Komşunun kanını emecekler
Yunanistan, AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası'nın ağır şartlarını kabul ederek, 130 milyar Euro'luk krediyi alacak. Ancak Yunan halkı bu paradan zırnık koklayamayacak
22.02.2012 00:00:00
RECEP BAHAR - ANALİZ
Avrupa medeniyetinin köklerinden ve köşe taşlarından birisi olduğu için Avrupa Birliği'ne 1981 yılında kabul edilen Yunanistan, tarihin en ağır şartlarını içeren bir iktisadi anlaşmaya imza attı. AB, üyesi olan Yunanistan'a resmen acımadı. Euro Bölgesi maliye bakanları, Salı günü sabah saatlerine kadar süren tartışmalar sonrasında Yunanistan için ikinci kurtarma paketine onay verdi. İflasın eşiğine gelen ülkeye 130 milyar Euro tutarında kaynak aktarımını öngören pakete dair ayrıntılar, Brüksel'de 13 saat süren görüşmeler ardından netleşti!
Yunan Başbakanı Lukas Papadimos anlaşma dolayısıyla ‘çok memnun' olduğunu söylerken, Yunan basını dünkü manşetlerinde paket karşılığında ülkeyi yine acı reçetelerin bekleyeceğine dikkat çekti
107 milyar Euro borcu silindi
130 milyar Euro tutarındaki kaynağın yanı sıra, geçmişte Yunanistan'a borç vermiş olan banka ve benzeri özel sektör kuruluşları alacaklarının nominal değerinin yüzde 53'ünden feragat etmeyi kabul etti. Döviz kurundaki değişimler de gözetilirse, reel kesintinin yüzde 70'i bulduğu belirtiliyor. Bu hesapla, Yunanistan'ın borcunun 107 milyar Euro'luk kısmı siliniyor. Dahası 2010 yılında hazırlanan 110 milyar Euro'luk ilk kurtarma paketinin geri ödemeleri için öngörülen faiz oranlarında da kesinti yapıldı.
Karşılığında Yunanistan, halen Gayri Safi Milli Hasılası'nın (GSYH) yüzde 160'ına denk gelen borçlarını 2020 yılına dek GSYH'nin yüzde 120.5'ine indirmekle yükümlü olacak.
Komşunun suyu dahi sıkılacak
Bu da yeni tasarruf ve kesintilerin gündeme gelmesi demek... Burada çok ciddi bir risk var! Tasarruf ve kesintiler sonucu tüketim azalacağından, bu durum ülkeyi daha da derin bir durgunluğa itecek ve Yunanistan borçlarını ödeyecek geliri oluşturamayacak. Bu çerçevede, IMF Başkanı Christine Lagarde'in “Bu kolay bir program değil, hayli iddialı” sözleri dikkat çekiyor.
Atina Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Konstantin Mikalos, To Vima gazetesine yaptığı açıklamada, ülkeye verilecek 130 milyar Euro'nun nereye gideceğini net sözlerle ortaya koyuyor: “Gelecek kaynaklar Yunanistan'da kalmayacak, Yunanistan için yatırıma dönüşmeyecek. Bu para Yunanlıların bu krizden çıkmasını sağlamaya yönelik değil. Amaç sadece bankaların bilançosu kar hanesinde kalabilsin diye onlara ödeme yapmak.” Neticede arife tarif gerekmez. Kapitalizm bir ülkeyi krizden böyle kurtarıyor. Bütün para bankalara aktarılıyor, halk ise sadece avucunu ovuşturuyor. Ekonomik krizle yüzleşen ABD'de ve AB ülkelerinde de farklı bir uygulama olmamıştı.
Önce borçlar, para kalırsa maşlar ödenecek
Yunanistan, önümüzdeki iki ayda içinde çok kritik yasalar çıkaracak. Bu yasalar, Türkiye'nin 2001 krizinden sonra “15 günde çıkardığı 15 yasa”ya benzetilebilir. Yunan hükümeti, çıkaracağı bir yasayla borç geri ödemelerine hukuki öncelik verecek. Daha açık bir ifadeyle, halka yönelik sağlık, ulaşım gibi hizmetler yerine vergi gelirleri gibi kaynaklar yasa çıkartılarak borç ödemeye tahsis edilecek.
