Akalın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hakkı Atun Salonu'nda düzenlenen "Dil Kirliliği" konulu konferansta, dilde kirlenme, yabancılaşma ve yozlaşma yaşandığını belirtti.
"Yalnızca bir dil kirlenmesi değil, kimlik bunalımı da söz konusudur" diyen Akalın, mesafelerin kısalması, iletişim araçlarının getirdiği kültürlerarası etkileşimin artması, ekonomik ve teknolojik bakımdan gelişen ülkelerin ürünleriyle birlikte kültür ve yaşam tarzlarının çekim gücü kazanmasıyla ülkelerin kendi dillerini ve kültürlerini gözardı etmesinin bu durumun nedenleri arasında yer aldığını bildirdi.
Hayatın her alanındaki yabancılaşmanın dili de etkilediğine işareteden Akalın, "Küreselleşmenin yol açtığı kültür etkilenmesini hayatımızın bir çok alanında görüyoruz. Dil de en fazla etkilenen kültür değerlerimizdendir" dedi.
Bu sorunun Türkiye'ye özgü olmadığını, dünyanın diğer ülkelerinin de bu sorunla karşı karşıya kaldığını anlatan Akalın, şöyle devam etti:
"Çözüm bizim elimizdedir. Bu yabancılaşmayı kimse bize zorla dayatmıyor. Türkçe dilinin zenginliğinden haberdar değiliz. Türkçe, kökleri yüzyıllar ötesine uzanan bir coğrafyada konuşulan ekonomik, kültürel, bilim ve sanat dilidir. Olumsuzluklar Türkçe'nin yapısından ve yetersizliğinden kaynaklanmıyor. Dili bizim insanımız bozmaktadır. Türkçe'nin sağlam bir yapı ve direnç gücü vardır."
Yapılması gerekenler
Akalın, dilin kirlenmesine duyarsız kalınmaması gerektiğine dikkat çekerek, Türkçe bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla kitle iletişim araçlarının doğru ve güzel Türkçe için örnek oluşturacak nitelikte yayınlar yapması, yayıncı kuruluşların da Türkçe konusunda hizmet içi eğitim kursları düzenlemesi gerektiğini dile getirdi.
"Yalnızca bir dil kirlenmesi değil, kimlik bunalımı da söz konusudur" diyen Akalın, mesafelerin kısalması, iletişim araçlarının getirdiği kültürlerarası etkileşimin artması, ekonomik ve teknolojik bakımdan gelişen ülkelerin ürünleriyle birlikte kültür ve yaşam tarzlarının çekim gücü kazanmasıyla ülkelerin kendi dillerini ve kültürlerini gözardı etmesinin bu durumun nedenleri arasında yer aldığını bildirdi.
Hayatın her alanındaki yabancılaşmanın dili de etkilediğine işareteden Akalın, "Küreselleşmenin yol açtığı kültür etkilenmesini hayatımızın bir çok alanında görüyoruz. Dil de en fazla etkilenen kültür değerlerimizdendir" dedi.
Bu sorunun Türkiye'ye özgü olmadığını, dünyanın diğer ülkelerinin de bu sorunla karşı karşıya kaldığını anlatan Akalın, şöyle devam etti:
"Çözüm bizim elimizdedir. Bu yabancılaşmayı kimse bize zorla dayatmıyor. Türkçe dilinin zenginliğinden haberdar değiliz. Türkçe, kökleri yüzyıllar ötesine uzanan bir coğrafyada konuşulan ekonomik, kültürel, bilim ve sanat dilidir. Olumsuzluklar Türkçe'nin yapısından ve yetersizliğinden kaynaklanmıyor. Dili bizim insanımız bozmaktadır. Türkçe'nin sağlam bir yapı ve direnç gücü vardır."
Yapılması gerekenler
Akalın, dilin kirlenmesine duyarsız kalınmaması gerektiğine dikkat çekerek, Türkçe bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla kitle iletişim araçlarının doğru ve güzel Türkçe için örnek oluşturacak nitelikte yayınlar yapması, yayıncı kuruluşların da Türkçe konusunda hizmet içi eğitim kursları düzenlemesi gerektiğini dile getirdi.