BTP lideri Baş, Kıbrıs'ta gelinen son noktayı değerlendirdiği açıklamasında, "Türk Milleti, ne hazindir ki bugün kanıyla, canıyla ele geçirdiği vatan toprağını kendi eliyle teslim etmektedir" dediBağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Kıbrıs'ta Annan Planı oylandığı sırada konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Geçmişte can emniyetinin, mal emniyetinin, namus emniyetinin, din ve vicdan hürriyetinin ve vatan teminatının koruyucusu olan Türk millitenin bugün maalesef bu vazifeyi kendi topraklarında ifa etmekten aciz bir noktaya getirildiğini belirten Baş, Yavru Vatan'ın, kendi ellerimizle AB'ye, Rum'a teslim edildiğini vurguladı. Sonuna kadar haklı olduğumuz Kıbrıs davasının ve Kıbrıs Türkünün AB çerçevesinde Annan planı adı altında tarihe gömüldüğünü belirten BTP lideri Baş, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, uzun zamandır tarihini ve kazanımlarını unutmuşçasına siyasetini AB kavramı etrafında şekillendirmektedir" diye konuştu. AB uğruna Türkiye'nin sürüklendiği tehlikeli sürece dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, açıklamasını şöyle sürdürdü: "6 Mart 2003 tarihinde TBMM' de alınan kararda da ifade edildiği gibi '... Kıbrıs sorununun çözümünün , Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde bir ön şart gibi takdim edilmesine yönelik çabalar...' bugün kimi çevrelerde alenen gündem edilmektedir. Bilinen bir gerçektir ki, Tanzimat ve Islahat Fermanı ile hız kazanan Batı hayranlığı Osmanlı devletinin çöküşünü hazırlamıştır. Umarız ki asla gerçekleşmeyecek AB sevdası da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sonu değildir. Zira Yunanistan Başbakanı, Rum kesiminin AB takviminin açıklandığı gün ENOSİS'ten bahsederek, AB kavramı ile Türkiye'nin Kıbrıs'ı feda etmesini ilişkilendirmiştir. Kıbrıs davamızın önderi KKTC cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın bu manada ikaz mahiyetinde bir tespiti şöyledir: 'Bugün, tahammülü zor baskılarla Kıbrıs'ı Türkiye' den ayırma eylemi başarılı olduğu taktirde, aynı baskılarla, aynı yöntemlerle Türkiye' den daha neler isteneceğini düşünmek bile insanı ürpertiyor.""Türkiye herşeyini kaybeder"Türkiye'nin, en haklı davası Kıbrıs'ı kaybettiği takdirde, herşeyini kaybedeceğini belirten Baş, "Stratejik konumuyla Türkiye'nin Akdeniz'e açılan kapısı ancak bu sayede kapatılacaktır. Milli dava dediğimiz Kıbrıs, kırmızı çizgilerini kendi eliyle silen Türkiye'nin, uluslararası arenada artık bir prestij sorunudur. Kıbrıs diğer taleplerin gündem edilmesinin ya önünü açacak, ya da bu isteklere karşı bir set olacaktır" diye konuştu.Rum'a peşkeş çekiliyorTürkiye'de bazı çevrelerin "Türkiye'nin Kıbrıs'taki varlığı işgaldir", "Türkiye benim anavatanım değildir" şeklinde bir tutum içerisinde olduğunu belirten Baş, "AKP hükümeti kurulduğu gün, henüz Başbakan bile olmayan Tayip Erdoğan gittiği Avrupa ülkelerinde ve ABD'de "Belçika Modeli'nden" bahsederek, Annan Planına giden yolu açmıştır. Hükümetin "Kıbrıs'ta bozulmayan barışı tekrar sağlamaya yönelik çabaları, Kıbrıs'ta tavize hazırız" mesajıdır. Türk-İslam tarihinde eşine rastlanılmayacak bir satışın senaryosu olan bu yaklaşım tarzı, Rumların bedava avukatlığına soyunarak, adadaki haklarımızı Rum'a peşkeş çekmekten başka bir şey değildir" dedi.Dökülen kanlar unutuluyorCumhuriyet tarihinden bu tarafa farklı medeniyetlerin, farklı siyasetlerin farklı kültürlerin saldırısına uğrayan Türk milletinin, 80 yıllık mücadelesi içinde tamamen korumasız ve kollamasız kaldığını vurgulayan Baş şöyle devam etti: "Bu hal onu, kendisini yok etmeye karar vermiş kültürlerin, medeniyetlerin, siyasetlerin birer elemanı haline getirmiştir. Gizli örgütlerce yapılan çalışmalarda milletin inancı sulandırılmış, dini kimlik yok edilmiştir. Bununla bağlantılı olarak milli kimlikte de aynı problemler yaşanmıştır. Onun için bugün Kıbrıslı vatanını, yerini, statüsünü gözü kapalı verme, Türk halkı da kendi kanıyla suladığı Kıbrıs topraklarının elinden çıkışına kayıtsız kalmak noktasına gelmiştir. Dökülen şehit kanları ve 500 yıllık Türk tarihi maalesef unutulmak üzeredir. Demek ki Kıbrıs' ta dinimizi, dilimizi ,örfümüzü tarihimizi yozlaştırdık. Topraklarımız elimizdeyken hiçbir istilaya maruz kalmadan kendi kendine intihar eden bir insanın kaderini yaşar hale Kıbrıslıyı getirdik.Kıbrıs giderse...Olayın Türkiye siyaseti boyutuna gelince bir intihar mesabesinde olan bu halin AB' ye bilinmeyen bir tarihte gireceğiz gerekçesiyle yavru vatan heba edilmektedir. Bunun izahı yapılır gibi değildir. En dindar görünenlerin iktidarı döneminde kaybedilen Kıbrıs, şayet TBMM'in de bu onayı bulursa demek ki, Türk Milleti de en dindarından en uzağına kadar topyekün millet olma unsurlarını unutmuş ve maalesef çürümüş demektir. O zaman olacak olan şey, İstanbul'un elden çıkışı, Ege'nin, doğunun, güneydoğunun kısaca Anavatanın parçalanışı ve yok oluşudur. Ki bu durum tarih önünde asla hesabı verilemeyecek neticeler doğuracaktır."Baş, açıklamasını şu cümleyle noktaladı: "Unutmayalım ki, Yavru Vatan Kıbrıs giderse anavatan Türkiye'de gider."