Bağımsız Türkiye Partisi'nin Mersin İl Başkanlığı II. Kuvây-ı Milliye hareketinin önderi Prof. Dr. Haydar Baş tarafından hizmete açıldı. Açılış dolayısıyla bir konuşma yapan Prof. Dr. Haydar Baş, BTP'nin mevcut siyasi partilerden biri olarak görülmesi halinde yanılgıya düşüleceğini söyledi. BTP'nin, Türkiye'nin üzerinde oynanan oyunları gören, bu oyunları bozan bir özellik taşıdığını belirten Prof. Dr. Haydar Baş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu oyunlar, "AB'ye gireceğiz, iş-aş sahibi olacağız" diye AB'ye girme sevdası ile başlayan bir çöküşün adı olarak karşımıza çıkmıştır. Bu oyunda Türkiye iktisadi olarak çökertilmek isteniyor. Ki böylece Türkiye, herkese muhtaç hale gelsin. Bundan dolayı da karnımızı doyurmak uğruna ülkenin bölünmesine, parçalanmasına gözlerimizi yumar vaziyete gelelim. "Niye böyle oldu?" diyemedim. Bu yapılmak isteniyor".
Önce vatandaş kalkınacakDünyada kalkınmanın formüllerinin aynı olmasına rağmen idarecilerimizin ya bu formülleri bilmedikleri, ya da bu yüce millete Çin işkencesi yapmayı tercih ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi:
"Kalkınmaya karar veren ülke önce vatandaşını kalkındırır. Vatandaşı kalkınmadan, çalıştırmadan dünyada hiç bir ülkenin kalkındığı görülmemiştir. Sen vatandaşı devre dışı bırakacaksın, "pamuk, şeker pancarı, tütün, buğday ekme" diyeceksin ve kalkınacaksın. Bu mümkün değildir. Biz emisyonu genişletecek, emeği devreye koyacak, üretimi arttıracağız. Faizi rafa kaldıracağız. Çünkü, devletin, vatandaşın sırtından geçinmesi kadar yanlış bir şey olamaz. Devlet, vatandaşına döner sermayesine yardımcı olmak için faizsiz kredi verecek. IMF'den yüzle 12 faizle para satın alıyoruz. IMF bize para satıyor. Ardından da "yardım ettim" diyor. Bizim bu borç faizleriyle ödediğimiz tutar 55 katrilyon TL. Bütçemizin yüzde 60'ını faize veriyoruz. Böyle bir ülkede ucuzluk, kalkınma olur mu? Biz dünyadan tek kuruş kredi almayacağız. 24 saat gece gündüz çalışacağız. Türkiye'yi şantiyeye çevireceğiz. Cumhuriyet tarihinde ilk defa uygulanacak reform paketleri ile doğan çocuğumuzdan ölüm anındaki ihtiyarımıza kadar herkese, standardı yüksek bir hayat temin edeceğiz. Biz bu işi hiç kimsenin yapamayacağı kadar çok güçlü bir irade ile yapacağız. Hiç kimsenin tahmin edemediği kadar kısa bir sürede 24 saatte bunalımı atlatacak, 4 yılda dünya liderliğini ele geçireceğiz".
Üretici-tüketici İlişkisiGazetecilerin, televizyonların da yoğun ilgi gösterdiği açılışta bir soru üzerine Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'yi lider ülke yapmak için hayata geçireceği ekonomik modelin merhum Atatürk tarafından 1923-1938 yılları arasında uyguladığını, sonra gelenlerin ise bunu defnettiklerini, kendilerinin ise şimdi onu diriltip çağa uygun hale getirildiğini söyledi. Bu modelle vergisiz bir Türkiye inşa edeceklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, vergiyi kimden alacaklarını da şöyle izah etti.
"Bu model merhum Atatürk'ün modelidir. Ama zamanın şartlarına uydurulmuştur. Buna göre biz toplumun tüketici kesiminin cebine para koyacağız. Üretici kesimin ürettiği mamulleri de rahatlıkla pazarlayacağız. O, bir yerine 10 üretecek. Vergiyi de rahatlıkla o verecek. Vatandaş niye vergi versin? Tüketici görevini tüketmekle zaten yapıyor. Devletin vergiyi, vatandaştan para kazanandan alması lazımdır. Biz de öyle yapacak, 100 milyarın altında geliri olandan vergi almayacağız."