logo
07 MAYIS 2024

Küresel sermayenin büyük vurgunu

12.08.2007 00:00:00
Emin Çölaşan, vergi uzmanı Prof. Dr. Şükrü Kızılot'un yazısından alıntılar yaparak, yabancıların Türkiye'yi nasıl soyup soğana çevirdiğini yazıyor PROF. Dr. Şükrü Kızılot'un dünkü Hürriyet'te çıkan yazısını okudunuz mu? Okumadıysanız, lütfen bulup okuyun. Yazının başlığı şöyle:"Yabancılar için faiz ve borsanın dayanılmaz cazibesi."Kızılot Türkiye'nin önde gelen sayılı maliye ve vergi uzmanlarından biridir. Yazılarını aynen Milliyet'te Güngör Uras gibi basit ve anlaşılır bir biçimde yazar ve herkesin anlamasını sağlar. Türkiye yabancılar tarafından soyuluyor. Ancak bu soygun silahla yapılmıyor! Tamamen yasal. AKP iktidarının uyguladığı para politikaları ve yabancılara sağladığı yasal ayrıcalıkla yapılıyor. Bu soygun, daha sonra onlar açısından vurguna dönüşüyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bir kazanç elde ediyorlar ve gerektiği anda "Haydi bize eyvallah, çok teşekkür ederiz" deyip gidiyorlar. Soyulan, iliğimize kadar sömürülen biziz ama kimsenin kılı kıpırdamıyor. En yüksek getiri Türkiye'deTürkiye, AKP iktidarı döneminde "dünyanın en yüksek faizini veren" ülke oldu. Son bir yıl içerisinde borsada elde edilen kazanç dolar bazında yüzde 63, Euro bazında yüzde 52, Hazine bonosu ve Devlet tahvili bazında ise yüzde 50'ye ulaştı. Somut örnek: 31 Temmuz 2006'da dolar kuru 1.568 YTL idi. Bu kurdan dolar bozduran yabancılar yüzde 22.8 faizli Hazine bonosu aldılar. Bu bonoları 31 Temmuz 2007'de, yani tam bir yıl sonra sattılar. Dolar kuru bu kez 1.280 YTL idi. . Böylece, tam bir yıl önce Türkiye'ye yatırdıkları bir milyon doları, bir milyon 504 bin dolar olarak geri götürdüler. Kazançları, bir yılda dolar bazında yüzde 50 olmuştu! Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir vurgun, böyle bir yasal soygun yapmak mümkün değil. Şimdi belki diyeceksiniz ki "Kazanmışlar ama vergisini de elbette vermişlerdir." Hayır, yabancılar için bu kazancın vergisi de yok! AKP iktidarı mevzuatı değiştirdi. Sıfır vergi! Yabancılara çalışıyoruzÜlkemiz, yabancı yatırımcılara çalışıyor! Ancak bu yatırımcılar burada gelip fabrika kurmuyor, insanlara iş yaratmıyor. Bunlar para cambazı. Türkiye'ye sıcak para, kara para, ak para, serseri para, her neyse getiriyorlar. Paraları bozdurup borsaya, Devlet tahviline, Hazine bonosuna yatırıyorlar. İstanbul borsasının yüzde 72'si şu anda yabancıların elinde! İktidar bu yabancılara inanılmaz vergi ayrıcalıkları sağladı. Yabancı para yatırımcısı parasını Türkiye'ye getirdiği, ya da götürdüğü zaman kendisinden vergi alınmıyor. Borsa gibi, Devlet tahvili ve Hazine bonosu kazancında da vergi yok! Dünyanın en yüksek reel faizi Türkiye'de. Böylece dolar bozduran yabancılar yüksek faiz-düşük kur sarmalında büyük paralar kazanıp gidiyorlar. Ya da daha fazla vurmak için bekliyorlar. Ne zamana kadar bekleyecekler? Sorun işte burada yatıyor. Paralarını çekip gittikleri anda Türk ekonomisi sarsılacak, kıyametler kopacak. Hükümet bunu önlemek için faizi yüksek, döviz kurlarını düşük tutuyor. İhracatçı ağlaşıyor, kredi alanla veren ağlaşıyor ama hiçbir şey değişmiyor. Yabancılar bizim onlara sağladığımız avantaj ve ayrıcalıkları iyi görmüş, hep birlikte bizi içimizden vuruyorlar. İliğimize kadar