Panellerimiz gündeme damga vuruyor
Yeni Mesaj'ın tüm Türkiye'de gerçekleştirdiği paneller serisi aralıksız devam ediyor. Geçtiğimiz hafta sonu ülke çapında 100 farklı il ve ilçede 400'e yakın konuşmacı ile gerçekleşen panellerde Türk halkı, kendisinden gizlenen gerçekleri belgeleriyle görm
30.12.2014 00:00:00
Yeni Mesaj gazetesi tüm Türkiye'de gerçekleştirdiği paneller serisi aralıksız devam ediyor. Bu hafta sonu tüm Türkiye'de 100 farklı il ve ilçede 400'e yakın konuşmacı ile gerçekleşen panellerde Türk halkı, Ehl-i Beyt'i ve İslam dünyası üzerinde oynanan oyunları, gerçek Atatürk'ün kim olduğunu ve AK Partisinin İslam dışı icraatlarını belgeleriyle görme fırsatı buluyor. Halkımızın programlara olan yoğun katılımı, bu bilgilere olan ihtiyacının yanı sıra Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosuna duyulan ihtiyacı da göstermektedir.Ankara bu hafta Çankaya ve Elmadağ ilçelerinde aynı anda iki farklı panele ev sahipliği yaptı. Çankaya'da düzenlenen "İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" panelinde, gazetemiz yazarlarından Dr. Nuri Kaplan, hukukçu yazar Av. Mustafa Pak ve yine araştırmacı yazar Dr. Harun Göksel konuşmacı olarak yer aldı. Yaklaşık üç saat süren panelde, seyirciler program sonuna kadar pürdikkat konuşmacıların sunumlarını takip etti.Panellerin bir diğer durağı olan Elmadağ ilçesinde ise, gazetemiz yazarlarından İlhan Gültekin, eğitimci yazar Ahmet Burak Güven ve gazeteci yazar Aydın İlik konuşmacı olarak yer aldı. Elmadağ Halk Eğitim Merkezi Salonunu dolduran yüzlerce Elmadağlıya hitap ettiler.Atatürk'ün Seyyid olduğu Osmanlı arşivlerinde varÇankaya programında konuşmacılardan Dr. Nuri Kaplan yaptığı sunum ile Ehl-i Beyt'in kimler olduğunu, Gadr-i Hum olayında velayetin başına Hz. Ali'nin Allah'ın emri ile getirildiğini, onları sevmenin ise Kur'an ayeti ile farz kılındığına dikkat çekti. Bid'at akımlardan Nakşibendîliğin İslam dışı, İngiliz destekli bir akım olduğunu belgeleriyle anlattı.Hz. Ali'ye dayanmayan hiçbir yolun hak yol olamayacağına vurgu yaptı. Dr. Nuri Kaplan, sunumunun son bölümünde ise Atatürk'ün hem anne hem de baba tarafından Peygamber soyundan geldiğini yani "SEYYİD" olduğunu Osmanlı arşiv belgeleri ile izleyenlere aktardı. Atatürk'ün bu milletin ortak değeri olduğunu vurgulayan Kaplan, O'nu kötüleyenlerin ancak bu ülkeye düşmanlık besleyenler olduğunu söyledi. Rusya, MEM ile ayağa kalktıDiğer konuşmacı Av. Mustafa Pak, Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan uygulamaları izleyenlere aktardı. Özellikle, bugün Prof. Dr. Haydar Baş'ın görüşleri ile ayağa kalkan ve MEM'i uygulayan Rusya'nın, Amerika'da yapılan anketlerde dünyanın tekrar bir numaralı gücü olarak görüldüğünü söyledi. Kültürlerin bir aktarıcısı olan, toplumun temelini oluşturan, gelecek nesilleri topluma kazandıran ailelerin gün geçtikçe dağılma yaşadığını anlattı. Güçlü ailenin, güçlü nesillerin oluşması için güçlü ve milli bir ekonomiye duyulan ihtiyacı, bu ihtiyacın ise günümüz dünyasında MEM dışında hiçbir iktisadi sistemle de karşılanamayacağını gözler önüne serdi. Çocuklarımız Hıristiyanlığı, Yahudiliği neden öğrensin ki!