RECEP BAHAR - İSTANBUL
Türkiye, kendi kısır gündemi içinde takılıp kalsa da, dünya bu gelişmeyi konuşuyor: Asya'nın iki büyük ekonomik gücü Çin ve Japonya, aralarındaki ticareti kendi para birimleri üzerinden yürütecek. Çin, 6 trilyon doları aşan Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH) ile dünyanın 2. büyük ekonomi gücü, Japonya ise 3. ekonomik güç. Her ikisi de dünyanın en fazla ihracat yapan belli başlı ülkeleri arasında yer alıyor. Çin, 2011 yılında 154.4 milyar dolar dış ticaret, 259.3 milyar dolar cari fazla verdi. Japonya ise 1 milyar dolar dış ticaret fazlası ile 139.1 milyar dolar cari fazla verdi. Dünyada en fazla döviz rezervi bulunduran ülke 3 trilyon dolar ile Çin, ikinci sırada ise Japonya geliyor. Her iki ülke de her yıl ABD'den yüklü miktarda faiz geliri elde ediyor ve bu da cari fazla vermelerine yol açıyor!Bu verilere sahip olan Japonya ve Çin, şimdi 2. Dünya Savaşı öncesinde Japonya'nın Çin'i işgal etmesinin yol açtığı derin toplumsal travmayı bir tarafa bırakarak, ticaretlerini kendi para birimleri üzerinden yürütecek. İki ülke bugüne kadar ticaretlerini dolar üzerinde yapıyordu. Kendi para birimleri olan Yuan (Çin) ve Yen'i (Japonya) kullansalar da, ticari riski azaltmak için işlemlerini dolara endeksliyorlardı. Yani ticari işlemlerde kur garantisi Dolara bağlı olarak temin ediliyordu. Şimdiye kadar Japonya ile Çin arasındaki ticaretin yüzde 60'ı dolar üzerinden yapılıyordu. Uygulama bir gecede hayata geçmese de, Asya'da Çin-Japonya bloğunun ABD'ye karşı 'kur savaşları'nı başlattığını ifade edebiliriz. Bu adım finans çevrelerinde önemli bir adım, hatta kilometre taşı olarak değerlendiriliyor.
Çin Yuan'ı konvertibil değilÇin, para birimi Yuan'ı bugüne kadar konvertibil yani dünya para piyasalarında diğer kurlara serbestçe dönüştürülebilir hale getirmeye soğuk baktı. Çin, bunu yaparak küresel para cambazlarının Yuan ile oynamasına müsaade etmek istemiyordu. Ancak ekonomisi büyüdükçe, oyunun kuralından kaçmak da zorlaşıyor. Nitekim Pekin yönetimi, Yuan'ın ticarette kullanımının önünü açarak parasının ilk aşamada Doğu ve Güney Asya'da konvertibil olmasının ilk işaretini verdi. Çin, 2009 yılında yaklaşık 2 trilyon dolarlık dış ticaretinin yüzde 1'den az bir bölümünü Yuan üzerinden gerçekleştirdi. Bu oran geçen yıl yüzde 8'e çıktı. Bu yıl yüzde 12'lik bir ticaret oranından söz ediliyor. Bu rakamlar, doların yavaş yavaş Asya'dan sökülüp atıldığına işaret ediyor!Gelelim Japonya ile Çin arasındaki anlaşmanın Milli Ekonomi Modeli ile bağlantısına... Milli Ekonomi Modeli'nin mimari Prof. Dr. Haydar Baş, Meltem TV'de 2010 yılında katıldığı bir programda, Rusya ile Çin'in bir süredir başlattığı ve Başbakan Erdoğan'ın İran ziyaretinde gündeme gelen milli paralarla ticaret yapılması konusunda önemli değerlendirmelerde bulunmuştu. ABD'de kriz çıkmadan önce görüştüğü Rusya Başbakan'ı Putin'in danışmanı Prof. Dr. Victor Minin'e ABD'nin çökmesinin ancak doların çökmesiyle mümkün olabileceğini söylediğini ifade eden Prof. Dr. Baş, şunları kaydetmişti: "ABD'de kriz çıkmadan önce o zaman Putin, danışmanı olan Prof. Dr. Victor Minin'i bize gönderdi. Ben Minin'i Milli Ekonomi Modeli kongrelerinde tanıdım. İyi bir ilim adamı, hukuki bir münasebetimiz oldu ve de Müslüman oldu. Amerika'nın bu gidişatı karşısında Rusya olarak bir politika üretme durumları var. Benden görüş alacaklar ama bunu açık ve net olarak da söylemiyorlar. Gaziantep'te Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu'nun evinde oldu bu görüşme. Prof. Minin bana çok yakın bir zamanda ABD'nin çökeceğini, yani bu krizi haber verdi. Dolayısıyla da bundan sonra yapılması gerekenler nedir? şeklinde bir soru tevcih etti. Tatar bir arkadaş da konuşmalarımızı tercüme etti. Dedim ki, 'bir defa ABD çökmez. Sizin tespitiniz yanlış.' O halde çökecek olan nedir? diye sordu. Burada olay şu, dedim. Kapitalizm ömrünü tamamladı. ABD kapitalist bir ülke olduğu için sistemi çöküyor. Ee, tamam sistemi çökünce kendi de çökecek. Öyle değil, dedim. Amerikan ordusunun ayakta tuttuğu bir de parası var. Bu para ayakta kaldığı müddetçe Amerika çökmez. ABD'yi çökertecek olan doların çöküşüdür."