sömürüyorlar. Osmanlı döneminde devleti ve milleti yine yabancılardan oluşan banker-sarraf- tefeci güruhu sömürürdü. Şimdi Türkiye'yi onların benzerleri, bu kez "yatırımcı" kimliği ile sömürmeyi sürdürüyor. Bir yılda dolar bazında yüzde 50 net vurgun! Ama kabahat onlarda değil, onlara bu vurgun ortamını yaratan bizimkilerde. Yazımı yine Prof. Dr. Şükrü Kızılot'tan alıntı yaparak bitireyim: "Vergi ve faiz avantajları nedeniyle Türkiye'ye gelen sıcak (emanet) para 90 milyar dolara ulaşmış durumda. Döviz kuru düşük, faiz böyle yüksek olduğu sürece, Türkiye, sıcak paranın aktığı ülke olmaya devam edecek. Türkiye yabancılar için inanılmaz bir cazibe merkezi oldu. Türkiye'ye akın ediyor, inanılmaz paralar kazanıyorlar..."Peki o büyük paralar, yabancıların hem de bir kuruş vergi vermeden, bir kişiye iş yaratmadan, bir tek fabrika kurmadan kazandığı o milyarlarca dolar kimin cebinden çıkıyor? Bizim!.. Hepimizin!.. Farkına bile varmadan, çaktırmadan!..
Adaylık tartışmalarına noktayı koydu
'Kendi adaylığımı dayatmam'
Şi Cinping ve Macron'dan ortak yazılı açıklama
İki lider, İsrail'in Refah'a saldırısına karşı
Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı
Baş başa 45 dakika görüştüler
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması
'Yargılama derhal başlamalı'
CHP'li başkan yeğenini atamıştı
Tepki çeken atamadan vazgeçti
Eylem Tok baskısı yapılan muhabirden genel müdürüne yanıt
'Her şeyden haberiniz vardı'
Mısır'a açılan kapının Filistin tarafı İsrail'in eline geçti
Refah'a kara saldırısı başladı
20 Mayıs'ta başvuru takvimi açılacak
20 bin öğretmen atanacak
Prof. Dr. Osman Bektaş'tan Doğu Karadeniz uyarısı
'3 riskli fay ortasında yer alıyor'
Tarlasını yola çevirenlere kızdı, tabelayı dikti
'Emlakçı geçemez vatandaşa helaldir'
'Tokadımı yersin' diyerek kadının üstüne yürüdü
Taksim'de 'göbeğime vurdun' tartışması
Almanya ve Japonya'da ortak tatbikat kararı
Çin'e gözdağı verecekler
'Kanada'nın Ontario eyaletinde de kaldırılmış'
Yeni müfredatta integral neden yok?
2 yıl tecrübeli hakim ve savcıların yanında görev yapacaklar
Hakim ve savcı yardımcılığı başlıyor
Adaylık tartışmalarına noktayı koydu
'Kendi adaylığımı dayatmam'
Şi Cinping ve Macron'dan ortak yazılı açıklama
İki lider, İsrail'in Refah'a saldırısına karşı
Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı
Baş başa 45 dakika görüştüler
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması
'Yargılama derhal başlamalı'
CHP'li başkan yeğenini atamıştı
Tepki çeken atamadan vazgeçti
Eylem Tok baskısı yapılan muhabirden genel müdürüne yanıt
'Her şeyden haberiniz vardı'
Mısır'a açılan kapının Filistin tarafı İsrail'in eline geçti
Refah'a kara saldırısı başladı
20 Mayıs'ta başvuru takvimi açılacak
20 bin öğretmen atanacak
Prof. Dr. Osman Bektaş'tan Doğu Karadeniz uyarısı
'3 riskli fay ortasında yer alıyor'
Tarlasını yola çevirenlere kızdı, tabelayı dikti
'Emlakçı geçemez vatandaşa helaldir'
'Tokadımı yersin' diyerek kadının üstüne yürüdü
Taksim'de 'göbeğime vurdun' tartışması
Almanya ve Japonya'da ortak tatbikat kararı
Çin'e gözdağı verecekler
'Kanada'nın Ontario eyaletinde de kaldırılmış'
Yeni müfredatta integral neden yok?
2 yıl tecrübeli hakim ve savcıların yanında görev yapacaklar
Hakim ve savcı yardımcılığı başlıyor

