logo
19 NİSAN 2024

Kıbrıs'ta son iki yıl

24.02.2004 00:00:00
BMGenel Sekreteri Kofi Annan gözetiminde New York'ta varılan mutabakat çerçevesinde Kıbrıs müzakerelerine yeniden başlanması sürecine zorlu 2 yılın ardından gelindi.

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın, "Kıbrıs konusundaki gelişmelerden endişe duyuyorum. Bu nedenle Klerides ile yüz yüze görüşmek istiyorum" diyerek, Kasım 2001'de yaptığı girişimler sonucu, Denktaş ve Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides, Kıbrıs konusuna kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla 16 Ocak 2002'de doğrudan görüşmelere başladı. Haziran 2002'ye kadar sonuca varılması hedeflenen bu görüşmelerde, eşit ve egemen iki devletin kuracağı yeni bir ortaklıkta merkezi hükümetin yetki ve fonksiyonları ile egemenlik, toprak, güvenlik, göçmenler, garantiler konuları üzerinde anlaşılmaya çalışıldı.

Annan 'paln'ıyla devrede

Doğrudan görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, sürece yeni bir soluk vermek üzere, 14 Mayıs 2002'de adayı ziyaret etti. BM Genel Sekreteri, 16 Mayıs'ta adadan ayrılırken, "yıl sonuna kadar anlaşmaya varılmasından umutlu olduğunu" dile getirdi. Cumhurbaşkanı Denktaş'ın New York'ta tedavisi sürerken ve 3 Kasım 2002 genel seçimlerinin ardından Türkiye'de henüz yeni hükümet kurulmamışken, BM Genel Sekreteri Annan, 11 Kasım 2002'de Türk ve Rum tarafına kapsamlı çözüm önerisiyle iki harita sundu. Annan, taraflardan planla ilgili ilk değerlendirmelerini bir hafta içinde kendisine iletmelerini istedi.

Rum tarafı, planı müzakere etmeyi kabul ettiğini bildirdi, ancak Klerides, "planda değişiklik olmazsa kabul etmeyeceğini" açıkladı. Türk tarafı, cevap için süre istedi ve "planı müzakere edilebilir bir hale getirmek için müzakereye hazır olduğu" cevabını verdi.

Annan, iki taraftan planla ilgili çekincelerini yazılı olarak kendisine iletmelerini istedi. İki tarafın görüşleri doğrultu-

























sunda gözden geçirilen plan 10 Aralık'ta taraflara yeniden sunuldu. Cumhurbaşkanı Denktaş, "planın pek de yeni olmadığını, eski plan olduğunu" açıkladı.

İki tarafta da yoğun tepkilere neden olan Annan planının gözden geçirilmiş şeklinde, eşbaşkanlık 3 yıldan 2.5 yıla indirilirken, Karpaz'da Rumların denetiminde bir kanton bölge oluşturulması ve kuzeye dönecek Rumların anayasal haklarına bazı sınırlamalar getirildi. İki harita birleştirilerek tek harita olarak sunuldu.

Annan planının içeriğini, sunulmasından günler önce yayımlamaya başlayan Rum basını, plan sunulduktan sonra da planın içeriğinin çok önceden, bazı Rum yetkililer tarafından bilindiğini yazdı. Rum yetkililer, bunu tam olarak yalanlamadı.

Kopenhag'da temel konu

Avrupa Birliği'nin 12-13 Aralık'ta Kopenhag'da yapılan genişleme zirvesinde, Kıbrıs Rum kesimi, diğer dokuz ülkeyle birlikte AB üyeliğine kabul edildi. Kıbrıs sorununda 28 Şubat 2003'e kadar çözüme varılması yönünde taraflara çağrı yapılan zirvede, Kıbrıs konusunda görüşmeler yapmak üzere, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı temsilen Dışişleri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu bulundu.

Annan'dan yol haritası

Kıbrıs konusu 28 Şubat'a odaklanırken, Annan, Denktaş ve Klerides'e, 28 Şubat'a kadar izlenecek prosedürle ilgili yol haritası niteliğinde mektup gönderdi. New York'ta, 3-4 Ekim görüşmelerinde kurulmasına karar verilen teknik komitelerin hazırlık niteliğindeki görüşmesinin ilki, 20 Aralık'ta Lefkoşa'da ara bölgede yapıldı.

