"Kalabalık sınıflarda öğrencilerle iletişim kurabiliyor musunuz?" sorusuna, öğretmenlerin yüzde 64'ü "hayır" cevabını verdi.Öğretmenlerin yüzde 73'ü böyle sınıflarda "gerekli motivasyonu ve dikkati sağlayamadığını" belirtirken, yüzde 67'si "sınıfa hakim olamadığını", yüzde 59'u da "birebir öğrencilerle ilgilenemediğini" kaydetti. "Kalabalık sınıfların eğitim ve öğretimin kalitesini nasıl etkilediği" sorusuna, öğretmenlerin yüzde 66'sı "başarının düşük olduğunu", yüzde 73'ü "yeterli geri dönüş alamadığını", yüzde 55'i "zamanın yetersiz kaldığını", yüzde 52'si de "öğrencileri ilgi ve yetenekleri yönünde yetiştiremediğini" ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 77'si "deney ve araştırmaya" yeterli zamanı ayıramadığını, yüzde 55'i de "araştırma ve incelemeyi daha çok ödev olarak verdiğini" belirtirken, yüzde 78'i "görsel araç ve bilimsel teknolojiden yararlanamadığını" söyledi.
Fiziksel sıkıntılar ve öğretmenlerin psikolojisi"Fiziksel nedenlerden ötürü kalabalık sınıflarda yaşanan sıkıntılar" açısından öğretmenlerin yüzde 84'ü "temizlik problemi" ile karşılaştığını, yüzde 77'si "ortamda yoğun gürültü olduğunu", yüzde 64'ü "ders araç ve gereçlerini yeterli derecede kullanamadığını", yüzde 66'sı "iletişim engeli doğurduğunu" belirtti.
Temel sorunlarEğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye'de eğitim sorunlarının başında "kalabalık sınıflar" ile "ikili ve birleştirilmiş sınıflarda eğitimin" geldiğini ifade ederek, ülkede 2002 yılında ortalama sınıf mevcudunun 56 olduğunu, 11 bin okulda ikili, 17 bin okulda ise birleştirilmiş sınıflarda eğitim yapıldığını kaydetti. Büyük kentler ile göçün yoğun olduğu yerlerde kalabalık sınıflar nedeniyle öğretmen, öğrenci ve eğitim kalitesi açısından sorunlar yaşandığını dile getiren Dinçer, uluslararası normlara göre sağlıklı bir eğitim için sınıf mevcutlarının okul öncesi eğitimde 15-20, temel eğitimde 25-30, orta öğretimde ise 20-25 kişi olması gerektiğini vurguladı.