Tercüman'dan Ergun Göze, küreselleşmenin ne anlama geldiğini kendi zaviyesinden açıklıyor Bu yer yuvarlağının üzerinde, ticaret, siyaset, dünya zevkleri peşinde koşup durmak mı? Bu koşuda elimize geçen fırsatları dünyanın her yanına dağıtarak nefsaniyet maratonunda daha iyi derece alabilmek için çoğaltmak mı? Yer yuvarlağını sadece büyük bir aş, iş ve eğlence merkezi haline getirmek mi? Yâni kârı çoğaltmak mı? Devletleri ve devlet adamlarını bu dipsiz kuyuya çekmek mi? Bu akımı önümüze sürenlere göre öyle. Ama bana göre öyle değil, tam zıddı.Bana göre globalizm, bütün insanlığı kucaklayabilmektir. Sevgiyle, merhametle, insanlık vasfına saygıyla. Bunların neticesiyle de fedakârlıkla. Afrika'da açlıktan ölen insan kardeşimiz, saygı dolu merhamete lâyıktır. Onun için ne yaptık ki? Kadın erkek, çocuk milyarlarca insan maddi ve manevi sefalet içinde. Sadece maddi sefaleti sefalet listesine koyduk, sonra manevi sefaletin dibine daldık. Silaha akan paraBugün insanlığın silah endüstrisine sarfettiği para maddi sefaleti bir yılda telâfi etmeye kâfi gelmez mi? Bunu yapamayanlar, yapmak ne kelime düşünemeyenler, düşünenleri de kaçıklıkla itham edenler manevi sefalet kuyusunun dibindekiler değil mi? Kadın hakları imiş? Kadının hâlâ bir cinsel obje olduğu, ilaçtan otomobile her reklamda tek imdat kolu haline geldiği dünyamızda kadına saygıdan bahsedilebilir mi? Dünyanın bütün kadınlarının önce ana olması gereğini unutan feminizm hareketi bir manevi sefaletin kendisi değil mi? Kadınlara cinsel özgürlük derken, aslında kendi nefislerine pay çıkaran erkekler manevi bir sefalet içinde bulunmuyorlar mı? Globalizm, bu yer yuvarlağının üzerindeki kadın erkek, büyük küçük her insanın derdiyle dertlenmek midir, yoksa dünyanın her bölgesine ait eğlence ve oyunla zevk ve safa portföyümüzü zenginleştirmek mi? Arjantin'in tangosunu, İspanya'nın flamingosunu, Avusturya'nın valsini, Tahiyye Karyokan'ın göbek dansını ve her ülkenin yüzlerce içkisini ve geçkisini toplamak birleştirmek midir Globalizm? Ve bütün düzenbazlıkları.. Bunu söyleyenleri mi uyuttular, yoksa bunu söyleyenler mi bizi uyutuyorlar? Ecdadımızı unutmadıkAma ecdadımızın ahlâkını henüz unutmadık. Ne Brunei Sultanı'nın altın klozetli uçağı, ne Körfez Emirlikleri'nin görgüsüzce israflarının, ne papaların ve patriklerin ihtişamlı hayatının, ne de dolar milyarderlerinin safahatinin insanlık indinde artı bir değeri bulunmaktadır. Bu bakımdan Katar Şeyhi'nin binbir gece düğünlerine benzetilen düğününe, dünyada onbir milyon insan açlıktan ölmek üzere iken, İslam Âlemi sömürge halinde bulunur, sefaletin pençesinde kıvranırken ve Türkiye'nin nesi var, nesi yoksa pazarlanırken, Emine Erdoğan Hanım'ın tek başına olsa bile koşması, ülkemize itibar sağlamaz. Üstelik globalizmin hoş olmayan bir tezahürü olarak kalır.Globalizm insanlığı kucaklamaktır. Ama Hak yolda. Bugün hakka ve adalete susamış insanlığa onu daha çok susatacak ve köle yapacak teknolojik oyuncaklar değil, hak yolunu işaret edecek trafik levhaları gerektir.Âkif'imiz bunu ne güzel anlatmış:Adam aldırma da geç git diyemem aldırırımÇiğnerim çiğnenirim Hakkı tutar kaldırırımBunu dünyanın her noktasında söyleyip yapabilmek, işte Globalizm!