logo
29 MART 2024

MEDYA KAZANI

12.12.2003 00:00:00
Diyalogcular diyalogcuları sever

Fethullah Gülen, 1996 yılından bu yana 1963'te İkinci Vatikan Konsili'nde fikri altyapısı oluşturulan dinlerarası diyalog akımının Türkiye'deki başlıca temsilcisi konumunda. Gülen'in önderliğinde yayın hayatına başlayan Zaman gazetesi de, yine 1996'dan beri bu akımın sözcülüğünü yapıyor. Burada dinlerarası diyalogun ne olduğu konusuna değinmeyeceğim. Zaten Türkiye'de bu alanda epey yayın oluştu... Bugünkü konumuz Zaman gazetesinde dün yayınlanan bir haber. Haberde, Georgetown Üniversitesi'nin Rumi Forum adlı dinlerarası diyalog vakfının da desteğiyle 2001'de Washington'da düzenlediği "İslami Moderniteler: Fethullah Gülen ve Çağdaş İslam" konulu uluslararası konferansta sunulan tebliğlerin kitaplaşması konu ediliyor. İslam ile ilgili kitaplara özel bir alakası olan Syracuse Üniversitesi Yayınevi tarafından basılan kitabın İngilizce orijinal adı "Islam and the Secular State: The Gülen Movement". Türkçesi ise "Türk İslamı ve Laik Devlet: Gülen Hareketi"... Kitabın edötörlüğünü M. Hakan Yavuz and John L. Esposito yapmış. Esposito, ABD'deki George Town Üniversitesi'nde Müslüman-Hıristiyan Anlayış Merkezi'nin kurucu müdürü aynı zamanda. İslam ve Siyaset, İslam ve Demokrasi, İslam Aile Hukukunda Kadın gibi çok sayıda kitabı bulunuyor. Kendisini en son TESEV'in İslam ve Demokrasi adlı sempozyumunda dinlemiştim

M. Hakan Yavuz ise Utah Üniversitesi siyaset bilimi doçenti. Kendisi Orta Asya (Türkistan) Cumhuriyetleri ile ilgileniyor. Syracuse Üniversitesi Yayınevi'nin sözkonusu kitapla ilgili tanıtımı dikkat çekici... Aynen tercüme edelim: "Bu kitap Türkiye'de İslam ve kültürün son dönüşümlerini (Reformasyon) ve başarılı İslami modernist Fethullah Gülen akımını incelemektedir." Gülen, modernist olarak takdim ediliyor... Burası dikkat çekici. Kitaptaki bazı makalelerin başlıklarını da verelim.

Hakan Yavuz'un "Kamusal Alanda İslam: Nur Hareketi"

Yine Hakan Yavuz'un "Gülen Hareketi: Türk Püritenler."

Bekim Agai'nin "Gülen Hareketi'nin İslami Eğitim Etiği."

Thomas Michel'in "Eğitimci Olarak Gülen."

John O. Voll'un "Fethullah Gülen: Yeni İslami Söylemde Etkisi".

Kitapta makalesi bulunan Prof. Thomas Michel, tanıdık birisi. Vatikan Dinlerarası Diyalog Sekreteri olan Michel, dinlerarası diyalog akımının Türkiye'de zemin bulmasını ve Türkiye'ye Gülen'in 1998'de Papa ile buluşmasını sağlayan isimlerin başında geliyor. Merkezi İstanbul'da bulunan İsveç Araştırma Enstitüsü Müdiresi Prof. Dr. Elisabeth Özdalga, özellikle Alevilik ve Nakşibendilik gibi konularda çalışıyor ve Türkiye'de siyasal Süryanilik ile Kürtçülüğün gelişmesine akademik ortam hazırlıyor.

Prof. Dr. John O. Voll Georgetown Üniversitesi'nde öğretim üyesi...

Ne diyaloğu?

