Peygambersiz din öğretiliyor
Ankara'da düzenlenen panelde konuşan araştırmacı yazar Dr. Abdullah Terzi, okullarda bedava dağıtılan Din Kültürü kitaplarında Kelime-i Tevhid'den sistematik olarak "Muhammedün Resulullah" ifadesinin nasıl çıkarıldığını kitapları göstererek anlattı
04.02.2015 00:00:00
BURAK KARATAŞOĞLU/ İHSAN ÇETİN / ANKARAYeni Mesaj'ın düzenlediği ve Türkiye genelinde devam eden "İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" panellerine olan ilgi artarak devam ediyor. Hafta sonu Ankara'da da Ehl-i Beyt Rüzgârı esti. Çankaya, Yenimahalle, Polatlı, Mamak Akdere ve Altındağ Hüseyin Gazi Gençlik panelleri yapıldı. Her yerde olduğu gibi Ankara'daki panellere de halkımızın yoğun ilgisi vardı. 5 panelde 15'in üzerinde konuşmacı çok önemli konuları belgeleriyle birlikte anlattı. Başta, İslam Dünyasını kuşatan fitneleri, Ehl-i Beyt'e karşı çıkarılan bidat akımları ve özellikle de Nakşibendilik olarak bilinen sapık akımın ortaya çıkışı, ortaya koyduğu misyon, İngilizlerle olan işbirliği anlatılırken, diğer konu AKP iktidarının toplumumuzun inanç değerlerine aykırı olarak yaptığı icraatlarda yine belgeleriyle ortaya kondu.Atatürk'ün anlatıldığı sunumlarda da O'nun "Seyyid" olduğunun belgeleri sunuldu. Ve dünyada 150'den fazla ülkenin uygulamaya koyduğu, Rusya'nın kanunlaştırdığı, kapitalizmi tarihe gömen Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e ait Milli Ekonomi Modeli (MEM)'nin anlatıldığı paneller izleyenler tarafından dikkatle takip edildi. Din dersi kitaplarından 'Muhammedün Resulullah' ifadesi çıkarıldıÇankaya'da AKP'nin yaptığı icraatları anlatan araştırmacı yazar Dr. Abdullah Terzi, 12 yıldan bu yana insanımızın inancının nasıl törpülendiğini belgeleri ile ortaya koydu.Okullarda bedava dağıtılan Din Kültürü kitaplarında Kelime-i Tevhid'den sistematik olarak "Muhammedün Resulullah" ifadesinin nasıl çıkarıldığını kitapları göstererek anlatan Terzi'nin, bu kitaplarda yer alan "dört büyük kitap bugün tam olarak elimizdedir" ifadesini belgesiyle birlikte göstermesi izleyenleri şok etti. Bu cinayeti, şimdi 'paralel' diye ifade ederek dışladıkları insanlarla beraber işlediler diyen Dr. Abdullah Terzi, sözlerine şöyle devam etti: "Diyorlar ki sokaklarda İncil dağıtılıyor, misyonerler sokaklarda faaliyet gösteriyor. Arkadaşlar bugün sokakta İncil dağıtmaya, misyonerlerin çalışmasına gerek kalmamıştır. Çünkü bizim çocuklarımızın her gün ellerinde bulunan ders kitaplarında bu konular yer almaktadır. Bu daha vahimdir. Çünkü sizin yanınıza bir misyoner gelse elinizin tersi ile kovalarsınız, ama ne yazık ki Türk çocuklarının önüne bakanlık eliyle bunlar konulmakta ve tertemiz dimağlar zehirlenmektedir.Papa'ya kutsiyetpenah (sığınılacak kutsal kişi) diye hitap eden anlayışa, Besmele ile kilise açan, camide papanın duasına 'Allah kabul etsin' diyecek kadar batıla yönelen, "Allah katında tek din İslam'dır" ayet-i kerimesi hiçe sayarak, Hıristiyan ve Yahudileri dost edinenlere karşı ayık olmamız gerekiyor. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Tüm bu hususlarda bizleri ayıktırıyor, Allah ve Resulü'nün ölçülerini bizlere en güzel şekliyle öğretiyor. Ehl-i Beyt gerçeğini ve Ehl-i Beyt'te buluşmanın önemini vurguluyor" dedi.Rusya MEM'i kanunlaştırdıDr. Nuri Kaplan da Altındağ panelinde Milli Ekonomi Modelini (MEM) anlattı. Kaplan MEM'in, dünyada 150'den fazla ülkede uygulandığının altını çizdi ve Rusya bu modeli kanunlaştırmıştır dedi. Milli Ekonomi Modelini uygulamaya koyan ülkelerin her geçen gün güçlendiklerini ve dünyada söz sahibi olduklarını Rusya örneği ile anlatan Kaplan, Yunanistan'da iktidara gelen Syriza partisi de seçimden önce İstanbul'da Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fuat Şengül ile görüşmüş ve MEM hakkında bilgiler almış, bunları da seçim propagandasında kullanmıştır. Bu onu iktidara taşımıştır. Syriza'nın orada başarılı olabilmesi MEM sahibinin fikirlerini aynen uygulamasına bağlıdır. Bunu yaptığı takdirde Yunanistan kısa sürede Avrupa'da bir numara olacaktır. MEM tüketici endeksli tek modeldir. Merkeze insanı koyar, devletlerin senyoraj hakkını kullanmasını öngörür, yeraltı kaynaklarının devlet millet işbirliği ile işlenmesini ve millileştirilmesini kurallaştırır" dedi.Nakşibendilik Ehl-i Beyt'e karşı oluşturulmuşturHukukçu-yazar Lütfullah Önder'in sunumu ise Ehl-i Beyt ve bidat akım Nakşibendilik'ti. Önder, ayet ve hadisler eşliğinde Ehl-i Beyt'in kimler olduğunu ifade ettiği konuşmasında şunları söyledi: "Ehl-i Beyt başta Peygameberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), Hz. Fatıma, İmam Ali, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'dir. İslam Onlar ile birlikte yaşanagelmiştir. Onlar Allah'ın sevdiği ve seçtiği kullardır, tertemizdirler.Bu güzide insanların karşısında türeyen bâtıl akımlar söz konusu olmuştur. Bunların en önemlilerinden birisi Nakşibendilik olarak bilinen ve tarih boyu İslam dünyasında çıban başı olmuş olan akımdır. Bunlar uydurma silsilelerle, mezardan alındığı iddia edilen icazet safsatalarıyla, rüyalarla insanları kandırmış ve Ehl-i Beyt'e karşı kullanmışlardır. Tabii ki bunları özellikle İngilizlerin menfaati doğrultusunda yapmışlardır. Cumhuriyetin kuruluşunda çıkan isyanlar kökeninde hep bunlar vardır. Şeyh Sait nakşidir, Menemen olayının elebaşı nakşidir, Yozgat, Zile, Konya vb. tüm isyanlar nakşi kaynaklıdır.Ancak artık bunların ne mal oldukları ortaya çıkmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve kadrosu belgeleriyle beraber bunların hilelerini, yaptıkları tahrifatı ortaya koymaktadır. Ülke genelinde yapılan bu çalışmalarla birlikte bunların oyunları son bulacaktır" dedi.