logo
25 NİSAN 2024

Misyonerliği gizliyorlar

01.05.2006 00:00:00
BTP lideri Prof. Dr. Baş, Türkiye'de misyonerlik faaliyetlerinin zirveye çıktığı bir noktada 'laiklik tartışmalarının' gündeme taşınmasının dikkat çekici olduğuna işaret etti.

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, ülkemizde misyonerlik faaliyetlerinin ayyuka çıktığı bir dönemde laiklik ihlallerinin gündeme taşınmasını değerlendirdi. Misyonerlikle hedeflenen kitlenin Türk milletinin kendisi olduğuna işaret eden BTP Lideri, burada asıl gayenin Türk milletinin manevi bir tercih yaparak Hıristiyanlaştırılması olmadığını belirtti. Prof. Dr. Baş, misyonerlik faaliyetlerinin amaçlarını şu şekilde ortaya koydu: Esas hedef Türkiye topraklarıBu ülke, bu vatan Türklere ait değil, onlar geldikleri vatana, ülkeye dönmeleri lazım. Anadolu, Batılıların memleketidir; böyle bir inançları vardır. İşte, siz Türk kaldığınız müddetçe, Müslüman kaldığınız müddetçe bu düşünceyi hayata geçiremezler. Onun için topyekün bu coğrafyada bulunan insanları teslim almaya çalışmaktadırlar. Müslüman olduğu için onu teslim almaları da zor, belki de imkansızdır. İşte misyonerlik faaliyeti ile yapılmak istenen, insanları tek tek teslim almaktır. Müdafaasız hale getirmektir. Türklüğünden uzaklaştırmaktır. Siz Türklükten uzaklaşınca o zaman bu vatan Türke aittir diyemeyeceksiniz. Ne diyecek, işte size bir aidiyet tespit ediliyor, siz Türk değilsiniz, Rumsunuz, Ermenisiniz, Süryanisiniz, Keldanisiniz... Hülasa onların tespit ettikleri herhangi bir mezhebe, herhangi bir etnik gruba terk edileceksiniz. Siz de, o aidiyetinizi geliştirip, türklüğe, Türk vatanına hasım olacaksınız. O bakımdan oynanan oyun, misyonerlik budur.Gündem saptırılıyorŞimdi asıl oyun bu olmasına rağmen, en büyük tehlike bu olmasına rağmen, birileri kalkıyor "Türkiye'de irtica vardır, laiklik elden gidiyor" şeklinde gündemi saptırıyorlar. Ülke işgal edilecek, insanların gönülleri akılları iğfal edilmiş, onları ayıktırmak, tabiri caizse vatana, millete, devlete sahip çıkmalarını duyarlı hale getirebilmek noktasında bu yoğun faaliyetler karşısında dimdik ayakta durabilmeleri için çalışmaları gerekirken, olayı saptırıyorlar ve farklı kulvarlara hadiseleri çekerek işi sulandırıyorlar. Ve şu ana kadar da, enteresandır, başarısız olan iktidar bu tip iddialarla beraber, ithamlarla beraber, sanki birşeyler yapacaklar da, yaptırmıyorlar havasına sokup onu da temize çıkartıyorlar. İşin bir başka boyutu da bu. Laiklikten ne anlamalı?Şimdi gelelim Türkiye'de laikliğin elden gidip gitmemesine... Bu konuda siyasiler de haksızlık yapıyor, bürokratlar da haksızlık yapıyor. Ya laisizmi, laikliği tam idrak edememişler, yahut da idrak ettikleri halde bu konuyu istismar ederek konuyu saptırmaya çalışıyorlar. Nasıl mı? Laiklik şu: Devlet işiyle din işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Yani devlet dine, din devlete müdahil olamaz: Her birinin kulvarı kendine has bir boyuta gider. Ne devletin dine, ne de dinin devlete müdahil olması mümkün değildir. Şimdi, laikliğin bir yönü ile beraber devlet korunur; bir yüzüyle de beraber din korunur. Yani ne dine zarar verir ne devlete zarar verir. İşin enteresan tarafı uzun zamandan beri bizde laikliğin uygulamasında, devlet egemen güç haline getirilerek dine zarar verme ciheti tercih edilir. Böyle bir uygulama, böyle bir anlayış, hukuki teamüller dünyanın hiçbir tarafında yoktur. Anlatabildik mi? Yani; laiklik bahanesiyle dindarlar haklarından mahrum edilmez. Ve yaşayışlarına karışılmaz. Tâ nereye kadar; inancını din kaynaklı devlet hakimiyetine sürükleme boyutuna gelene kadar, tercih boyutuna gelene kadar. Yani siz, devlet yönetimini din kaynaklı olarak düşünüyorsunuz, bunu din emrettiği için yapmaya gayret ediyorsunuz. Eğer bu tip bir davranışınız varsa, gerçekten siz laikliği ihlal etmiş olursunuz. Laikliği ihlal, belgeyle ispat edilmeliPeki bunu Türkiye'de yapan kim var? Veya bunu bugün hayata geçirmek isteyen hangi