Çankaya panelinin son konuşmacısı Dr. Harun Göksel ise İslam karşıtı tutum ve icraatları ile AKP iktidarını anlattığı konuşmasında çok çarpıcı ifadeler kullandı. Son günlerde tartışılan din dersi eğitiminin birinci sınıflara getirilmesine karşı olmalarının nedenlerini ise şu sözlere aktardı: "Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı yaptığı bir açıklamasında şunları söyledi. 'Biz çocukların önüne Hristiyanlığı, Yahudiliği ve İslam'ı koyalım. Çocuklarımız ilerde hangi dini seçeceklerine kendileri karar versin.' İşte biz bu anlayışta bir din dersini kabul etmeyiz, edemeyiz. Müslüman Türk çocuğu neden öğrensin ki Hristiyanlığı, Yahudiliği. İşte bunların hepsi dinlerarası diyalog çalışmalarının günümüze yansıyan örnekleri. Bu gerçekleri de zaten ancak Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu görebilir, ancak onlar bu yanlışlarla mücadele edebilir. Çünkü herkes kendi üzerine düşeni yapmakla görevlidir. Bizler de bu noktada Haydar Baş Beyin görüşleri ile halkımızı uyaran ve onlara tebliğ eden rolünü üstlendik" dedi.Atatürk de Ehl-i Beyt'ten beslenen bir liderdiElmadağ panelinde de konuşmacılar son derece önemli ifadeler kullandılar. Araştırmacı yazar İlhan Gültekin yaptığı sunumda; "Bizler bu konuları yalnızca gazete ve televizyondan da anlatabilirdik. Ancak biz dinleyiciler ve izleyiciler bulmak değil, Ehl-i Beyt'e gönül vermiş insanlarla birlikte olmak için Türkiye'nin her yerinde paneller düzenliyoruz. Ehl-i Beyt'te bir olmanın gereğini anlatıyoruz. Türk İslam birliği Ehl-i Beyt ruhu olmadan izah edilemez. Atatürk de Ehl-i Beyt kaynağından beslenen bir liderdi. Atatürk Avrupa'ya öyle bir sille vurmuştur ki, "demek ki sömürgeye direnebilen, özgür düşünebilen bir millet de varmış" demelerine sebep olmuştur. Bu güç ise ancak iman dolu bir kalpten gelir demiştir. Hz. Ali'yi Allah (c.c.) seçtiGazeteci yazar Aydın İlik de yaptığı sunumda Ehl-i Beyt'te buluşmanın kurtuluş yolu olduğunu anlattı ve Hz. Ali'nin hilafetinin bizzat Allah tarafından verildiğini belirtti. Bu işin nasp ile olduğunu ve insanların seçimiyle olamayacağını söyledi. Gadri Hum hutbesinde ilan edilen Hz Ali'nin hilafetinin Sünni ve Şii âlimlerin ittifak ettiği bir hakikat olduğuna vurgu yapan Aydın İlik, Gadir-i Hum hutbesinin Şii kaynakları dışında 220 Sünni eserde geçtiğini belirtti. Prof. Dr. Haydar Baş'ın süregelen bu ayrılık ve fitnelerinin önüne set çektiğini, İslam'ı asıl merkezine taşıdığını söyledi. Rus milletvekili 'Ne mutlu Türküm diyene' dediElmadağ programının son konuşmacısı eğitimci yazar Ahmet Burak Güven'di. Güven, AKP'nin icraatlarını anlattığı konuşmasında önemli detaylara yer verdi. "29 Ekim 2004 yılında Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül Türk düşmanı Papa heykelinin altında AB'ye teslim olma anlaşmasını imzalamış ve bu zilleti bir zafer olarak halka yutturmuştur. Ancak bugün yine bir Türk, Rusya Meclisi Duma'da Türk düşmanı olarak bilinen Jirinovski'ye "Ne mutlu Türküm diyene" dedirtmiştir. İşte bizim onlardan farkımız budur. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in deyimiyle; "Biz gittiğimiz yerin kültürüne bürünmeyiz. Biz gittiğimiz yere kendi inancımızı, kültürümüzü götürürüz."