logo
28 MART 2024

Kurtuluş Milletin Kendisinde

01.08.2001 00:00:00
Kurtuluş savaşının fitilinin ateşlendiği Samsun da Kuvayı Milliye kadrosu ve onun mimarı Prof. Dr. Haydar Baş'ı bağrına bastı. Samsunlular, "Yeni bir Kuvayı Milliye hareketine destek vermek tarihimize ve boynumuza borçtur" dediler

Samsun Yeni Mesaj- 20. Yüzyılın başında yedi düvele karşı verilen bağımsızlık savaşında önemli bir kilometre taşı teşkil eden Samsun ve Samsunlular, 21. yüzyılın başında Türkiye'nin içine sürüklendiği vahim durumdan çıkış için de çok önemli bir gelişmenin altına imza attılar. 19 Mayıs 1919 şartlarından daha ağır şartlardan Türkiye'yi çekip çıkarmak için yola çıkan Kuvayı Milliye kadrosuna kucak açtılar. Toptepe mevkiindeki Kültür Park Tesislerinde bir araya gelen Kuvayı Milliye kadrosu ve Samsunlular, Müslüman Türk'e 12 milyon kilometreden kalan 780 bin kilometrekarelik vatan parçasına da göz diken dahili ve harici oluşumlara karşı ne yapacaklarını istişare ettiler. Çıkış yollarını tartıştılar. Çıkışın aynen İstiklal Savaşında olduğu gibi Kuvayı Milliye ruhu ile donanmaktan ve bu ruhla donanmış bir kadronun kuracağı bir siyasi oluşumun ülke idaresinde söz sahibi olmasından geçtiğini belirttiler.

Kendimizi İnkarla

Hiçbir Yere Varamayız

Kurtuluş Savaşı'nın fitilinin ateşlendiği ilk yer olması dolayısıyla milletimizin gözbebeği Samsun'da Kuvayı Milliye kadrosunu ağırlayanlara hitaben bir konuşma yapan kadronun mimarı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin sınai, ticari, siyasi, sosyal, kültürel vs. çok büyük problemlerle karşı karşıya bulunduğunu, bu problemlerin temelinin ise insandaki problem olduğunu söyledi. "Çok derdimiz, çok hastalığımız var ama, asıl, insanımız hastalanmış, kendini kaybetmiş, Yaratıcısı ile olan irtibatını kaybetmiş" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti,

"Bu hastalığı merhum Atatürk 1. Dünya Savaşında şöyle teşhis etmişti: 'Bu düşüşün çıkış noktası korku ile acz ile başlamıştı. Türkiye'nin fikir adamları kendi kendilerine hakaret ediyorlardı.

Diyorlardı ki, biz adam değiliz ve olamayız. Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur. Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı bize düşman olan ve düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalılara kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. Onlar bizi idare etsin, diyorlardı'.

Bu sözlerin söylendiği 6 Mart 1922 kaderini sanki bugün aynen yaşıyoruz. İktisat hayatımızı dış dünyadan transfer ettiğimiz insanlara teslim ediyoruz. Bir milletin kendisini inkarla hiç bir yere varması mümkün değildir. Dünyanın en namuslu, en seçkin, en güzide, en iffetli, en adaletli, en merhametli, en şecaatli milleti bu millettir. Bu tespitten hareketle Türkiye'nin kendi insan modelini ortaya koyması, Türk Maarifinin bu modeli yetiştirmesi lazımdır. Bugünkü dönemde Maarif'in bu modeli ortaya koyması yerine kendi insan modelinden kaçışı gözlenmektedir. Neticeyi görüyorsun. Onun için bu yapıtaşı insanı sıhhate selamete kavuşturmak lazım ki Türkiye'nin meselelerini halledebilelim."

