CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "grup başkanvekilleri sorunu çözecekleri yönünde açıklama yaparlarsa yemin ederiz" sözleriyle krizde yumuşama sinyalleri verdi. Bir programa katılan Kılıçdaroğlu, "o zaman parlamento demokrasiye, millli iradeye sahip çıkmış oluyor" dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "CHP'nin Pazartesi itibariyle Meclis'e gitmesi, yemin etmesi, güven oylamasına katılması olasılığı nedir?" gazetecilerin sorusu üzerine, kendilerinin hiç umutsuz olmadığını belirterek, "Öteden beri yemin etmemizle ilgili olarak, daha önce ifade ettiğimiz düşüncelerin başka siyasal partilerle paylaşılamayacağını hiç düşünmedik. Nedeni de şu, tutuklu olanlar, yasama organının üyeleri. Asıl sorun yasama organının sorunu" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önce uzun tutukluluk sürelerinden şikayet ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Herkesin şikayet ettiği ortak bir konu var. Madem ki hepimiz şikayet ediyoruz, bunun çözülmesi lazım. Bizim isteğimiz bu. Bu hemen yarın sabah çözülsün de demiyoruz. Belki birden fazla seçenek olur. İnsanlar bir araya gelirler, tartışırlar, biz bunu söylüyoruz" dedi.Kılıçdaroğlu, "Ne olursa grubunuzla yemin edersiniz?" sorusu üzerine şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez parlamento, tutuklu milletvekilleriyle açılıyor. Daha önce böyle bir olay hiç yaşanmamıştı. Peki bizim kavgamız ne, niye böyle bir tavır sergiliyoruz? Bazı gazeteler, televizyonlar bunu boykot olarak adlandırıyor. Hayır boykot değil. Biz bunları yaparken, tutuklu olan kişilerin mahkumiyetleri var mı yok mu ona da baktık. Hiçbirisinin mahkumiyeti yok. Mahkumiyet olsa dersiniz ki 'Bir yargı kararı var, mahkum olmuşlar, en azından bekleriz.' Ama o da yok. Bu insanlar tutuklanıyorlar, deniyor ki 'delilleri karartma ihtimali olabilir.' Delil toplamadıysanız o zaman ciddi bir başka soru var, bunları nasıl yargılıyorsunuz, eksik delille insanlar yargılanır mı? Olmaması lazım. Buna benzer pek çok olay var. Biz parlamentonun itibarına saygı kazandırmak, parlamentonun bu olayı görmemezlikten gelmesini engellemek, Türkiye'de hukukun üstünlüğünü sağlamak, bu ülkede demokrasi vardır, milli iradenin parlamentoya tam yansıması gerekir düşüncesinden hareket ettik. Yemin etmek, etmemek bir kriz değil. Sorun demokrasi krizidir, milli irade krizidir. Ama bu ülkede bir vatandaş bile oyunu kullanırken biz o vatandaşın oyuna saygı duyuyoruz. AKP'ye verilen yüzde 49 oya da saygı duyacağız, CHP'ye verilen yüzde 26 oya da saygı duyacağız, MHP'ye de bağımsızlara da verilen oylara saygı duyacağız. Bu oylar eğer milli iradenin oyu olarak yansıyorsa, bunun gereğinin yapılması lazım. Bizim bu tavrı sergilememizin temel nedeni demokrasiye olan inancımız."