Eyüpsultan'da okul müdürünü vuran yabancı uyruklu öğrenci yakalandı

Eyüpsultan'da, özel bir lisenin müdürünü silahla ateş ederek yaralayan yabancı uyruklu öğrenci gözaltına alındı.
07.05.2024 19:39:00
Anadolu Ajansı
Eyüpsultan'da okul müdürünü vuran yabancı uyruklu öğrenci yakalandı
Eyüpsultan'da okul müdürünü vuran yabancı uyruklu öğrenci yakalandı
Alibeyköy Mahallesi Beste Sokak'taki özel lisede, yabancı uyruklu öğrenci, okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürü İbrahim Oktugan'a (74) silahla ateş etti.
Odasında uğradığı silahlı saldırıda ağır yaralanan Oktugan, hastaneye kaldırıldı.

Olayın ardından kaçan öğrenci polis ekiplerince yakalandı.

Gözaltına alınan şüphelinin emniyetteki işlemleri sürüyor.
Görgü tanıklardan Sevil Küçük, bahçede çay içtikleri sırada bağırma sesi duyulmasıyla dışarıya çıktığını söyledi. Bir kadının, "Ne olur, ambulansı çabuk arayın, ölüyor." diye bağırdığını ifade eden Küçük, ardından ambulans ve polisin geldiğini, yaralının sedyeyle çıkarılarak ambulansa alındığını anlattı.

Küçük, şöyle devam etti:

"Olay yeri inceleme ekipleri geldi, öğrencileri dağıttı. Kimisi evine gitti, kimisinin velisi geldi aldı. Öğrenciler dağıldıktan sonra kapıyı kilitlediler, hastaneye gittiler. Durumu ağırmış."
Yunus Emre Tüynüklü de müdürün bir öğrenciyi okuldan kovduğunu duyduğunu belirterek, "Okula silahla gelmiş, müdürü bacağından ve karnından vurmuş." dedi.

Kadın cinayetleri küresel bir sorun

Kadın cinayetleri, dünya genelinde ciddi bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmekte ve birçok ülkede kadınlar, cinsiyetlerinden kaynaklanan şiddetin kurbanı olmakta
07.05.2024 16:34:00
Önder Yılmaz
Kadın cinayetleri küresel bir sorun
Kadın cinayetleri küresel bir sorun
Kadın cinayetleri, dünya genelinde ciddi bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmekte ve birçok ülkede kadınlar, cinsiyetlerinden kaynaklanan şiddetin kurbanı olmakta. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yayımlanan 2024 Nisan ayı veri raporuna göre, Türkiye'de 32 kadın öldürüldü ve 13 kadın ölümü şüpheli olarak kaydedildi. Kadın cinayetleri sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de önemli bir sorun. Dünya genelinde kadın cinayetleri oranlarına bakıldığında, Orta Afrika Cumhuriyeti 10.60 ile en yüksek orana sahip durumda. Bu ülkede kadınlar, cinsiyetlerine dayalı şiddetin en yüksek seviyelerine maruz kalıyor.