Dalgalı Kur Sistemi Tam Bir Tuzaktır

Bu mantıktan hareketle Türkiye'nin problemlerini 24 saatte çözeceğine dair daha önceki açıklamalarını Samsun'da da tekrarlayan Prof. Dr. Haydar Baş, mevcut anlayışla, maliyet enflasyonunun önüne geçilemeyeceğini söyleyerek, çözümün emisyon hacmini proje karşılığı genişleterek milleti üretim için seferber etmekten geçtiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Baş, dalgalı döviz uygulamasının Türkiye'ye oynanan bir oyun olduğunu belirtti ve bu konuda şunları söyledi,

"Türkiye'de mevduat sermaye piyasası ve bankalarda toplanıyor. Buna bir de döviz ilave edildi. Döviz piyasası da dalgalı kura bırakıldı. Bu dalgalı kur o kadar korkunç bir oyun ki Türk işçisinin, memurunun emeğini, üreticisinin üretimini sıfır noktasına kadar ucuzlatıyor, adeta mahvediyor. Çünkü maaşı Türk Lirası mukabili veriliyor. Her ay alacağı maaş bellidir. Ama dövizin değeri belli değildir. Bugün 1.300.000 TL ise, adamın kafası bozuluyor, yarın 1.600.000 TL'ye çıkartıyor. Paran bir günde %20 değer kaybediyor. Türk işçisinin, memurunun cebindeki para ile her gün böyle oynamakla hiçbir yere varılmaz. Bu kafa ile ülkenin hiçbir yere varması hiç ama hiç mümkün değildir. Bütün bunların düzelmesi için kendimize uygun bir yapıya dönmemiz şart ve de esastır."

30 Milyar Dolarlık Banknot Basılması Lazım

Prof. Dr. Haydar Baş ülkemize özgü şartlardan birini şöyle dile getirdi, "Mesela Türkiye'de 30 milyar doların üzerinde kayda geçmeyen bir üretim var. Bu üretim ve emeğin karşılığında 30 milyar dolar banknotun piyasaya girmesi lazımdır. O para piyasaya girerse cebimizde para olur. Ama musluğun başındakiler bu parayı basmıyorlar. Banka, Sermaye ve Döviz piyasasında paraları bloke ettikleri için de vatandaş çarşı-pazarda sinek avlıyor, kepenkler iniyor."

Devleti Küçültmenin Arka Planı

21. yüzyılda küreselleşmesi ekonomistlerin devleti küçültme çağrılarına da dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, bu çağrının tamamen bir tuzak olduğuna dikkat çekerek şöyle dedi, "Devlet dediğimiz gemi batarsa kimse kurtulamaz. Küresel ekonomistlerin mantığına göre devleti küçültmemiz kamu giderlerini azaltmamız lazım. Halbuki ABD, Fransa'da kamu gideri bütçenin %40, İngiltere'de %45'idir. Bizde ise %25. Bunu daha da küçültelim tezinin arkasındaki maksat şudur: Silahlı kuvvetlerini küçült. Emniyet güçlerini ortadan kaldır. Çünkü yarın senin kafanı kıracağım; kimse seni müdafaa edecek vaziyette olmasın. Memleketini karıştıracağım; asayişini hiç bir güç temin etmesin. Vallahi de billahi de düşünce budur. Onun için devletin güçlü olması lazımdır. Devlet babadır. O baba bizim dediğimiz gibi olursa seni de beni de doyurur. Onların dediği gibi cılız olursa seni de beni de aç bırakır."

Atom Bombamız Olurdu

Türkiye'nin ekonomik hamle yapmasının 1923-1938 yılları arasında uygulanan milli ekonomik modelle mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Baş, bugünkü küreselleşmeciler gibi o gün de bize Avrupalıların "Ziraat yapın, sanayie karışmayın" gibi tekliflerini merhum Atatürk'ün elinin tersiyle ittiğini ve uyguladığı politika ile Belçika'ya uçak, dünya ülkelerine gaz maskesi ihraç eder konuma geldiğini belirterek, "Bu milli anlayış devam etseydi atom bombamız bile olur, bugünkü gibi dilenmezdik" dedi.

