logo
16 NİSAN 2024

Köpekler cesetleri yerken onlar Telaferi bombalıyor!

07.09.2005 00:00:00


Geçen yıl eylül ayında İvan kasırgası Küba'yı vurduğunda bir buçuk milyon insan tahliye edildi, 20 bin ev boşaltıldı. Bir kişi bile ölmedi

 Günlerce beklenen Katrina kasırgası New Orleans çevresini vurduğunda ABD Başkanı George Bush golf oynuyordu ve tam üç gün sonra televizyona çıkıp açıklama yapabildi. "Dünyanın en güçlü ülkesi" günler sonra bile bölgeye yiyecek ve içecek gönderemedi. Büyüklük kibriyle trajedinin boyutlarını gizledi, bölgeden yükselen çığlıkları dünya Washington'daki Beyaz Amerikalılar'dan daha erken duydu. İnsanların açlıktan yağmaya giriştiği, cesetleri bile yemeye başladığı, günlerce suda sürüklenen cesetlerin toplanamadığı bir ülke düşünün. Yüz binlerce kişinin öldüğü Ruanda soykırımında binlerce ceset nehirlerde yüzüyordu. Ne farkı var? Dünyaya "adalet" dağıtan, işgal ve katliamlarını "sonsuz özgürlük" koyan, demokrasi ve özgürlük sloganlarıyla Afganistan'da binlerce kişiyi toplu mezarlara gömen, Irak'ta kadın/çocuk demeden öldürdükleri insanları sayma gereği bile duymayan, gizli esir kamplarında işkence ve tecavüzü devlet politikası olarak uygulayabilen, devlet terörünü en aşağılık biçimde kullanan Amerika, bırakın dünyayı, kendi insanlarını bile kurtaramadı. George Bush, Fidel Castro kadar bile olamadı. Castro, ilk gün televizyondaydı ve tahliye operasyonunu bizzat yönetiyordu. Bunun güçle, büyüklükle, zenginlikle ilgisi yok. Bunun insana bakışla, değerle, erdemle ilgisi var. 11 Eylül saldırılarında kendi hatalarının bedelini dünyaya ödeten, Anglo-Sakson ırkçılar, New Orleans'ta yüzen cesetleri toplayamadılar ama dün Telafer'de geleneksel katliamlarına devam ettiler. Dünya New Orleans'taki trajedi için acı duyarken onlar günlerdir Telafer'e bomba yağdırıyor! Financial Times, "Tecavüz"lerden söz ederken, bir polis, "Bize, cesetleri toplamamız yolunda bir emir verilmedi. Yüzüyorlarsa, aşağı itilmeleri söylendi. Zaten onları koyacak bir yer de yok" diyor. Kunduz-Mezar-ı Şerif hattında binlerce esiri kurşuna dizip, asitle yakıp, kemiklerini kırıp, boğup toplu mezara gömen zihniyetle, kendi insanlarının cesetlerini toplama gereği bile duymayan zihniyet aynı. Vahşet kültürünü sadece dünya genelinde değil, kendi ülkelerinde de gösteriyorlar. Ardından da yüz milyonlarca dolarlık imaj operasyonları yapıyorlar. Ne de olsa Amerikan film endüstrisi ve dünya basını buna gönüllü. Daha ilk günden, felaketin boyutlarının korkunç olacağı belliydi. Ama Beyaz Saray'daki neocon elit, bunu görmezden geldi. ABD İç Güvenlik Bakanı, dün bölge sakinlerini "tüyler ürpertici sahnelere hazır olmaları" konusunda uyardı. Köpeklere yem olan cesetlerin görüntüleri bugün dünyaya yansıdı. Felaket, tahmin edilenden çok daha vahim. Sonuçları beklenenden çok daha ağır olacak. Amerikan toplumunda 11 Eylül'den daha derin izler bırakacak. 