Kıbrıs konusunda 28 Şubat 2003'e kadar çözüme varılması hedeflenirken, Kıbrıs Rum kesiminde ilk turu 16 Şubat 2003'de yapılan "başkanlık" seçimleri de sürece ayrı bir önem kattı.

16 Ocak 2002'de doğrudan görüşmelere başlayan Denktaş ve Klerides, Ocak 2003'de de 8 kez bir araya geldi. 27 Ocak'ta yapılan Denktaş-Klerides görüşmesinde, Türk tarafı Annan planında yapılmasını istediği değişiklik talebini Rum tarafına, 28 Ocak'ta da BM'ye sundu. Cumhurbaşkanı Denktaş, 29 Ocak'ta, "yeni bir harita sunmaya hazır olduklarını, ancak öncelikle Türk tarafının egemenliğinin tanınması gerektiğini ve planda istedikleri değişikliklerin kabul edilmesi halinde 28 Şubat'ta belgeyi imzalayacağını" açıkladı.

Annan yeniden Kıbrıs'ta

BM Genel Sekreteri Kofi Annan, gözden geçirilmiş planın 3. şeklinitaraflara sunmak üzere 26 Şubat'ta Kıbrıs'a geldi. Annan, aynı gün önce Papadopulos, sonra da Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile bir araya geldi ve taraflara yeni planı sundu.

Denktaş, "Planda genelde değişen bir şey yok" açıklamasını yaptı. Annan, 27 Şubat'ta Denktaş, Klerides ve Papadopulos ile ara bölgede bir araya geldi. Annan liderlerden, 10 gün içinde kendisine cevap vermesini istedi ve cevaplarını açıklaması için de 10 Mart'ta (2003) Lahey'e davet etti. 27 Şubat'ta Lefkoşa İnönü Meydanı'nda yapılan "Çözüm ve AB'ye hazırız" mitingine, ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Özel Koordinatörü Thomas Weston da katıldı.

Annan, 28 Şubat'ta da Denktaş ve Papadopulos ile yeniden bir araya geldi ve adadan ayrılırken de "yolun sonuna gelindi" açıklamasını yaptı. Denktaş ise "Yolun değil, görüşmelerin sonu olur" karşılığını verdi. 7 Mart'ta Lefkoşa'da "Egemenlik ve Varoluş Mitingi" yapıldı. Mitinge katılan Cumhurbaşkanı Denktaş, "KKTC'nin yaşatılması için mücadeleye devam edilmesini" istedi.

Dağ fare doğurdu

KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanlık Divanı, Annan planının referanduma sunulması yönünde bir karar almak üzere 7 Mart'ta toplandı. Denktaş, meclisten referandumla ilgili bir karar çıkartmamasını istedi. Meclis Başkanlık Divanı'ndan bir karar çıkmadı ve Genel Kurul toplanamadı. Meclis önünde gösteri yapıldı.

10 Mart'ta Lahey'de BM Genel Sekreteri Annan'ın, Denktaş ve Papadopulos ile saatler süren ve 11 Mart sabahına kadar devam eden görüşmesinden bir sonuç çıkmadı.

Enosis'i başarmışlar!

Denktaş, Nisan 2003'de yaşanan tarihi gelişmelerin işaretini, 31 Mart'ta yaptığı ve "Türk tarafının hazırlığı var" açıklamasıyla verdi.

Avrupa Birliği'nin 16 Nisan 2003'deki Atina zirvesinde Kıbrıs Rum kesimi AB'ye giriş sözleşmesini imzaladı. Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, 18 Nisan'da Rum kesimini ziyaret etti ve Rum kesiminin AB'ye giriş sözleşmesini imzalamasıyla ilgili olarak "Enosis'i başardık" ifadesini kullandı. Rum Ulusal Konseyi, 22 Nisan'da toplandı ve KKTC'nin serbest geçişlerle ilgili kararını tanımadığını, ancak geçişleri engellemeyeceğini duyurdu. KKTC Bakanlar Kurulu'nun 21 Nisan'da aldığı karar, 22 Nisan'da Resmi Gazete'de yayımlandı ve 23 Nisan sabahı KKTC ile Rum kesimi arasında, belli kurallara bağlı olarak serbest geçişler başladı.

İlk günlerde, beklenenlerin aksine, sınır kapılarına Kıbrıslı Türkler değil, Rumlar yığıldı. Rumlar, KKTC'ye geçmek için saatlerce uzun kuyruklarda beklemeyi göze aldı. İlk iki haftada, gün içinde KKTC'ye geçen Rumların sayısı 30 bine kadar çıktı.

