.