11 Eylül'le halkın dikkatini dışarıya yönlendiren, halkı dünyayı kurtaran kahramanlara inandıran Bush yönetiminin, dikkatlerin yeniden içerideki sorunlara yönelmesine karşı yapacağı fazla bir şeyi yok. Daha şimdiden Kasırga ile Irak işgali arasında bağlantılar kuruldu. Kimi bunun Tanrı'nın gazabı olduğunu söylerken kimi ekonomik ve güvenlikle ilgili kaynakların Irak'a yönlendirilmesi yüzünden bilançonun bu kadar ağır olduğunu söylüyor. Şimdiden "İmparatorluk enkazı"ndan, "kaybeden ülke"den söz edilmeye başlandı. Amerikan halkı bundan sonra zor sorular soracak. Zararın ne kadar olacağı kestirilemiyor. Tahminler 100 milyar dolar civarına çıktı. Petrol ve gaz ihtiyacının yüzde 25'i New Orleans'taki liman ve rafinerilerden geliyordu. Şimdi bu kapı kapandı. İnsani trajedinin dışında ABD ekonomisi çok ağır zarar görecek. Irak petrollerini yağmalayan ABD, kendi ülkesinin petrol girişini kaybetti. Irak'ta Bağdat havaalanına giden yolu bile kontrol edemeyen bir süper güç bu! Immanuel Wallerstein, beyaz şahinlerin ve askeri çevrelerin, ABD'nin eski gücüne kavuşturulması için Irak'a savaş açtıklarını söylüyor. Yani, çöküşü gizlemek için. Ama çok daha kötüsü oldu. ABD hem Irak'ta kaybediyor hem de kendi içinde. Bütün dünyada, özellikle bizim coğrafyamızda etnik ve mezhep farklılıklarını tahrik edip çatışmaya dönüştüren, toplumları birbirine bağlayan bütün değerleri aşındıran politikaları uygulayan ABD, kendi içinde siyahlara ve Hispaniklere yönelik ayırımcı, dışlayıcı tutumunu, adaletsizliği, fakirliği gizlemeyi artık başaramıyor. Kendi utancını görmeyenler, dünyanın her köşesinde kusurlar arıyor ve bu kusurları bütün çirkinlikleriyle istismar ediyor. Türkiye'ye bakın; Diyarbakır'dan Trabzon'a, Sakarya'dan Seferihisar'a ve Bozöyük'e kadar kendini gösteren çözülme stratejisinin arkasındaki Amerika değil mi? Dünyaya yaydığı bütün kötülükleri kendi içinde yaşayan Amerika değil mi? Siz hangi rüyadan söz ediyorsunuz? Nasıl bir gelecekten, dünya düzeninden söz ediyorsunuz? Müslüman dünyayı hizaya sokmaya çalışan, yeni din inşa etmeye bile yeltenen, bu coğrafyanın bütün değerlerini aşağılayan ülke bu mu? Kendi ülkenize dönün. Hem dünyayı rahat bırakın hem de köpeklerin insafına bıraktığınız cesetleri, insan onuruna yakışır biçimde toprağa verin! Önce o utanç verici manzaralardan kurtulun ondan sonra dünyaya adalet, düzen getirmeye teşebbüs edin. İnsan ırkını tehdit eden felaketlerle mücadeleyi önceleyin. Okyanuslar'ın öfkesini durdurmayı? Hint Okyanus'u Güney Asya'yı vurdu, yüz binlerce can aldı. Atlas Okyanusu New Orleans'ı vurdu, onbinlerce can aldı. Büyük Okyanus'un öfkesi ne zaman gelecek ve nereyi vuracak? Allah korusun!  İbrahim Karagül  Yeni Şafak
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Vatandaşın kemeri değil boğazı da sıkılacak
Yeme içmeye KDV zammı geliyor!
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!
Tarladaki fiyatı 7 liraya kadar düştü
Enkaz kentte bereketli hasat
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Vatandaşın kemeri değil boğazı da sıkılacak
Yeme içmeye KDV zammı geliyor!
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!
Tarladaki fiyatı 7 liraya kadar düştü
Enkaz kentte bereketli hasat