KKTC Bakanlar Kurulu, 29 Nisan'da da Rumların KKTC'deki otellerde 3 gün konaklamasına izin veren kararı aldı. Rumların yoğun şekilde KKTC'ye geçmeleri ve buradaki otellerde konaklamaları, Rum yetkilileri rahatsız etti. Rum milletvekilleri, KKTC'de eski sahibi Rum olan otellerde konaklayan Rumlara para ve 2 yıl hapis cezası verilmesini öngören yasa tasarısını Rum meclisine sundu.

KKTC Bakanlar Kurulu, 9 Mayıs'ta da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyareti öncesinde yine bir dizi karar aldı. Başbakan Erdoğan, 9 Mayıs'ta KKTC'ye yaptığı ziyarette, Ledra Palace Sınır Kapısı'nı da ziyaret ederek, Yeşil Hat'a kadar gitti ve KKTC'ye giriş yapmak için bekleyen bazı Rum ailelerle sohbet etti.

Yeni açılımlar devrede

KKTC'nin, Kıbrıs sorununun temelini oluşturan mal-mülk sorununun takas ve tazminatlar yoluyla halledilmesi amacıyla Türkiye ve Avrupa Konseyi'nin desteğiyle hazırladığı Takas ve Tazminat Yasası, 1 Temmuz'da yürürlüğe girdi. Rum yönetimi, vatandaşlarının Taşınmaz Malların Tazmini Komisyonu'na başvurularını engellemeye çalıştı.

Cumhurbaşkanı Denktaş, 11 Temmuz'da BM Genel Sekreteri Annan'a mektup göndererek, Lefkoşa Uluslararası Havaalanı ve kapalı Maraş'ın BM kontrolünde ortak kullanıma açılmasını önerdi. Papadopulos, Denktaş'ın önerilerini "taktik" olarak niteleyerek, reddetti.

Karşı taraftan itiraf yağdı

Rum yönetiminin eski lideri Glafkos Klerides, 28 Eylül'de Rum basınına yaptığı açıklamada, Annan planı sunulmadan önce plan hakkında bilgilerinin olduğunu itiraf ederek, plan sunulmadan, kendi lehlerine değişiklik olması için müdahalelerde bulunduklarını açıkladı.

Klerides ayrıca, 4 İslam ülkesinin KKTC'yi tanıyacağını açıkladığını, Rum tarafının ve BM'nin buna engel olduğunu itiraf etti. Klerides, 30 Kasım'da yaptığı



















açıklamada da "müzakerelerde hiçbir şey kabul etmeyerek, sorumluluğu Türk tarafına yükleme taktiğini uyguladıklarını ve bu taktiğin kendilerini AB üyeliğine taşıdığını" söyledi. Rum lider Papadopulos ise 23 Kasım'da yaptığı açıklamada, 10-11 Mart Lahey görüşmelerinde "Denktaş, Annan planını imzalasa bile ben imzalamayacaktım" dedi.

Ve KKTC'de seçimler

KKTC'de 14 Aralık Pazar günü yapılan milletvekili genel seçimleri,aylar öncesinden gündeme oturdu ve seçimlere, ABD, AB, BM, İngiltere ve Kıbrıs Rum kesiminden çeşitli müdahaleler yapıldı. Aylar öncesinden "kader" seçimi olarak nitelenen seçime, 7 parti katıldı ve meclise 4 siyasi parti girdi. 50 sandalyeli Cumhuriyet Meclisi'ne, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) 19, Ulusal Birlik Partisi (UBP) 18, Demokrat Parti (DP) 7, Barış ve Demokrasi Hareketi (BDH) 6 milletvekili gönderdi. Sağ ve sol partilerin 25'er milletvekilliği kazanmasıyla sonuçlanan seçimlerin ardından, partiler yoğun şekilde hükümet oluşumuna odaklandı.

Ankara ile istişareler ve yoğun çalışmalar sonucunda CTP ve DP, 11Ocak 2004'de "toplumsal uzlaşı ve çözüm hükümeti kurduklarını" açıkladı.

Türkiye devrede

Çankaya Köşkü'nde 8 Ocak'ta toplanan Kıbrıs zirvesinde, "Türkiye, Kıbrıs ulusal davamızda KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ve yeni kurulacak KKTC Hükümeti ile yakın danışma ve işbirliği içinde Birleşmiş Milletler müzakere sürecine etkin katkıda bulunmaya devam edecektir" denildi.