Grup başkanvekillerinin açıklamaları yeterliGazatecilerin, "Sizin kafanızda nasıl bir çözüm var, anayasanın değiştirilmesi mi yoksa parlamento deklarasyonuyla yargıyı beklemek mi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Süreç kendi içinde görüşülür tabii. Bu yasayla mı olur başka bir şeyle mi olur. Biz özellikle şöyle çözülsün diye bir öneri getirmedik, bilinçli olarak getirmedik. Çünkü dayatma mantığı içinde olmak istemiyoruz. Sonuçta biz bu sorunun çözümü konusunda bir irade beyanına ihtiyaç duyuyoruz. Yani parlamentodaki siyasal partiler, evet böyle bir sorun var, bu sorunun çözülmesi lazım demeli" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "CHP'nin Pazartesi itibariyle Meclis'e gitmesi, yemin etmesi, güven oylamasına katılması olasılığı nedir?" gazetecilerin sorusu üzerine, kendilerinin hiç umutsuz olmadığını belirterek, "Öteden beri yemin etmemizle ilgili olarak, daha önce ifade ettiğimiz düşüncelerin başka siyasal partilerle paylaşılamayacağını hiç düşünmedik. Nedeni de şu, tutuklu olanlar, yasama organının üyeleri. Asıl sorun yasama organının sorunu" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önce uzun tutukluluk sürelerinden şikayet ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Herkesin şikayet ettiği ortak bir konu var. Madem ki hepimiz şikayet ediyoruz, bunun çözülmesi lazım. Bizim isteğimiz bu. Bu hemen yarın sabah çözülsün de demiyoruz. Belki birden fazla seçenek olur. İnsanlar bir araya gelirler, tartışırlar, biz bunu söylüyoruz" dedi.Kılıçdaroğlu, "Ne olursa grubunuzla yemin edersiniz?" sorusu üzerine şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez parlamento, tutuklu milletvekilleriyle açılıyor. Daha önce böyle bir olay hiç yaşanmamıştı. Peki bizim kavgamız ne, niye böyle bir tavır sergiliyoruz? Bazı gazeteler, televizyonlar bunu boykot olarak adlandırıyor. Hayır boykot değil. Biz bunları yaparken, tutuklu olan kişilerin mahkumiyetleri var mı yok mu ona da baktık. Hiçbirisinin mahkumiyeti yok. Mahkumiyet olsa dersiniz ki 'Bir yargı kararı var, mahkum olmuşlar, en azından bekleriz.' Ama o da yok. Bu insanlar tutuklanıyorlar, deniyor ki 'delilleri karartma ihtimali olabilir.' Delil toplamadıysanız o zaman ciddi bir başka soru var, bunları nasıl yargılıyorsunuz, eksik delille insanlar yargılanır mı? Olmaması lazım. Buna benzer pek çok olay var. Biz parlamentonun itibarına saygı kazandırmak, parlamentonun bu olayı görmemezlikten gelmesini engellemek, Türkiye'de hukukun üstünlüğünü sağlamak, bu ülkede demokrasi vardır, milli iradenin parlamentoya tam yansıması gerekir düşüncesinden hareket ettik. Yemin etmek, etmemek bir kriz değil. Sorun demokrasi krizidir, milli irade krizidir. Ama bu ülkede bir vatandaş bile oyunu kullanırken biz o vatandaşın oyuna saygı duyuyoruz. AKP'ye verilen yüzde 49 oya da saygı duyacağız, CHP'ye verilen yüzde 26 oya da saygı duyacağız, MHP'ye de bağımsızlara da verilen oylara saygı duyacağız. Bu oylar eğer milli iradenin oyu olarak yansıyorsa, bunun gereğinin yapılması lazım. Bizim bu tavrı sergilememizin temel nedeni demokrasiye olan inancımız."
Grup başkanvekillerinin açıklamaları yeterliGazatecilerin, "Sizin kafanızda nasıl bir çözüm var, anayasanın değiştirilmesi mi yoksa parlamento deklarasyonuyla yargıyı beklemek mi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Süreç kendi içinde görüşülür tabii. Bu yasayla mı olur başka bir şeyle mi olur. Biz özellikle şöyle çözülsün diye bir öneri getirmedik, bilinçli olarak getirmedik. Çünkü dayatma mantığı içinde olmak istemiyoruz. Sonuçta biz bu sorunun çözümü konusunda bir irade beyanına ihtiyaç duyuyoruz. Yani parlamentodaki siyasal partiler, evet böyle bir sorun var, bu sorunun çözülmesi lazım demeli" ifadelerini kullandı.