Bugüne kadar Zaman gazetesinde çalışan çok sayıda arkadaşa hep şu soruyu sordum: "Sizin gazeteniz Türkiye'de en çok satan gazetelerden biri ve sizler sürekli olarak dinlerarası diyalogla ilgili haberleri manşete çıkarıyorsunuz. Diyalog denilen etkileşim iki yönlüdür. Batı dünyasında da sizin gibi "dinlerarası diyalog akımı"na gönül vermiş bir gazete var mıdır? Batı basınında dinlerarası diyalogla ilgili bugüne kadar yayınlanmış bir habere rastladınız mı?" Bu sorulara olumlu bir cevap alamadım. Kendim de Batı basınını sıkı takip ettiğim için "dinlerarası diyalog bağlamında" bir habere tesadüf etmedim. Önceki gün Yeni Şafak'tan Hüsnü Mahalli'nin yansıttığı gibi, ABD'de Yahudi ve fundamentalis Hıristiyan sermayesinin desteklediği irili ufaklı çok sayıda gazete, her gün İslam'a, onun Peygamberi Hz. Muhammed'e ağız dolusu galiz ifadeler savurmaktadır. Nitekim bu yayınların etkisiyle, ABD'de "İslam eşittir terör" denklemine inananların oranı yüzde 38'e yükselmiş...

Zulüm perdeleniyor

ABD'nin Irak'a ve Afganistan, daha genel itibariyle İslam dünyasına "Haçlı seferi" ilan ettiği, AB'nin Türkleri "farklı dinden" olduğu için "ötekileştirdiği" bir dünyada, "diyalogtan, sevgiden, hoşgörüden" bahsedebilmek mümkün müdür? Bahsetseniz de, ne işe yarar. Nitekim 1996'dan beri Zaman gazetesi bahsediyor. Filistin'de, Afganistan'da, velhasıl İslam dünyasının dört bir köşesinde akan Müslüman kanı mı dindi? İslam dünyası üzerinde oynanan oyunlar mı azaldı? Yok... Olan şu. Diyalog akımını savunanların önü açıldı, imkanları arttı. Daha rahat ortamlarda çalışmaya, maddi açıdan sıkıntı çekmemeye başladılar! Çünkü "sevgi, hoşgörü, diyalog" dendikçe, Müslümanlara yönelik baskı artıyor. Ve bu akımı savunanlar, Müslümanlara yönelik küresel zulmü perdelemekten öte de birşeyler yapamıyorlar. ABD'nin terör örgütüyle işbirliğinin delilidirHaber dün bir de Hürriyet'te yer aldı. Kandil Dağı'ndaki PKK militanlarına dokunmayan ABD, İran'daki rejiminin bir numaralı düşmanı olan Halkın Mücahitleri'ni Irak'tan sürme kararı aldırdı. ABD güdümündeki Irak Geçici Yönetim Konseyi kararı, ay sonu itibariyle yürürlüğe konulacak...

Çoktandır söylüyoruz: ABD, Kuzey Irak'taki Kandil Dağı'nda üslenen 5 bin PKK teröristine karşı harekete geçmekte ayak sürüyör. Ancak aynı ABD yönetimi, İran ile karşı saflarda da yer alsa, Talabani'nin isteği ve talebi üzerine Halkın Mücahitleri Örgütü'nü Irak'tan sürmekte aceleci davrandı.

ABD'nin Halkın Mücahitleri'ne karşı aceleci davranmasının ardında bir ihtimal olarak da Tahran'la yapılan El Kaide pazarlığı yatıyormuş. The Washington Post gazetesi geçen pazar günkü sayısında, Ürdün Kralı Abdullah arabuluculuğunda ABD ile İran arasında bir pazarlık yürütüldüğünü yazmıştı. Buna göre ABD, Irak'ta üslenen Halkın Mücahitleri Örgütü'ne karşı harekete geçecek, Tahran Yönetimi ise üst düzey 70 El Kaide üyesini Washington'a teslim edecekti.

Bu arada İran ile Talabani arasında da iyi ilişkiler bulunuyor. Celal talabani, geçen ay Türkiye'ye yaptığı ziyarette, Ankara'ya İran'ın sağladığı uçak ile gelip gitmişti. İmamlar Birliği Örgütü Bursa Emniyeti'nde kurulmuşİmamlar Birliği ismi, İstanbul'daki terör eylemlerini gerçekleştirdiği iddia edilen bir düzine örgüt arasında geçiyordu.