siyaset var? El cevap, hiçbir siyaset yoktur. Hiçbir kurum yok, hiçbir kuruluş yok. Aksi takdirde, bunun belgeleriyle ortaya konulup ispat edilmesi lazım. Yani, bu ithamların ispat edilmesi gerekiyor. Ortada böyle birşey yoktur. Peki, bunu niye böyle diyorsun? Bu şekilde bunu demendeki kastın, demek ki sen bir gerçeği örtmeye çalışıyorsun. Veya, dine ve dindara karşı ciddi bir husumetin var, bunu bu şekilde izhar etmeye çalışıyorsun. Şimdi, dinde birtakım haram olan, yasak olan eylemleri vardır. Bu insanlık ahlakında, insanlığın örfünde, insanlığın geleneğinde de bunlar yasaktır. Örneğin, insan öldürmek dine göre de yasaktır, beşeri idrakimize, beşeri örfümüze, hukukumuza göre de yasaktır. Yalan konuşmak dine göre de yasaktır, beşeri hukuka göre de yasaktır. Artı, gasp etmek, adam kaçırmak, dine göre de yasaktır, beşeri hukuka göre de yasaktır. Bunu çoğaltabilirsiniz. Şimdi; din emretti diye siz, adam öldürmenin yasak olmadığını mı iddia edeceksiniz? Gasp etmenin yasak yasak olmadığını mı iddia edeceksin? Din bunu emretti diye. Bunun laikliğe aykırı olabilmesi için din emretti diye, devletin bir emri, devlet adına yapmış olmanız lazım. Devlet adına değil de, siz eğer bunu millet  adına aynı kuralları hayatınıza geçirirseniz, bu, laikliği uzaktan yakından ilgilendirmez, zerre kadar da zarar görmez  laiklik. Şimdi durum bu olunca, dikkat ederseniz laiklik bir taraftan dini koruyor bir taraftan da devleti koruyor.Laiklik dindarı da korurAncak yanlış anlama veya yanlış anlatma sebebiyle dinin üzerine gelenlere de, "Dur, sen dindara da karışamazsın" diyor. Şimdi uzun yıllardan beri, bu çarkı ters döndürenler olduğu için işin hep bu, dindara karşı zararlı boyutu gösterilmiş, ama dini koruyan boyutu gösterilmemiştir. Siyasi iktidarların görevi de, meseleyi temelinden kavrayıp neyin yanlış neyin doğru olduğunu göstererek, mevcut hukuku teminat altına almasıdır. İktidar bu yöntemle besleniyorSen ise, şimdi kalkıyorsun insanı hem inançta hem uygulamada din kulvarından, boyutundan çıkartıp Hıristiyan olma tehdidi ile karşı karşıya bırakan bu iktidarı aşırı dindarmış havasıyla itham edip ilzam edersen millet huzurunda temize çıkartırsın. O zaman derler sana ki, bu iktidarı besleyen arka bahçenin güçleri seni de mi besliyor? Bu deniyor. Milletimiz bu konularda ayık olsun. Din zarar görüyor, dindar zarar görüyor. Millet bu konularda zarar görüyor. Bu dönemde olan budur.
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı
25.04.2024 10:48:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.



Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı. Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.


Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.

7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik 'Bozdoğan-29' operasyonlarında 23 şüphelinin yakalandığını açıkladı.
25.04.2024 08:15:00
İhlas Haber Ajansı
7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı
7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın paylaştığı bilgilere göre 7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik 'Bozdoğan-29' operasyonları düzenlendi.

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlüklerince Çanakkale, Hatay, Konya, Sakarya, Tekirdağ, Yalova ve Yozgat olmak üzere 7 ilde düzenlenen operasyonlar sonucu DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten, Hatay'da 10, Yalova'da 5, Konya'da 1, Yozgat'ta 3, Çanakkale'de 1, Sakarya'da ise 2 şüpheli yakalandı.


Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 'Teröristlerin hiçbirine göz açtırmayacağız. Güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz' ifadelerini kullanırken 1 Haziran 2023 - 22 Nisan 2024 tarihleri arasında 10 aylık süre içinde DEAŞ terör örgütüne yönelik toplam bin 422 operasyon düzenlendiğini açıkladı.

Operasyonlarda 2 bin 991 şüpheli yakalanırken bunlardan 718'i tutuklandı. 566'sı hakkında ise adli kontrol kararı verildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.