Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Gür, "Uzun yol koşuları, bisiklet gibi yüksek dayanıklılık gerektiren ve 30 dakikayı aşan aktiviteler dışındaki aktiviteler için fiziksel performansın, oruç tutmaktan etkilenmediğini net bir şekilde söyleyebiliriz" dedi. Prof. Dr. Gür, oruç ve egzersiz konusunda yapılan kısıtlı sayıdaki bilimsel çalışmaların sonuçlarının, dayanıklılık performansıyla ilgili bazı çelişkili sonuçlar ortaya koyduğunu, buna karşın çabukluk, sprint kapasitesi, top sürme, sıçrama yüksekliği gibi çabukluk gerektiren kısa süreli aktivitelerdeki performansın, oruç tutmaktan etkilenmediği konusunda fikir birliği olduğuna işaret etti. Ramazan süresince gözlemlenen veya hissedilen fiziksel ve ruhsal performans düşüklüğünün en önemli nedeni olarak, enerji depolarının günün ilerleyen saatlerinde zayıflaması, özellikle sıcak ve nemli havalarda yapılan aktiviteler sonucu aşırı terlemeyle vücut sıvı dengesinin bozulmasını gösteren Gür, oruç tutan sporcuların yemek düzeninin değişmesi, sahura kalkmak için uykunun bölünmesi gibi nedenlerle günlük biyolojik ritmin değişmesi ve uyku sürelerinin kısalmasının da önemli nedenler arasında yer aldığını kaydetti. Hakan Gür, tansiyon, kalp sorunu, şeker hastalığı, ishal gibi hastalıkları olanların, oruç tutması veya oruçluyken egzersiz yapmasının ölüme kadar götüren sağlık sorunlarına neden olabileceğini sözlerine ekledi.
Oruçlu sporcu ne yapmalı?
Antrenman veya yarışma sonrası vücudun kaybettiklerinin yerine konulmasının, bir sonraki antrenman için önemine işaret eden Gür, şöyle konuştu: "Oruç tutan sporcularda diğer önemli bir farklılık da egzersiz sonrası yenilenme için yaşanmaktadır. Egzersizi takiben hızlı bir toparlanma için boşalan karbonhidrat (şeker) depolarının doldurulması, sıvı-mineral kayıplarının yerine konulması, hücre yenilenmesi (özellikle kas) için protein gereksinimin ivedilikle karşılanması gerekmektedir. Egzersizi gün içi erken saatlerde yapan oruç tutan sporcular, kaybedilenleri yerine koymak için iftarı beklemek zorunda olduğu için vücudun yenilenme süreci olumsuz etkilenmektedir. Dolayısıyla antrenmanların iftar saatine yakın (birkaç saat öncesine) alınması bu olumsuzluğu azaltacaktır. Bu anlamda iftar yemeği karbonhidrat ve proteinden zengin olmalı ve iftarı takiben yeterli sıvı alınmalıdır. Özellikle sahurda alınacak sıvı ve karbonhidrat miktarı, devam edecek günü karşılayacak nitelikte olmalıdır. Vücudun sıvı ihtiyacı idrar rengi ile kontrol edilebilir. İdrarın renginin koyu olması sıvı gereksinimine işaret eder. Pratik olarak gün içi 1 kg kaybedildi ise karşılığında 1.5 litre sıvı alınmasında fayda vardır."