Kurtuluş Milletin Azim ve Kararında

Prof. Dr. Haydar Baş önderliğinde Samsunlularla bir araya gelen Kuvayı Milliye kadrosundan Ali Değirmenci, Dr. Abdullah Terzi, Fuat Şengül, Baki Bektaş, Ali Gedik, Prof. Dr. Ata Selçuk, hukukçu Hakan Güler, Yavuz Kabaoğlu, İbrahim Berk, Ahmet Erimhan, Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi de yaptıkları konuşmalarda Türkiye'nin 2. Sevr şartları içinde bulunduğunu, adeta bir sosyal patlamanın eşiğine geldiğini, askerle değil, gönüllerin, beyinlerin, ekonominin işgal edilmesi suretiyle ülkenin adım adım işgal edilmekte olduğunu anlattılar. 12 milyon km2'den geriye kalan vatan parçasının da garanti altında olmadığına, Türk insanını Hıristiyanlaştırmak suretiyle bu toprakların da işgal edilmesi projelerinin hayata geçirildiğine dikkat çektiler. Kuvayı Milliye kadrosunun yoğun gayret ve çalışmaları sayesinde Türk insanının başına örülmekte olanları görmeye başlaması üzerine Türk vatanına göz dikenlerin yeni bir taşı Türkiye'nin önüne koydukları bu taşın siyasette yenilikçiler adı ile kendini gösterdiğine işaret ederek, "Atlantik ötesinden estirilen, hortumcu medyanın da alabildiğine körüklediği bu yaban ve yalan rüzgarına aldanmayalım. Kanmayalım. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayalım. Yahudi lobilerini ağlama duvarına çevirenlerden bu memlekete bir hayır gelmeyeceğinin farkında olalım. İcazeti milletten alanların yanında olalım" çağrısında bulundular. Ve "Bu milleti yine bu milletin azmi ve kararı kurtaracaktır" dediler.

Kuvayı Milliye kadrosunun bu tespitleri Samsunlular tarafından ayakta alkışlandı. Toptepe Kültür Park Tesisleri "Üstad, Üstad", "Bu vatan bu millet seni bekliyor", "Bu vatan bizimdir, bizim kalacak" sesleri ile inledi.
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz

Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
28.03.2024 22:45:00
Anadolu Ajansı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Siverek-Şanlıurfa kara yolunun 3'üncü kilometresi Siverek Devlet Hastanesi yakınlarında, Mehmet Karakayalı idaresindeki 34 SRM 01 plakalı otomobil, Kudbettin Kazancı yönetimindeki 07 GHV 87 plakalı hafif ticari araç ve Hamdullah Kınış'ın kullandığı 63 N 5314 plakalı motosiklet çarpıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye 112 Acil Servis, polis, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan 9 kişi Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan İbrahim Erol, Hamdullah Kınış ile kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kaza nedeniyle ulaşıma kapanan kara yolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya platformu X hesabından, Siverek ilçesinde meydana gelen kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 kişinin de yaralandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Kazaya trafik ve sağlık birimlerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." 

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı

Adaylardan Mehmet Akarca 120, Ömer Kerkez 138 oy alırken, 9 boş oy, 71 de geçersiz oy kullanıldı. Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 11. tur oylamayla devam edilecek.
28.03.2024 16:24:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilmiş, 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da pazartesi günü sandık kuruldu ve Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk dokuz turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün, Akarca ve Kerkez'in katıldığı onuncu tur oylama yapıldı.

Oylama sonucu Yargıtay Başkanı Akarca 120, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 138 oy aldı. Seçime katılım 338 olarak kayıtlara geçerken, kullanılan oylardan 9'u boş, 71'i ise geçersiz sayıldı.

Sekizinci tur oylamada diğer aday Muhsin Şentürk 96 oy almış, 3 oy geçersiz sayılmış, boş oy ise kullanılmamıştı.

Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek. Bu turda Muhsin Şentürk de oylamaya katılabilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.