Türkiye'den kötü durumda olan ülkeler var

2021 yılı verilerine göre Türkiye'de 100.000 kadın başına düşen kadın cinayetleri oranı 1. Bu oran, Türkiye'nin kadın cinayetleri konusunda dünya genelindeki birçok ülkeden daha iyi bir durumda olduğunu gösterse de, her bir cinayetin arkasında yıkılan hayatlar ve aileler olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Dünya Bankası verilerine göre 100.000 kadın başına düşen kadın cinayetleri oranı Jamaika'da 9.3, Günay Afrika'da 9, Meksika'da 6.2, Brezilya'da 3.5, Rusya'da 3.3, Irak'ta 3,  Hindistan'da 2.5, Ukrayna'da 1.9, Kazakistan'da 1.5 ve Azerbaycan'da 1.3 seviyesinde. Kanada, Finlandiya, Kosova ve Lübnan Türkiye'yle aynı orana sahipğ ülkelerden.

Önleme için çabalar sürüyor

Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve farkındalığın artırılması için ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli çabalar sürdürülüyor. Türkiye'de ve dünya genelinde kadın hakları savunucuları, hükümetleri ve toplumları, kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için daha etkili önlemler almaya çağırmakta. Ancak bu çabaların başarılı olabilmesi için yasaların etkin bir şekilde uygulanması gerekmekiyor. Sonuç olarak, kadın cinayetleri sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın ortak sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Her bir kadın cinayeti, toplumların bu konudaki duyarlılığını ve mücadelesini artırmak için bir çağrı niteliğinde Türkiye'de ve dünya genelinde kadın cinayetlerine karşı verilen mücadele, sadece kadınların değil, tüm insanlığın güvenliği ve refahı için hayati önem taşıyor.

Başıboş köpekler sorunu çözüm bekliyor

Dünya genelinde milyonlarca başıboş köpek, şehirlerde ve kasabalarda yaşıyor ve sık sık istenmeyen olayların çıkmasına sebep oluyor. Türkiye’nin üç büyük şehri İstanbul, Ankara ve İzmir’de toplamda 669 bin başıboş köpek bulunuyor
07.05.2024 16:02:00
Yenal Arman
Başıboş köpekler sorunu çözüm bekliyor
Başıboş köpekler sorunu çözüm bekliyor
Dünya genelinde milyonlarca başıboş köpek, şehirlerde ve kasabalarda yaşıyor ve sık sık istenmeyen olayların çıkmasına sebep oluyor. Türkiye'nin üç büyük şehri İstanbul, Ankara ve İzmir'de toplamda 669 bin başıboş köpek bulunuyor. İzmir'de 450 bin, İstanbul'da 129 bin, Ankara'da ise 90 bin başıboş köpek olduğu ifade ediliyor. Türkiye henüz bu sorunlar nasıl baş edebileceğini netleştirebilmiş değil. Ancak birçok ülke bu sorunu çözmüş durumda. Nu ülkelerden biri de Hollanda. Hollanda, başıboş köpek sorununu çözen ilk ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Ülke, bu sorunu çeşitli adımlar atarak başarıyla aştı. Öncelikle Hollanda hükümeti, köpek sahiplenme kültürünü teşvik eden ve hayvan haklarına saygıyı artıran bir dizi yasa ve düzenleme hayata geçirdi. Ayrıca, kapsamlı bir kısırlaştırma ve aşılama programı uygulayarak köpek popülasyonunun kontrol altına alınmasını sağladı. Hollanda'da uygulanan kısırlaştırma ve aşılama programları, başıboş köpek sayısının azalmasında önemli rol oynadı. Bu programlar, köpeklerin üremesini kontrol altına alarak sokaklardaki köpek sayısını azalttı. Bunlarla da yetinmeyen Hollanda hükümeti, toplum bilincini artırmak için eğitim programları düzenledi. Vatandaşlar, sorumluluk sahibi evcil hayvan sahipliği ve hayvan hakları konusunda bilgilendirildi.