İmamlar Birliği'nin Türkiye emiri olduğu şüphesiyle, bombalı saldırılarla ilgili gözaltına alınan Ali Üzüm, CNN Türk'te yayınlanan hakkındaki iddiaları cevaplamış. Ali Üzüm, İmamlar Birliği'nin Türkiye emiri olmadığını vurgulayarak, "Bu örgüt, Bursa Emniyeti'nde kuruldu. Başına da ben tayin edildim. Örgütle ne bağım olacak ki? Son dönemde Pakistan'da kaldım. Orada ortaklık teklifi almıştım" dedi. Afganistan savaşına gittiği yönündeki iddianın hatırlatılması üzerine de, "Vallahi bir şey demiyorum. Yapmadığım o kadar çok şeyi söylediler ki" diyen Üzüm, bombalı saldırılarla ilgili olarak şu yorumu yaptı: "Müslüman olarak bu ayda yapmam, bu ayda yapsam ayın sonunda yapmam dedim. Yani bayramın arefesinde bunun bir mantığı yok. Hangi stratejiyi incelemiş ya da yapmış arkadaşlar, bilmiyorum. Hafsalam almıyor böyle bir şeyi."Çevik Kuvvet SOS veriyorEmniyet Genel Müdürlüğü'nün Çevik Kuvvet birimlerinde görev yapan personelin bir bölümüyle yüz yüze görüşerek hazırladığı rapor, çalışanların ilginç saptamalarını gözler önüne seriyor. Amirlere ve çalışma sistemine ağır eleştiriler getiren polisler, bir ilde valinin yazlığını koruduklarını, hatırlı kişilere yalakalık için görev yaptıklarını belirterek toplu bekâr, "zampara erkekler grubu" olarak görüldüklerini kaydediyorlar. Her rütbedeki personelin yanıtlarından oluşan raporda şu tespitler yer alıyor:

? PM (Polis memuru): Amele ve joker birliktir. Angarya işlerini yapan sürgün personelden oluşan bir birimdir.

? (PM): Her yere gerekli gereksiz sevk edilen amele sınıf olarak görülüyoruz. Alay ediliyoruz, küçük görülüyoruz, kan bankası olarak görülüyoruz.

? (PM): İyi bakmıyorlar, araçlarına almıyorlar, tuvalete almıyorlar. Selam dahi vermiyorlar.

? (PM): Polis diye bakılmıyor. Toplu bekâr ve zampara erkekler grubu olarak görülüyor. Kadınların şiddetle kaçınması gereken kimseler olarak görülüyoruz.

* (PM): Kıyafetimiz nedeniyle "pis çevikçi" diyorlar. Üç yıllığına hapse atılmış zavallı insanlar olarak görüyorlar.

* (PM): Sürekli bariyer taşımaktan bıktık. Saatler öncesinden göreve gitmek istemiyoruz.

* (AMİR): Valilik nöbeti tutuyoruz. Valinin yazlığını koruyoruz. Yan saha maçlarına gidiyorum. Çocuk maçlarında ne işimiz var? İhalelere, cuma günleri cami önlerine, cezaevi görüşlerine, ağır suçlarla ilgili adliyelere, konserlere gidiyoruz.

? (PM): Hatırlı kişilere "yalakalık olsun" diye. Savcının veya bir futbolcunun düğününde ne işimiz var?
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'

Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Maxat Rakhishov'un İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-23' Operasyonuyla yakalandığını açıkladı.
29.03.2024 08:28:00
Haber Merkezi
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Bakan Yerlikaya X hesabından yaptığı paylaşımda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen 'MAHZEN-23' Operasyonu sonucu İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan aranan Maxat Rakhishov'un yakalandığını duyurdu.

Kıskaç operasyonlarında 70 şüpheli yakalandı

Bakan Yerlikaya ayrıca, 20 ilde FETÖ'ye yönelik olarak son bir hafta içinde düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında 70 şüphelinin yakalandığını duyurdu.


"FETÖ'cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle operasyonlarımız kararlılıkla devam edecek" diyen Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı.

"Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı, TEM Daire Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri, TEM ve KOM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Aksaray, Bolu, Gaziantep, Sakarya, Muğla, Mersin, Manisa, İstanbul, Kayseri, Kars, Erzurum, İzmir, Elazığ, Adana, Uşak, Denizli, Sivas, Mardin, Edirne ve Bursa'da FETÖ'ye yönelik eş zamanlı olarak düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında şüphelilerin:
  • Örgütün sözde "Emniyet Mahrem Yapılanması" içerisinde faaliyette bulundukları,
  • Örgütün kripto haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı oldukları,
  • Ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları,
  • Örgütün "Gaybubet Evi" olarak adlandırdıkları hücre evlerinde barındıkları,
  • İfade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ile aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.

Operasyonlar sonucu: Çok sayıda dijital materyale el konuldu."

Yerlikaya, operasyonlara katılan polisleri de tebrik etti.

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu

Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "Kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler' sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
28.03.2024 16:32:00
İhlas Haber Ajansı
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in bir mitingde 'Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" ifadelerini kullanması üzerine hakkında suç duyurusunda bulundu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Cafer Akın, 'CHP Genel Başkanı Özgür Özel haddini aşan açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine Kahramankazan 15 Temmuz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak suç duyurusunda bulunacağız. CHP Genel Başkanı hadsiz Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyan vatandaşlarımıza utanmadan, sıkılmadan 'zibidi' dedi. 'Tayyip Bey'in çağrısına oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi' ifadesini kullandı. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Özgür Özel'i kınıyoruz. 15 Temmuz şehit ve gazilerine zibidi diyemezsin, haddini bil' diye konuştu.

'Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz'

Özel'den özür beklediklerini söyleyen Akın, 'Aziz Türk milleti evlatları, söz konusu vatan olduğunda canlarından geçerek darbecileri ve darbeciliğe alkış tutanları durdurmuşlardır. 15 Temmuz'da devletinin çağrısıyla milletle kol kola şehadete yürüyerek tanklara siper olan aziz şehitlerimizin aileleriyle birlikte şehitlere 'zibidi' deme hadsizliğini gösteren Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz. Her halükarda ülkeyi sizin kurtarmayacağınız kesin. Tankların arasından sıvışıp giderken, televizyon karşısında kahvenizi yudumlayarak izlediğiniz 15 Temmuz'da meydanlarda can veren, kan veren o 'zibidi' dediğiniz korkusuz kahramanlardan öğrenecek çok şeyiniz var. Asıl zibidi kim biliyor musunuz' O gece darbe oluyor diye alkış tutanlar, o gece kadeh kaldıranlar, o gece tankların arasından sıvışanlar, o geceden sonra darbecileri savunanlar, kahpe teröristlerle iş birliği içerisinde olanlar; millet siz siyasi malzeme yapın diye kurtarmadı bu vatanı. Ne Çanakkale'de kefensiz yatan atalarımız ne de 15 Temmuz'da karşı koyarken şehit olan yiğitlerimiz. Kahraman gazilerimiz, bu ülke için zerre faydası olmayanlar, ülke yönetimine talip olmaktan utanmıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den şehit ailelerimiz ve gazilerimizden acilen özür dilemesini bekliyor ve şiddetle kınıyoruz' dedi.

'Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir'

Özel'in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Burakhan Çınar ise, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milleti için bir an olsun gözünü kırpmadan şehit olan ve yine bu uğurda gazi olanlara CHP Genel Başkanı'nın TV kanallarında da görüleceği üzere açık bir şekilde 'zibidi' şeklindeki hakaretini derin bir üzüntü ile hep beraber izledik, takip ettik. DEM Parti ile kent uzantısı neticesinde PKK'lı kişileri ilçe yönetimlerine sokan bir partinin genel başkanının her mitingde, hatta kendi partisinin genel başkanlık seçimlerinde dahi Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam gönderirken, gazi veya şehit gibi kelimelerin nasıl bir maneviyat oluşturduğunu anlaması bizler tarafından beklenemez. Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerini ihlal etmesi ve gazilerimiz ile şehit ailelerimiz üzerinde nasıl bir etki uyandırdığı kamuoyunun takdirindedir. Bu nedenle Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığımıza şikayetçi olmak için burada bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir. Bu nedenle de Özgür Özel'i kınıyoruz ve kendisinden şikayetçiyiz. Yüce Türk adaleti gereğini yapacaktır' ifadelerini kullandı.

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.