Bakan Yerlikaya: Bayram tatilindeki trafik kazalarında 75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 6-14 Nisan tarihlerini kapsayan Kurban Bayramı tatili sebebiyle yurt genelinde meydana gelen 6 bin 530 trafik kazasında 75 kişinin hayatını kaybettiğini, 10 bin 810 kişinin ise yaralandığını bildirdi.
16.04.2024 13:42:00
İhlas Haber Ajansı
Bakan Yerlikaya: Bayram tatilindeki trafik kazalarında 75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bakan Yerlikaya: Bayram tatilindeki trafik kazalarında 75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ankara'da yer alan Polis Müzesi'nde 9 günlük Ramazan Bayramı tatiline ilişkin trafik verileriyle ilgili basın açıklaması düzenledi.

Açıklanan verilerin 2016 ve 2019 yıllarındaki bayram tatili verileriyle kıyaslayan Bakan Yerlikaya, şunları aktardı:

'Bugün, yıllara göre 9 günlük bayram tatillerini kıyaslıyoruz. 2019'da 16 bin 651 personelimiz denetimlerde görev aldı. 2024'te ise 26 bin personel görev aldı. Aktif olarak 1 günde çalışan personel sayımız ise 18 bin civarındaydı.'

'2024'te 3 milyon 642 bin 538 araç denetlenmiş'

Denetlenen araç sayısıyla ilgili bilgi veren Bakan Yerlikaya, '2016'da 895 bin, 2019'da bir milyon 431 bin, 2024'te ise 3 milyon 642 bin 538 araç denetlenmiş. Bu denetimler sonucu 2016'da 225 bin, 2019'da 290 bin, 2024'te toplam ise 485 bin 710 işlem yapılmıştır. Bunun 207 bin 407'si hız nedeniyle yapılan işlemler. Diğer nedenlerle de 278 bin işlem yapıldı' ifadelerine yer verdi.

'8 sene içerisinde 7 buçuk milyonluk bir sürücü artışı oldu'

Araç ve sürücü artışına rağmen verilerde olumlu düşüşler yaşandığını kaydeden Bakan Yerlikaya, '2016'da 6 bin 291, 2019'da 5 bin 780, 2024'te 6 bin 530 kaza yaşandı. Bu 8 sene içerisinde 7 buçuk milyonluk bir sürücü artışı oldu. Araç sayısı ise 9.3 milyon arttı. Kazalarda 2016'da 152, 2019'da 86, 2024'te 75 kişi hayatını kaybetti. 2016'da 11 bin 265 kişi yaralanırken, 2024'te ise bu sayı 10 bin 810'a düştü' diye konuştu.

'Selektörle radar uyarısı yapan sürücülere uygulanan cezalar iptal edildi'

Düzce'de 14 sürücünün trafikte birbirlerine selektör yaparak radar uyarısı yapması sebebiyle uygulanan cezaların iptal edildiğini bildiren Bakan Yerlikaya, 'Biz hiçbir vatandaşımıza işlem yapmaktan hoşlanmıyoruz. Vatandaşlarımızın ölüm veya yaralanmalı sonuçlara neden olacak kazalara karışmasını asla istemiyoruz. Denetimlerin de bunun için olduğunu söylüyoruz. Düzce'de trafikte selektör yaparak sürücülere radar uyarısında bulunanlar olmuş. Bu sürücülere de işlem yapılmış. Talimatımızı verdik, o işlemlerinin tamamını iptal ettik' şeklinde konuştu.

Ticaret Bakanlığı'ndan Metin Cihan'ın ortaya çıkardığı sevkiyat hakkında açıklama: 9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı

"Kısıtlama kararının alındığı 9 Nisan'dan önce gümrükte ihracat tescili yapılmış herhangi bir yasak kapsamındaki ürünün yola çıkmasını tezvirat haline getirme çabası, sadece uluslararası dış ticaret, gümrükleme, lojistik mevzuatını ve prosedürlerini bilmemekle ya da kötü niyetle açıklanabilir"
16.04.2024 12:45:00
Haber Merkezi
Ticaret Bakanlığı'ndan Metin Cihan'ın ortaya çıkardığı sevkiyat hakkında açıklama: 9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Ticaret Bakanlığı'ndan Metin Cihan'ın ortaya çıkardığı sevkiyat hakkında açıklama: 9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Metin Cihan'ın İsrail'e çimento sevkiyatının sürdüğünü gemi trafik belgeleri ile ortaya çıkarması üzerine açıklama yapan Ticaret Bakanlığı, yasak kapsamındaki ürünlerin İsrail'e ihracatının kesinlikle yapılmadığını belirterek, "Kısıtlama kararının alındığı 9 Nisan'dan önce gümrükte ihracat tescili yapılmış herhangi bir yasak kapsamındaki ürünün yola çıkmasını tezvirat haline getirme çabası, sadece uluslararası dış ticaret, gümrükleme, lojistik mevzuatını ve prosedürlerini bilmemekle ya da kötü niyetle açıklanabilir." ifadelerini kullandı.

Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "yasak kapsamındaki ürünlerin İsrail'e ihracatının devam ettiği" yönündeki iddialara yanıt verildi.