Türkiye de etkili adımlar atmalı

Türkiye'nin de benzer adımlar atılarak başıboş köpek sorunu yönetilebileğine dikkat çeken uzmanlar, kısırlaştırma ve aşılama programlarının yanı sıra, hayvan haklarına yönelik yasal düzenlemeler ve toplumun bilinçlendirilmesinin önem taşıdığını vurguluyor. Ayrıca, hayvan barınaklarının sayısının artırılması ve bu barınaklarda köpeklerin sağlık ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Sonuç olarak, başıboş köpek sorununun çözümü, devlet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların iş birliği ile mümkün. Hollanda'nın başarılı örnekleri, Türkiye için de yol gösterici olabilir.

Prof. Dr. Osman Bektaş: Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde dolgu ve heyelanlı alanlarındaki yapılaşma deprem riskini büyütüyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, bölgenin 3 tane fay arasında bulunduğuna dikkat çekerek yerel yöneticilerinin deprem algısını benimsemeleri gerektiğini söyledi.
07.05.2024 09:34:00
İhlas Haber Ajansı
Prof. Dr. Osman Bektaş: Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor
Prof. Dr. Osman Bektaş: Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor
Doğu Karadeniz Bölgesi'nin dik ve engebeli arazi yapısı tehlikeli yapılaşmayı beraberinde getirdi. Son yıllarda dolgu ve heyelanlı alanlarda yükselen yüksek katlı binalar deprem riskini arttırdı. 3 riskli fay ortasında bulunan Doğu Karadeniz Bölgesi'nde uzmanlar özellikle dolgu ve heyelanlı alanlara yapılan yüksek katlı binalara karşı uyarılarda bulundu.

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon'daki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını belirterek 'Yerel yöneticilerin Doğu Karadeniz'in deprem tehlikesini kabullenmesi gerekir. Maalesef yıllardan beri burada deprem olmaz buranın deprem tehlikesi yoktur diye Doğu Karadeniz'in yapı stoku maalesef depreme dayanıklı değildir.

Yani hem şu andaki yapı stokumuz depreme dayanıklı değil hem şehirleşme, heyelan sahaları üzerinde, yamaçlarda veya kumsal alanda yapılaşmalar mevcut. Kumsaldaki bir apartman üç depremi hissetti. Şimdi bu durumda burada deprem tehlikesi yok demek mümkün mü' Mümkün değil. Yani her şeyden önce yöneticilerin bu deprem algısını benimsemeleri lazım. Halkın daha duyarlı olması lazım. Toplum ve yöneticiler ile el birliği verirsek bu gelecek kuşağı daha sağlıklı, daha güvenli bir yaşam ortamı bırakmış oluruz' dedi.

Trabzon'da Yomra, Beşirli ve Akyazı'da riskli yapıların olduğuna dikkat çeken Bektaş, 'Deprem açısından eğer değerlendirecek olursak en riskli yerlerden bir tanesi Yomra'da Şana mevkii. Kumsal alan üzerindeki binalar veya dere yatağındaki büyük binalar. Ayrıca Beşirli ve Akyazı mahallelerinde heyelan sahaları üzerinde dikilmiş çok katlı binalar. Bunlar her an sallanıyor. 10 kilometre açıkta kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Deprem kaynağı. Güneyimizde 100 kilometre uzaklıkta Kuzey Anadolu fayı var. Türkiye'nin en büyük fayı. Doğumuzda Kuzeydoğu Anadolu fayı var. Bu üç tane deprem kaynağı arasında ben kumsalın üzerindeyim ve her depremi de hissediyorum. O zaman deprem tehlikesi yok demek ne kadar doğrudur'' ifadelerini kullandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.