Kentsel dönüşüm bir çılgınlık mı?
Kamu yararının dikkate alınmadığını ifade eden Mimarlar Odası, Türkiye'nin kentsel dönüşüm çılgınlıklarına kurban edilemeyeceğini açıkladı
15.03.2012 00:00:00
“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı”na dair İnceleme Raporu hazırlayan TMMOB Mimarlar Odası, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamasında Mimarlar Odası, hiçbir değerlendirme, katkı ve uyarılar dikkate alınmadan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı”nın TBMM'de görüşülmeye başlandığını vurguladı. İmar ve çevre alanında yürürlükte bulunan tüm yasaları “uygulanmayacak mevzuat” kılarak, ülkedeki hemen tüm yeni yapılaşma ve kentsel dönüşüm uygulamalarına ait temel kararların Başbakanlık Toplu Konut İdaresi'ne bağlandığına dikkat çeken Mimarlar Odası, “Böylece yerel yönetimler, ilgili kurumlar ve toplum katılımı devre dışı bırakılarak başkanlık sisteminin önce imar alanında başlaması öngörülmektedir” iddiasında bulunuldu.
TOKİ tekel olacak
Bir anlamda “imar darbesi” denebilecek uygulamayı, “afete karşı önlem” gerekçesi altında düzenleyen kanun tasarısının, Türkiye'nin ve kentlerin tamamını “riskli alan” ilan etme olanağını sağladığını vurgulayan Mimarlar Odası, bu tanımla belirlenmiş alanlarda TOKİ'in ve dolayısıyla Başbakanlığın “tek imar otoritesi” yapılmasının hedeflendiğini ileri sürdü. Tasarıya göre, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek rezerv alanların ve hiçbir bilimsel katılım olmadan saptanabilecek riskli alanların ülkenin her yerinde keyfi olarak ilan edilebileceğini iddia eden Mimarlar Odası, şu tespitlerde bulundu: “Aynı hukuk ve etik dışı yaklaşım riskli yapı tanımında yinelenmekte, teknik ve bilimsel katılımın olmadığı saptamalarla TOKİ'nin dilediği yapıya el koyabilmesi olanağı sağlanmaktadır. O kadar ki, tasarıya göre belediyeler riskli yapıları verilen sürelerde belirlemediği takdirde bunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı resen yapacaktır. Riskli alanlarla birlikte aynı yapıların Maliye Bakanlığı aracılığıyla TOKİ'ye devir işlemleri de tasarının ayrıntılı hükümlerini oluşturmaktadır. Bu yöntemle belirlenecek sözde ‘afet riski bulunan' alanlarda ve yapılarda, tasarının asıl amacını oluşturduğu anlaşılan ‘TOKİ'ye ve TOKİ ortaklarına yeni emlak rantı alanları kazandırmak ve pazarlamak' niyetinin ‘engelsiz' olarak yaşama geçebilmesi için de Türkiye'de yılların deneyim ve birikimleriyle oluşmuş tüm imar, çevre ve kültür yasaları ‘uygulanamaz' ibaresiyle etkisiz hale getirilmektedir.
Bu sayede yeni emlak rantı alanlarına dönüştürülmek üzere el konulan yapıların zorla tahliye işlemleri ile yıkılmalarında tüm yasal engeller kaldırılırken; ülkenin doğal, kültürel ve çevre değerlerinin korunmasını öngören yasaların da devre dışı bırakılmasıyla aynı değerlerin yok olmasına neden olacak yapılaşmaların önü açılmaktadır.”
Yerel yönetimler etkisiz kalacak
Tasarıda bu yöntemlerle hedeflenen “tek imar otoritesi” oluşturulması aynı zamanda merkezi idareye “yağma özgürlüğü” tanıdığı iddiasında da bulunuldu. Tasarının bu şekliyle, “Demokrasinin Beşiği” olarak kabul edilen yerel yönetimleri “rantın merkezi hükümetten yönetimi” uğruna tamamen etkisiz ve yetkisiz kılmaya yönelik “yerelleşme ve demokratikleşme” karşıtı anlayışın yasalaşması olarak dayatıldığını ifade eden Mimarlar Odası, şu açıklamalarda bulundu: “Bugüne kadar, Kentsel Dönüşüm Yasası adıyla gündeme gelen tüm yasa tasarıları hakkında, gerek Mimarlar Odası gerekse diğer meslek kuruluşlarının uzman görüş ve önerileri ile oluşturduğu raporlarda, Türkiye'nin gerçekleri ve genel şehircilik ilkeleri çerçevesinde sağlıklı bir kentsel gelişimin nasıl sağlanabileceğine ilişkin görüşleri hiçbir şekilde dikkate alınmadan hazırlanan bu tasarının yasalaşması halinde, zaten sorunlarla baş başa olan kentlerimiz felaketlere sürüklenebilecek, yoğun ve kapsamlı bir şekilde kamusal, çevresel, sosyal, kültürel ve ekonomik kayıplar yaşanacaktır.”
Tasarının kendisi bir afet
Duyarlı milletvekillerini Türkiye'nin tüm değerlerini ve anayasal hakları yok edecek olan, kamu yararı ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, “yerelleşme ve demokratikleşme” karşıtı ve kentleri “afetlere karşı güvenli hale getirmek” yerine “kendisi bir afet” ve “çılgınlık” olan Tasarıyı reddetmeye çağıran Mimarlar Odası, milletvekillerinden tasarının geri çekilmesi için çaba göstermelerini istedi. Mimarlar Odası açıklamasına şöyle devam etti:
“Üstlendikleri demokratik sorumluluklar ve kentlerin toplum adına sahipleri olmaları nedeniyle başta yerel yönetimler olmak üzere; hakları gasp edilen ve demokrasi, kentli hakları, tarihsel ve doğal değerlerden yana olan bütün kesimleri tasarının gündemden kaldırılması için dayanışma içerisinde olmaya çağırıyoruz.” ANKA