ABD Merkez Bankası eski Başkanı Greenspan'ın bir açıklamasının dünya piyasalarını çalkalaması, aslında kapitalist ekonominin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Televoleci iktisatçı Deniz Gökçe yazıyor! Cuma günü Çin'de bu dalgalanmaya neden olan sorunları gündeme getirmiştik. Bugün ise biraz ABD'ye bakacağız.Bu dalgalanmayı tetikleyen (neden olan değil, sadece tetikleyen) önemli bir olgu eski ABD Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan'in geçtiğimiz pazartesi günü uydu üzerinden Hong Kong'daki bir toplantıya yaptığı konuşmada söyledikleri olmuştu.Greenspan, 1987-2006 arasında tam 18 yıl ABD Merkez Bankası FED'in başkanlığını yapmış ve emekli olmuştu. Bu süre içinde Greenspan tam 200 adet en üst düzey ekonomi doktoralı iktisatçının sağladığı bilgi ve analizlerden faydalandığı gibi, kendisinin daha önceki, özel yapıdaki, geleceğe dönük tahmin şirketindeki birikiminden de faydalanmıştı. Bugün ise artık bir emekli idi. Greenspan emekli olduğundan bu yana konferans başına 150 bin dolar alarak konuşmalar yapıyordu. Ayrıca Washington'ın fiyakalı bir semtinde lüks bir ofis kiralamıştı ve Bloomberg terminal ve iki yardımcısı ile beraber eski işine dönmüş, ekonomiyi izlemeye çalışıyordu. Bu arada eski çalışma arkadaşı FED iktisatçısı James Kennedy ile beraber "likiditenin-para miktarının" konut ve ipotek piyasasındaki hareketlerini izlemeye çalışıyordu, hatta bu konuda iki adet akademik makale yazdıkları biliniyor (ama bilindiği gibi dünyada ve bizim medyada bir "likidite arttı, likidite azaldı" sohbeti sürüp duruyor da, kimse de bu likidite bolluğu veya darlığını nasıl hesapladıklarını hiç söylemedi). Greenspan diğer taraftan da "The Age of Turbulence-Sallantı Çağı" adlı bir kitap yazıyor ve Penguin ile kabaca 6 milyon dolarlık bir telif anlaşması yapmış bulunuyordu. Kitap eylül ayı ortasında yayınlanacak. Kitabın ana teması ise çok çok farklı: "Dünya bugün ekonomik ve finansal şoklara karşı çok daha az kırılgan ve dayanıklı!"Bu arada Greenspan'ın Merkez Bankası FED'in politikaları ile ilişkili hiçbir şey söylemediğini de ekleyelim. (Bunu ülkemizde kamu görevinden istifa ettikten medyaya zıplayıp, derhal gırtlağına kadar siyasete bulaşıp, her türlü kamu politikasına bombardıman yapan, eski ve "vıcık vıcık" Hazine, Maliye, DTP ve Merkez Bankası üst düzey bürokratlarına hitaben yazıyoruz).Ancak Greenspan Hong Kong'da yaptığı konuşmada sadece bir özet durum değerlendirmesi yapmıştı: "En son resesyon bu kadar yıl (ABD'de en son resesyon 5-6 yıl geride kalmıştı ve son iki ekonomik genişleme ve büyüme dönemi 10'ar yıl kadar sürmüştü) geçmişte kaldıktan sonra, her ekonomide bir sonraki durgunlaşmanın dinamikleri güçlenmeye başlar. Mesela, ABD'de bugün bazı işaretler görmekteyiz, şirketlerin kâr marjları düşmeye başladı ve bu da bir durgunlaşmanın ön döneminde bulunduğumuzun ilk sinyali olarak algılanabilir. Ama birçok tahminci bir resesyon tahmini yapmıyor, global şartlar fena değil ve inşaat ve konut sektöründen gelen haberler ve veriler de kötü değil".Tabii "Maestro" Greenspan'in esas sorunu tüm dünyada hâlâ ne kadar dinlenir ve etkili olduğunun pek farkında olmamasıydı. Bazı gafiller "Tabii ki ileride bir resesyon olabilir ama, olma olasılığı pek de yüksek değil" demesine rağmen ve "sadece bazı kişi ve kurumları riskli ve aşırı yaklaşımlarına karşı ikaz etmeye çalışmasına" rağmen, tamamen tersinden anlaşılmış ve ortalığı internetten hızla yayılan, "Greenspan resesyon geliyor diyor!" feryadı sararak, Maestro büyük bir satış dalgasının başlamasına neden olmuştu.İlk panik gerçekleştikten sonra, Greenspan'in "resesyon geliyor" demediği aslında "resesyon mümkün ama muhtemel değil" şeklinde konuştuğu ortalığa döküldü. Diğer yandan iktisatçıların çoğunluğunun bu sene bir resesyon beklemediğinin de yabancı haber ajanslarında sık sık altı çiziliyor. Greenspan'in halefi Ben Bernanke de Amerikan ekonomisinin bu sene yeniden toparlanacağını düşünüyor.Sonuçta, ABD'de zaten bazı dalgalanma nedenleri de vardı. Dayanıklı mallar talebi verileri kötü çıkıyordu, ocak ayında büyük bir düşüş sergiliyordu (burada da medya dayanıklı tüketim malları satışındaki düşüşün yüzde 60 kadarının "iptal edilen uçak siparişleri" olduğunu ıskalıyordu). Bazı Asya ülkelerinin ellerindeki dolar cinsi döviz rezervlerini satıp Avrupa paralarına geçecekleri dedikoduları ortada idi. ABD-İran gerginliği vardı. Bazı ABD konut sektörü ile ilişkili ipotek yani mortgage anlaşmaları piyasa düzenleme kurumu tarafından satın alınmaya değer bulunmamıştı. Bu da piyasacıları rahatsız ediyordu.