Yerkürenin yüzde 71'ini, insan vücudunun da yüzde 60'ını suyun oluşturduğu dikkate alındığında suyun hayati önemini açıkça gözler önüne seriliyor. İnsan vücudu hergün ortalama 2,5 litre suya ihtiyaç duyarken, içme suyunun, küresel ısınmanın etkilerinden sadece 'biri' olarak günden güne azalmasıyla ortaya vahim bir tablo çıkıyor.
Küresel ısınmanın buzullar üzerindeki etkilerini araştıran çevrebilimcilere göre, buzullar günümüzde çok daha hızlı bir şekilde eriyor. Alp Dağları'nda yıllardır araştırmalar yapıp, buzulları takip altına alan Sylvia Hamberger, "İlk olarak eski kartpostal ve fotoğraflardan buzulların fotoğrafını çektik. Son üç dört yıldır da aynı noktalara gidip, buzulları takip ediyoruz. Erimenin hızı şoke edici. Bu bizim için küresel ısınmanın en büyük işareti" diye konuştu. Bugüne kadar kuruyan nehir yatakları ve çöle dönüşen arazilerle ilgili olarak dünyanın farklı yerlerinden haberler yayınlanıyor. En son haber ise Avustralya'daki Murry Nehri ile ilgili. Su yetersizliğinden çoraklaşan alanlarda ziraai faaliyetler sekteye uğrarken, susuz yaşamanın sancıları biraz anlaşılmaya başlandı. Yüzde 71'i su olan yerkürede, içme suyu olarak kullanılabilecek tatlı su miktarı bütün suların yalnızca yüzde 2,5'unu oluşturuyor. Milyarlarca insanın içme suyu Alpler, Himalayalar, Ant Dağları ve Rocky Dağları'ndaki buzullara bağlı. Çünkü bu buzullar dünya tatlı su rezervinin dörtte birine tekabül ediyor.
Asya'nın su rezerviBugün Amerika ve Asya kıtası içme suyunu buzullardan sağlıyor. Sadece Asya kıtasında içme suyunun yüzde 70'i Himalaya Dağları'ndan karşılanıyor. Bu oran 3 milyar insanın su ihtiyacına eşit olduğunda, milyarlarca insanın su ihtiyacının karşılanamamasının yaratacağı felaketi hesaplamak o kadar da zor değil. Su sorununun belirgin ve anında bir felakete dönüşme tehlikesi olmasa da, yapılan araştırmalar göz önünde bulundurularak, su yatırım hesabının kontrollü kullanılması şart. Bugün olmasa da, gelecek yıllarda milyarlarca insanın hayatı bu yatırım hesabına bağlı olacak.