Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Selim Kotil, Başbakan Erdoğan'ın referandum sürecinde toplumu baskı altına almaya çalıştığını ifade etti. Erdoğan'ın "Bitaraf olan bertaraf olur" sözlerini ABD eski Başkanı Bush'un "Ya bizdensiniz, ya da düşmanımızsınız" şeklindeki sözlerine benzeten Kotil, şunları söyledi: "Farklı görüşte olursan, Başbakan tehdide başlıyor: Taraf olursanız, sizi bertaraf ederiz. Bush ne demişti? 'Bizim demokrasi projemize yandaş olmayanlar, bizim düşmanımızdır.' Özgürlük gelecek ama biz fikir beyan ettiğimiz zaman her türlü hakareti işiteceğiz, bir de üstelik tehdit edileceğiz."
Egemen Bağış'a cevap
Selim Kotil, bu gündemle bağlantılı olarak Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın sözlerine de dikkat çekerek, şöyle konuştu: " Egemen Bağış, 'HAYIR diyenin aklından zoru var' diyor. Egemen Bağış, İzmir Musevi Cemaati'ni ziyaret ettiğinde 'Anadolu'nun asıl sahipleri kimlerdir, ona ileride karar vereceğiz' demiştir. Beyaz Saray'ın karşısında tercümanlık bürosu var. Şimdi diyorum ki, 'sokma akıl, 40 adım gider'. Sen o aklı al, ABD'ye geri dön. Bizde sendeki o akıldan yok. Onun yerine bizde bu vatana, bu millete, milletin akaidine, örfüne sahip çıkacak olan iman ve vicdan var, dahası bu küresel tefecilere hesap soracak yürek var."
Milletin serveti götürüldü
Anayasa değişiklik paketinin en kritik düzenlemelerinin Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve HSYK'nın yapısını değiştiren düzenlemeler olduğuna işaret eden Kotil, şunları söyledi: "Danıştay bunların çıkardığı Maden Kanunu Yönetmeliği'ni inceleyerek, şu karara vardı: 300 tane küresel maden şirketi Türkiye'nin yüzde 23.5'ini götürecek, millet açlıktan sürünecek. Neticede Danıştay bu yönetmeliği Şubat 2009'da iptal etti. Bu paketin içinde size yani millete ait olan zenginliklerin milletten alınmasını engelleyen Danıştay ve Anayasa Mahkemesi'nin devre dışı bırakılması var." Hükümetin demokrasi getirme iddiasının gerçeği yansıtmadığını ifade eden Kotil, "2003 sonunda bir kanun çıktı. Maden Kanunu. Yabancıların Türkiye'de çıkardığı madenden devlet payı yüzde 2 yapıldı. Yani Türk milletinin payı yüzde 2, İsrail, Hollanda, Kanada şirketlerinin payı yüzde 98. Ondan sonra da çıkıp, 'Ben size özgürlük ve zenginlik getiriyorum' diye hava basıyorlar. Sayın Başbakan, 'Sen bir şey getirmiyorsun, milletin servetini götürtüyorsun. Bu milletin aşını ve işini götürüyorsun. Ama Prof. Dr. Baş, senin küresel şirketlere devrettiklerini geri alıp, bu millete aş ve iş olarak sunacaktır."