Paylaşımda, "İsrail ile ihracat kısıtlamasına tabi olan 54 ürün grubundaki 1019 ürüne 9 Nisan saat 09.00'dan itibaren gümrüklerimizde ihracat tescil işlemi kesinlikle yapılmamaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Söz konusu 1019 ürünün, antrepolar, serbest bölgeler, geçici depolama yerleri ve transit ticaret yoluyla dahi İsrail'e gönderilmelerinin kısıtlama kapsamına dahil edildiği vurgulanan paylaşımda, şunlar kaydedildi:

"Kısıtlama kararının alındığı 9 Nisan'dan önce gümrükte ihracat tescili yapılmış herhangi bir yasak kapsamındaki ürünün yola çıkmasını tezvirat haline getirme çabası, sadece uluslararası dış ticaret, gümrükleme, lojistik mevzuatını ve prosedürlerini bilmemekle ya da kötü niyetle açıklanabilir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetinin bu konuda aldığı karar, üzerinde kötü niyetli spekülasyonlara fırsat vermeyecek kadar açık ve nettir ve sıkı bir şekilde uygulanmaktadır. Vatandaşlarımızın bu tür yalan ve yanlış haberlere itibar etmemelerini ve müsterih olmalarını rica ederiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak ilk günden beri yanlarında olduğumuz Filistinli kardeşlerimizin her zaman, her alanda, her platformda yanlarında olmaya devam edeceğiz."

Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor

Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı 54 ürün arasında yer alan çimentonun İsrail'e sevkiyatının sürdüğü ortaya çıktı.
16.04.2024 10:08:00
Haber Merkezi
Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor
Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor
Gazeteci Metin Cihan, Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı 54 maddelik İsrail'e ihracat kısıtlaması kararına rağmen listede yer alan ürünlerin ihracartının devam ettiğini ortaya çıkardı. Metin Cihan, kısıtlama kapsamındaki çimentonun hala Türkiye üzerinden İsrail limanlarına gittiğini belgeledi.

Kamuoyunun tepkisi üzerine, Gazze'de 35 bin kişiye yakın sivili katleden İsrail ile ticaretin kısıtlandığı iddia edilmişti. Ticaret Bakanlığı'nın 9 Nisan'da açıkladığı kararda, 54 ürünün İsrail'e ihracatına kısıtlama getirilmişti.

"Çimento sevkiyatı devam ediyor"

Gazeteci Metin Cihan, Ticaret Bakanlığı'nın 9 Nisan'da İsrail'e yapılan ihracatı kısıtlama kararı aldığını duyurduğu 54 ürün arasında yer alan çimentonun, gerçekte halen İsrail'e sevk edildiğini açıkladı. Cihan, Çanakkale'deki Akçansa limanından kalkan ve İsrail'in Aşdod limanına doğru yola çıkan "Kazime Ana" adlı geminin güzergahını ve sevkiyat bilgilerini sosyal medya hesabı üzerinden paylaştı. Gazeteci, bu bilgilerin uluslararası deniz trafiği kayıtları ile teyit edilebileceğini de ekledi.

Gazze'deki savaş ortamında İsrail ile ticareti devam ettiren Türkiye'nin bu politikası, kamuoyunda ve muhalefet çevrelerinde büyük tepkilere neden olmuştu. "Utanç sevkiyatını durdurun" çağrılarına rağmen devam eden ticaret faaliyetleri, seçimler sonrası yapılan kısıtlama açıklamalarıyla son bulacağı umulmuştu. Ancak Metin Cihan'ın ortaya koyduğu belgeler, hükümetin bu yöndeki adımlarının yetersiz kaldığını gözler önüne serdi.

Bakan'a çağrıda bulundu

Gazeteci Metin Cihan, toplum adına yapılan çağrılara kulak asmayan ve İsrail ile ticareti sürdürdüğü tespit edilen Türkiye'nin, bu ikiyüzlü politikasına son vermesi gerektiğini vurguladı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat'a seslenen Cihan, yaptırımların gerçekten uygulanması gerektiğini ifade etti.


