Anadolu Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Yörükoğulları, Türkiye'de nükleer santrallerin kurulup üretime alınmasının ülkenin geleceği için büyük fayda sağlayacağını söyledi.
Prof. Dr. Yörükoğulları, dünyada yaşanan enerji sorununun temelinde "enerji" tanımının yapılamamasının olduğunu belirterek "enerji" denildiğinde akla ilk olarak "kömür, doğalgaz ve elektriğin" geldiğini kaydetti.Bu sorunda enerji dönüştürmesinin iyi yapılamamasının da önemli rol oynadığını ifade eden Prof. Dr. Yörükoğulları, şöyle konuştu: "İnsanların yaptığı bir enerjiyi diğer bir enerjiye dönüştürmek. Enerji doğada olan bir şeydir. En büyük enerji kaynağı güneştir. Ülkeler kendi enerji politikalarını belirlemek yoluyla bu sorunu çözüyorlar. Ülkeler kendisinde en fazla bulunan enerji kaynağını kullanıyorlar ve bundan en etkili şekilde yararlanıyorlar. Ancak, küçük alanda, en büyük enerji üreten mekanizma nükleer enerjidir. Türkiye'de nükleer santrallerin kurulup üretime alınması, ülkenin geleceği için büyük fayda sağlar."Küçük mekanda daha fazla enerjiProf. Dr. Yörükoğulları, 1 kilogram kömürden 1 kilovat saatlik, 1 kilogram uranyumdan 50 bin, 1 kilogram protoryumdan 6 milyon kilovat saatlik elektrik enerjisi elde etmenin mümkün olduğunu anlatarak enerji kaynaklarının kilogram başına açığa çıkardığı enerjiye bakıldığında arada çok fark olduğunu belirtti.Olaya santrallerin kurulum alanları açısından bakıldığında, 1000 megavatlık enerji üreten bir hidroelektrik santrali için 500-1000 kilometrekarelik bir alana ihtiyaç duyduğunu kaydeden Prof. Dr. Yörükoğulları, şöyle devam etti:"Güneş pili santrali için 25-50 kilometrekare, rüzgar için 50-150 kilometrekare, nükleer enerji santrali için ise 1-4 kilometrekarelik bir alana ihtiyaç var. Buradan da anlaşılacağı gibi nükleer santraller küçük alanda işlem yapabilirler. Kullanım alanlarının daraldığı yerlerde büyük avantaj sağlıyor. Küçük mekanda daha fazla enerji için nükleer santraller gereklidir."Zengin toryum yataklarımız varProf. Dr. Yörükoğulları, nükleer santrallerin açılmasının enerji politikası ve ihtiyaç meselesi olduğuna da değinerek, "nükleer endüstriden kimsenin vazgeçmesi mümkün değil. Dünya nüfusu artıyor. İnsanların enerji ihtiyacı da artıyor. Fransa elektriğinin yüzde 70-75'ini nükleer santrallerden üretiyor. Nükleer santralleri tamamen kapatmak imkansız" dedi.Türkiye'nin uranyum değil çekirdek kaynaşmasına dayalı füzyon santralleri kurmak için çalışmalar yapmak zorunda olduğunu anlatan Prof. Dr. Yörükoğulları, şöyle konuştu: "Bu tip santraller termonükleer santrallerdir ve daha büyük enerji açığa çıkarırlar. Türkiye'de zengin toryum yatakları var. Bu yatakların Türkiye'de olması avantaj. Bunları nükleer santrallerde neden kullanmayalım? Gelecekte kurulacak toryum santrallerinden elde edilen enerjiden doğacak pazarı Türkiye ele geçirebilir."
Prof. Dr. Yörükoğulları, dünyada yaşanan enerji sorununun temelinde "enerji" tanımının yapılamamasının olduğunu belirterek "enerji" denildiğinde akla ilk olarak "kömür, doğalgaz ve elektriğin" geldiğini kaydetti.Bu sorunda enerji dönüştürmesinin iyi yapılamamasının da önemli rol oynadığını ifade eden Prof. Dr. Yörükoğulları, şöyle konuştu: "İnsanların yaptığı bir enerjiyi diğer bir enerjiye dönüştürmek. Enerji doğada olan bir şeydir. En büyük enerji kaynağı güneştir. Ülkeler kendi enerji politikalarını belirlemek yoluyla bu sorunu çözüyorlar. Ülkeler kendisinde en fazla bulunan enerji kaynağını kullanıyorlar ve bundan en etkili şekilde yararlanıyorlar. Ancak, küçük alanda, en büyük enerji üreten mekanizma nükleer enerjidir. Türkiye'de nükleer santrallerin kurulup üretime alınması, ülkenin geleceği için büyük fayda sağlar."Küçük mekanda daha fazla enerjiProf. Dr. Yörükoğulları, 1 kilogram kömürden 1 kilovat saatlik, 1 kilogram uranyumdan 50 bin, 1 kilogram protoryumdan 6 milyon kilovat saatlik elektrik enerjisi elde etmenin mümkün olduğunu anlatarak enerji kaynaklarının kilogram başına açığa çıkardığı enerjiye bakıldığında arada çok fark olduğunu belirtti.Olaya santrallerin kurulum alanları açısından bakıldığında, 1000 megavatlık enerji üreten bir hidroelektrik santrali için 500-1000 kilometrekarelik bir alana ihtiyaç duyduğunu kaydeden Prof. Dr. Yörükoğulları, şöyle devam etti:"Güneş pili santrali için 25-50 kilometrekare, rüzgar için 50-150 kilometrekare, nükleer enerji santrali için ise 1-4 kilometrekarelik bir alana ihtiyaç var. Buradan da anlaşılacağı gibi nükleer santraller küçük alanda işlem yapabilirler. Kullanım alanlarının daraldığı yerlerde büyük avantaj sağlıyor. Küçük mekanda daha fazla enerji için nükleer santraller gereklidir."Zengin toryum yataklarımız varProf. Dr. Yörükoğulları, nükleer santrallerin açılmasının enerji politikası ve ihtiyaç meselesi olduğuna da değinerek, "nükleer endüstriden kimsenin vazgeçmesi mümkün değil. Dünya nüfusu artıyor. İnsanların enerji ihtiyacı da artıyor. Fransa elektriğinin yüzde 70-75'ini nükleer santrallerden üretiyor. Nükleer santralleri tamamen kapatmak imkansız" dedi.Türkiye'nin uranyum değil çekirdek kaynaşmasına dayalı füzyon santralleri kurmak için çalışmalar yapmak zorunda olduğunu anlatan Prof. Dr. Yörükoğulları, şöyle konuştu: "Bu tip santraller termonükleer santrallerdir ve daha büyük enerji açığa çıkarırlar. Türkiye'de zengin toryum yatakları var. Bu yatakların Türkiye'de olması avantaj. Bunları nükleer santrallerde neden kullanmayalım? Gelecekte kurulacak toryum santrallerinden elde edilen enerjiden doğacak pazarı Türkiye ele geçirebilir."