BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bazı ordu mensuplarının yaptığı şahsi yanlışların topyekûn Türk Silahlı Kuvvetlerine mal edilmek istenmesinin çok büyük bir yanlış olduğuna vurgu yaptı
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hedef alan faaliyetleri ve üç generalin görevden alınmasını değerlendirdi. BTP Genel Başkanı, bazı ordu mensuplarının yaptığı şahsi yanlışların topyekûn Türk Silahlı Kuvvetlerine mal edilmek istenmesinin çok büyük bir yanlış olduğuna vurgu yaptı. Konuşmasında silahlı kuvvetlerin milleti ve devleti koruyan bir zırh konumunda olduğunu dile getiren Prof. Dr. Haydar Baş, "bu zırh zarar gördüğü takdirde Türkiye'de kimin ideolojisi daha güçlüyse o ideoloji Türkiye Cumhuriyeti devletine hâkim olacaktır" şeklinde konuştu.
Hedefleri bağcıyı dövmek
Bazı silahlı kuvvetler mensuplarının yaptığı şahsi yanlışların topyekûn ordu kurumuna mal edilmek istenmesini değerlendiren Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Geçmişten bu tarafa baktığımız zaman gelişmeleri ben kaygı verici buluyorum. Neden diyeceksiniz. Evet, askerin bireyler bazında baktığımız zaman yanlışları oldu. Mesela bir tanesi milletin inancıyla bağdaşmayan meselelerde kanaatlerini belirttiler, tavırlarını koydular ve vatandaşın tepkilerini üzerlerine çektiler. Ama bu askeri kurumun varlığını izah eden bir davranış biçimi değildir. Bizi ilgilendiren ordunun kendisidir. Şu anda yapılan hareket yanlış yapan bireyler üzerinden giderek askeri kurumu lağvetmek, askeri terhis etmek noktasıdır."
Ordu milletin zırhıdır
Silahlı Kuvvetlerin Türk milletini koruyan bir zırh konumunda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, Avrupa Birliği sürecine dikkat çekti. BTP Genel Başkanı şunları söyledi: "Hatırlarsanız ben, 'Avrupa Birliği konusunda Türk devletini kesinlikle AB'ye kabul etmezler. Türkiye'yi ayakta tutan güç nedir? Onları darmadağın edip posasını çıkarmadan da Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne almazlar' demiştim. Ve bunun gerekçesini de Türk devletini kuran milli iradenin önünde de öncülük yapan kabul etseniz de etmeseniz de Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Mustafa Kemal'in de iki yönü vardır. Sivil Mustafa Kemal ve asker Mustafa Kemal. Bir eliyle Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirdi, bir eliyle de halkı güçlendirdi. Türkiye Cumhuriyetini kuran böyle bir iradedir. Şimdi yerine gelmek isteyen irade O'nun elini tersiyle tersliyor. O takdirde ordu terhis ediliyor demektir."
Ordunun boşluğunu ideolojiler dolduracak
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Türk silahlı kuvvetleri yok edilirse ne olur sorusuna şu dikkat çekici cevabı verdi: "Peki, ordunun terhis edildiği bir ülkede acaba vatanın, yani coğrafyamızın, devletimizin koruma zırhı görevini kim yapacak? O zaman yapılacak iş, ideolojilerin devreye girip ideolojik bir müdafaa çemberi oluşturmak olacaktır ki Türkiye'de kimin ideolojisi daha güçlüyse o ideoloji Türkiye Cumhuriyeti devletine hâkim olacaktır. Bugün kimin ideolojisi güçlü? Cebinde parası olanın ideolojisi güçlü. Maalesef Türkiye'de yabancı güçlerden, bilhassa Amerika Birleşik Devletleri'nden destek almadan bu işi yürüten bir Allah kulu yok. İstisna olarak tek biziz, yanlış anlamayın. Şimdi böyle bir ülkede demek ki ülkenin korumasının yabancı güçlerin idraki ve idaresi noktasında bir yön, bir yöntem, bir görüntü ortaya çıkarması bakımından millet ve devlet için bu çok acı bir sonuç olabilir."
Orduya vurulan darbe Türkiye'ye vurulmuştur
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni etkisiz hale getirmenin Türkiye'yi lağvetmekten farkı olmadığın ifade Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Türk devletini yıkmak manasına gelir ve Türk coğrafyasını işgal anlamına gelir. Böyle bir zafiyeti, böyle bir yanlışı siyasetin yapacağını hiç zannetmem. Böyle bir neticeyi kesinlikle kabul etmezler. Gaflet içinde olunursa ne olur? Ülke gider, işgal edilir, vatan bölünür. Ne olursa ondan sonra Türk milletine olur. Biz zaten gelinecek olan bu neticeleri hatırlarsanız tam yirmi yıldan beri seslendiriyoruz. Ey millet kafamıza akıl koyalım, bunun sonu öyle bir karanlık, öyle bir meçhul ki, sonsuza kadar giden muazzam bir uçurum. Bir düştün mü paramparça olursun, hiç bir şeyin kalmaz. Ne birey olarak, ne devlet olarak hiçbir şeyimiz kalmaz. Onun için ulusal bazda milletin birliğine, beraberliğine, maneviyatına, kültürüne, siyasetine hep beraber sahip çıkmamız ve milletimizin de artık uyanması lazımdır. Kendini koruyandan intikam almak değil, dağıtandan hesap sorma zamanı geldi bunu da bilmesi lazım."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hedef alan faaliyetleri ve üç generalin görevden alınmasını değerlendirdi. BTP Genel Başkanı, bazı ordu mensuplarının yaptığı şahsi yanlışların topyekûn Türk Silahlı Kuvvetlerine mal edilmek istenmesinin çok büyük bir yanlış olduğuna vurgu yaptı. Konuşmasında silahlı kuvvetlerin milleti ve devleti koruyan bir zırh konumunda olduğunu dile getiren Prof. Dr. Haydar Baş, "bu zırh zarar gördüğü takdirde Türkiye'de kimin ideolojisi daha güçlüyse o ideoloji Türkiye Cumhuriyeti devletine hâkim olacaktır" şeklinde konuştu.
