3 Ekim sonrası borsa-faiz-döviz üçgeni aşağı yukarı zıplayıp duruyor. Piyasaları yakından takip eden yazar, ekonominin türbülansa gireceğini ifade ediyor ama kimse zamanı kestiremiyor. İşte Sabah'tan Abdurrahman Yıldırım'ın yazısı 3 Ekim sonrası finansal piyasalarda yani başlayan kâr realizasyonu ikinci haftasını geride bıraktı. İki haftada olumsuz eğilimi bir iç neden başlatırken sürdüren ve büyüten ABD Merkez Bankası'nın (FED) faizleri daha yükselteceği korkusu oluyor. Sonuçta 4 Ekim ile 14 Ekim arasında finansal yatırım araçlarının değerlerinde önemli değişimler meydana geldi. Bitişikteki tabloda 4 Ekim'deki en yüksek değerler ile 14 Ekim'deki en düşük değerleri baz aldık. En büyük düşüş yüzde 14.66 ile borsada. Bu değer kaybı İMKB-100 Endeksi üzerinde ve dolar bazlı. İkinci büyük değişim eurobond'larda yaşanmış. 2030 vadeli eurobond'un fiyatı yüzde 5.07 düşmüş. Bu sürede doların artışı yüzde 2.06 oldu. En istikrarlı yatırım aracı ise devlet iç borçlanma senetleri. Gösterge kağıdın faizi yüzde 14.40'tan yüzde 14.80'e çıktı ve sadece yüzde 0.40 oranında yükseldi. Trend bozuluyor mu?İki haftayı bulan satışların ardından acaba piyasaların uzun vadeli olumlu trendi bozuluyor mu? Kâr realizasyonların hız kesmeyip devam etmesi halinde elbette trend değişikliği gündeme gelebilir. Mali piyasaların ana iyileştiricisinin uluslararası likidite (nakit veya nakite hemen döndürülecek para) bolluğu olduğunu kabul edersek, bu likiditede meydana gelecek değişikliklerin de, Tükiye'ye yansımasını beklemek gerekir. Burada trendin değişip değişmediğine iyi bir örnek geçmişte yaşanan iki büyük türbülans. Üstelik bu türbülânsların nedeni de FED'in faizi artırıyor korkusu.Yaklaşık 1.5 ay süren ilk ilk türbülansta yine borsa yüzde 36 ile en çok düşen piyasa olmuş. 2030 vadeli eurobond'un fiyatı yüzde 22 düşmüş. Dolar yüzde 19, faiz yüzde 11 artmış. Öncüsü borsaİkinci türbülans ise bu yılın mart - nisan ayında yaşandı. Borsanın kaybı yüzde 23, eurobond'un düşüşü yüzde 10, doların artışı yüzde 11, faiz yükselişi yüzde 2.5 düzeyinde gerçekleşti.Şimdi üçüncüsünü yaşıyoruz. Yine türbülansın öncülüğünü borsa yapıyor. Bu borsa ki yabancıların bono piyasasına göre çok daha yoğun olduğu bir piyasa. Bono tarafındaki yabancıların payı yüzde 14, hisse senedinde yüzde 66.Üç türbülânsta fırsatını bulan yerlilerin yabancılardan önce piyasadan çekildiğini gösteriyor. Hele de dış borsa gelişmelerine bakan yerli hemen içeride satışa koşabilir, açığa satabilir. Bu durum fiyat hareketlerini aşırılaştırabilir. Ancak son türbülânsta yabancı yatırımcıların payında yüzde 1'i aşan oranda azalma meydana gelmesi, yabancı tarafının da sattığını ve elini çabuk tuttuğunu gösteriyor. Yabancılar satışa geçtiBu açıdan yukarıda yer alan ve eylülde portföy yatırımları 4 milyar dolar daha artarak 48 milyar dolara varan yabancıların ekim ayında muhtemelen Türkiye piyasasında satışa geçtiklerini görebiliriz. Hem borsa düşüşünden hem de kâr realizasyonlarından dolayı yabancıların portföy yatırımı ekimde gerileyebilir.