Biraz daha net ifade edelim: Devlet zorda kalırsa öğretmenlerin, doktorların, memurların maaşlarını değil, borçlarını ödeyecek! Yunanistan'a dayatılan şartlar bununla da sınır değil... Avrupa Birliği, IMF ve Avrupa Merkez Bankası ile Yunanistan'daki teknokrat hükümet arasında varılan anlaşmada daha ağır şartlar yer alıyor. Buna göre, bütçe dışında blokajlı bir hesap oluşturulacak ve hesapta sürekli üç ay içinde vadesi gelen borçların geri ödenmesine yetecek kadar para bulunması şart koşulacak! Yunanistan'ın mali işlemleri de çok daha ayrıntılı bir şekilde incelenecek. Öngörülen düzenlemeler Avrupa'da egemen bir ülkenin mali işlerine emsali görülmemiş bir dış müdahale olarak görülüyor.
Tünelin ucu göründü mü?
Atina, Troyka olarak bilinen Avrupa Birliği, IMF ve Avrupa Merkez Bankası'ndan 130 milyar Euro'luk kurtarma paketini alamasaydı, Mart ayı ortasında vadesi dolan 14.5 milyar Euro'luk borç geri ödemelerini yapamayacaktı. Ancak birçok ekonomist, bu anlaşmaya rağmen Yunanistan'ın iflası ve Euro'dan çıkarılması riskinin henüz ortadan kalkmadığına dikkat çekiyor. Yunanistan, son iki senedir taahhüt ettiği hiçbir hedefi tutturamadığı için Avrupalı yetkililerin yoğun baskısı altında. Dahası, Almanya ve Hollanda parlamentoları gelecek hafta paketi parlamentolarında oylayacak.
Yunan Parlamentosu talep edilen kesintiler doğrultusunda geçen hafta sonu 3.3 milyar Euro'luk bir kesinti paketini daha onaylamıştı.
Avrupa medeniyetinin köklerinden ve köşe taşlarından birisi olduğu için Avrupa Birliği'ne 1981 yılında kabul edilen Yunanistan, tarihin en ağır şartlarını içeren bir iktisadi anlaşmaya imza attı. AB, üyesi olan Yunanistan'a resmen acımadı. Euro Bölgesi maliye bakanları, Salı günü sabah saatlerine kadar süren tartışmalar sonrasında Yunanistan için ikinci kurtarma paketine onay verdi. İflasın eşiğine gelen ülkeye 130 milyar Euro tutarında kaynak aktarımını öngören pakete dair ayrıntılar, Brüksel'de 13 saat süren görüşmeler ardından netleşti!
Yunan Başbakanı Lukas Papadimos anlaşma dolayısıyla ‘çok memnun' olduğunu söylerken, Yunan basını dünkü manşetlerinde paket karşılığında ülkeyi yine acı reçetelerin bekleyeceğine dikkat çekti
107 milyar Euro borcu silindi
130 milyar Euro tutarındaki kaynağın yanı sıra, geçmişte Yunanistan'a borç vermiş olan banka ve benzeri özel sektör kuruluşları alacaklarının nominal değerinin yüzde 53'ünden feragat etmeyi kabul etti. Döviz kurundaki değişimler de gözetilirse, reel kesintinin yüzde 70'i bulduğu belirtiliyor. Bu hesapla, Yunanistan'ın borcunun 107 milyar Euro'luk kısmı siliniyor. Dahası 2010 yılında hazırlanan 110 milyar Euro'luk ilk kurtarma paketinin geri ödemeleri için öngörülen faiz oranlarında da kesinti yapıldı.
Karşılığında Yunanistan, halen Gayri Safi Milli Hasılası'nın (GSYH) yüzde 160'ına denk gelen borçlarını 2020 yılına dek GSYH'nin yüzde 120.5'ine indirmekle yükümlü olacak.
