EL-AZİZ: "PROF. DR. HAYDAR BAŞ'I PARTİNİN BAŞINDA GÖRMEK İSTİYORUZ."
Elazığ'da ilk durağımız büyük mutasavvıf Ömer Hüdai Baba Hazretleri oldu.
Osmanlının önemli sultanlarından 2. Abdülhamit'in son zamanları.
Halkın maddi-manevi durumu hiç de iyi değil. Böyle bir ortamda eski Elazığ (Harput)'da üç kişi yatsı namazından sonra sabah namazına kadar ayakta, ülkenin nereye gittiğini tartışıyor.
Ömer Hüdai Baba, Beyzade ve İmam.
8-9 saatlik ayaküstü istişareden çıkan kararı Ömer Hüdai Baba açıklıyor:
" -İmam, sen imamları, müezzinleri, vaizleri irşad et.
Beyzade, sen, bey, kadı ve yüksek seviyeli insanlara git. Ben de hırsız ve eşkiyalarla meşgul olayım."
Bu karardan hemen sonraki gece dönemin ve yörenin meşhur hırsızı Şükrü Baba işbaşı yapıyor. Ömer Hüdai Babanın üzüm bağına giriyor. Ama, "dışarıdakiler zaten benim. Hele şu evdeki stokları bir ele geçireyim" diyerek çuvalları doldurmaya başlıyor. Onu gören Ömer Hüdai Baba ise;
"Oğlum, dışardakileri sana vermeyen buradakileri hiç vermez" diyor. Bunun üzerine büyük dosta bağlanan Şükrü Baba, halen Ömer Hüdai Baba ile aynı türbede medfun.
İkinci durağımız Keban Barajı oldu.
Uzun bir yolculuktan sonra 150 metre derinliğinde, Atatürk Barajı'ndan sonra ikinci büyük baraj olan Keban'ı gezdik.
Çok geniş bir alanı kapsayan barajın en büyük handikapı, şiddetle toprak doluyor olması. Zaten 20 m. az su barındıran barajın yakında iş göremez olması endişemiz.
Bu konuda yer bilimleri uzmanı Fuat Şengül'ün projelerini bekliyoruz.
Ve akşam.
Elazığ'ın nabzını tutan sanayici-işadamlarını toplayan Fahri Alnıaçık ve arkadaşları, bizi nefis bir bağ evinde ağırladılar.
Kuvay-ı milliye ekibi ili tanışmak isteyen 150 kişilik grup, pür dikkat konuşmaları takip ettiler.
Kıbrıs, Ege, Güneydoğu, Rum Pontus gibi Türkiye'nin önemli sorunları ve siyasi iradenin buna bakışı kısa ve öz cümlelerle aktarıldı.
"Hükümet derde deva değildir.
Yeni oluşumcular icazet peşindedir. Oysa icazet alınacak tek merci millettir.
Kopenhag kriterleri egemenliğin devrini şart koşuyor.
Ekonomi çöktü.
Teşhis de yanlış, tedavi de.
Bu gidişin sonu stagflasyondur. Yani çöküş.
Çözüm kuvay-ı milliye ruhudur.
Bunun başında da Prof. Dr. Haydar Baş olmalıdır."
21.00'da başlayan toplantı, 01.00'da sona erdi. Kimse ayrılmadı, 4 saat boyunca.
Ve neden, kurulacak partinin açıklanmadığını ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın başına geçmediğini sordular. Ancak o kurtarır ülkeyi bu badireden, dediler.
PEYGAMBERLER ŞEHRİ ŞANLIURFA
Aradan bir hafta geçti.
13 Temmuz'da Şanlıurfa;
14 Temmuz'da Kahramanmaraş'taydık.
Urfa tarih boyunca hep kritik bir eşik olmuş. Üzerinde bir sürü oyunlar oynanmış.
Bereket her türlü oyuna "dur" diyen Urfa, "şanlı" ünvanına layık görülmüş.
Şimdi de tarihte ilk kez ve Kur'an'a aykırı olarak "Müslüman bir genç kızı Hıristiyan bir erkeğe" haham, papaz ve müftünün iştirakiyle nikahlayanlara tanık oldu Urfa toprağı.
İşte Urfalı hem buna hem de 10 milyarlık topraklarına 50 milyar verilerek alınıp Yahudilere verilmek istenmesine isyan ediyor.
Artı, bunlara parmak basan Prof. Dr. Haydar Baş'ı "acele etmeye" çağırıyor.
Tabii Urfa'ya gelip de Halilür-Rahmana uğrayıp, Dede Osman Avnu Baba'ya uğramadan olmaz.
Selam verip, dua ediyoruz.
İdris Peçe ve arkadaşlarının güzel bir havuz başında topladığı insanların gözlerindeki "güven", doğrusu ümidimizi artıran unsur oldu.
Bir noktaya dikkat çekelim.
Malatya'da Hacı Mustafa Hayri Öğüt,
Elazığ'da Ömer Hüdai Baba,
Şanlıurfa'daki Dede Osman Avni Baba;
Bunlar, büyük bir silsilenin köşe taşları.
Ve "gelecek" de bu "köşe taşları"nın hareketine göre şekillenecek.
Havuzbaşından başka notlarımız da var.
Fuat Şengül: "Ülkemiz su ihtiyacını karşılayan 12 ülkeden biri. 1 metreküp su 5 dolara eşit olduğuna göre suyun lideri dünyanın da lideri olacaktır."
Prof. Dr. Ata Selçuk: "Petrol yok dediler. Yerin altı petrol kaynıyor. GAP'ta toprak satarsan vatansız kalırsınız, vatansız kalırsanız köle olursunuz."
Mehmet Emin Koç: "Medyanın pompaladığı insanlar 'bize sakallı, güzel Kur'an okuyan idareciler lazım değil' diyorlar. Prof. Dr. Haydar Baş, bu ülke için bir umuttur."
Müslim Karabacak: "Birileri Kurtuluş Savaşının rövanşını almak istiyor. Bu rövanşı vermeyeceğiz."
Ahmet Kurt: "Vatanın hem altında hem de üstünde sahipleri vardır."
Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi: "Mevcut siyasiler iki hafta içinde görüşlerinden çark ederken, Prof. Dr. Haydar Baş, şimdi ensemizde hissettiğimiz tehlikelere 20 yıl önce dikkat çekmişti.
Bizi biz kaldığımız sürece AB'ye almazlar.
Körfez savaşı, Irak'a karşı değil Türkiye'ye yönelik yapıldı."
"Bu sözler yıllar önce söylendi ve vatandaş şimdi Haydar Baş haklı çıktı, diyor."
Bu görüşünü de anketlere %36 oranında yansıtıyor.
İnşaallah Hocamızı ikna edip, partinin başına gelmesini sağlayacağız."
YARIN: VE KAHRAMANMARAŞ