Zirveye, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile üst düzey sivil ve askeri yetkililer katıldı.

Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) 23 Ocak'taki toplantısında da gündemi ağırlıklı olarak Kıbrıs oluşturdu. Toplantı sonunda yayınlanan bildiride, Türkiye'nin, BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonuna olan desteğini sürdürdüğü ve Annan planı da referans alınarak adanın gerçeklerine dayalı bir çözüme, müzakereler yoluyla hızla ulaşılması konusundaki siyasi kararlılığını yinelediği belirtildi.

MGK toplantısının ardından Davos'a hareket eden Başbakan Erdoğan, Kıbrıs sorununun çözümünde KKTC'nin hiçbir zaman Rumlardan geri kalmayacağını, daha önde olacağını söyledi. Davos'ta BM Genel Sekreteri Annan ile biraraya gelen Erdoğan, Annan'dan iki tarafın da güvendiği bir arabulucu atamasını istedi.

Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına giden süreçte Erdoğan'ın Ocak ayı sonundaki ABD ziyareti de önemli bir etken oldu. ABD Başkanı Bush, Türk tarafının isteği üzerine Kıbrıs konusunda Dışişleri Bakanı Colin Powell'ı görevlendirdi. Bu arada, ABD, müzakerelere başlanabilmesi için bir yandan Yunanistan ve Rum kesimi üzerindeki baskısını artırırken, diğer yandan BM Genel Sekreteri Annan ile de yoğun temasa geçti.

New York görüşmeleri

Genel Sekreter Annan, 10 Şubat Salı günü başlayan görüşmeler çerçevesinde taraflarla önce tek tek görüştü. Ardından üçlü görüşme başladı. Üçlü görüşmede, hem Papadopulos hem de Denktaş, plandaki boşlukları Annan'ın doldurmasından yana olmadıklarını söyleyince, Annan görüşmeleri ertesi güne erteledi ve tarafların takvime bağlı kalarak öneri getirmelerini istedi. New York görüşmelerinin ikinci gününde, Türk tarafı sürpriz bir atak yaparak, üç aşamalı bir plan sundu. Planda iki tarafın anlaşamaması halinde müzakerelere Türkiye ve Yunanistan'ın da dahil olması, yine uzlaşma sağlanamaması halindeyse Annan'ın hakemliğinin kabul edilmesi önerildi. Türk tarafının önerisi üzerine, Rum tarafı da yeni bir öneri sundu. Rumlar önerilerinde AB'nin de müzakarelerde taraf olmasını talep eti. İki tarafın önerileri üzerine, görüşmeler bir gün daha uzadı. Görüşmelerin 12 Şubat'taki üçüncü günü en çetin müzakerelere sahneoldu. Sadece 40 dakika sürmesi planlanan görüşmeler, gecikmeler ve zorlu pazarlıklar nedeniyle 12 saati buldu. Bu maratonun sonunda, Annan taraflara, "evet ya da hayır" cevabı verme koşuluyla pazarlığa açık olmayan son bir metin sunma kararı aldı.
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'

Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı

Tokat'ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi.
19.04.2024 16:34:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat'ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu.

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu'na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat'ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD'ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

"Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda"

Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat'ta gerek Yozgat'ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege'deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar'dan Alp'lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.

"500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı"

Tuzcuoğlu, depremin ardından 500'e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."

Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz

"Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." 
19.04.2024 16:30:00
Haber Merkezi
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlığın ilgili birimleri ve hastanelerin yöneticileriyle yaptıkları toplantılarda Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki sorunları temel faktörleriyle ele aldıklarını belirtti.


Randevu bulmakta yaşanan sıkıntıları çözmek için yaptıkları çalışmalardan önemli sonuçlara ulaştıklarını aktaran Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Randevu sorununa karşı hem vatandaşları hem de hekimleri memnun edecek bir çözüm oluşturduklarını belirten Koca, şunları kaydetti:

"Öncelikle iptal edilmeyen randevulardan kaynaklanan, kullanılamayan kapasitemizi diğer vatandaşlarımızın kullanımına açacağız. Bu kapsamda, gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız söz konusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59'la sınırlandırıyoruz. İptal edilen randevular yerine, muayene saatinden 1 saat öncesine kadar yeni randevu verebileceğiz. Böylelikle daha fazla hastamızın randevu almasını ve kapasitenin verimli kullanılmasını sağlamış olacağız."

Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında, 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi

19.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:14:38
AA
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Ne olmuştu?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.

Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti. 

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.