Hedefleri bağcıyı dövmek
Bazı silahlı kuvvetler mensuplarının yaptığı şahsi yanlışların topyekûn ordu kurumuna mal edilmek istenmesini değerlendiren Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Geçmişten bu tarafa baktığımız zaman gelişmeleri ben kaygı verici buluyorum. Neden diyeceksiniz. Evet, askerin bireyler bazında baktığımız zaman yanlışları oldu. Mesela bir tanesi milletin inancıyla bağdaşmayan meselelerde kanaatlerini belirttiler, tavırlarını koydular ve vatandaşın tepkilerini üzerlerine çektiler. Ama bu askeri kurumun varlığını izah eden bir davranış biçimi değildir. Bizi ilgilendiren ordunun kendisidir. Şu anda yapılan hareket yanlış yapan bireyler üzerinden giderek askeri kurumu lağvetmek, askeri terhis etmek noktasıdır."
Ordu milletin zırhıdır
Silahlı Kuvvetlerin Türk milletini koruyan bir zırh konumunda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, Avrupa Birliği sürecine dikkat çekti. BTP Genel Başkanı şunları söyledi: "Hatırlarsanız ben, 'Avrupa Birliği konusunda Türk devletini kesinlikle AB'ye kabul etmezler. Türkiye'yi ayakta tutan güç nedir? Onları darmadağın edip posasını çıkarmadan da Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne almazlar' demiştim. Ve bunun gerekçesini de Türk devletini kuran milli iradenin önünde de öncülük yapan kabul etseniz de etmeseniz de Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Mustafa Kemal'in de iki yönü vardır. Sivil Mustafa Kemal ve asker Mustafa Kemal. Bir eliyle Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirdi, bir eliyle de halkı güçlendirdi. Türkiye Cumhuriyetini kuran böyle bir iradedir. Şimdi yerine gelmek isteyen irade O'nun elini tersiyle tersliyor. O takdirde ordu terhis ediliyor demektir."
Ordunun boşluğunu ideolojiler dolduracak
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Türk silahlı kuvvetleri yok edilirse ne olur sorusuna şu dikkat çekici cevabı verdi: "Peki, ordunun terhis edildiği bir ülkede acaba vatanın, yani coğrafyamızın, devletimizin koruma zırhı görevini kim yapacak? O zaman yapılacak iş, ideolojilerin devreye girip ideolojik bir müdafaa çemberi oluşturmak olacaktır ki Türkiye'de kimin ideolojisi daha güçlüyse o ideoloji Türkiye Cumhuriyeti devletine hâkim olacaktır. Bugün kimin ideolojisi güçlü? Cebinde parası olanın ideolojisi güçlü. Maalesef Türkiye'de yabancı güçlerden, bilhassa Amerika Birleşik Devletleri'nden destek almadan bu işi yürüten bir Allah kulu yok. İstisna olarak tek biziz, yanlış anlamayın. Şimdi böyle bir ülkede demek ki ülkenin korumasının yabancı güçlerin idraki ve idaresi noktasında bir yön, bir yöntem, bir görüntü ortaya çıkarması bakımından millet ve devlet için bu çok acı bir sonuç olabilir."
Orduya vurulan darbe Türkiye'ye vurulmuştur
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni etkisiz hale getirmenin Türkiye'yi lağvetmekten farkı olmadığın ifade Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Türk devletini yıkmak manasına gelir ve Türk coğrafyasını işgal anlamına gelir. Böyle bir zafiyeti, böyle bir yanlışı siyasetin yapacağını hiç zannetmem. Böyle bir neticeyi kesinlikle kabul etmezler. Gaflet içinde olunursa ne olur? Ülke gider, işgal edilir, vatan bölünür. Ne olursa ondan sonra Türk milletine olur. Biz zaten gelinecek olan bu neticeleri hatırlarsanız tam yirmi yıldan beri seslendiriyoruz. Ey millet kafamıza akıl koyalım, bunun sonu öyle bir karanlık, öyle bir meçhul ki, sonsuza kadar giden muazzam bir uçurum. Bir düştün mü paramparça olursun, hiç bir şeyin kalmaz. Ne birey olarak, ne devlet olarak hiçbir şeyimiz kalmaz. Onun için ulusal bazda milletin birliğine, beraberliğine, maneviyatına, kültürüne, siyasetine hep beraber sahip çıkmamız ve milletimizin de artık uyanması lazımdır. Kendini koruyandan intikam almak değil, dağıtandan hesap sorma zamanı geldi bunu da bilmesi lazım."