Metin Cihan'ın sosyal medya hesabı X'ten yaptığı paylaşım şu şekilde:

"Bize yalan söylediler. Maalesef, Ticaret Bakanlığı'nın "İsrail ile ticareti kısıtlama" açıklamasının gerçeği yansıtmadığını tespit etmiş bulunuyorum. Aşağıda kanıtları sunuyorum. Bildiğiniz gibi, İsrail'e düzenli gönderdiğimiz ürünlerden biri çimento idi. Hatta şöyle de diyebiliriz, İsrail'in neredeyse bütün çimento ihtiyacını biz karşılıyoruz. Ticaret Bakanlığı'nın 9 Nisan'da duyurduğu İsrail ile ticareti kısıtlama kararının içeriğinde 54 ürün listelenmiş ve Çimento bu listede yer almıştı. Bugün net olarak görüyor ve gösteriyorum ki, resmi açıklamaya rağmen, İsrail'e çimento göndermeye devam ediyoruz.

Düzenli Çimento gönderen şirketlerden biri de Sabancı Holding'e bağlı Akçansa. Dün Çanakkale'deki Akçansa limanından kalkan Kazime Ana adlı Türk gemisi şu an Ege Denizinde yoluna devam ediyor ve istikameti İsrail. İki gün sonra Aşdod limanına varıp çimentoyu teslim edecek. Akçansa'dan çok sayıda gemi İsrail'e çimento taşıyor. Kazime Ana bunlardan sadece biri ve şimdiye dek 168 kez İsrail'e sevkiyat yapmış. Çanakkale - Aşdod arasında düzenli olarak gidip geliyor. Verdiğim tüm bilgiler uluslararası deniz trafiği kayıtlarından teyit edilebilir. Ekran görüntülerini de paylaştım. Bilgilerin netliği karşısında Ticaret bakanlığı'nın ya da gönderici şirket Akçansa'nın bir yalanlamaya yelteneceğini düşünmüyorum ancak herhangi bir açıklama yaparlarsa burada paylaşacağımı bilmenizi istiyorum. Toplum adına Ticaret Bakanı Ömer Bolat'tan şunu talep ediyorum: Bu ikiyüzlülüğe ve halkı kandırmaya artık son verin. Listelediğiniz ürünler dahil olmak üzere İsrail ile ticaretin devam ettiğini açıkça söyleyin. Yaptırım uyguluyorsanız da gerçekten uygulayın. Uyguluyormuş gibi yapmayın."

Metin Akpınar'ın kızı Duygu Nebioğlu'nun "Ablamın babası da ünlü" dediği isimin olduğu iddia edilen Uğur Dündar'dan açıklama

Sanatçı Metin Akpınar’ın yıllar sonra ortaya çıkan ikiz kızlarından Duygu Nebioğlu’nun “Bir ablamın da babası medya dünyasından çok ünlü bir isim” dediği kişinin gazeteci Uğur Dündar olduğu iddia edildi. Dündar, söz konusu iddiayı reddetti, "Adli tıp kurumu DNA incelemesini bitirdi ve biyolojik babalık iddiasını reddetti" dedi.
16.04.2024 08:27:00
Haber Merkezi
Metin Akpınar'ın kızı Duygu Nebioğlu'nun "Ablamın babası da ünlü" dediği isimin olduğu iddia edilen Uğur Dündar'dan açıklama
Metin Akpınar'ın kızı Duygu Nebioğlu'nun "Ablamın babası da ünlü" dediği isimin olduğu iddia edilen Uğur Dündar'dan açıklama
Sabah gazetesi, sanatçı Metin Akpınar'ın yıllar sonra ortaya çıkan ikiz kızlarından Duygu Nebioğlu'nun "Bir ablamın da babası medya dünyasından çok ünlü bir isim" dediği kişinin gazeteci Uğur Dündar olduğunu iddia etti.

Gazeteci Dündar'dan söz konusu iddiaya yalanlama geldi.

Sabah gazetesi Dündar hakkında açılan bir babalık davası olduğunu ve haziran ayınca görüleceğini iddia etmişti.


Dündar sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Bugünkü bir gazetede hakkımda babalık davası açıldığı ve haziran ayında karara bağlanacağı açıklanmış. Bugüne kadar mahkemenin aldığı gizlilik kararına titizlikle uyduk ve hep sustuk. Ama mademki karşı taraftan biri konuştu; kısaca net bir cevap vereyim: Mahkemenin her iki tarafı sevk ettiği ve SON SÖZÜ SÖYLEYECEK KURUM OLAN ADLİ TIP KURUMU DNA İNCELEMESİNİ BİTİRDİ VE BİYOLOJİK BABALIK İDDİASINI REDDETTİ. Benim ve Avukatım Murat Ergün için konu kapanmıştır... Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.