"Kopar Zincirlerini Gülsarı" Büyük Kırgız romancısı Cengiz Aytmatov'un kitabının ismi... Şimdi bu çağrıyı ben "Kopar Zincirlerini Baykal" diye seslendirmek istiyorum. Baykal'a samimi bir çağrı bu. Ana muhalefet ve daha önemlisi CHP lideri olarak Baykal'ı önemseyen bir insanın çağrısı... Zincirleri var onun kendi kendisi olmasını engelleyen ve onlardan kurtulması lazım; çünkü onun kurtuluşunun Türkiye'nin sancılarından kurtulması ile çok yakın alakası var. Baykal, Filistin'e gitti ve Mescid-i Aksa'da, Kubbetüssahra'nın altında namaz kıldı. Bu, Filistin'e giden bir "Türk politikacı"nın yapmaması mümkün olmayacak bir şey idi. Mekke'ye gidip de Kâbe'yi tavaf etmemek gibi olurdu başka türlüsü... Buna rağmen, Baykal'ın "namaz fotoğrafı"nın medya mensuplarınca "haber" niteliğinde görülmesinin ayrı bir anlamı olduğu da açık. "Anlamı", yani bu tür olaylara mesafeli bir siyasi kadro liderinin "farklı" jesti söz konusu... Evren, ihramlı resimlerinin medyaya yansımasına izin vermemişti, Baykal medyaya böyle bir ambargo uygulamadı. Baykal, "Kur'an eğitimi" tartışmasında da ilginç bir söylem geliştirdi. Ne dedi? "Biz, Kubbetüssahra'da namaz da kılarız, Cumhuriyet'i ve laikliği de savunuruz." Bu söz tahlil edildiğinde, Baykal'ın, ilk planda "Cumhuriyet'i ve laikliği savunuruz" sözünün altını çizdiği izlenimi veriliyor gibi görünse de aslında "Kubbetüssahra'da kılınan namaz"ı vurguladığını düşünmek daha doğrudur. Çünkü "Cumhuriyeti ve laikliği savunma" söylemi, bir CHP liderinin bin kere tekrarladığı rutin bir söylemdir. Oysa "namazına sahip çıkan bir CHP lideri", farklıdır. İlginç olan şu ki "Kur'an eğitimi" tartışmasında Baykal, bu söylemi sürdürüyor ve tabii boşuna tercih etmediğini sergilemiş oluyor. Diyor ki: "Dinimizin ve kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in herkese öğretilmesi hepimizi çok mutlu eder." Ahmet Taşgetiren / Yeni Şafak