Komşunun suyu dahi sıkılacak
Bu da yeni tasarruf ve kesintilerin gündeme gelmesi demek... Burada çok ciddi bir risk var! Tasarruf ve kesintiler sonucu tüketim azalacağından, bu durum ülkeyi daha da derin bir durgunluğa itecek ve Yunanistan borçlarını ödeyecek geliri oluşturamayacak. Bu çerçevede, IMF Başkanı Christine Lagarde'in “Bu kolay bir program değil, hayli iddialı” sözleri dikkat çekiyor.
Atina Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Konstantin Mikalos, To Vima gazetesine yaptığı açıklamada, ülkeye verilecek 130 milyar Euro'nun nereye gideceğini net sözlerle ortaya koyuyor: “Gelecek kaynaklar Yunanistan'da kalmayacak, Yunanistan için yatırıma dönüşmeyecek. Bu para Yunanlıların bu krizden çıkmasını sağlamaya yönelik değil. Amaç sadece bankaların bilançosu kar hanesinde kalabilsin diye onlara ödeme yapmak.” Neticede arife tarif gerekmez. Kapitalizm bir ülkeyi krizden böyle kurtarıyor. Bütün para bankalara aktarılıyor, halk ise sadece avucunu ovuşturuyor. Ekonomik krizle yüzleşen ABD'de ve AB ülkelerinde de farklı bir uygulama olmamıştı.
Önce borçlar, para kalırsa maşlar ödenecek
Yunanistan, önümüzdeki iki ayda içinde çok kritik yasalar çıkaracak. Bu yasalar, Türkiye'nin 2001 krizinden sonra “15 günde çıkardığı 15 yasa”ya benzetilebilir. Yunan hükümeti, çıkaracağı bir yasayla borç geri ödemelerine hukuki öncelik verecek. Daha açık bir ifadeyle, halka yönelik sağlık, ulaşım gibi hizmetler yerine vergi gelirleri gibi kaynaklar yasa çıkartılarak borç ödemeye tahsis edilecek.
Biraz daha net ifade edelim: Devlet zorda kalırsa öğretmenlerin, doktorların, memurların maaşlarını değil, borçlarını ödeyecek! Yunanistan'a dayatılan şartlar bununla da sınır değil... Avrupa Birliği, IMF ve Avrupa Merkez Bankası ile Yunanistan'daki teknokrat hükümet arasında varılan anlaşmada daha ağır şartlar yer alıyor. Buna göre, bütçe dışında blokajlı bir hesap oluşturulacak ve hesapta sürekli üç ay içinde vadesi gelen borçların geri ödenmesine yetecek kadar para bulunması şart koşulacak! Yunanistan'ın mali işlemleri de çok daha ayrıntılı bir şekilde incelenecek. Öngörülen düzenlemeler Avrupa'da egemen bir ülkenin mali işlerine emsali görülmemiş bir dış müdahale olarak görülüyor.
Tünelin ucu göründü mü?
Atina, Troyka olarak bilinen Avrupa Birliği, IMF ve Avrupa Merkez Bankası'ndan 130 milyar Euro'luk kurtarma paketini alamasaydı, Mart ayı ortasında vadesi dolan 14.5 milyar Euro'luk borç geri ödemelerini yapamayacaktı. Ancak birçok ekonomist, bu anlaşmaya rağmen Yunanistan'ın iflası ve Euro'dan çıkarılması riskinin henüz ortadan kalkmadığına dikkat çekiyor. Yunanistan, son iki senedir taahhüt ettiği hiçbir hedefi tutturamadığı için Avrupalı yetkililerin yoğun baskısı altında. Dahası, Almanya ve Hollanda parlamentoları gelecek hafta paketi parlamentolarında oylayacak.
Yunan Parlamentosu talep edilen kesintiler doğrultusunda geçen hafta sonu 3.3 milyar Euro'luk bir kesinti paketini daha onaylamıştı.